Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/459 E. 2019/774 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/459
KARAR NO : 2019/774
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2018
NUMARASI : 2018/491 Esas, 2018/1311 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, yazılı inşaat yapım sözleşmesi kapsamında davalı yükleniciye teminat olarak verilen ve davalı tarafından takibe konulan 2.000.000,00 TL bedelli bono nedeniyle kısmen borçlu olmadığına yönelik menfi tesbit ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, söz konusu bononun davalı yüklenici şirket tarafından Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine mahsus yolla iflas talepli olarak takibe konulduğunu, davacı borçlu kooperatif tarafından borca itirazı üzerine davalı alacaklı şirket tarafından İstanbul Anadolu 6. ATM ‘nin 2018/64 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali talepli dava açıldığını davanın derdest olup devam ettiğini, davacının anılan davada savunma sebebi olarak ileri sürebileceği bir husus bu davada talep konusu yapmasında hukuki yararı bulunmadığını belirterek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karar, davacı kooperatifi vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; takip dayanağı teminat senedinden dolayı müvekkilinin 1.299.000,00 TL’lik kısmından borçlu olmadığını, itiraz üzerine davalı tarafından açılan itirazın iptali ve iflas davasının iş bu menfi tesbit davasından farklı olduğunu, anılan davada kötüniyet tazminat talep etme imkanlarının bulunmadığını ve talep de edilmediğini, her iki davanın konusu ve talep kısmının farklı olması bakımından dava açılmasında hukuki yararlarının bulunduğun belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında inşaat yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında davalı yüklenici şirkete verilen 2.000.000,00 TL ‘lik bononun davalı alacaklı şirket tarafından takibe konulduğu, davacının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının derdest olup devam etmekte iken davacı iş sahibi kooperatif tarafından aynı senet nedeniyle bu kez istinaf incelemesine konu kısmen borçlu olmadığı iddiasına yönelik iş bu eldeki menfi tesbit davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Herhangi bir davada savunma sebebi olarak ileri sürülebilecek bir vakıaya dayalı olarak elde edilebilecek bir sonuç için aynı sonuçla ilgili ayrı bir dava açılarak talep edilmesinde kişinin hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar bir dava şartı olup taraflarınca ileri sürülmese de mahkemece her aşamasada kendiliğinden gözetilir. Mahkemece belirtilen gerekçeyle verilen red kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2018 tarih ve 2018/491 Esas, 2018/1311 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.