Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2379 E. 2020/24 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2379
KARAR NO : 2020/24
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2019
NUMARASI : 2014/698 Esas, 2019/310 Karar,
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ : 08/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince müvekkilinin işi tamamlayıp geçici kabul yapıldığını, ancak asfalt kaplama onarımları nedeniyle müvekkilinin davalı idareye 84.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını, bu ödemenin haksız olduğunu belirterek, davalıdan istirdatına karar verilmesini istemiş, davalı vekili hasarın asfalt altındaki dolgunun çökmesinden kaynaklandığından davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 14.000,00 TL ceza bedeli alacağı, 35.000,00 TL zarar bedeli olmak üzere toplam 49.000,00 TL’nin ödeme tarihinden faiziyle tahsiline karar verilmiş, karara karşı, davalı idare vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece yargılama aşamalarına uyulmadığını, HMK’nın 186. Maddesi gereğince tahkikat bitiminde sözlü yargılamaya geçileceğini ve tarafların sözlü yargılamaya davet edilmelerinin zorunlu olduğunu, mahkemece böyle bir bildirim yapılmadan karar verildiğini, ayrıca bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, faiz türünü ve faiz başlangıç tarihi ile aleyhe hükmedilen vekalet ücretini de kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının usul ve esas yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Tahkikatın sona ermesi” başlıklı 184. maddesi “(1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” hükmü; “Sözlü yargılama” başlıklı 186. maddesi ise “(1) mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; hâkim, tahkikatın bitiminden sonra, taraflara, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanımalı, son diyeceklerini bildirmeleri için fırsat vermeli ve bu yargılama aşaması tamamlandıktan sonra esas hakkında kararını vermelidir. Somut olayda, davalı vekilinin 18/12/2018 tarihli duruşma için mazeret dilekçesi sunduğu, mahkemece (3) nolu ara kararı ile davalı vekilinin mazereti kabul edilerek duruşma gün ve saatini UYAP’tan öğrenmesine karar verildiği, davalı vekili adına bu hususta davetiye çıkarılmamış ise de, ek rapor tebliği için çıkarılan davetiyede duruşma tarihinin 22/03/2019 olduğunun belirtildiği, 22/03/2019 tarihli duruşmaya davacı vekilinin katılmasına rağmen davalı vekilinin katılmadığı, duruşmada HMK’nın 184/2 maddesi gereğince tahkikata son verildiği bildirilerek HMK’nın 186.maddesi gereğince sözlü yargılamaya geçildiği ve hazır bulunan davacı vekilinin beyanları alındıktan sonra yargılamaya son verilip duruşmanın bittiği bildirilerek, esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında; hazır bulunan tarafların tahkikatın tümü hakkında açıklama yapmalarından sonra, mahkemece tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığının anlaşılması halinde tahkikatın bittiği bildirilip, sözlü yargılama ve hüküm için bir gün tayin edilerek, tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla tüm tarafların duruşmaya davet edilmesi, taraflara çıkarılacak davetiye üzerine belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği şerhinin düşülmesi, belirlenen gün ve saatte sözlü yargılamaya geçilerek tarafların sözlü beyanlarının alınması ve son sözleri sorularak davanın esası hakkındaki hükmün verilmesi gerekirken, hükmün verildiği 22/03/2019 tarihli duruşmada ve önceki celsede davalı hazır bulunmadığı halde, HMK’nın 186. Maddesi gereğince sözlü yargılamaya geçileceğine dair davalı vekiline tebliğ yapılmadan ve davalı vekilinin son sözleri sorulmadan esas hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır. Sözlü yargılama yapılması hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Bu husus Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının (HMK 27. Md) ihlali niteliğinde olup, verilen karar bu yönden usul ve yasaya aykırı olmuştur. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2018 tarih ve 2016/5310 esas, 2018/344 karar; 24/01/2018 tarih ve 2016/5086 esas, 2018/206 karar; 26/10/2017 tarih ve 2017/1552 esas, 2017/3642 karar sayılı kararları)Açıklanan nedenlerle, istinaf isteyen davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, tarafların HMK’nın 186. Maddesine uygun olarak sözlü yargılamaya davet edilip, son sözleri sorulmak suretiyle sözlü yargılama aşamasının tamamlanarak yeniden esas hakkında bir karar verilmek üzere HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun diğer yönleri incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2019 tarih ve 2014/698 esas, 2019/310 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararında belirtildiği şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.