Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/552 E. 2022/93 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/552
KARAR NO: 2022/93
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2016/125 Esas, 2018/1141 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07/07/2014 tarihli bir eser sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme kapsamında 180.000,00-TL değerinde Tente Kolu Toplama Makinası yapılması ve en geç 2014 Eylül ayı sonunda müvekkiline teslim edilmesi hususunda tarafların anlaştığını, makine bedelinin ise 11 Temmuz 2014 tarihinden itibaren termin süresi sonuna kadar haftalık 10.000,00-TL, kalan kısmının da makinenin kurulmasından sonra havale yoluyla ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini, ancak davalının makineyi geç ve ayıplı olarak teslim ettiğini, makinedeki mevcut hata ve ayıpların tespiti için Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/56 D. İş saydı dosyası ile tespit davası açıldığını, işbu davaya sunulan bilirkişi raporunda söz konusu makinenin ayıplarının tespit edildiğini, davalı tarafından müvekkiline teslim edilen makinenin ayıplı olması nedeni ile müvekkilinin birçok siparişini yetiştiremediğini ve bu nedenle maddi olarak büyük kayıplar yaşadığını, müvekkilinin söz konusu makineyi kullanmasının mümkün olmaması nedeni ile davalıya, Beyoğlu … Noterliğinin 03/11/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, işbu ihtarname ile sözleşmeden dönüldüğünün ve müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazmini ile makine için davalıya ödenen 180.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte iadesinin gerektiğinin ihtar edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla neticeten davalının TBK/475.1 gereğince sözleşmeden dönme tüm bedelin ticari faizi ile müvekkiline iadesine karar verilmesini, bunun bilirkişi raporları sonucunda mümkün olmaması halinde ise TBK 475/2 gereğince ayıp oranında bedelden indirime karar verilmesini, kalan bedelin iadesini, müvekkilinin uğramış olduğu bu makinenin çalışmaması ve iş yapamaması sebebi ile başkalarına iş yaptırmak zorunda kalması nedeniyle oluşan her çeşit maddi zararın dava sonunda arttırılmak üzere şimdilik 1.000.TL sinin tazmini ile müvekkilinin davalı … Makinaya ödemiş olduğu 180.000,00-TL nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, tespit dosyasına yapılan 652,90-TL yargılama giderinin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacıya iletilen 07/07/2014 tarihli teklif yazısındaki şartlar dahilinde taraflar arasında bir mutabakat sağlandığını, dava konusu iş için davacının en geç 2014 Ağustos ayı sonuna kadar sarf malzemelerinin tamamını sağlamasının gerektiğini, akabinde ise müvekkilinin en geç 2014 Eylül ayı sonunda makinenin imalatını tamamlaması gerektiğini, ancak davacının yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşme konusu malın teslim tarihinin geciktiğini, bu gecikmede davacının kusurlu olduğunu, ayrıca davacının …’den destek alabilmesi için ek imalat ve mutabakat dışı düzenlemeler talep ettiğini, davacının talebi üzerine davacıya ait fabrikada 03/11/2014 – 12/11/2014 tarihleri arasında dava konusu makinenin parçalarının davacıya teslim edildiğini, diğer işlemlerin ise davacının kabulü ve kontrolü altında gerçekleştirildiğini, ancak daha sonra müvekkiline gönderilen ihtarname ile davacının ayıplı ifa iddiası ile 500.000,00-TL lik fahiş bir tazminat talebinde bulunduğunu, akabinde ise müvekkilinin işbu ihtarnameye cevap verdiğini ve hiçbir sorumluluk kabul etmediklerini, ihtarnamelerin sonrasında yapılan şifahi görüşmeler sonucunda ise tekrar işbaşı yapıldığını ve mutabakat konusu makinenin Temmuz 2015 tarihi itibari ile eksiksiz ve çalışır olarak davacıya teslim edildiğini, ancak ihbar sürelerinin nihayete ermiş olmasına karşın davacının Beyoğlu … Noterliğinin 03/11/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduğunu ve ödendiği iddia edilen 180.000,00-TL’nin iadesini istediğini, ayrıca makinenin tesliminden sonraki 10/09/2015 tarihinde Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/09/2015 tarih ve 2015/56 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, tespit dosyası ile alınan bilirkişi raporunda makine üzerindeki ayıpların açık ayıp olarak kabul edildiğini, davacının ayıp ihbarının süresinde olmadığını, davacının iddiasının aksine davacı tarafından müvekkiline 180.000,00-TL’lik ödeme yapılmadığını, yalnızca 105.000,00-TL’lik ödeme yapıldığını, diğer yandan davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan fatura suretlerininde sözleşme konusu makineye ait olmadığını beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki Fiyat Teklifi ile, dava konusu makinenin 180.000 TL + KDV olarak yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı, davacının davalıya toplamda 105.000.-TL ödediği noktasında çekişme olmadığı, davacının dava dilekçesindeki “söz konusu makinanın çalışmaması ve iş yapamaması sebebiyle ve başkalarına iş yaptırnıak zorunda kalınması sebebiyle oluşan her çeşit zarar..” şeklindeki talebini kanıtlayamadığından reddine karar vermek gerektiği, yapılan teknik inceleme neticesinde ise, makinanın özel bir amaça yönelik olarak imal edilmek istenen, ticari bir ürün muadili olmaktan ziyade bir tür ar-ge projesi niteliği gösteren, tente kol toplama makinası olduğu ve keşif günü itibariyle beklenen fonksiyonları yerine getiremez halde bulunduğu, dava dosyasında yer alan sözleşme bağlamında makinenin çalışır halde teslim edilememiş olması nedeniyle “açık ayıplı” olduğu, bu durumda bu davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesi ile; Davanın kısmen kabulü ile, davacının uğranılan zarara ilişkin davası yerinde görülmediğinden reddine, dava konusu makinanın davalıya aynen teslimi koşulu ile 105.000.-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, tarafların tacir olduğunu, dava dilekçelerinde ticari faiz talep edilmiş olmasına rağmen yasal faize hükmedildiğini, bilirkişi raporuna rağmen maddi tazminat taleplerinin ve müvekkilinin makinenin ayıplı ve geç teslimi nedeniyle uğradığı zararları dikkate almadan ve bu zararlarını bilirkişiye hesaplattırmadan reddetmesinin hatalı olduğunu, makinenin davalı tarafından imal edilmesi için müvekkilinin yaklaşık olarak 302.374 TL masraf yaptığını, bunlara ilişkin faturaları dosyaya sunduklarını, buna rağmen maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kısmen red kararın kaldırılmasını ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı uhdesinde bulunan makinenin davacı tarafından parçalandığını, bir kısım parçalarının başka makinelerde kullanıldığını, bir kısmının ise satıldığını, makine yok edilmiş olup iadesinin mümkün olmadığını, davaya konu makinenin çalışır vaziyette teslim edildiği tespit dosyasında alınan raporla sabit olmasına rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, teslimden ve ilk tespit raporundan yaklaşık 2 yıl sonra yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda yer alan tespitleri kabul etmediklerini, müvekkilince teslim edilen makinenin çalışır vaziyette ve sözleşmede kararlaştırılan fonksiyonları yerine getirir şekilde teslim edildiğinin sabit olduğunu, müvekkilinin yükümlülüğünün sözleşmede kararlaştırılan fonksiyonları yerine getirir makine teslim etmek olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılmayan ve dava dilekçesi ile bilirkişi raporlarında açıklanmayan ve taraflarınca da ne olduğu anlaşılamayan davacının beklediği sözleşme dışı fonksiyonları yerine getirir makine imal etmek olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, taraflarınca kabul edilmemekle birlikte davaya konu makinenin ayıplı olduğu kabulünde alınan bilirkişi raporlarına ve mahkeme kabulüne göre ayıbın açık ayıp olduğunu, davacı tarafın makinenin tesliminden sonra süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi davacının teslimden 2 ay sonra 10.09.2015 tarihinde Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 10.09.2015 tarih ve 2015/56 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdığını, davacının talebi üzerine Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 10.09.2015 tarih ve 2015/56 D.İş sayılı dosyası ile tanzim edilen delil tespit raporunda da ayıbın açık ayıp olduğunun belirtildiğini, ayıp ihbarının ise teslimden 4 ay, delil tespitinden 2 ay sonra 03/11/2015 tarihinde yapıldığını, ayıp ihbarının süresinde olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Dava, ayıp nedeniyle TBK’nın 475/1 maddesi ile taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden dönme ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.Taraflar arasında 07/07/2014 tarihli teklif yazısı ile 180.000 TL+ KDV bedel karşılığında Tente Kolu Toplama Makinası yapılması ve en geç 2014 Eylül ayı sonunda teslimi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, söz konusu makinenin Temmuz 2015 tarihinde teslim edildiği, davacının bedele ilişkin olarak 105.000 TL ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında davacı tarafa teslim edilen makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı ile ayıp nedeniyle davacının zararı olup olmadığı noktasında çıkmaktadır. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Aksi halde, yani iş sahibi süresinde bir ayıp ihbarında bulunmadığı takdirde, eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağından TBK’nın 475. Maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını (ayıp nedeniyle yükleniciye karşı ileri sürebileceği haklar) kullanamaz. Ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Mahkemece, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkin deliller toplanılmadan ve davalının bu yöndeki itirazı değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı konusunda gerekmesi halinde davacı tanıkları da dinlenilmek suretiyle araştırma yapılarak ve bu husus değerlendirilip gerekçesi belirtilmek suretiyle oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, dairemizce verilen karar niteliğine göre davacının istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Davacının istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, 3-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih, 2016/125 Esas, 2018/1141 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Dairemiz kararına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana İADESİNE, 7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 8-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.