Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/491 E. 2021/2222 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/491
KARAR NO: 2021/2222
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2018/500 Esas, 2018/1120 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında davalıya özel olarak elektrikli ısıtıcı üretimi için şifahi olarak anlaşmaya varıldığını, 9.000,00-TL’den 3 adet, toplam 27.000,00 TL + KDV olmak üzere 31.860,00 TL üzerinden anlaşıldığını, davalıdan avans olarak 6.000,00 TL tahsil edildiğini, müvekkili tarafından davalıya gönderilen e-posta ile ürünlerin teslime hazır olduğunu ve 19/03/2018 tarihinde adrese gönderilecek nakliye aracına ödenen peşinat haricinde kalan bakiye tutar olan 25.860,00-TL’nin ödenmesi halinde ürünlerin teslim edileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine alıcı tarafından bahse konu ürün imalatı için önceden ödenen peşinatın iadesi için müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının hiçbir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin sözleşmede yüklenici sıfatıyla kanunun kendisine yüklemiş olduğu, üstlendiği edimleri iş sahibi davalının haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa ettiğini, davalı tarafın ürünü teslim almadığını ve icra takibi başlatarak teslimden kaçınmış olup, temerrüde düşmüş bulunduğunu belirterek, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, HMK’nun 329/1 maddesi gereği haksız olarak dava açmasına sebep olduğu için davacının 5.000,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın beyan ve iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile davalı arasında 20/12/2017 tarihinde elektrikli ısıtıcı ile ilgili olarak teklif alındığını, ilgili siparişin 3 adet ısıtıcı ücretinin 27.000,00 TL+KDV olmak üzere 31.860,00 TL olduğu konusunda mutabakata varıldığını, işbu ısıtıcıların teslim zamanının 15/03/2018 olarak belirlendiğini ve müvekkili tarafından 6.000,00 TL nakit avansın davacıya teslim edildiğini, mail yazışmalarından da görüleceği üzere müvekkilinin davacıya 15/03/2018 tarihinde siparişlerin tıra yüklemesinin yapılması gerektiğini özellikle bildirdiğini ve yüklemenin nerede yapılacağının sorulduğunu, ayrıca 12/03/2018 tarihine kadar kendilerine bilgi verilmesini, bu bilgi doğrultusunda parayı çözdüreceğini beyan ettiğini, işbu maile karşılık olarak siparişlerin 15/03/2018 tarihinde teslim edileceğinin bildirildiğini, adres bilgilerinin gönderildiğini, davalının davacıdan sipariş etmiş olduğu ısıtıcıların 15/03/2018 tarihinde tıra yüklenerek Azerbeycan’a montaja gönderileceği için sözlü ve yazılı olarak defaten bu durumun bildirildiğini, davacının da teslimatın gününde yapılacağını teyit ettiğini, 15/03/2018 tarihinde davalının davacı firmayı arayarak teslimatın ne zaman yapılacağını sormak istediğini, davacı şirketin mail yoluyla teslimatın 19/03/2018 tarihinde yapılacağını bildirdiğini, şirketin teslimat konusunda temerrüde düşmesi nedeniyle davalının sözleşmeden döndüğünü, haklı nedenle siparişleri teslim alamadığını ve ısıtıcıların montajı için yapmış olduğu anlaşmada da temerrüde düşerek maddi zarara uğradığını, bunun üzerine 03/03/2018 ve 05/03/2018 tarihinde icra takibine girildiğini, dosyanın kesinleşmesine müteakiben davacı tarafından ödeme yapılarak dosanın infaz edildiğini, işbu icra takibine karşılık davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının davacıya herhangi bir borcu olmadığından icra takibine itiraz edilerek takibin durmasının sağlandığını, davacının yüklenici olarak temerrüde düşmesi hasebi ile davalının seçimlik hakkı olarak sözleşmeden döndüğünden, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, dolayısıyla huzurda açılan işbu davanın reddi ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinin iptalinin gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, %20’den aşağıya olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 03/03/2018 tarihinde peşinatı ödenen ve sipariş üzerine yapılan 3 adet ısıtıcının bedelinin tahsili talebiyle 31.860,00 TL asıl alacak, 238,30 TL işlemiş faiz toplamı 32.098,30 TL alacak üzerinden takip ilamsız icra takibine başlanmıştır. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 20/02/2018 tarihli teklif mektubunda, davaya konu elektrikli ısıtıcıların, adedi, nitelikleri, teslim şekli, ödeme şekli, garanti süresi ile ilgili düzenleme bulunduğu, bunun üzerine davalı tarafından 20/02/2018 tarihli, fiyat talebi formu gönderildiği, gönderilen bu talepte, talep edilen ısıtıcıların niteliği, Bakü’ye teslim edileceği, ödemenin siparişle nakit ve ihraç kayıtlı olacağı, teslimin 2-3 hafta içinde yapılmasının talep edildiği, bu talebe göre teslim için 3.haftanın son gününün 13/03/2018 gününe denk geldiği, davalı tarafından davacıya 15/03/2018 tarihinde gönderilen mail ile tahsil ettikleri avans miktarının belirtilmesi suretiyle ısıtıcıların 19/03/2018 tarihinde davacı şirketin adresine gönderilecek olan nakliye aracına kalan bakiyenin ödenmesine müteakiben teslim edileceği hususunda bilgi verildiği, davalı alıcının yurtdışına göndereceği ısıtıcıların 15/03/2018 tarihinde tıra yüklenmesi gerektiği, yüklemenin nerede yapılacağını davacıya mail yoluyla sorduğu, tıra yüklenerek Azerbeycan’a montaja gönderilecek olan ısıtıcıların teslimatının belirlenen tarihte yapılmadığı ve davacı tarafından atılan maile göre belirlenen teslim tarihinden 4 gün sonra 19/03/2018 tarihinde yapılacağı konusunda mail atıldığı, davalı yönünden yurt dışına göndereceği ısıtıcıların davacı tarafından süresinde teslim edilmesinin önem arzettiği, davacı tarafından yapılmak istenen geç teslimin haksız olduğu, davacının teslim almaktan kaçınmakta ve sözleşmeyi feshetmekte haklı bulunduğu, bu nedenle ürün bedelini ödemekten kaçınabileceği kanaatine varıldığı, davalı tarafından daha önce avans olarak ödenen 6.000,00 TL’nin daha sonra yapılan takiple davacıdan talep edildiği, davacının takibe itiraz etmeyerek takibin kesinleşmesi sonrasında davalıya ödeme yapılmak suretiyle infaz edildiği, bu durumun dahi davalı tarafından yapılan feshin haklı olduğunu gösterdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, tarafların davalıya özel üretilen EGM EH 20 kw elektrikli ısıtıcı alımı için birim fiyatı 9.000,00 TL’den 3 adet toplam 27.000,00 TL + %18 KDV olmak üzere 31.860,00 TL üzerinden anlaştıklarını, davalının avans olarak 6.000,00 TL ödeme yaptığını, davacı tarafından davalıya gönderilen e-posta ile 19.03.2018 tarihinde … Ltd.Şti’nin … mahallesi, … caddesi … kat, No: 2/B Pendik/İstanbul adresine gönderilecek nakliye aracına ödenen peşinat haricinde kalan bakiye tutar olan 25.860,00 TL ödenmesi halinde teslim edileceğinin bildirildiğini, eser sözleşmesine konu olan ürünün imalatının tam anlamı ile tamamlandığı ve teslime hazır olduğunun bildirildiğini, alıcı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden ödenen peşinat bedeli için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kendilerine icra takibine başlanıldığını, davalı tarafın hiçbir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshettiğini, icra takibindeki ödeme emrinin muhtara bırakıldığını, süresinde itiraz edilemediğini, takip dosyası ile mecburen ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, teknolojik gelişmelerin ticaret hayatında sağladığı kolaylıklar sebebiyle sözleşmelerin elektronik ortamda yapılabildiğini, icap ve kabul beyanlarının da zaman zaman elektronik iletişim araçları ile sağlandığını, taraflar arasında icap ve kabul ile sözleşme kurulduğunu, üretilen ürünlerin kişiye özel olarak tasarlandığını ve özel üretim yapıldığını, ürünlerin başka şekilde kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının yaklaşık 32.000,00 TL zararının ortaya çıktığını, davacının sözleşmede yüklenici sıfatıyla kanunun kendisine yüklemiş olduğu, üstlendiği edimleri özel ve sadakat ile ifa ettiğini, davalı hiçbir haklı gerekçe göstermeyerek sözleşmeden dönmek ve peşinat iadesi istendiğini, eser sözleşmelerinde feshin ne şekilde olacağının belirtildiğini, TBK’nın 483 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesinin ancak, yaklaşık bedelin aşılması, eserin yok olması, tazminat karşılığı fesih, iş sahibi yüzünden ifanın imkansızlaşması, yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi hallerinde ortadan kalkacağını, davalının sözleşmeyi fesih edecek hiçbir sebebi bulunmadığını, davalı tamamen keyfi bir davranışı olduğunu, taraflar arasında sözleşme kurulması aşamasında taraflar arasında kesin bir vade tarihi belirlenmediğini, TBK’nın 123. maddesi gereğince edimi ifa etmeyen tarafın temerrüde düşüren tarafın, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verilir veya uygun bir süre verilmesini hakimden isteyebileceğini, temerrüt halinde bulunan borçlu kendisine verilen uygun süreye karşın yine de borcunu ifa etmeyecek olursa, alacaklının ancak bu halde kanunda kendisine tanınan hakları kullanma yoluna gidebileceğini, mahkemece henüz yeterli inceleme yapmadan, ön inceleme duruşmanın hemen akabinde deliller toplanmadan ön inceleme duruşmasında karar verildiğini, yargılama konusu sözleşmede kesin vade bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davalı iş sahibi tarafından davacıya gönderilen 20.02.2018 tarihli fiyat teklifi isteyen e-mailde teslim süresinin 2-3 hafta olarak belirtildiği, yüklenicinin 20.02.2018 tarihli fiyat teklifinde teslim süresine ilişkin herhangi bir tarih belirtilmediği, yine davalı tarafından ürünlerin 15.03.2018 tarihinde teslimi istenmesine rağmen, yüklenici tarafından 19.03.2018 tarihinde teslim edileceği belirtildiğinden, taraflar arasında teslim tarihi hususunda mukabık kalmış bir tarih bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yüklenicinin temerrüde düşürülmesi ancak yükleniciye gönderilecek bir ihtar ile mümkündür. Dosya kapsamında böyle bir ihtara rastlanmamıştır. Şu halde, davacının temerrüde düşürüldüğünden söz edilemez. Ancak, iş sahibi tarafından ödenen 6.000,00 TL avansın iadesi için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığından sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu ürünler henüz iş sahibine teslim edilmemiştir. İş sahibinin davacıyı temerrüde düşürmeksizin, ödediği avansın tahsili için icra takibi yaptığı ve bu suretle sözleşmeyi haksız olarak feshettiği anlaşılmaktadır. Haksız fesih halinde yüklenicinin işi sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirmiş olması halinde, gerçekleştirmiş olduğu işin bedelini talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece sözleşme konusu ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ürünlerin sözleşmeye uygun olarak imal edilip edilmediği, imal edilmiş ise ürünlerin piyasada satılıp satılamayacağı, satılabilecek ise ne kadar bedel karşılığında satılacağının belirlenmesi, piyasada satılamayacak ise hurda olarak değeri tespit ettirilerek; belirlenecek bedelin veya hurda bedelinin toplam iş bedelinden mahsup edilerek, kalan miktar yönünden bir karar verilmesi; eser sözleşmeye uygun imal edilmemiş ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih, 2018/500 Esas, 2018/1120 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.