Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/457 E. 2021/2196 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/457
KARAR NO: 2021/2196
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2014/1662 Esas, 2018/1301 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili ile davalı …- … arasında imzalanan sözleşmede belirtilen işler ve davalı tarafça talep edilen işlerin eksiksiz şekilde yerine getirildiğini, davalı … tarafından müvekkiline gönderilen Kartal … Noterliği’nin 17/10/212 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkilinin edimlerinin eksik ve ayıplı olarak yapıldığının iddia edildiğini, ancak bu tespitin nasıl yapıldığına ilişkin bir belgenin olmadığını, davalıların her ne kadar cezai şart talep edeceklerini belirtmişlerse de cezai şartın tahsiline yönelik herhangi çaba içerisinde bulunulmadığını, sözleşmede belirtilen süre boyunca hem gerekli malzemenin hem de gerekli teknik personelin şantiye sahasında bulundurulduğunu, bu durumun sigortalı hizmet listesinde açıkça görüldüğünü; ihtarnamenin davalının borcunu ödememek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak keşide edildiğini, müvekkilince Sakarya … Noterliği’nin 23/10/2012 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkilinin alacağına ilişkin olarak düzenlerek tebliğ ettiği faturaların davalı tarafından ticari defterlerine işlediğini, davalı … tarafından 10/06/2013 tarihinde müvekkilinin işini bitirdiğine ilişkin Çanakkale SGM’ne yazı gönderdiğini, TOKİ nezdinde geçici ve kesin kabullerin yapıldığını, davalı …’in diğer davalı … San.Tic.Ltd. Şti. ile birleştiğini, TTK madde 190 gereğince davalıların müteselsil sorumluluklarının bulunduğunu, fatura alacaklarına ilişkin olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı tarafın yetki ve borca itirazda bulunması üzerine yetki itirazı kabul edilerek davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın 78.779,14 TL’lik kısmına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; müvekkili … ile davacı arasında 23/11/2011 tarihli sözleşme imzalandığını, şahıs şirketi olan … – …’ın öncelikle tür değiştirerek … Ltd. Şti., akabinde de unvan değişikliğiyle … Ltd. Şti. olduğunu, davacının sözleşme bitiş tarihi olan 24/10/2012 tarihine kadar sözleşmeyi ifa edemeyeceğinin tespit edilmesi üzerine Ezine Noterliği’nin 23/07/2012 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, buna rağmen davacının sözleşme gereği ifayla yükümlü olduğu edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davacının temerrüde düşürüldüğünü, ihtarname ile sözleşmenin 10. maddesine göre şantiye sahasında teknik personelin bulundurulması aksi takdirde cezai şart talep edileceğinin belirtildiğini, Kartal … Noterliği’nin 17/10/2012 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacıya “sözleşmede yer alan edimlerini yerine getirmesi, temerrüde düşürüldüğünden temerrüt faizi ile birlikte gecikme tazminatının müvekkiline ödenmesi, sözleşmede yer alan cezai şartların hesaplanarak yapılacak ödemelerden mahsup edileceği, müvekkili ile dava dışı iş sahibi TOKİ arasında imzalanan sözleşme gereğince uğranılan zarar ve TOKİ tarafından talep edilecek cezai şart bedellerinin davacıdan tahsil edileceği, sözleşmedeki edimlerin eksiksiz ve süresinde yerine getirilmemesi halinde işlerin davacı nam hesabına yaptırılacağı” hususlarının ihtar edildiğini, sözleşmenin 18. maddesine göre hak edişlere nazaran fazlasıyla ödeme yapıldığını, hak edişlerden fazlasının davacı tarafa iş avansı olarak ödendiğini, iş avansı olarak ödenen bedellerin çek olarak verildiğini, davacının sebepsiz zenginleştiğini, davacının eksik olarak ifa ettiği edimlerin davacı namı hesabına yaptırıldığını, takibe konu faturaların davacıya iade edildiğini belirterek, haksız ve dayanaksız davanın reddine ve davacının kötüniyetli olması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davalılar vekilince, davalı … Ltd. Şti’nin sözleşmede taraf olmaması nedeniyle iş bu davalı yönünden davanın usulden reddedilmesi gerektiği savunulmuş ise de; davalı firmanın ticaret sicil bilgileri incelendiğinde davalı … Ltd. Şti tüzel kişiliğinin diğer davalı … – … şahıs firmasının devamı olduğu, …’in her aşamada yer aldığı gözetilerek davalılar vekilinin itirazının reddine karar verildiği; tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğine herhangi bir itiraz bulunmayıp uyuşmazlığın davacının edimlerini ayıplı olarak yapıp yapmadığı, edimlerin süresinde yerine getirilip getirilmediği noktalarında toplandığı; davalılarca her ne kadar davacının edimini ayıplı yerine getirildiği ve süresinde teslim edilmediği iddia edilmekte ise de; davalı tarafça buna ilişkin olarak davacıya herhangi bir cezai şart ya da gecikme cezası uygulanmadığı, hak edişlerin yapıldığı, davalının 10/06/2013 tarihinde SGK Müdürlüğüne gönderilen yazısı ile davacının işi bitirdiğinin anlaşıldığı, dava dışı asıl işveren TOKİ nezdinde geçici ve kesin kabullerin yapıldığı, her ne kadar davalıların sözleşme konusu işi davacı namı hesabına yaptırıldığı ileri sürülmüş ise de, buna ilişkin herhangi belgenin dosyaya sunulmadığı; dosya kapsamına alınan bilirkişi kök raporunun ve ek raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesi ile, rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, 77.469,83 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren uygulanacak artan azalan oranlarda avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile davalılardan alınarak davacıya verilmek üzere borçlu davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazının kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine; likit bir alacak bulunmaması nedeni ile koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine; reddedilen bölüm yönünden davacının takibinde kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine; davacı lehine 8.871,68 TL, davalılar lehine AAÜT’ne göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir., Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin kararında işlemiş faize ilişkin talebinin hangi sebeple reddedildiğinin belirtilmediğini; davalı yanın, takip tarihi itibariyle müvekkile borçlu olduğunu ve borç tutarını bilecek durumda olduğunu; itirazın haksız davalının kötüniyetli olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için gereken şartların oluştuğunu; mahkemenin 78.779,14 TL tutarındaki talebin 1.309,31 TL tutarındaki kısmını reddettiği ve davalı lehine 2.180 TL vekalet ücretinin davalılara ödenmesine karar verdiğini; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesinde yer alan “Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmü gereğince 2.180 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu; kararın usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilse dahi, müvekkili aleyhine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin tutarının 1.309,31 TL olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine; aksi takdirde hükmedilen vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yargılamaya konu edilen sözleşme ve tutanaklarda … Ltd. Şti’ni ilzam edecek bir imza mevcut olmadığını, sözleşmeden dolayı sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, … Ltd. Şti hakkında açılan davavının usulden reddi gerektiğini; takibe dayanak yapılan faturaların müvekkili tarafından iade edilerek bu işlerin davacı tarafından yapıldığı hususunun inkar edildiğini; bu durumda sözleşmeye konu edilen işçilik kalemlerinden hangisinin davacı tarafından yapıldığını tespit etmek ve yine sözleşme doğrultusunda bu işçilikleri ücretlendirerek, yapılan ödemeleri tenzil etmek gerektiğini, mahkeme tarafından hatalı bir değerlendirme yapıldığını, davacının iade edilen faturalara konu ettiği işleri yaptığını ispat etmek zorunda olduğunu, ispat yükünü yerine getirmediğini; müvekkillerinin davacının yapmış olduğu işlerin bedelini kendine fazlası ile ödediğini; sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 24/10/2012 olduğunu; taraflar arasında sözleşme süresinin uzatıldığına dair ek bir sözleşme yapılmadığını, bu durumda davacının müvekkiline 50.000-TL cezai şart ile gecikilen her gün için günlük 500-TL ödeme yapılması gerektiğini; davacının şantiye sahasına personelini sokmayarak sözleşmeye aykırı davrandığını, yaptığını iddia ettiği bir çok işin müvekkili tarafından başkalarına yaptırıldığını; davacının alacak iddiasını kabul etmemekle birlikte bu durumda yapılması gereken müvekkilinin hak kazandığı cezai şart ve gecikme cezalarının hesaplanması ile var ise davacının alacağından tenzil edilmesi gerektiğini; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının davacı iddiası doğrultusunda hazırlandığını; savunma ve itirazının değerlendirilmediğini; taleple bağlılık ilkesinin gözardı edildiğini; davacının dava dilekçesi ve diğer lahiyalarında müvekkilinin teminat iadelerinden dolayı alacaklı olduğu yönünde iddiada bulunmadığını; faiz oranı fahiş olup davacı talebini aştığını; davacı vekili lehine fahiş bir miktarda vekalet ücreti takdir edildiğini; mahkemenin lehine vekalet ücretine karar verirken takip talebi ile dava konusu edilen tutar arasında ki farkı esas alması ve bu fark üzerinden nisbi şekilde hesaplama yapması gerektiğini; lehine takdir dilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, işin yapılıp teslim edildiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise işin eksik olarak ifa edilmesi nedeniyle edimlerin davacı namı hesabına yaptırıldığını, takibe konu faturaların davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar paranın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde eksik iş, sözleşme ekleri ile fen ve tekniğine göre, ya da varsa proje ve şartnamesinde belirtilip yapılması gerektiği halde kısmen ya da tamamen yapılmayan, fakat mevcut halini iş sahibinin kabul ettiği eser olarak ifade edilmektedir. Eksik işlerin varlığı halinde iş sahibi ihtirâzi kayıt ileri sürmek ve ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işlerin giderilme bedelini, işin eksik yapılması sebebiyle fazla ödenen bedelin iadesini isteyebileceği gibi eserin eksik bırakılan kısmının bedelini ödemekten kaçınabilecektir. Davacı ile şahıs şirketi olan … – … arasında imzalanan 23/11/2011 tarihli sözleşme ile davacı, Çanakkale Ezine 128 adet konutlu mekanik tesisat işlerinin yapımını 460.000 TL anahtar teslimi götürü bedel ile yükümlenmiştir. Davacı alacaklı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile 10/05/2013 tarihli tutanakta yapılan teslimat işlerin ilavesi için 28.600,00 TL ve Çanakkale Ezine 128 adet konut mekanik işler bedeli için 77.600,00 TL bedelli iki adet faturadan kaynaklanan toplam 106.200,00 TL asıl alacak, 1.309,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 107.509,31 TL alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı-borçlu şirketin ve … – …’ın itiraz dilekçesi ile şirketin ünvan değişikliği yapılarak … Ltd. Şti. olduğu; faturaların Kadıköy …Noterliğinin 03/07/2013 tarihli … nolu ihtar ile iade edildiğini belirterek borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine, itirazın iptali istemli eldeki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde bilirkişiden alınan 11/07/2016 tarihli raporda; davacının usulüne uygun tutulan 2013 yılı ticari defterlerinde takip konusu iki adet faturanın davalı borcuna kaydediliği, 10/09/2013 tarihi itibariyle davacının davalıdan 34.744,81 TL alacaklı olduğu, bu tutara takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülebileceği; davacının namı hesabına yaptırılan işlere ilişkin dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı, davalının davacıya göndermiş olduğu ihtarname ve yazılarda belirtilen gecikme ve ceza kesintisi uygulanmadığının tespit edildiği; taraf vekillerinin itirazı doğrultusunda alınan 01/03/2018 tarihli ek raporda; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 23. maddesi gereğince her hak edişten geçici kabulde iade edilmek üzere %10 teminat kesintisi yapıldığı, davalı tarafından Çanakkale SGK Müdürlüğüne gönderilen yazıdan davacının 10/06/2013 tarihinde işi bitirdiğinin ve alt yüklenici dosyasının kapatılması talebinden geçici ve kesin kabullerin yapıldığının anlaşıldığı, davalı tarafça yapılan teminat kesintilerinin kabuller doğrultusunda davacıya iade edilmesi gerektiği, davacının 42.725,02 TL teminat alacağının bulunduğu, bu nedenle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 34.744,81 TL ve 42.725,02 TL olmak üzere toplam 77.469,83 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 26/1 maddesinde; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü bulunmaktadır. Medeni hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke HMK’nın 26’ncı maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, hâkim tarafların talepleri ile bağlıdır. Kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Fakat hâkimin duruma göre talep sonucundan daha azına karar vermesinin önünde engel yoktur. Davacı tarafça, icra dosyasında ve dava dilekçesinde iş bedelinin tahsilinin talep edildiği ve teminat alacağı yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı, halde, ilk derece mahkemesince, denetime açık ve bilimsel verilere uygun bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 34.744,81 TL alacaklı olduğu esas alınarak karar verilmesi gerekirken, teminat alacağının talep edilen iş bedeline eklenerek hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
Eser sözleşmelerinde sözleşmenin feshedilip yüklenicinin işten el çektiği ya da işi terk edip gittiği ve işin yarım kaldığı yasal delillerle ispat edilmedikçe yapılan işin kural olarak yüklenici tarafından gerçekleştirildiği kabul edilmekte ise de bu karinenin aksinin kanıtlanması mümkündür. Yüklenicinin işi teslim ettiği, terkettiği ya da sözleşmenin feshedildiği tarihten sonra işin eksik ve ayıplı yapıldığının ve eksik ve kusurların iş sahibi tarafından işe devam edilerek tamamlandığı veya üçüncü kişilere tamamlattırıldığının yasal delillerle ispatı zorunludur. Ancak, işin davacı namına üçüncü şahsa yaptırıldığı yasal delillerle ispatlanamamıştır. Davalı tarafça hak kazandığı cezai şart ve gecikme cezalarının hesaplanması ile var ise davacının alacağından tenzil edilmesi konusunda yargılama sırasında açıkça mahsup talebinde bulunulmaması ve bu hususun sözleşmenin tasfiyesi sırasında değerlendirileceğinden davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Öte yandan, davalı … – …’ın tür değiştirerek … Ltd. Şti. ve akabinde ünvan değişikliğiyle … Ltd. Şti. olmasına rağmen, karar başlığında her ikisinin de davalı olarak gösterilmesi maddi hataya dayalı olmakla, kabul edilen miktarın “davalılardan” tahsiline şeklinde karar verilmesi yerinde olmamış; ancak icra dosyasında ödeme emrinin yeni ünvana göre tebliğ edildiği ve yargılama sırasında yeni ünvan ile davalı şirket temsil edildiğinden karar başlığı düzeltilmek suretiyle hüküm kurulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile, 34.744,81 TL alacak için itirazın iptaline, bu miktar için takibin aynı koşullarda devamına, davacının fazlaya ilişkin talebi ile, likit olmayan alacak için inkar tazminatı talebinin ve reddedilen kısım için kötü niyetli takip yapıldığı açıkça ispatlanamığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih ve 2014/1662 Esas, 2018/1301 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 34.744,81 TL alacak için takip koşulları ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,4-Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 2.373,42 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 1.345,40 TL (807,90 TL + 537,50 TL) harcın mahsubu ile bakiye 1.028,02 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 1.345,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 330,00 TL tebligat ve posta gideri, 2.850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.180,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.402,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.211,72 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 6.524,46 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 39,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 160,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince KESİN olmak üzere23/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.