Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/506 E. 2019/342 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/506
KARAR NO : 2019/342
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2018
NUMARASI : 2018/872 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 24/03/2015 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin davalının talep ettiği makineyi imal ederek çalışır şekilde teslim ettiğini, 04/02/2016 tarihli mutabakat ile davalının 130.000 euro borçlu olduğunu kabul ettiğini, bu tarihten sonra sadece 10.000 euro ödeme yaptığını, bakiye 120.000 euronun halen ödenmediğini, alacağın teminata bağlanmadığını, davalının borçtan kurtulmak amacıyla mevcudunu azaltıcı girişimlerde bulunduğunun öğrenildiğini, makinelerin randımanlı çalışmadığı iddiasının doğru olmadığını, teslim ve kurulumun eksiksiz yapıldığını, kesin kabulün davalı tarafça kötüniyetle imzalanmadığını, ayıplı teslim olmadığı gibi ayıp ihbarı da yapılmadığını, yapılan icra takibine itiraz edildiğinden takibin durduğunu belirterek, davalının imzalı borç ikrarına dayalı olarak öncelikle İİK’nın 258. Maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ayıplı makine için kesin kabulün yapılmadığını, eksikleri nedeniyle makinenin en baştan beri kullanılamadığını, eksiklerin giderilmesi için davacıya 17/10/2016 tarihli ihtar gönderildiğini, ancak cevap verilmediğini, döviz kurunun artması üzerine kötüniyetli olarak takip yapıldığını, ihtiyati hacizin ve icra inkar tazminatının şartlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 19/09/2018 tarihli ara kararı ile, davacının ihtiyati haciz talebinin, iddia olunan alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, dava tarihi itibariyle iddianın esası yönünden yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı anlaşılmakla bu aşamada reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dosyaya sunulan mutabakat mektubu ile davalının o tarih itibariyle 130.000 euro borcu olduğunu kabul ettiğini, mutabakat mektubunun alacağın varlığı konusunda kanaat oluşturması için yeterli olduğunu, İİK’nın 257/1 maddesindeki şartların oluştuğunu, alacağın teminatı bulunmadığını, davalı aleyhine bir çok icra takibi başlatıldığını ve borçtan kurtulma kastı ile mevcudunu eksiltmek için işlemler yapıldığı istihbaratının alındığını, dosyaya sunulan teminat mektubu ile borçlunun borcunu kabul ettiğini, yaklaşık ispatın da ötesinde kesin ispatın sağlandığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati hacize karar verilmesini istemiştir. Dosya kapsamında bulunan ve davacı tarafından davalıya gönderilen 04/02/2016 tarihli Mutabakat Mektubunda, 31/12/2015 tarihi itibariyle davalı cari hesabının 130.000 euro borç bakiyesi verdiği belirtilerek davalıdan mutabık olup olmadığı sorulmuş, mutabakat metninin altına davalı tarafça “31/12/2015 itibariyle cari hesabın 130.000 euro alacak bakiye ile mutabık olunduğu” belirtilerek kaşe vurulup imza edilmiştir.İİK’nın 257/1. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği hükme bağlanmış, Kanun’un 257/2. Maddesinde ise, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya taahhüdünden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma, kaçma hazırlığında bulunma ve kaçması gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı tarafça bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve takibin devamına ve ihtiyati hacize karar verilmesi istenmiş, mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin, iddia olunan alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, dava tarihi itibariyle iddianın esası yönünden yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Oysa dosya kapsamına göre taraflar arasında çubuk kraker kolileme makinesi ve hat sonu otomasyonunun yapımı için 24/03/2015 tarihli sözleşme imzalandığı, yapılan tespit sonucu, makinenin henüz çalışıp çalışmadığı tespit edilmemiş olsa da davalı işyerinde kurulmuş olduğu ve taraflar arasında bir kısım alacağa ilişkin 04/02/2016 tarihli mutabakat mektubu düzenlendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar alacağın varlığı yargılamayı gerektiriyor olsa da, sunulan delillerden bu aşama itibariyle yaklaşık ispatın sağlandığı ve ihtiyati hacizin şartlarının oluştuğu kanaatine varılmaktadır. Mahkemece her zaman toplanacak delillerin değerlendirilip yasal şartlar göz önüne alınarak ihtiyati haciz hususunda yeniden bir değerlendirme yapılması mümkündür. Ancak, bu aşamada mevcut deliller itibariyle ihtiyati haciz talebinin uygun görülecek teminat karşılığında kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2018 tarih, 2018/872 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.