Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/396 E. 2021/2200 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/396
KARAR NO: 2021/2200
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2015/598 Esas, 2018/1163 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında açık hesap (cari hesap) ticari ilişkiden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin tekstil işi yaptığını, davalı borçlu için yapmış olduğu imalatları teslim ettiğini, müvekkilinin alacağı olan fatura karşılığının ödenmemiş olması sebebiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkili şirketin … ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, davacının şirketi olan … ile ticari ilişkisinin olduğunu, müvekkili şirketin davalıdan alacağı olduğunu, bu konuda Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede takip konusu alacağın kaynağı olan fatura içerikleri incelendiğinde, davacı tarafından davalı adına tişört dikim, ütü ve paket karşılığında düzenlendikleri, fatura içeriği hizmetin verildiği, faturaların ihtarname ekinde davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafın faturalarda yer alan birim fiyatlara itiraz ederek faturaları davacıya ihtarname ekinde iade ettiği, davacı tarafından düzenlenen faturalarda hizmet karşılığı birim fiyatı ihtilaflı olup birim fiyatına ilişkin taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı, birim fiyatının tespiti konusunda tekstil mühendisi bilirkişiden alınan raporda hizmetin verildiği tarih itibariyle rayiç değer üzerinden birim fiyatının 1.50 TL olduğu, takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 10.630,31 TL alacaklı bulunduğu, davacının alacağının olmadığı, gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, görülen dava da, karşı dava ve birleşen dava olmadığını, davalının akdi ilişkiyi ve edimin ifa edildiğini inkar etmediğini, sadece birim fiyata itiraz ettiğini, bileşik ikrar kuralları gereğince ispat külfetinin davalıda olduğunu, davalının, taraflar arasında edimin 1,20 TL birim fiyat üzerinden anlaşma sağlandığına yönelik savunmasını ispat edemediğini, davanın konusunun … ve … faturalar olduğunu, sanki davalı tarafın takas mahsup talebi veya karşı davası veya birleşen davası varmış gibi rapor tanzim edilmesinin ve bu doğrultuda hüküm kurulmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, faturalarda belirtilen miktar kadar bayan sweatshirt’ü imal edilip, davalı tarafa teslim edildiğini, teslim tarihindeki birim fiyatının 2.20 TL olduğunu, bu birim fiyatının o zaman ki piyasa rayiçlerine de uygun olduğunu, bilirkişi raporunda 2.20 TL birim fiyattan yapılan hesaplama ile müvekkilinin alacaklı olduğu açıkça ortada iken davanın reddine yönelik hüküm oluşturulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, ayrıca sözlü yargılama konusunda ara karar oluşturmamasının, tanık dinlenmemesi ve yemin hakkının hatırlatılmamasının da açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek eksik incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının cari hesaptan (açık hesap) kaynaklı 61.309,92 TL asıl alacak ve işlemiş faizi üzerinden icra takibi başlattığı, takip dayanağının taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacak olarak belirtildiği, takibin davalının yasal sürede borca itirazı ile durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmış, taraflar arasındaki ihtilafın davacı tarafça davalı adına düzenlenen 11/12/2014 tarihli … nolu ve 18/12/2014 tarihli … nolu faturalardan kaynaklandığı, fatura içeriklerinin tshirt dikim, ütü ve paket hizmeti olduğu, davalının kendisine tebliğ edilen faturalara birim fiyat yönünden itiraz ederek ihtarname ile itiraz ettiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK 4/2 maddesinde, 28/02/2018 tarih 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucu, değeri 100.000,00 TL’yi geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanacağından, davalı tarafın sözlü yargılama aşamasına geçilmeden karar verildiği yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Taraflar arasında fason tekstil işini konu alan sözlü eser sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı yüklenici davaya konu takipte bakiye iş bedelini talep etmiş davalı davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bedele ilişkindir. Sözleşme sözlü olarak kurulduğundan taraflarca kararlaştırılmış bedel söz konusu değildir. Buna göre iş bedelinin tanık veya yeminle ispatı söz konusu olmayıp, işin bedelinin yapıldığı tarih ve yüklenicinin giderleri dikkate alınarak piyasa rayicine göre belirlenmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, uyuşmazlığa konu faturaların konusu iş bedelinin, cari ticari ilişki nedeniyle düzenlenen önceki faturalarda yer alan iş bedelleri kıyaslanmak suretiyle belirlenmiş, mahkemece de belirlenen bu bedele göre karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, bedelin belirlenmesi teknik bir konu olduğundan uyuşmazlığa konu işin bedelinin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi için yeniden bilirkişi raporu veya ek bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 14/11/2018 tarih, 2015/598 Esas, 2018/1163 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.