Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/263 E. 2019/537 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/263
KARAR NO : 2019/537
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2017
NUMARASI : 2011/494 Esas, 2017/626 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 30/04/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalıya ait 5 katlı binanın tüm dış cephe giydirme, kaplama ve çatı çelik konstrüksiyon işlerinin yapılması konusunda 2010 yılı Şubat ayında sözlü olarak yapılan anlaşma gereğince müvekkilinin giriş katı hariç 5 katın dış cephe kaplama ve montaj işlerini bitirdikten sonra, anlaşmada olmamasına rağmen müvekkilin istenmesi üzerine çatı katının çelik konstrüksiyon işlerinin de yaklaşık 14 ton çelik mazleme kullanılarak yapılarak teslim edildiğini, müvekkilinin yapılan işler karşılığında toplamı 601.118,77 TL bedelli 9 adet fatura düzenlediğini, davalının borcun 483.500,00 TL’lik kısmını çek ve banka havaleleri ile ödediğini, bakiye 117.618,77 TL’nin ise 23/08/2011 tarihli ihtara rağmen ödenmediğini, davalının tüm malzeme bedelini ödediği ancak işin tamamlanmadığına dair iddiasını kabul etmediklerini, eksik iş bulunmadığını, müvekkilinin bakiye iş bedelini hak ettiğini, son fatura dışındaki toplam 462.434,07 TL tutarlı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının toplam ödemesinin davacı kayıtlarında 487.500,00 TL olarak göründüğünü, davalının kayıtlı faturalardan fazla yaptığı ödemelerin son faturaya mahsuben yapıldığını, davalının yaptığı ödemelerin 502.000,00 TL olduğunu ileri sürerek, davacının bakiye 117.618,77 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 15/09/2017 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında, teknik bilirkişiler tarafından 57.741,19 TL alacak tespit edildiğini, raporda tespit edilen bedel dışında kalan kısım yönünden davadan kısmen feragat ettiklerini belirtmiş, ıslah dilekçesinde ise 57.141,19 TL alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari temerrüt (avans) faizi işletilmesini istemiştir.Davalı vekili, taraflar arasında inşaatın cephe işleri ve çatının yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, sözleşme kapsamında işçilik dahil tüm malzemelerin bedeli 493.500,00 TL olarak nakit ve çeklerle ödenmesine rağmen işin süresinde ve sözleşme şartlarında bitirilmediğini, cephe işlerinin davacı tarafça tamamlanmadığını, davacı tarafça gönderildiği iddia edilen 27/05/2011 tarihli, 117.529,40-TL alacak ve 21.155,30-TL KDV toplamı 138.684,70-TL’lik faturanın müvekkilince tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin davacı tarafa böyle bir borcu bulunmadığını, iddia edilen işin yapılmadığını, bu nedenle faturaya ve tüm muhteviyatına itiraz ettiklerini, davacının alacağının ispatlaması gerektiğini, davacı tarafa ödenen miktarın 493.500,00 TL olduğuna dair beyanın hesap hatasına dayandığını, yapılan ödemenin 515.500,00 TL olduğunu, daha önce gönderilen 462.434,07 TL tutarlı 8 adet faturanın ödemesinin yapıldığını, son faturanın tebliğ alınmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, 26/02/2016 tarihli duruşmadaki beyanında bakiye 28.000,00 TL ödemenin ispatı için davacı tarafa yemin teklif etmedikleri bildirmiştir.Mahkemece, eser sözleşmesi kapsamında yapılan işler nedeniyle davacı tarafça dokuz adet toplamı 601.118,77 TL tutarında fatura düzenlendiği, bu faturalardan 27.01.2011 tarih ve 118.684,70 TL bedelli fatura dışındaki tüm faturaların ve içeriklerinin davalının kabulünde olduğu, kabul edilemeyen faturanın davalı ve dava dışı (…. Ltd Şti) şirket defter ve kayıtlarında yer almadığı, yapılan işler kapsamında davalının davacıya toplam 515.000,00-TL ödeme yaptığını ve herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmasına karşın, tespit edilen ödemelerin 502.000,00 TL olduğu, davalı vekilince 26/02/2016 tarihli duruşmada bakiye 28.000,00 TL ödemenin ispatı için davacı tarafa yemin teklif etmediklerinin beyan edildiği, toplam 601.118,77-TL tutarındaki faturalardan 462.434,07 TL tutarındaki ilk sekiz faturanın ve fatura muhteviyatı işlerin yapılıp teslim edildiğinin davalının kabulünde olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 27.01.2011 tarih ve 117.684,70 TL bedelli fatura konusu işlerin yapılıp yapılmadığı, ne kadarının yapıldığı hususunda olduğu, yapılan keşif sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan rapora göre, davacı tarafından tanzim edilen 27.01.2011 tarih ve 118.684,70 TL bedelli faturaya konu 14 kalem iş nedeniyle toplam 97.308,82-TL alacağın bulunabileceği, davalı tarafça içeriği kabul edilen faturaya konu işlerin bedeli olan 462.434,07-TL ile davalı tarafça kabul edilemeyen faturaya konu işlerin bedeli olan 97.308,82-TL toplamı 559.742,89-TL den davalı tarafça ispat edilen ödeme tutarı olan 502.000,00-TL nin mahsubu sonucu davacının talep edebileceği alacak tutarının 57.741,19-TL olduğunun tespit edildiği, rapora göre bazı işlerin önceki faturalarda da yer aldığı ve son faturaya mükerrer olarak yazıldığından davalının da kabulünde olan işler olduğu, tanık …’ın neredeyse tüm işlerin hiç yapılmadığı yönünde beyanda bulunduğundan beyanına itibar edilmediği, davacı tanıklarının ise hangi işlerin yapıldığına dair açık, detaylı ve tutarlı beyanda bulundukları, buna göre davacının 27.01.2011 tarih ve 117.684,70 TL bedelli fatura nedeniyle 57.741,19 TL tutarında alacaklı olduğunun sabit görüldüğü, faizin ıslah dilekçesiyle talep edildiğinden ıslah tarihinden işletilmesi gerektiği, davacı vekilinin davanın 59.877,58 TL’lik kısmından feragat ettiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile 57.741,19-TL eser sözleşmesinden doğan alacağın ıslah tarihi olan 04/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 59.877,58-TL tutarındaki talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, ödenmesi gereken toplam 493.500,00 TL’nin davacıya ödenmiş olmasına rağmen cephe işlerinin süresinde bitirilmediğini,eksik bırakılan işlerin başka işlerle birlikte …. isimli firmaya tamamlattırılıp ödemesi yapılarak faturasının dosyaya sunulduğunu, ancak bu durumun bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, davacı talebine konu 27/05/2011 tarihli 138.684,70 TL bedelli faturanın müvekkili kayıtlarında bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı tarafa böyle bir borcunun da olmadığını, iddia edilen işin yapılmadığını, bu nedenle faturaya ve tüm muhteviyatına itiraz ettiklerini, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 59.877,58 TL’nin tahsiline karar verilmesinin yerinde olmadığını, tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere yarım bırakılan işi müvekkilinin tamamladığını, bilirkişilerin ölçüm ve tespitlerine konu işin tamamının davacı tarafından yapılmadığını, hükme esas alınan raporun önceki raporlarla çelişki yarattığını, fatura edilen işlerle tespit edilen işler arasında tutarsızlık bulunduğunu, bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin 05/04/2018 tarihli ara kararı ile, davalı vekilinin istinafının yasal süre geçtikten sonra yapılmış olması nedeniyle HMK’nın 346/1 maddesi gereğince reddine karar verilmiş, davalı vekili ek karara karşı 07/09/2018 tarihli dilekçesiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Dairemiz’in 17/01/2019 tarih ve 2019/4 esas 2019/40 karar sayılı kararı ile, davalı vekiline gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat evrakının usulsüz olduğundan davalı vekilinin ek karara ilişkin istinaf talebinin kabulüne, davalı vekiline gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olması nedeniyle yerel mahkemenin 05/04/2018 tarihli ek kararının kaldırılmasına, istinaf harç eksiğinin tamamlanması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, karar sonrasında istinaf harçları tamamlanmıştır. Somut olayda, davacı tarafça bakiye iş bedelinin tahsili istenmiş, bir kısım talepten feragat edilerek bilirkişi tarafından tespit edilen 57.741,19 TL’nin tahsili talep edilmiş, mahkemece davanın 57.741,19 TL için kısmen kabulüne, bakiye talep yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından düzenlenen ilk 8 faturaya ilişkin 462.434,07 TL iş bedeli yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Hükme esas alınan 08/10/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda imalatı yapılıp davalı tarafça kabul edilmeyen işler bedelinin 97.308,82 TL olduğu tespit edilmiş olup, davalı taraf eksik işlerin kendilerince tamamlandığını iddia etmesine rağmen, her zaman düzenlenmesi mümkün olan fatura dışında bu savunmayı ispatlayacak tespit raporu ve başkaca yasal delil sunulmadığından, aksi ispatlanmadığı takdirde işin yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekeceğine ilişkin genel kural uyarınca imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmiştir. Tarafların kabulünde olan 8 fatura bedeli ve bilirkişi kurulunca hesaplanan son faturaya ilişkin imalat bedeli toplamına göre davacı imalatlarının toplam bedelinin 559.742,89 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça 515.000,00 TL ödeme yapıldığı savunulmuş ise de davacının kabul ettiği ve ispatlanan ödemelerin 502.000,00 TL olduğu anlaşılmış, davalı vekili fazla ödeme iddiası konusunda yemin deliline başvurulmayacağını belirtmiştir. Bu durumda toplam imalat bedelinden ispatlanan ödemelerin mahsubu halinde 27/01/2011 tarihli fatura yönünden davacının 57.741,19 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış, mahkemece davanın 57.741,19 TL üzerinden kısmen kabulüne ve davacının bakiye 59.877,58 TL tutarındaki talebinin feragat nedeniyle reddine dair verilen karar yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2017 tarih ve 2011/494 Esas, 2017/626 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.944,30-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 986,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.957,40-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.