Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/392 E. 2019/315 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2019/392
KARAR NO : 2019/315
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI : 2018/1428 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, davalı şirket merkezinin de içinde bulunduğu binanın giydirme cephe kaplama yapım işleri nedeniyle bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, istinafa konu 28.11.2018 tarihli ara kararı ile, talebin faturaya dayalı henüz muaccel olmayan alacağa dair olduğu, İİK’nın 257/2 maddesinde şartların bulunduğuna dair hiçbir delil sunulmadığı belirtilerek şartları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir. Davacı yüklenici şirket, 27.04.2016 tarihli sözleşme kapsamındaki işlerin yapılarak tamamlanıp teslim edildiğini, söz konusu işle ilgili geçici kabul işleminin yapıldığını, taraflar arasında hesap mutabakati bulunduğunu, hakediş ve kesin hesabın yapıldığını, tebliğ edilen fatura bedelinin ihtara rağmen ödenmediğini, tahsili için İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ……… Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan takibe davalı tarafın haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve ihtiyati haciz talebinde bulunmuş; davalı iş sahibi şirket vekili ise, işin, eksik ve ayıplı olarak ifa edildiğini belirterek bunlara ilişkin haklarını saklı tutarak davanın ve ihtiyati / tedbir- haciz taleplerinin reddini talep etmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.Dosyadaki asıl talep, binaya giydirme cephe kaplama yapım işleri nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsiline yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olup; davacının ihtiyati haciz talebi mahkemece, alacağının muaccel olmadığından bahisle reddedilmiştir. Eser sözleşmelerinde ve özellikle inşaat işlerinde yapılan imalatla ilgili taraflarca imzalanmış Geçici Kabul tutanağı, kural olarak işin varsa eksiklikleriyle birlikte teslim edildiği anlamına gelir. Eser sözleşmesini düzenleyen hükümlerden olan “Bedelin muacciliyeti” başlıklı 479. maddesi uyarınca iş sahibinin bedel ödeme borcu eserin teslimi anında muaccel olur. Bu iki hüküm birlikte değerlendrildiğinde somut olayda iş bedelinin muaccel olduğu ve taraflar arasında yazılı sözleşme bulunduğu, dava konusu alacağın takipten önce ihtarla talep edilmiş olduğu ve taraflar arasındaki hesap mutabakati de dahil mevcut belgelere göre dosyada yaklaşık isbat kuralının da gerçekleştiğinin kabulü ile uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken verilen red kararı hatalı olmuştur. O halde; yukarıda yapılan açıklamalara göre usul, yasa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, uygun bir teminat karşılğında kabulü yönünde karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2018 tarih, 2018/1428 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.