Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/565 E. 2019/800 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/565
KARAR NO : 2019/800
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2018
NUMARASI : 2014/427 Esas, 2018/1140 Karar,
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, 2011 yılının Mayıs ayında davalı tarafından kurumsal kimlik çalışmalarının katalog, broşür ve her türlü grafik tasarım ve uygulamasının yapılmasını talep ettiğini, 21/06/2011 tarihinde davalıya “…” marka konumlandırma ve strateji sunumu yapıldığını, 22/06/2011 tarihinde de davalı şirket ortağı … “ajans işbirliği sözleşmesi”nin e-posta ile gönderilerek çalışmalara başlandığını, davalının isteği üzerine “…” markasının yeni şeklinin tasarlandığını, alt marka olarak sözcüklerin logo tasarım çalışmalarını yaptıklarını, 29 farklı ürün için ambalaj tasarımı ve uygulaması ile 1 adet ambalaj üzeri grafik tasarım uygulaması yapıldığını, müvekkilinin tasarladığı logo ve tasarımların davalı tarafından 23-27 Eylül 2011 tarihleri arasında 22. Uluslararası Züchex 2011 Züccaciye ve Hediyelik Eşya Fuarında kataloglarında kullandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği işler için 18/10/2011 tarihli 205.025,00 TL fatura düzenlendiğini, ancak kendilerine hiç bir ödeme verilmediği belirtilerek faturanın iade edildiğini, faturadan 10 gün sonra davalının 28/10/2011 tarihli TPE başvurusunda müvekkilinin tasarladığı logoyu kullandığını, 04/04/2012 tarihli ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, tarafların karşılıklı irade açıklamaları ile sözleşme ilişkisinin kurulduğunu belirterek, müvekkili tarafından yapılan işlerin karşılığı olarak şimdilik 40.000,00 TL alacağın 05/04/2012 ihtar tebliğ tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verlimesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını, yapıldığı iddia edilen işlerin müvekkilince başka bir şirkete yaptırıldığını ve anılan şirketin yaptığı ürünlerle fuara katıldıklarını, sunulan e-posta yazışmalarında sözleşme ilişkisinin kabul edildiğine dair bir ibare bulunmadığını, sözleşme bulunduğu kabul edilse bile “ajans işbirliği sözleşmesi” başlıklı sözleşmede bu davada istenen işlerin ücretsiz olduğunun belirtildiğini, 06/08/2012 tarihli e-postada gönderilen ürünlerin onayla birlikte baskıya hazır hale getirileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin bir onay veya talebinin bulunmadığını, müvekkilinin ilgili kataloglar ile fuara katılındığına dair bir tespit bulunmadığını, müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde …Ltd.Şti ile anlaşma ve fatura karşılığı ödendiğinin anlaşılacağını, davacının neyi tasarladığının anlaşılamadığını, davacı tarafın gönderdiği 05/06/2011 tarihli e-postaya müvekkilinin cevap vermediğini, bu durumda karşılıklı birbirine uygun irade açıklamasından söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları incelendiğinde EK-A klasöründe anılan işlerin FTP ile… firması yetkililerine gönderildiği, aynı CD içerisinde EK-A klasöründe yer alan “alt marka kutu çalışmaları” adı verilen klasörlerin yer aldığı, marka logo çalışmalarının belirlendiği, davacı şirket çalışanlarının bilgisayarında yapılan incelemede … markasına ait marka logo çalışmalarının 04/08/2011 tarihinde oluşturulduğu, davalı şirketin katılmış olduğu Züchex 2011 fuarında markanın logosunda yer alan X harfinin yanında bulunan işaretin sadece kırmızı renkte kullanıldığı, onun dışında marka logosunun aynı karakter ile yazıldığının tespit edildiği, davacının bilgisayarında yapılan incelemede marka çalışmalarının davalıya gönderilmiş olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmamakla birlikte karşılıklı rızalar ile sözleşme ilişkisinin kurulmasının mümkün olduğu, tarafların yazışmaları davalı firmanın davacı tarafından tasarlanan “…” yazısında bulunan X’in devamında bulunan simgenin rengini değiştirerek kullandığı, bu logoyu televizyon reklamlarında, fuar standında, basılmış materyallerde kullanmış olması sebebiyle taraflar arasında zımni olarak sözleşmenin kurulmuş olduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafından yapılan işlere ilişkin taraflarca kabul edilmiş bir iş bedeli tespit edilmediğindan grafik tasarımcıları meslek kuruluşuna yazılan müzekkereye göre emsal ücret tarifesi celbedilip yapılan iş değerlendirilerek iş bedelinin tespiti konusunda alınan bilirkişi raporunda davacının yaptığı işin karşılığının 27.450,00 TL olduğu belirlendiğinden bu miktar üzerinden tahsil kararı verilmesi gerektiği gerekçeleriyle, 27.450,00 TL’nin 04/04/2012 tarihinden itibarin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısma ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davalının ödemelerini tam yapmadığını, tüm çalışmaların müvekkilince yapıldığının raporlarla tespit edildiğini, Grafik Tasarımcıları Meslek Kuruluşu emsal ücret tarifesindeki ücretler ile hükme esas alınan rapordaki tespitlerin çeliştiğini, bilirkişilerin tamamlanıp teslim edilen bu tasarım ve uygulamalar için Yönetmeliğin 4/c maddesindeki taslak aşamasında kalan tasarımlar için yapılan düzenlemeye göre hesap yapmasının hatalı olduğunu, işin tamamlanması nedeniyle Yönetmeliğin 4/a maddesine göre hesaplama yapılması gerektiğini, buna göre grafik tasarım taslağı için 7.500,00 TL, 29 adet kutu uyarlaması için 43.500,00 TL olarak hesaplanması gerektiğini, bilirkişilerin 22 adet marka ismi bulma karşılığında 118.800,00 TL yerine 2.200,00 TL bedel belirlemesinin kabul edilemeyeceğini, bu hesaplamanın afaki olduğunu, arada fahiş fark bulunduğunu, ilk raporda yapılan işlerin 140.000,00 TL olduğu belirlenmişken, ikinci raporda ise 8.000,00 TL olarak belirlendiğini, hükme esas alınan üçüncü raporda da 27.450,00 TL hesaplandığını, bu üç rapordaki farkın giderilmesi için ek rapor alınması gerekirken son rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını, 13/08/2011 tarihli e-postada sözleşmenin kabul edilmediği ve onaylanmadığının bildirildiğini, müvekkiline ait ticari defterlerde söz konusu faturaların kayıtlı olmadığını, borç ve alacak kaydı bulunmadığını, müvekkilinin bu işleri … isimli firmaya yaptırıp 34.999,00 TL iş bedelini de ödediğini, davacının bildirdiği işlerin hiç birine onay verilmediğini, fuarda kullanılan logo ile davacının ürettiği iddia edilen logonun farklı olduğunu, raporda logo tasarımlarının FTP aracılığı ile teslim edildiğinin de kabul edilemeyeceğini, yalnızca 4 harfli bir logo için 7.000,00 TL ücret belirlenmesinin fahiş olduğunu, müvekkilinin vekil ile temsil edilmesine rağmen, karar öncesinde vekilin istifa etmesi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yine reddedilen kısım yönünden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, e-posta yazışmaları ve bilirkişi raporuna göre davacı tarafından yapılan işlerin fiilen fuar ve reklamlarda kullanılması karşısında aralarında sözlü bir eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece hükme esas alınan 20/07/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre, davacının daha anlaşma görüşmeleri sürerken davalı için tasarımlar ürettiği, bu logo ve ambalaj tasarımlarından logo tasarımının davalı tarafça kabul edilerek fuar standında ve ürün kataloglarında kullanıldığı, yapılan ambalaj ve kutu tasarımlarının kullanıldığına dair delil bulunmadığı, fuar standı tasarımının ise fuarda kullanılmadığı, Grafikerler Meslek Kuruluşu’nun 2011 fiyat listesinde 10.000,00 TL olarak belirtilen logo tasarımı için davacının talep ettiği 7.000,00 TL’nin yerinde ve makul olduğu, fiyat listesinde 7.500,00 TL olan ambalaj grafiğinden davacının 1 adet tasarladığı ve 29 adet kutu uyarlaması yaptığı, fiyat listesinde uyarlama bedelinin 1.000,00 TL olduğu, davacının 22 adet marka isim çalışmasının davalı tarafından uygulanmadığı, Grafik Tasarımcılar Çalışma Yönetmeliği’nin 4/a maddesine göre “çalışma bittikten sonra uygulamadan vazgeçilirse ücretin tamamı ödenir” hükmü bulunduğu, bunun iş sahibince tasarımların onaylanması halinde geçerli olacağı, olayda onaylama bulunmadığından yönetmeliğin 4/c maddesine göre “tasarım iş sahibine bağlı nedenlerle taslak aşamasında kalırsa tasarım ücretinin yarısı ödenir” hükmüne göre ambalaj üzeri grafik tasarım taslağı için 7.500,00 TL’nin 1/2’si 3.750,00 TL, 29 adet kutu uyarlaması için 1.000,00 TL’nin 1/2’si 500,00’den 14.500,00 TL, davacının 22 adet marka ismi çalışmasının davalı tarafından uygulanmadığı anlaşılmakla birlikte davacının bu çalışma için istediği 22 x 5.400,00 TL = 118.800,00 TL bedelin fahiş olduğu, literatürde marka ismi bulma bedeline rastlanmadığı, marka ismi başına 100,00 TL bedelin uygun olacağı, buna göre 22 adet 100,00 TL’den 2.200,00 TL’nin davacıya ödenmesi gerektiği, sonuç olarak davacının toplam 27.450,00 TL davacı alacağı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 20/07/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu Dairemiz’ce de hükme elverişli ve yeterli görülmüştür. Bilirkişi kurulunca davacı tarafından yapıldığı tespit edilen çalışmalar için belirlenen bedellerin gerek meslek odası tarifesi ve Yönetmelik hükümleri ve gerekse işin özelliğine uygun olduğu ve bilirkişi tarafından da uygun görüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan ilk raporda herhangi bir iş bedeli belirlenmediği, ek raporda belirlenen iş bedelinin ise gerekçesiz olduğu, ikinci bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda sadece logo tasarımına ilişkin iş bedelinin belirlendiği, hükme esas alınan üçüncü bilirkişi kurulu raporunda ise davacı tarafından yapılan tüm işlerin davacı talebi, Yönetmelik hükümleri, meslek odası tarifesi ve işin özelliği göz önüne alınarak belirlendiği, bu anlamda raporlar arasında gerçek bir çelişkinin bulunmadığı, son alınan raporun birleştirici rapor niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir. Mahkemece bu rapor esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmuştur. Bununla birlikte, davalı taraf yargılama süresince vekil ile temsil edilmiş, karar duruşmasından önce vekilin istifa ettiği anlaşılmış olup, davalı istinaf dilekçesinde mahkemece bu nedenle lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüştür. Gerçekten mahkemece hüküm fıkrasında davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır. Davanın herhangi bir aşamasında bir vekilin hukuki yardımından yararlanan taraf, dava sonunda vekalet ücretine de hak kazanır. Vekilin yargılama tamamlanmadan vekillikten istifası veya azledilmesi tarafın vekalet ücretine hak kazanmasına engel olmaz. Somut olayda, davalı vekilliği görevini üstlenen Av…. tarafından 21/05/2018 havale tarihli vekillikten istifa dilekçesi sunulmuş, bu husus 11/06/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Durum böyle olmakla birlikte, mahkeme kararında, davalı vekilinin istifa etmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğine ilişkin bir hükme rastlanmadığı gibi, karar gerekçesinde de buna ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Zira, kararda davalı lehine vekalet ücretine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu yönden davalı istinafı yerinde değil ise de, yerel mahkeme kararında aşamalarda vekil ile temsil edilen davalı lehine vekalet ücreti verilip verilmeyeceği yönünden bir karar verilmemiş olması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalının sair istinaf taleplerinin reddi ile vekalet ücreti yönünden kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 bendi gereğince yerel mahkeme kararının bu bakımdan kaldırılarak, aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;A) 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,2- Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,3-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2018 tarih ve 2014/427 Esas, 2018/1140 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 27.450,00 TL’nin 04/04/2012 tarihinden itibarin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısma ilişkin talebin reddine, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 1.875,10-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 594,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.281,10-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 594,00-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 503,10-TL tebligat ve posta gideri, 9.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.503,10-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 6.521,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan 30,00-TL tebligat ve posta gideri yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 9,41-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.294,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacıdan alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 2-Davalı tarafından yatırılan 468,77-TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması,2-Davalı tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 71,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 192,30-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 20/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.