Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/241 E. 2021/2117 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/241
KARAR NO: 2021/2117
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2018
NUMARASI: 2016/287 Esas, 2018/974 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça esasa ilşikin olarak, davacı yanca ise katılma yoluyla icra inkar tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında davalıya ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek yapılara ilişkin proje ve takip işlemlerinin yapılması konusunda yapılan anlaşma gereğince müvekkili şirketin mimarlık projeyi hazırlama ve yetkili mercilerin onayına sunma edimi karşısında, davalı yanın 200.000,00 TL ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, Bakırköy … Noterliği’ nin 23/01/2014 tarihli, … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile müvekkili şirket yetkilisi ve diğer tüm şirket çalışanlarına davalıya ait taşınmaz üzerinde yapılacak inşaata ilişkin proje ve takip işlerinin yapmaları hususunda yetkilendirildiğini, müvekkilinin taşınmaz üzerine inşa edilecek otel ve hamama ilişkin mimarlık projesinin hazırlanıp yetkili mercilere sunulduğunu, ancak davalının 10/11/2014 tarihli 200.000,00 TL bedelli faturanın karşılığının ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin diğer 3 kardeşi ile birlikte maliki olduğu ve üzerinde otel binası bulunan taşınmazların … Ltd. Şti. isimli şirket aracılığıyla işletilmekte iken, otel işletmesinin belediye tarafından 2013 tarihinde mühürlenerek işletmeye kapatıldığını, müvekkilinin otel işletmesini tekrar açabilmek için, otel binasında bulunan ve tarihi eser niteliği olduğu belirtilen hamam kısmıyla ilgili tadilat projesi hazırlayarak ruhsat alabileceğini ve projeyi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ ndan geçirerek onaylatıp otelin işletmeye açılmasını sağlayabileceklerini söyleyerek mutabık kaldıklarını, ancak davacı şirketin taahhüdünü yerine getirmediğini, projenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ve belediye tarafından onay alamadığını, müvekkilinin davalıya bu kadar yüksek bir bedel ödemeyi kabul etmediğini ve bu miktarda anlaşma sağlanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, dava konusu olan mimarlık proje ücretinin tahsiline ilişkin açılan icra takibinde davalının itirazının, projenin Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmaması sebebiyle proje ücretinin talep edilemeyeceğine ilişkin olduğu, davalının taraflar arasında hizmet sözleşmesi kurulduğunu kabul ettiği, bu sözleşme gereğince davacı tarafın mimarlık projeyi hazırlayıp, 4 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü’ ne başvuruda bulunduğu, bu haliyle edimini yerine getirdiğinin anlaşıldığı, projenin onaylanmamış olmasının davacının yaptığı hizmete karşılık ücretini almasını engellemeyeceği, bu itibarla davacının iş bedelini talep etmekte haklı olduğu ve alacağın likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, Küçükçemece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 200.000,00 TL üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren %9’u geçmemek üzere avans faizi ile birlikte takibin devamına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının tanıdıklarına, vekaletname verilmiş olmasının tek başına yazılı delil başlangıcı olduğunu, tanık dinletebilecekken dinletmediklerini, davacı tarafın davasını ve alacağını hukuki anlamda ispat edemediğini, taraflar arasındaki anlaşmanın sözlü olmasına rağmen iki tarafa vecibeler yükleyen bir sözleşme olduğunu, öncelikle davacının temerrüde düştüğünü, müvekkilinin ödemesi gereken bir borcu bulunmadığını, taraftar arasında öngörülen münasip sürede hiçbir proje yapılmadığını ve müvekkiline örneğinin teslim edilmediğini, mahkemeye sunulan projenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu veya Belediye tarafından herhangi bir onayı olmadığını, hatta CD içinde sunulduğu iddia edilen ve duruşma zabıtlarına geçen örnek projenin bilirkişiler tarafından okunamadığını, CD’nin bozuk çıktığını, hazırlanan bilirkişi raporuna göre bir karar verildiğini, halbuki raporun birçok yönden eksik olduğunu, gelişigüzel örnek bir proje ele alınarak maliyet hesabı yapıldığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; özellikle maliyetin bir inşaat projesine göre hazırlandığını , oysaki taraflar arasındaki anlaşmanın, kısmi bir tadilat projesi ile ilgili olduğunu beyan ettiklerini, ancak mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, mahkemenin gerekçeli kararında, mahallinde keşif yapıldığından bahsettiğini ancak keşif yapılmadığını, hiçbir delil toplamadan sadece genel anlamda hazırlanmış bir bilirkişi raporuna dayanarak karar verdiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesi ile, alacağın faturaya dayandığını ve likit olduğunu, bu nedenle lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının bu yönden kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında davalıya ait otel inşaatının projesinin davacı yanca hazırlanması konulu sözlü eser sözleşmesi aktedildiği anlaşılmaktadır. Davacı davalı yanca sadece proje çizimi konusunda anlaşıldığını ileri sürmüş, davalı ise otel binasında bulunan ve tarihi eser niteliği olduğu belirtilen hamam kısmıyla ilgili tadilat projesinin davacı yanca hazırlanarak, hazırlanan projeye ruhsat alınması ve projenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ ndan geçirerek onaylatılıp otelin işletmeye açılmasını sağlayabilmek için mutabakat sağlandığını belirtmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 10/11/2014 tarihli, … numaralı faturaya istinaden 200.000,00TL asıl alacak ve 690,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 200.690,41 TL alacağın tahsili için 16/10/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden gönderilen 22/04/2016 tarihli cevabi yazıda; davacı şirketin ortaklarının … ile … olduğu belirtilmiştir. Dosyada bulunan Bakırköy …noterliği’nin 23/01/2014 tarih, … yevmiye numaralı vekaletname ile davalı iş sahibi … tarafından davacı şirket ortakları … ile … ve arkadaşları; davalının sahibi ve hissedarı olduğu … mahallesi, … ada, …, …, … ve … nolu parseller üzerine her nevi inşaatlar yaptırmaya ve taşınmazlar üzerine yapılan inşaattan dolayı ilgili belediyeden veya yetkili resmi daire ve mercilerden inşaat ruhsatını, her türlü plan ve projeleri almaya ….yetkili kılınmıştır. Dosyada bulunan tapu kayıtlarından; dava konusu … parselin … adına, … parselin, … hissesi davalı …, … hissesi …, … hissesi … adına, … parselin, … hissesi davalı …, … hissesi …, … hissesi … adına, … parselin, … hissesi davalı …, … hissesi …, 1/5 hissesi …, adına, … hissesi … adına tapuya kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut mimar …, mimar … ve inşaat mühendise … tarafından hazırlanan 20/07/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda; İstanbul 4 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü tarafından mahkeme dosyasına gönderilen ve davacı firma adına yetkilisi …’ın müellifliğini üstlendiği, iki ayrı projeye ilişkin CD bozuk olduğundan herhangi bir veriye ulaşılamadığı, … parselin kısmen hamam alanında kalan kısmında tescilli anıt eser kaydı bulunduğu, her türlü uygulama, yapılaşma halinde Koruma Kurulundan karar alınmasının gerekli olduğu, dosyaya ibraz edilen Ozalit Mimarlık Projeler incelendiğinde, İstanbul 4 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu dosyasından alınan müellifi … tarafından hazırlanan ve imzalanan kurul onayının bulunmadığı projenin Mimarlar Odası mimarlık hizmetleri asgari ücret tarifesine göre asgari hizmet bedelinin 160.000,00 TL olduğu, İstanbul İli, Fatih İlçesi … Mah., … ada …-…-…-… parsellere ilişkin “mimari restorasyon tadilat projesi” nin dava tarihindeki serbest piyasadaki rayiç değerinin 250.000,00 TL olabileceği belirtilmiştir. İstanbul 4 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü’nden gönderilen 18/01/2018 tarihli cevabi yazıda, davacı firma adına …’ ın müellifliğini üstlendiği 2 ayrı projenin gönderildiği, bu projelerin Kurulca uygun bulunmadığı, söz konusu projelerin Fatih Belediye Başkanlığı’ nın 08/10/2013 ve 27/08/2014 tarihli yazılar ile Müdürlüğe iletildiği, … parselin kısmen hamam alanında kalan kısmında tescilli anıt eser kaydı bulunduğu bildirilmiştir. Eldeki davada çözülmesi gereken ihtilaf; davacı yanın iddiası gibi, sözleşmenin davalıya ait taşınmaz üzerinde bulunan yapılara ilişkin mimari projeyi hazırlama ve yetkili mercilerin onayına sunma konusunda mı gerçekleştiği ve kuruldan onay alamayan proje çizimi için davacıya ücret ödenmesi gerekip gerekmediği hususlarında toplanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Müteahhidin borçları” başlıklı 356. maddesi ile bu maddenin 6098 sayılı TBK’daki karşılığı olan 471. maddesinde düzenlenen hüküm uyarınca yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) “Tacir olmanın hükümleri”ni düzenleyen 20/2. maddesine göre yüklenici, basiretli bir tacir, iş adamı ve işinin ehli bir teknik adam gibi davranıp, eser sözleşmesi ilişkisine girerek bir işi üstlenirken ekonomik gücünü, ekipmanını ve uzmanlığını en iyi biçimde değerlendirip, yeterli görmemesi durumunda o işi üstlenmekten kaçınmak zorundadır. Aksi hâlde, bunun sonuçlarına katlanır ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulur. Yüklenicinin özen ve sadakat borcunun gereği olarak BK’nın 357/3. maddesinde genel ihbar yükümlülüğü düzenlenmiştir. BK’nın 357/3. maddesi ve aynı Kanun’un iş sahibinin sorumluluğunu düzenleyen 361/1. maddesi uyarınca; yüklenici işinin ehli olup bedelin tamamına hak kazanabilmesi için, eseri, sözleşme ve eklerine, fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini kanıtlaması zorunludur. Yüklenici eseri teslim etmediği veya sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini kanıtlamadığı sürece iş bedeline hak kazanamaz.Yüklenicinin borçları TBK’ nın 471. maddesinde düzenlenmiş olup, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.” denilmiş olup, yüklenici olan davacının da bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere edimini sadakat ve özenle ifa etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunda benzer alanlardaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kuralların esas alınacağı da açıklanmıştır. Yine eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmiş sayılmalıdır. ( bkz. Yargıtay 15 HD; 09.11.2020 gün, 2020/1808 Esas, 2020/2925 Karar sayılı kararı). Nitekim Yargıtay HGK; 10.06.2021 gün, 2017/15-2331 Esas, 2021/739 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece davalının yapımını yüklendiği otel binasının tarihi eser niteliği taşıyan hamam kısmıyla ilgili tadilat projesinin hazırlanması şeklindeki ediminin içine, hazırlanan projeye ruhsat alınması ve projeye Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan resmi onay alınmasının da dahil olduğu, bu yükümlülük çerçevesinde davacı yüklenicinin, işin ifası sırasında her türlü önlemi almakla yükümlü olup, esasen özen borcunun gereği olarak bu sorumluluğun varlığının da açık olduğu, yüklenici davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunluluğun bulunduğu, bu itibarla otelin hamam kısmının tarihi eser niteliği taşıdığını göz önüne alarak projeyi bu doğrultuda hazırlaması gerektiği gözetilip, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarih ve 2016/287 Esas, 2018/974 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.423,85 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2.364,55 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan 56,70 TL tebligat-posta masrafının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 22.450,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafça yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 71,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 169,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.