Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/364 E. 2019/1441 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/364
KARAR NO : 2019/1441
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2018
NUMARASI : 2016/1036 Esas, 2018/1024 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 27/11/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin 05.03.2014 tarihli İstanbul/Ayazağa yerleşkesi, üniversite binası, iksa ve kazı binası yapılmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığını, müvekkili şirketin sözleşmenin “Keşif özeti” başlıklı 7.maddesinde açıklanan toplam 11 kalem işi layıkıyla yerine getirdiğini, sözleşme bedelinin KDV hariç 4.650.000TL olduğunu, iş sahibinin makul süre içinde yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ancak iş sahibinin yükümlülüklerini yerine getirmediği için gecikme yaşandığını, yapılan iş bedellerinin ödenmesi için davalı hakkında icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalı borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili cevap dilekçesi ile, işin süresinin 6 ay olup taşeron davacı firmanın işi işsahibine en geç 07.09.2014 tarihinde teslim etmesi gerektiğini, gecikilen her gün için iş bedelinin %0,2 tutarı gecikme cezası olarak kesileceğini, yapılan imalatların bedelinin gerekli kesintiler yapılarak düzenlenen hak edişler sonrası davacıya ödendiğini, davacı tarafından taahhüt edilen işin bitirilmemesi nedeniyle 5 no’lu hak ediş tarihi olan 25/03/2015 tarihi itibariyle gecikilen 33 gün için gecikme cezası olarak 306.900TL’nin 5 no’lu hak edişte kesildiğini, gecikme cezası bedeli düşüldükten sonra ödeme yapıldığını, davacının 5 no’lu hak ediş sonrası yaptığı işler için 03/06/2015 tarihinde 6 nolu hak ediş düzenlendiğini, hak edişte 25/03/2015 tarihinden itibaren yaşanan 70 günlük ek gecikme için 651.000TL gecikme cezası, 50.025,60TL şantiye masraflarına iştirak ve elektrik bedeli kesildiğini, kesintilerden sonra KDV dahil tahakkuk eden net hak ediş tutarı olan 13.641,43TL’nin davacıya ödendiğini, davacı tarafça hazırlanan 6 no’lu hak ediş imzalanmadığından müvekkili şirket tarafından 25/05/2015 tarihinde sözleşme çerçevesinde yapılan işin ne seviyede olduğunun tespiti için İstanbul 11.Ticaret Mahkemesinin 2015/826 Değişik İş dosyasından tespit isteminde bulunulduğunu, düzenlenen raporda keşif tarihi itibari ile 4.023.658.50TL tutarında imalatın yapıldığının, eksik kalan işlerin değerinin 626.341.50-TL olduğunun, işin gecikmeye girdiği ve gecikilen her gün için iş bedelinin %0,2 tutarında gecikme cezası kesilebileceğinin belirtilmiş olduğunu, davacının gecikmesi sebebiyle 31/07/2015 tarihinde inşaatta göçük meydan geldiğini ve büyük çaplı hasar oluştuğunu, davacıya ait iş makinelerinin sahadan uzaklaştırma işleminin davacının nam ve hesabına müvekkili şirket tarafından …Şirketi’ne 26.550TL bedelle yaptırıldığını, davacının 5 nolu hak edişte kümülatif olarak 3,036.236.45TL tutarında hak ediş yaptığını kabul ettiğini, 6 nolu hak ediş bedeli olarak davacının 1.904.241TL talep ettiğini, sözleşme bedelini aşan 290.477,45TL’Iik kısmın herhangi bir dayanağı olmadığını belirterek davanın reddi ile davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 1.609.733,64-TL asıl alacak, 28.170,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.637.903,98-TL yönünden itirazın iptaline, takibin 1.609.733,64-TL asıl alacak, 28.170,34-TL işlemiş faiz üzerinden devamına ve asıl alacağın % 20 si oranında 321.946,72-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.Davalı vekili; sözleşme çerçevesinde 07/03/2014 tarihinde yer teslim tutanağı düzenlenerek davacıya işin yapılacağı mahallin teslim edildiğini, davacı tarafından 07/09/2014 tarihinde iş bitecek şekilde iş programı hazırlanarak müvekkili şirkete verildiğini, verilen sürelere rağmen davacı tarafından taahhüt edilen işin 20/02/2015 tarihine kadar bitirilemediğini, bu nedenle 5 nolu hakediş tarihi olan 25/03/2015 tarihinde 33 gün için gecikme cezası olarak 306.900TL’nin 5 nolu hakedişte kesildiğini, davacının 5 nolu hakediş sonrası yaptığı işler için 03/06/2015 tarihinde 6 nolu hakedişin düzenlendiğini, bu hakedişte 25/03/2015 tarihinden itibaren yaşanan 70 günlük ek gecikme için 651.000TL gecikme cezası ve 50.025,60TL şantiye masraflarına iştirak ve elektrik bedeli kesildiğini, faturaların davacı şirketçe iade edildiğini, kesintilerden sonra KDV dahil tahakkuk eden net hakediş tutarı olan 13.641,43-TL’nin 6 nolu hakediş olarak davacıya ödendiğini, davacı tarafça gecikme cezası kabul edilmemekle birlikte fatura iade edilirken somut bir gerekçe sunulmadığını, hal böyle iken kararda yazılı olan 60 günlük sürenin gecikme olarak kabul edilemeyeceği ve sadece 43 günlük gecikme cezası talep edilebileceği hususunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece müvekkili şirket tarafından verilen 5 aylık ek sürenin üzerine 2 aylık süre daha eklendiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmede yağışlı havanın mücbir sebep sayılacağı konusunda hüküm yer almadığını, mücbir sebep olarak olağanüstü doğa koşulları ve selin sayıldığını, kaldı ki davacı tarafça hava koşullarında olağanüstü değişime dair bir belge ibraz edilmediğini, mahkemece hava şartlarının ne şekilde olduğu ilgili mercilere sorulmaksızın eksik inceleme yapılarak hüküm verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 11/06/2015 tarihli raporda; keşif tarihi itibariyle 4.023.658,50TL tutarında imalatın yapıldığı, eksik kalan işlerin bedelinin 626.341,50TL olduğu, işin gecikmeye girdiği ve gecikilen her gün için iş bedelinin %0,2 tutarında gecikme cezası kesilebileceğinin belirtildiğini,31/07/2015 tarihinde meydana gelen göçük ile ilgili olarak zararın tazmini için sigorta şirketine açılan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/143 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalı şirkete %25 oranında kusur verildiği gözetildiğinde birbirine tamamen zıt 2 bilirkişi raporuna rağmen çelişkiler giderilmeksizin karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki ek raporun da kök raporla taban tabana zıt olduğunu, icra inkar tazminatı için likit binr alacağın mevcudiyetinin zorunlu olduğunu, oysa davada likit alacaktan söz edilemeyeceğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dava,taraflar arasında imzalanan yazılı eser sözleşmesi gereğince eksik ödenen 5. ve 6. Hak ediş bedellerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan 05.03.2014 tarihli götürü bedelli inşaat sözleşmesinde yer tesliminin 07.03.2014 tarihinde yapılacağı, işin süresinin 6 ay olacağı,işin en geç 07.09.2014 tarihinde teslim edileceği ve iş bedelinin 4.650.000TL olacağı kararlaştırıldığı, yerin davalı tarafça 07.03.2014 tarihli yer teslim tutanağı ile teslim edildiği ve işin teslim süresinin taraflarca 20.02.2015 tarihine kadar uzatıldığı ,sözleşme gereğince yüklenicinin sözleşmede yazılı mücbir sebepler dışında başka bir sebeple işin yapılamadığını ileri sürerek süre uzatım talebinde bulunamayacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafça gönderilen 23.03.2015 tarihli ihtarname ile kış koşulları nedeniyle işin teslim tarihinin 2 ay daha uzatılmasının talep edildiği ancak davalı tarafça bu talebin kabul edilmediği hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.Davacı, işi sözleşme gereğince mücbir sebep sayılan yağışlı hava nedeniyle geç teslim ettiğini ancak bu mücbir sebebin kendilerinden kaynaklanmadığını, bu nedenle gecikme cezası kesilemeyeceğini iddia etmiş, davalı ise, yağışlı havanın sözleşmede mücbir sebep olarak sayılmadığını, işin kendilerince verilen ek sürelere rağmen geç bitirilip teslim edildiğini, bu nedenle davacının 5. ve 6. Hak ediş bedellerinden gecikme cezası kesmelerinin sözleşme içeriğine uygun olduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir.Mahkeme, yağışlı hava mücbir sebep sayılarak davacının işi teslim etmesi için taraflarca kararlaştırılan 5 ay 11 günlük sürenin son tarihi olan 20.02.2015 tarihine kış koşulları nedeniyle 2 aylık ek bir süre verilerek işin teslim tarihinin 22.04.2015 olarak belirlenmesi gerektiğini, bu haliyle davalının davacının hak edişinden 43 günlük kesinti yapabileceğini, 60 günlük kesintinin haklı olmadığını, yapılabilecek kesinti tutarının 399.900TL olduğunu, şantiyede kullanılacak su ve elektrik harcamalarının tümünün yükleniciye ait olduğunu, bu miktarların hak edişten kesilebileceğini, toplam 11.623TL lik su bedeli ile 1.867,10TL elektrik bedelinin ve davalı tarafından davacıya ait araçların enkazdan kurtarılma bedeli olarak ödenen 26.550TL nin hak ediş bedelinden kesilebileceğini, çevre taşınmazların zarar görmemesi için yapılan 315.000TL nin ise davacı taraftan istenemeyeceğini kabul ederek davacının talep edebileceği hak ediş bedelinin 1.609.733,64TL, işlemiş faiz tutarının ise 28.170,34 TL olduğunu belirleyerek bu şekilde hüküm tesis etmiştir.Her ne kadar mahkemece ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kış hava koşulları nedeniyle davacıya 2 aylık ek süre verilmesi uygun görülmüş ise de, davacının kış hava koşulları nedeniyle ek süre talep ettiği 20/02/2015 tarihi ve öncesine ilişkin olarak hava koşullarının tespiti için ilgili kurumlara yazı yazılmadığı, bu itibarla bilirkişi raporu ile mahkeme kararının bu yöndeki belirlemelerinin dayanaksız olduğu tespit edilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece belirlenen tarih ve öncesine ilişkin olarak hava koşullarının tespiti için ilgili kurumlara yazı yazılarak gelecek yazı cevaplarına göre tespit edilen hava durumunun taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “süre uzatımı” başlıklı 24/a maddesinde yazılı tabii afetler kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle davalı tarafından uygulanan gecikme cezasının haklı olup olmadığının belirlenmesi gerekirken bu yönde hiçbir belge alınmadan hava koşulları nedeniyle 60 günlük gecikme tazminatı kesintisinin haklı olduğunun kabulü doğru olmamıştır.Kabule göre de; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden itirazın iptaline karar verildiği halde bu bedel üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetsiz bulunmuştur.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2018 tarih, 2016/1036 Esas, 2018/1024 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.