Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/33 E. 2019/324 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/33
KARAR NO : 2019/324
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2017
NUMARASI : 2014/867 Esas, 2017/1291 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında … İşlerinin yapımı konusunda imzalanan 01/03/2010 tarihli sözleşme gereğince 4 adet fatura bedelinden bakiye 439.768,80 TL alacağın ödenmemesi üzerine davalı şirkete karşı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası yapılan icra takibine itiraz edildiğini, takip dayanağı faturaların davalıya gönderildiğini, hatta taraflar arasındaki hesap mutabakatının takibe konu faturalara istinaden imzalandığını, ödemelerin yapılan işle orantılı gerçekleşmediğinden davalı şirkete 12.11.2010 tarihli ihtarname ve fatura gönderilerek ödeme yapılmaması halinde işin yürütülemeyeceğinin bildirildiğini, montajların tamamlanma oranının %90 seviyelerinde olduğunu, sonrasında tarafların bir araya gelerek davalı şirkete gönderilen 09.04.2010 tarihli 820.395,00 TL, 03.05.2010 tarihli 820.395,00 TL, 04.06.2010 tarihli 820.395,00 TL, 28/03/2011 tarihli 72.171,56 TL tutarında 4 adet faturadan kaynaklanan bakiye 439.768,80 TL alacakla ilgili olarak aralarında 31.01.2011 tarihinde cari hesap mutabakatı imzalandığını, 4. Ayın fatura bedelinin mutabakat ile 61.162,34 TL olduğunun kararlaştırıldığını, davalıya gönderilen BA/BS formlarının onaylandığını, işlerin ne oranda tamamlandığına dair karşılıklı olarak tutanak tutulduğunu, bu tutanağa göre bakiye bedelin fatura edildiğini, davalının eksik ve ayıplı işlere ilişkin müvekkilinden bir talepte bulunmadığını, işin 4 ay içinde tamamlanması gerekirken davalının malzemeleri geç temin etmesi nedeniyle montaj işlerini geç yaptığını, eksik işlerle ilgili karşılıklı tutanak tutulduğundan kalan işlerin başka firmalara verilmesinin doğal olduğunu, düzenlenen faturaların davacının bugüne kadar yaptığı işlerin karşılığı olduğunu belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında hesap mutabakatı bulunmadığını, dava konusu faturaların müvekkiline ulaşmadığını ve içeriğini kabul etmediklerini, işler tamamlanmadığından iş sahasında herhangi bir deneme ve kontrol yapılmadığını, bu aşamalar tamamlanmadan fatura düzenlenip icra takibine geçilmesinin hukuki dayanaktan yoksun ve sözleşmeye aykırı olduğunu, işin %90 oranında tamamlandığına dair beyanı kabul etmediklerini, sözleşmenin 15. Maddesi gereği kesin hakedişin doğması için işlerin %100 olarak tamamlanması ve bütün elektrik tesisatının çalışır vaziyete getirilip denenmesi gerektiğini, ancak bu işlemin davacı şirketin şantiye sahasını terk etmesinden ve eksik işlerin üçüncü kişilerce tamamlanmasından sonra yapıldığını, davacı şirketçe yapılan işlerde hatalı malzeme ve kalitesiz işçilik sebebi ile aksamalar tespit edildiğini, eksik ve ayıplı işlerin başka şirketlere yaptırıldığını, bir kısım işlerin ise eksik olarak teslim edildiği iş sahibi … A.Ş. ve kiracısı … A.Ş. tarafından tamamlatıldığını, buna ilişkin faturaların da dilekçe ekinde sunulduğunu, davacının işi sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini ispat etmek zorunda olduğunu, bu nedenle mahallinde keşif yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine, %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, sözleşmenin taraflarının şantiyede yapılan işleri çizelge haline getirerek ilerleme durumlarını belirledikleri, 31/01/2011 tarihinde bir araya gelerek ilerleme raporu üzerinde mutabık kalarak çizelgenin sözleşme taraflarının yetkilendirdiği isimler tarafından imzalanarak anlaştıkları, bu anlaşma üzerine mutabık kalınan oran üzerinden davacı yüklenici şirketin düzenlenen 4 adet faturadan kaynaklanan 439.768,80 TL alacaklı olarak cari hesap mutabakatına varıldığı ve taraflarca kabul edilerek imzalanmış olduğu, 31/01/2011 tarihinde kabul edilen mutabakat yöntemi hatalı olmakla birlikte ilerleme raporlarına göre işverence kabul edilerek mutabakata varıldığı, sözleşmede nefaset oranı belirtilmeyip, iş tamamlanmadığından mutabık kalınarak sulh yapıldığı, son bilirkişi raporunda dava konusu elektromekanik montaj işçiliğinin mutabakat sonucu yapılan işçilik nedeniyle tanzim edilen faturalar karşılığı 439.768,80 TL alacak belirlendiği, sözleşme konusu işin yapılıp bitirildiğinden mahallinde keşif yapılmasının faydalı olmayacağı kanaatine varıldığı ve teknik bilirkişilerden alınan raporların da birbirini doğruladığı gerekçesiyle, davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın sözleşmede bulunan yetki şartı sebebiyle reddine, davanın kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına, davacının icra inkar tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; eksik iş yapıldığına ilişkin itirazlar ile, tanık beyanları ve ikrarın dikkate alınmadan, mahallinde keşif yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini, taraflar arasında hesap mutabakatı bulunmadığını, faturaların müvekkiline hiç ulaşmadığını, müvekkili şirkette … isimli bir kişinin hiç çalışmadığını, davalının gönderdiği ihtarda işin tamamlanmadığını ikrar ettiğini, sadece fatura düzenlenmesinin işin teslimi anlamına gelmediğini, teslimin davacı tarafından ispatı gerektiğini, davacının kesin süreye rağmen keşif ve bilirkişi ücretini yatırmadığından HMK’nın 324. Maddesi gereğince delil ikamesinden vazgeçmiş sayıldığı ve iddiasını ispat edemediğinden davanın reddi gerektiğini, ara karardan dönülmemesine rağmen keşif yapılmadığını, dosya üzerinden alınan rapora itiraz edildiğini, karar gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, keşif yapılması için talebe ihtiyaç bulunmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, aksi halde mahallinde keşif yapılarak teknik bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 01/03/2010 tarihli sözleşme ile, yüklenicinin inşa edeceği … Projesi işi kapsamında elektromekanik işlerin montajının taşeron tarafından 1.350.000 Euro karşılığı 2.781.000,00 TL bedel ile anahtar teslimi olarak yapılması kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme niteliğince bir eser sözleşmesidir. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir. Davacı tarafından davalıya karşı İstanbul …. icra müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde 439.768,80 TL asıl alacağın tahsili istenilmiş, dayanak olarak dört adet fatura gösterilmiş, davalı tarafça itiraz edildiğinden icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalıya gönderilen 12/11/2010 tarihli ihtarname ile, işlerin %90 seviyesinde tamamlandığı, sürenin uzaması nedeniyle giderlerin arttığı, 04/06/2010 tarihli faturanın 446.975,00 TL bakiyesinin 5 ay geçmesine rağmen ödenmediği, ödemelerin yapılan işlerle aynı seviyede olmadığı, işin daha fazla finanse ve yürütülme imkanı kalmadığı belirtilerek 3 gün içinde ödenmemesi halinde şantiyedeki faaliyetleri 22/11/2010 tarihi itibariyle durdurulacağı bildirilmiş, ihtarın davalıya 15/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre davacı tarafça davalıya 09/04/2010 tarihli 820.395,00 TL (1 nolu hakediş), 03/05/2010 tarihli 820.395,00 TL (2 nolu hakediş), 04/06/2010 tarihli 820.395,00 TL (3 nolu hakediş) ve 28/03/2011 tarihli 72.171,56 TL (4.nolu hakediş) faturalar düzenlenmiştir.Taraflar arasında çeşitli tarihlerde mutabakat belgeleri düzenlenmiş olup, davacı tarafından davalıya gönderilen ve davalı tarafça mutabık olduğu bildirilen belgelerde cari hesabın 30/06/2010 itibariyle 1.206.790,00 TL borç bakiye gösterdiği belirtilmiş, ayrıca dava konusu faturalara ilişkin BS formu düzenlenmesi için davacı tarafından davalıya gönderilen mutabakat belgelerinde ise ; 31/03/2011 tarihli Mutabakat Mektubunda Mart ayı BS formu için fatura toplamının (KDV hariç) 61.162,00 TL; 30/06/2010 tarihli Mutabakat Mektubunda Haziran ayı BS formu için fatura toplamı (KDV hariç) 695.250,00 TL; 31/05/2010 tarihli Mutabakat Mektubunda Mayıs dönemi BS formu için fatura toplamı (KDV hariç) 695.250,00 TL; 30/04/2010 tarihli Mutabakat Mektubunda Nisan dönemi BS formu için fatura toplamı (KDV hariç) 695.250,00 TL olarak belirtilmiş, belgelerin alt kısmının davalı şirketçe kaşelenip imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 31/01/2011 tarihli tutanak olarak sunduğu ve “kırmızı ile yapılan düzeltmeler dikkate alınarak % ilerlemelerde karşılıklı olarak anlaşılmıştır” ibaresi bulunan ve …-…, … ve … imzaları bulunan 31/01/2011 tarihli çizelgede tesisat işlerinde yapılmayan işler ve ilerleme oranı ve bedelleri ayrı ayrı belirtilmiş olup, buna göre; elektrik, elektromekanik ve genel mekanik işlerin sözleşme bedelleri, tamamlanma oranları ve iş bedelleri ayrı ayrı belirtilmek suretiyle toplamda sözleşme tutarı 2.781.000,00 TL, kümüle hakediş bedeli 2.062.552,34 TL (fark: 718.447,66 TL) , ilerleme oranı : %74 olarak belirtilmiştir.SGK tarafından gönderilen yazı cevabında … işyerinde 31/01/2011 tarihinde … çalışması bulunduğu, diğer kişilerin çalışmasının olmadığı bildirilmiştir. Mahkemece davalı şirket yetkililerinin belgeler konusunda isticvabı için yazılan 09/02/2012 tarihli talimat gereği talimat mahkemesince çıkarılan davetiyeye davalı şirket yetkililerinin icabet etmediği ve talimatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmaktadır. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 03/02/2014 tarihli raporda, davacı defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, dava konusu 09/04/2010 tarihli 820.395,00 TL, 03/05/2010 tarihli 820.395,00 TL, 04/06/2010 tarihli 820.395,00 TL, 28/03/2011 tarihli 72.171,56 TL olmak üzere toplam 2.533.356,56 TL bedelli hakediş faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, takip ve dava tarihi itibariyle davacı alacağının 439.768,80 TL olarak kayıtlı olduğu, dava konusu 4 adet BS formunun zamanında Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunulmuş olduğu, söz konusu 4 faturanın her biri için mutabakat formu düzenlendiği, formlardaki bilgilerin BS formlarını doğruladığı, toplamı 2.461.185,00 TL olan ilk üç faturaya istinaden davalı tarafça yapılan toplam 2.090.543,22 TL ödemenin ardından 2010 yılı sonunda kalan bakiye alacak 370.641,78 TL olduğundan anılan 3 faturanın davalı şirketçe kabul edildiği sonucuna varıldığı, davacı tarafından davalı adına 4. Hakediş bedeli açıklamasıyla düzenlenen 28/03/2011 tarih ve 72.171,56 TL bedelli faturanın davalıya teslimine ilişkin … Kargo 30/03/2011 tarih … nolu ambar tesellüm fişine göre kargonun … teslim edildiği, Kordon Vergi Dairesi’nin 12/09/2013 tarihli yazısına göre söz konusu faturalardan 09/04/2010 tarihli ve 04/06/2010 tarihli olanların BA formu ile bildirildiği, diğerlerinin bildirilmediğinin anlaşıldığı, sonuç olarak, kapanış kaydı bulunmayan davacı defterlerine göre davacının davalıdan 439.768,80 TL alacaklı göründüğünü, davalı şirketçe defter ve belgelerin incelemeye sunulmadığı, eksik ve ayıplı işlere yönelik iddianın teknik bilirkişilerce incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.Elektrik-elektronik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 22/11/2017 tarihli raporda da, tarafların 31/01/2011 tarihinde şantiyede yapılan çalışmaların çizelge haline getirilerek sulh yapıldığı, bu anlaşma üzerine mutabık kalının oran üzerinden davacı tarafça 09.04.2010 tarihli 820.395,00 T.L., 03.05.2010 tarihli 820.395,00 TL, 04.06.2010 tarihli 820.395,00 TL, 28.03.2011 tarihli 72.171,56 TL olarak (4) adet faturadan kaynaklanan 439.768,80 TL alacaklı olarak cari hesap mutabakatına varıldığı belirtilmiştir. Somut olayda, davacı taşeron tarafından dava konusu elektromekanik montaj işçiliğinin yapımı üstlenilmiş olup, düzenlenen 4 adet faturadan bakiye 439.768,80 TL alacağın tahsili için icra takibine girişilmiş, davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine icra takibi durdurulmuş ve itirazın iptali istemli bu dava açılmıştır. Mali müşavir bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi, davanın konusu 09/04/2010 tarihli 820.395,00 TL, 03/05/2010 tarihli 820.395,00 TL, 04/06/2010 tarihli 820.395,00 TL, 28/03/2011 tarihli 72.171,56 TL olmak üzere toplam 2.533.356,56 TL bedelli hakediş faturaları olup, bu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, takip ve dava tarihi itibariyle davacı alacağının 439.768,80 TL olarak kayıtlı olduğu, dava konusu 4 adet BS formunun zamanında Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunulduğu, söz konusu 4 faturanın her biri için mutabakat formu düzenlendiği, formlardaki bilgilerin BS formlarını doğruladığı anlaşılmaktadır. Yine raporda, her biri 820.395,00 TL ve toplamı 2.461.185,00 TL olan ilk üç faturaya istinaden davalı tarafça yapılan toplam 2.090.543,22 TL ödemenin ardından 2010 yılı sonunda kalan bakiye alacak 370.641,78 TL olduğundan anılan 3 faturanın davalı şirketçe kabul edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından davalı adına 4. Hakediş bedeli açıklamasıyla düzenlenen 28/03/2011 tarih ve 72.171,56 TL bedelli faturanın davalıya … Kargo aracılığı ile 30/03/2011 tarih … nolu ambar tesellüm fişiyle teslim edildiği belirtilmektedir. Davacı defterlerinin kapanış kaydı bulunmasa da dava konusu edilen ve taraflarca mutabık kalınan fatura bedelleri ve yapılan ödemeler dikkate alındığında, davacının davalıdan 439.768,80 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmaktadır. Bunun yanında, davalı şirket defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı gibi, dosyadaki belgeler konusunda davalı şirket temsilcisinin isticvabı için yazılan talimat üzerine talimat mahkemesince çıkarılan davetiyeye davalı şirket yetkililerinin icabet etmediği anlaşılmış, bu nedenle davacı tarafça sunulan mutabakat belgelerinin davalının kabulünde olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih ve 2014/867 Esas, 2017/1291 Karar, sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 30.040,60 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 7.510,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 22.530,45 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 12/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.