Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/327 E. 2019/841 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/327
KARAR NO : 2019/841
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2018
NUMARASI : 2014/839 Esas, 2018/1100 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/10/2011
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/10/2011
KARAR TARİHİ : 02/07/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl ve birleşen davalar, fason dikim işi nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında cari ilişkiye dayalı ve faturaya bağlanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptaline; karşı dava ise ayıplı işler bedeli ile yapılan masrafların tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, asıl ve birleşen (2011/431 Esas) davaların kısmen kabulüne, birleşen (2011/432 Esas) davanın reddine; karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar asıl ve birleşen davalar davalısı karşı dava davacısı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı, davalı ile ticari ilişki kapsamında cari hesap nedeniyle düzenlenen faturaların ödenmesi için yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalı ise alacağın muaccel olmadığını belirterek asıl ve birleşen davaların reddine, karşı davasında ise birleşen (2011/432 Esas) davaya konu takip dayanağı fatura kapsamındaki işlerin ayıplı olduğu, bu ürünlerin iade alımında bir kısım masrafların yapıldığını belirterek zararın tahsilini talep etmiş; mahkemece, asıl ve birleşen (2011/431 Esas) davalarda, taraflar arasında takibe konu fatura içeriği ve bedeli ile malların teslimi konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın alacağın muaccel olup olmaması noktasında olduğu, sözleşmede bedelin ödenmesine ilişkin bir tarih belirlenmediği, ürün bedellerinin nihai müşteri ödemesinden sonra yapılacağına ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı belirtilerek takip tarihi itibariyle alacaklarının muaccel olduğu belirtilerek takipten sonra davalı borçlu tarafından yapılan ödemelerin vekalet ücretinden mahsubu ile kalan miktar üzerinden takibin devamına, alacak faturaya dayalı likit olduğundan %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, birleşen (2011/432 Esas) davada ise, takip dayanağı fatura bedelinin 72.309,50 Euro olduğu, bunun 52.825,68 Eoro’sunun ödendiği belirtilerek takibin kalan 19.483,82 Euro üzerinden yapıldığı, fatura konusu 6154 adet üründen (kadın pantolonu) 500 adedinin satıldığı, kalan 5654 adet ürünün beden farklılıkları, iplik fazlalıkları, yağ lekelerinin bulunması nedeniyle açık ayıp niteliğinde bulunduğu ve hepsinin nihai müşteri tarafından iade edildiği, ayıpların kabule zorlanmayacak nitelikte olduğu belirtilerek davanın reddine, satışı yapılan 500 adet (5.875,00 Euro) ürün bedelinin davacının yaptığı 52.825,82 Euro miktarındaki ödemeden düşümü ile karşı davacı alacağının 49.950,00 Euro olduğu, karşı davacının ayıplı ürünlerin gümrükten çekilmesi masrafını herhangi bir belgeyle isbatlayamadığını belirterek karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar asıl ve birleşen davalar davalısı ve karşı dava davacısı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Asıl ve birleşen davalar davalısı ve karşı dava davacısı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; dava konusu takip alacaklarının muaccel olmadığını, zira asıl müşteri ödemesinden sonra kendisi tarafından ödeme yapılacağının öngörüldüğünü, takip tarihi itibariyle nihai müşteri tarafından ödeme yapılmadığını, kendileri tarafından davacıya yapılan ödemelerin ise avans niteliğinde olduğunu, birleşen (2011/432 Esas) dava ve karşı davadaki hesaplamaların hatalı yapıldığını, iadesi yapılan ayıplı ürünlerin gümrükten çekilmesi masrafının itiraza uğramayan Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/229 D. İş tesbit raporuyla belirlendiği halde, isbatlanamadığı gerekçesiyle reddinin hatalı olduğunu, 8 yıldır tutulan ürünlere ait ardiye bedeli taleplerinin incelenip değerlendirilmediğini, birleşen (2011/431 Esas) davaya konu 2011/14182 Esas sayılı takip alacağının ödeme emrinin tebliğ edildiği gün ödendiği halde hatalı değerlendirmeler yapılarak talebin 4.322 USD üzerinden devamına karar verildiğini, davalara konu talepler haksız olup, yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatlarına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddi, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında fason dikim işi nedeniyle ticari ve cari hesap ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Asıl ve birleşen davalar davacısı şirket yapılan işler karşılığı cari alacak nedeniyle faturaya dayalı takiplere davalının haksız olarak itiraz ettiğini, asıl ve birleşen davalar davalısı ve karşı dava davacısı şirket ise sözleşmede davacının ürettiği malların kendisi tarafından dava dışı kişilere satışı sonrasında asıl (nihai) müşterisi tarafından kendilerine yapılacak ödemeden sonra davacı ödemesinin yapılacağının öngörüldüğünü ileri sürerek davaya konu takip dayanağı fatura konusu işler nedeniyle henüz müşterisinden ödeme almadığını belirterek takip konusu alacakların takip tarihi itibariyle muaccel (istenebilir) olmadığını belirterek davaların reddini talep etmiş, karşı davasında ise, birleşen (2011/432 Esas) sayılı davaya konu takip dayanağı fatura konusu ürünlerin ayıplı olduğunu belirterek ayıp bedeli ile iade edilen bu ürünlerin gümrükten çekilmesi masrafı ve ardiye bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davalara konu, takip dayanağı fatura alacaklarının muaccel olduğu belirtilerek asıl ve birleşen (2011/431 Esas) sayılı davaların kısmen kabulüne, birleşen (2011/432 Esas) sayılı davaya konu takip dayanağı fatura konusu işlerin ayıplı olduğunu belirterek bu davanın reddine, karşı davaya konu fatura konusu işlerden 500 adedi hariç diğerlerinin ayıplı olduğu ve iade edildiği belirtilerek karşı davacının yapmış olduğu ödemenin kısmen iadesine, gümrükten çekme masrafı olarak talep edilen alacak kalemi isbat edilemediğinden reddine dair karşı davaya ilişkin kısmen kabul kararı davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık asıl ve birleşen davalara konu takip dayanağı fatura konusu alacakların takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı noktasındadır. Davalı taraf sözleşmedeki ilgili düzenleme gereği kendi müşterisinden ödeme alamadığı için takip edilen alacakların muaccel olmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasında ihtilafsız olan 27.01.2011 tarihli yazılı sözleşmenin satış ve ödeme koşulları başlıklı bölümün 3.bendinde aynen “mal bedelinin ödemesi nihali müşteriden geldiği günkü döviz kurundan yapılacak Merkez Bankası esas alınmaktadır ve imalatçının fatura kestiği tarihteki döviz kuru üstünde değişiklik olduysa kur düzeltme faturası kesilecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Belirtilen madde metni içeriği ve düzenlenen sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı ödemesinin nihai müşterisinin ödemesinden sonra yapılacağı kararlaştırılmış olduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin aksi yöndeki kabulü ve buna ilişkin karar gerekçesi sözleşme ve dosya kapsamına uygun değildir.
O halde; mahkemece, sözleşmenin belirtilen hükmüne göre davalı ödemesinin nihai(asıl) müşterisinin ödemesinden sonra yapılacağının kabulü ile tüm davaların bu kabule göre incelenip değerlendirilerek sonucuna göre yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekir.
Yapılan açıklamalara göre tarafların sair istinaf itiraz sebepleri incelenmeksizin belirtilen husus nedeniyle mahkeme kararının kaldırılarak gereği için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2018 tarih, 2014/839 Esas, 2018/1100 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı-karşı davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı-karşı davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.