Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/58 E. 2019/1532 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/58
KARAR NO : 2019/1532
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2017
NUMARASI : 2015/725 Esas, 2017/326 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 05/12/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşma açılarak ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalının …. AŞ’nin bulaşık makinesi üretim tesisinde soğutma tüneli yapım işini üstlendiğini, işi bitiremeyince işin müvekkili tarafından bitirilmesi konusunda anlaşma yaptıklarını, müvekkilinin yaptığı işler için 12/07/2012 tarihli 5.699,40 TL, 26/07/2010 tarihli 10.408,85 TL ve 17/08/2010 tarihli 1.221,30 TL bedelli faturaları düzenlediğini, davalının ise 5.699,40 TL ödeme yaptığını, bakiye alacak için İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe geçildiğini, yetki ve borca itiraz üzerine takip durunca İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/53 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davalının temyizi üzerine Yargıtay tarafından Büyükçekmece İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu gerekçesiyle hükmün bozulduğunu, bozma sonrasında mahkemece davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, ardından Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, mahkemece bilirkişi raporları alınarak hakkaniyete uygun karar verildiğini, davalının itiraz ederek alacağı sürüncemede bıraktığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen, davaya cevap verilmemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan tahsili gereken alacağının bulunmadığı, takibin haksız, itirazın haklı ve isabetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporuna yapılan itirazlar dikkate alınmadan ve çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, aynı konuda İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/53 esas ve 2012/35 karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada yetkisizlik nedeniyle usulden ret kararı verildiğini, anılan dosyada taraf defterlerinin incelendiğini, 11.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin 11.630,15 TL alacaklı olduğu belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan 07/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise müvekkilinin alacaklı olmadığı sonucuna varıldığını, ancak raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, söz konusu dosyanın getirtilip incelenmediğini, delillerin toplanmadığını, önceki dosyada davalı defterlerinin incelendiğini ve 1.221,30 TL faturayı deftere kaydetmeyip, toplam 4.372,14 TL fiyat farkı ve iade faturasının kayıtlı olduğunu, bunlarla birlikte dahi davalının 6.036,71 TL borçlu göründüğünü, davalı tarafın ticari defterleri üzerindeki inceleme 25.05.2012 tarihinde yapılmış olduğu halde 31.12.2011 tarihli 12.000,00 TL ödemenin davalı defterlerinde dahi kayıtlı olmadığını, davalının kötüniyetle defterlerini sunmadığını, bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadığını, şüpheli olan 2 adet 31.12.2011 tarihli 6.000,00 TL ödemenin gerçekte bulunmayıp, hesap kapatma nedeniyle muhasebesel anlamda sehven işlendiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında düzenlenen 06/06/2010 tarihli eser sözleşmesi ile bir adet soğutma grubunun montajı, bir kısım revizyon ve bakım işlerinin yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı tarafça yapılan icra takibine davalının itirazı nedeniyle daha önce İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/53 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali istemli olarak açılan ve yetkili icra dairesinde açılmış takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilen dava dosyasında taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu dosyada alınan 11/10/2012 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinde davacı tarafından düzenlenmiş toplam 17.329,55 TL bedelli üç adet faturanın ve 5.329,55 TL ödemenin kayıtlı olduğu, davacının 11/10/2010 takip tarihi itibariyle davalıdan 11.630,15 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Aynı dosyada düzenlenen 25/05/2012 tarihli mali müşavir raporunda, davalı defterlerinde 17/08/2010 tarihli 1.221,30 TL faturanın kayıtlı olmadığı, 12/07/2010 tarihli 5.699,40 TL faturanın kayıtlı olduğu ve 13/08/2010 tarihinde banka aracılığı ile ödendiği, 26/07/2010 tarihli 10.408,85 TL faturanın defterde kayıtlı olmakla birlikte bu faturaya istinaden 4.372,14 TL iade faturası düzenlendiği ve davalı ticari defterlerine göre 11/11/2010 takip tarihinde davalının davacıya 6.036,71 TL borçlu göründüğü belirtmiştir. Yerel mahkemece eldeki dosya kapsamında alınan 07/01/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ise, davalının defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının 2010 ve 2011 yılları defterlerinde takip ve dava konusu üç faturanın kayıtlı olduğu, kasa hesabına göre fatura bedellerinin 10/12/2010 tarihinde 5.329,55 TL, 31/12/2011 tarihinde 6.000,00 TL ve 31/12/2011 tarihinde yine 6.000,00 TL olmak üzere toplam 17.329,55 TL olarak tamamının ödenmiş olduğu, bu hususun davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde 31/12/2011 tarihi itibariyle davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Dairemiz’ce yapılan istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmasına karar verilmiş ve daha önce rapor düzenleyen mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Dairemiz’ce alınan 24/05/2019 ek bilirkişi raporunda, dava konusu üç faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu fatura bedellerinin 10/12/2010 tarihinde 5.329,55 TL, 31/12/2011 tarihinde 6.000,00 TL ve 31/12/2011 tarihinde 6.000,00 TL olmak üzere toplam 17.329,55 TL olarak tamamının kasa hesabına davalı tarafından ödenmiş olduğunun davacının kendi yasal ticari defterleri ile kayıtlı olduğu, davacı vekilinin itirazında söz konusu 2 adet 6.000,00 TL ödemelerin gerçek ödeme olmayıp hesap kapatma amacıyla muhasebesel anlamda defterlere sehven işlendiği ileri sürülmüş ise de, bu ek rapor tarihi itibariyle dayanak belgelerine dosya kapsamında rastlanmadığı gibi, davacının bu iki ödemeyi kendi yasal defterlerine “….Ltd.Şti C/H mahsuben tahsilat” açıklaması ile davalı tarafından kasa hesabına ödenmiş olduğu şeklinde kaydedildiğinin anlaşıldığı, söz konusu ödemelerin muhasebesel anlamda hesap kapatmak için sehven işlendiği yönünde herhangi bir tespite varılamamış olduğundan bu iddianın kabulünün mümkün olmadığı, bu durumun mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir. Somut olayda, davacı tarafça üç fatura bedelinin tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Gerek davacı tarafından açılan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/53 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları, gerekse eldeki dava dosyasında alınan bilirkişi raporları ve Dairemiz’ce alınan ek bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde; 11/10/2012 tarihli raporda, toplam 17.329,55 TL bedelli 3 faturanın ve 5.699,40 TL ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olup, davacının 11.630,15 TL alacaklı olduğunun göründüğü; 25/05/2012 tarihli raporda, davalı defterlerinde 1.221,30 TL bedelli faturanın kayıtlı olmayıp, toplam 16.108,25 TL bedelli iki faturanın kayıtlı olduğu, yine 5.699,40 TL ödeme kaydı bulunduğu, ödemenin mahsubu halinde 10.408,85 TL davacı alacağı göründüğü, davalının 4.372,14 TL iade faturası düzenleyip kaydettiğinden davacı alacağının 6.036,71 TL olarak göründüğü; eldeki davada alınan bilirkişi raporunda davacı defterlerinde, 17.329,55 TL tutarlı 3 faturanın ve 5.329,55 TL ödeme kaydı ile 31/12/2011 tarihli iki adet 6.000,00 TL ödeme kaydı ile birlikte toplam 17.329,55 TL ödeme yapıldığı ve davacı alacağının bulunmadığının rapor edildiği anlaşılmakatdır. Davacı vekili istinafında, söz konusu iki adet 6.000,00 TL ödemenin kayıt kapatmak amacıyla muhasebesel olarak yapılan işlem olup, gerçekte böyle bir ödeme yapılmadığı, bu hususun dikkate alınmadığını ileri sürmektedir. Dairemiz’ce alınan ek raporda, mahkemece alınan asıl rapor doğrulanmış, fakat iki adet 6.000,00 TL ödemenin muhasebesel olarak kayıt kapatmak için sehven yazıldığı iddiasına dayanak belgelere rastlanmadığı, bu ödemelerin “davalı C/H mahsuben tahsilat” şeklinde kaydı bulunduğu belirtilmektedir. Davacı vekili, söz konusu ödemelere ilişkin banka dekontları, tahsil ve tediye fişlerinin bulunmadığını belirterek itiraz etmektedir. Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde; davalı defterlerinde toplamı 16.108,25 TL olan iki faturanın kayıtlı olduğu, yine 5.699,40 TL ödeme kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı defterlerinde kayıtlı olan 1.221,30 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, davalı defterlerinde kayıtlı olan 4.372,14 TL iade faturasının da davacı defterlerinde kayıtlı olmadığından, bu konuda taraf defterleri birbirini doğrulamadığından bu faturaların değerlendirmeye alınmaması gerekmektedir. Yine, davacı defterlerinde eldeki dosyada yerel mahkemece alınan rapora göre davalı ödemesi olarak görünen 31/12/2011 tarihli iki adet 6.000,00 TL’den oluşan toplam 12.000,00 TL ödeme kaydının, defterdeki 31/12/2011 kayıt tarihinden çok sonra yapılan inceleme üzerine düzenlenen 11/10/2012 tarihli bilirkişi raporunda bu ödemelerin davacı defterinde kayıtlı olmadığı gibi, davalı defterinin incelendiği 25/05/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre de davalı defterlerinde bu ödemelerin yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, söz konusu 12.000,00 TL tutarındaki ödeme kaydının gerçek bir ödemeyi yansıtmadığı, davalı tarafça ödeme belgelerinin sunulmadığı ve muhasebe işlemi niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından, 12.000,00 TL’nin davacı alacağından mahsubu doğru olmamıştır. Netice olarak, davalı defterlerinde kayıtlı 16.108,25 TL fatura bedelinden davalı ve davacıda kayıtlı 5.699,40 TL gerçek ödeme miktarının mahsubu ile, davacı alacağının 10.408,85 TL olduğu sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2.bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile, icra takibine yapılan itirazın 10.408,85 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar yönünden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine dair, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı tarafın istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.04.2017 tarih ve 2015/725 Esas, 2017/326 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın 10.408,85 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar yönünden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 711,02 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 198,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,40 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 198,62 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 339,70 TL tebligat ve posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 839,70 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 751,53 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafın masrafı bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.221,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 81,40 TL posta ve tebligat gideri 300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 467,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 05/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.