Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/507 E. 2019/382 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/507
KARAR NO : 2019/382
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI : 2017/855 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 26/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, asansör imalatı yapım işi nedeniyle yazılı ana ve ek eser sözleşmesine dayalı bakiye hakediş bedeli ile haksız kesintilerin tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, istinafa konu 28.11.2018 tarihli ara kararı ile tedbirin ancak uyuşmazlık konusunda verilebileceği belirtilerek taşınır ve taşınmazlar dava konusu olmadığından tedbir talebinin reddine, davacı firmanın davalıdan alacaklı olduğu belirtilerek davalının taşınır ve taşınmazları yönünden davada talep edilen değer ile sınırlı olarak ihtiyati haciz konulmasına, üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin ise reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı taşeron şirket vekili istinaf talebinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin taahhüdünde bulunan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ikmal İnşaatı Şantiyesi kapsamında inşa edilen bloklara ait asansör işlerinin imalatı yapımı ve montajı işini sözleşme ve ek sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini alacak miktarının yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla da belirlendiğini belirterek kararın kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulüne, ihtiyati haciz kararındaki teminat kısmına ve oranına ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir.Tüm dosya kapsamına göre davadaki asıl talep eser sözleşmesi kapsamında alacak talebine yönelik olup, alacak nedeniyle alacağı teminen dava konusu olmayan taşınmaz tapu kaydına tedbir konulamayacağına dair mahkeme gerekçesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. HMK ‘nın 341. Maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlığı altında yapılan düzenleme kapsamında ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararında mahkemece hükmedilen teminata veya teminat bedeline karşı istinaf başvuru yolu öngörülmemiştir. Bu nedenle buna yönelik talebin reddi gerekir. İİK’nın ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen madde hükmü uyarınca sadece davalı borçlunun yedinde bulunan mallar ve alacaklar yönündnen verilen kabul kararında da usul ve esas açısından da bir yanlışlık yoktur. O halde, istinaf incelemesine konu mahkeme ara kararına yönelik davacı taşeron şirket vekilinin istinaf talebinin reddi gerekir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2018 tarih ve 2017/855 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 26/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.