Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2313 E. 2022/1850 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2313
KARAR NO: 2022/1850
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2015/952 Esas, 2018/949 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 28/05/2013 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacı müvekkilinin taşeron sıfatıyla Eksişehir İli, Tepebaşı İlçesi’nde her biri 148 m² olan toplam 29 adet villanın karkas montajını, çatı sistemini, dış cephesini, bina içi yalıtımını, elektrik, sıhhı ve ısıtma tesisatlarının kurulumu ve montajını yapma işini üstlendiğini, sözleşmenin 4.maddesi uyarınca kullanılacak olan bütün malzemenin davalı yüklenici tarafından zamanında ve eksiksiz olarak sevk edileceğinin düzenlendiğini, ancak davalı şirketin malzemeleri zamanında ve eksiksiz olarak teslim etmediğini, müvekkilinin Eskişehir’de iki hafta beklemesine neden olduğunu, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, ayrıca kullanılması gerekenden farklı malzeme gönderdiğini, böylelikle farklı malzemeyi yapacağı işe uyarlamaya çalışan müvekkilinin ekibinin daha çok emek ve zaman harcamak zorunda bırakıldığını, bu itibarla iş süresinin uzadığını, sözleşme hükümlerine uymayan ve edimlerini zamanında ifa etmeyen tarafın davalı olmasına rağmen müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davrandığını, işi bitirebilmek için verilen … Bankası A.Ş, Tuzla Şubesi’ne ait, 15/01/2015 keşide tarihli, 14.600,00 USD bedelli çek ile yine aynı bankaya ait 28/11/2014 keşide tarihli, 6.000,00 USD bedelli çeklerin karşılıksız çıktığını, bu çekleri ciro edip borcuna karşılık kullanan müvekkilinin çeklerin karşılıksız çıkması sonucunda zor durumda kaldığını, ticari itibarının zedelendiğini, bu nedenle sözleşmede 29 villanın yapım işinin üstlenilmesine karşın müvekkili tarafından 12 adet villa yapıldığını, müvekkili tarafından davalı şirket adına faturalandırılan iş bedeli alacağının ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanca takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 27/02/2018 tarihli açıklayacı dilekçesinde de, taraflar arasında İstanbul, Konya, İzmir/Foça, Kıbrıs ve Eskişehir illerindeki yapılan montaj, dış cephe, yalıtım sistemi, elektrik ve sıhhi tesisat kurulumu gibi işlerin yapılması için 3 ayrı bölgede anlaşma sağlandığını, icra dosyası dayanaklarından … seri numaralı fatura hariç diğer faturaların asıl alacak kısımlarının davalı yanca ödendiğini, icra takibinde anılan fatura asıl alacağı ile bu fatura ve diğer 4 adet faturaya ilişkin KDV tutarlarının istendiğini, taraflar arasında sadece Eskişehir projesi için yazılı sözleşme yapıldığını, bu sözleşme şartlarının aynene diğer projelere de uygulanması konusunda taraflarca sözlü olarak anlaşıldığını, ekte sundukları cari hesap ekstresinde davalının anılan fatura tutarının tamamı ile tüm faturaların KDV’lerinin ödenmediğinin sabit olduğunu belirtmiştir. Davalı adına dava dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre usulün uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, dava dilekçesinde her ne kadar yanlar arasındaki anlaşmanın Eskişehir Tepebaşı İlçesi’ndeki 29 adet villanın yapımı ile ilgili olduğu belirtilmiş ise de; davacının alacağının faturalarda belirtilen projelerden kalan ödemelere ilişkin olduğu, taraflar arasındaki yazılı sözleşme dışında, bu sözleşme şartlarının aynen diğer projelerde de uygulanması konusunda tarafların sözlü olarak anlaştıklarını beyan ettiği, ancak davacı vekiline verilen süreye rağmen davacı vekilinin hakedişlere veya faturalara konu hizmetin yerine getirilmesine yönelik herhangi bir belge sunamadığı, davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, böylece yalnızca davacı tarafın defterlerinin incelenerek rapor düzenlendiği, her ne kadar davacı defterlerinde faturalar kayıtlı olsa da bu hususun alacağı tek başına ispatlamaya yeterli olmadığı, davacının davalıya söz konusu işleri yaptığına ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olan 2 adet çekin karşılıksız çıktığı, buna ilişkin yazı cevabının dosya arasında olduğu, ancak çeklerin bu ilişki kapsamında davacıya verildiğinin de ispata muhtaç olduğu, davacı taraf davalının 4 adet faturaya yönelik KDV tutarları hariç ödeme yaptığını beyan etse de, davalı tarafın defterleri incelenmediğinden ve davacı yanca ödemeye yönelik belgeler sunulamadığından, söz konusu ödemelerin bu faturalara yönelik olduğunun saptanamadığı, bu nedenle davacının davasını ispatlayamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığı, davacı vekilinden davalı tarafa yemin teklif etmek isteyip istemediğinin sorulduğu, davacı vekilince son celse imzalı beyan ile davalı tarafa yemin teklif etmek istemediklerinin, alacağının sabit olduğunun, davalı tarafın soyut itirazda bulunduğunun, ödemeyi ispat yükünün davalı yanda olduğunun ifade edildiği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında 28/05/13 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 4. Maddesi uyarınca malzemenin davalı yüklenici tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığını, ancak sözleşme hükmünün yerine getirilmediğini, zamanında ve eksiksiz olarak ifa edilmediğini, müvekkili tarafından yapılan sözleşmeye uygun olarak hakedişlerin faturalandırıldığını, ancak faturalandırılan alacakların da davalı tarafından ödenmediğini, alacakları davalı tarafından ödenmeyen müvekkilinin bu kez icra takibi başlattığını, ancak borçlu tarafından yapılan takibe de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkili davacının alacağı olan 5 adet fatura bulunduğunu, bu faturalardan 4 adedinin KDV ödemesinin gerçekleşmediğini, 32.670,66 TL tutarındaki diğer faturaya ilişkin ise hiç ödeme yapılmadığını, dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporuyla da müvekkilinin alacaklı olduğu ve 63.878,88 TL tutarında ödemenin eksik yapıldığı/ yapılmadığının belirlendiğini, davalı tarafından dosyaya cevap verilmediğini, süresi içerisinde itiraz edilmediğini ve herhangi bir delil de sunulmadığını, yine davalı tarafından alacaklara karşılık müvekkiline verilen ancak karşılıksız çıkması sebebiyle müvekkilinin zarara uğramasına sebep olan 14.600,00 USD ve 6.000,00 USD bedelindeki çek fotokopilerinin de dosyaya sunulduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının dosya kapsamında müvekkilinin alacağa konu sözleşmede üstlendiği işi yapmadığına dair bir itirazının olmadığını, her ne kadar dava dilekçesine cevap vermemekle tüm hususlara itiraz etmiş sayılsa da bu durumun geniş yorumlanarak müvekkilinden işi sözleşmeye uygun ifa ettiğinin ispatının beklenmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 28/05/2013 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşme ile davacı taşeron sıfatıyla davalının yapımını yüklendiği Eskişehir İli, Tepebaşı ilçesi’nde her biri 148 m² olan toplam 29 adet villanın karkas montajını, çatı sistemini, dış cephesini, bina içi yalıtımını, elektrik, sıhhı ve ısıtma tesisatlarının kurulumun ve montajını yapma işini üstlenmiştir. Sözleşme birim fiyat esaslı olup, sözleşmenin “Ödeme Şekli ve Şartları ” başlıklı 7.maddesinde; her ayın başında yapılacak olan hakediş miktarına göre taşeronun fatura keseceği, kestiği fatura bedelinin davalı yüklenici tarafından ödeme günü olan Cuma günü %50’si nakit, kalanın 60 günlük çek ile ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 5 adet faturaya istinaden asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.433,76 TL alacağın tahsili için 15/01/2015 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı yanca icra dosyasına ibraz edilen 03/02/2015 tarihli dilekçe ile; takibe konu faturaların Büyükçekmece … Noterliği’nin 08/01/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yasal süresi içinde itirazları bildirilerek itiraz edildiği, söz konusu faturaların gerek alacaklı ile yapılan 28/05/2017 tarihli taşeron sözleşmesinin ödeme şekli ve şartları başlıklı 7. Maddesine aykırılıklar gerekse faturalar yer alan hizmet tutarları ve hakediş tutarlarındaki uygunsuzluklar nedeni ile iade edildiği, faturaların zamanında düzenlenmediği, sözleşmeye uygun şekilde verilen hizmet bölümüne “işçilik” yazılması gerekirken hiçbir temeli olmayan “tamir ve tadilat bedeli” ile yine herhangi bir dayanağı olmayan “fark ücreti” ve “tamir ve tadilat fark ücreti” adı altında eklemeler yapıldığı belirtilerek borca ve takibe itiraz edilmiştir. Takibe dayanak fatura 5 adet olup, bunlar; 1 sıra nolu 15/12/2014 tarih, … seri nolu, “Eskişehir şantiyesi tamir ve tadilat ücret bedeli” açıklamalı, 90.269,00 TL asıl alacak+ 16.248,42 TL KDV = 106.517,42 TL miktarlı fatura, 2 sıra nolu 15/12/2014 tarih, … seri nolu, 25.000,00 TL asıl alacak+ 4.500,00 TL KDV= 29.500,00 TL miktarlı, ” Konya şantiyesi tamir ve tadilat ücret bedeli” açıklamalı fatura, 3 sıra nolu 16/12/2014 tarih, …seri nolu, ” İzmir/Foça şantiyesi tamir ve tadilat ücret bedeli” açıklamalı, 22.858,00 TL asıl alacak+ 4.114,44 TL KDV= 26.972,44 TL miktarlı fatura, 4 sıra nolu 18/12/2014 tarih, … seri nolu, ” Kıbrıs şantiyesi tamir ve tadilat ücret bedeli” açıklamalı, 35.252,00 TL asıl alacak+ 6.345,36 TL KDV= 41.597,36 TL miktarlı fatura ve 5 sıra nolu 18/12/2014 tarih, … seri nolu, ” İstanbul şantiyesi tamir ve tadilat bedeli, Eskişehir şantiyesi tamir ve tadilat fark ücret bedeli, İzmir şantiyesi tamir ve tadilat fark ücret bedeli, Kıbrıs şantiyesi tamir ve tadilat fark ücret bedeli, Muhtelif şantiyeler şantiyesi tamir ve tadilat fark ücret bedeli” açıklamalı, 27.687,00 TL asıl alacak+ 4.983,66 TL KDV= 32.670,66 TL miktarlı faturadır. Mahkemece davacı yanca dava dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmenin konusu Eskişehir/Merkez Tepebaşı ilçesindeki her biri 148 m2 den oluşan 29 adet müstakil villanın inşasına ilişkin olduğu belirtilmesine rağmen, faturalarda İzmir, Eskişehir, İstanbul, Kıbrıs şantiyesinde yapılan tamir ve tadilat ücreti, tamir ve tadilat fark ücreti, ekstra yapılan işlerin bedeli vs şeklinde açıklama yazıldığı tespit edilerek davacı vekiline bu konuda beyanda bulunması ve faturaların hakediş bedellerine ilişkin olması nedeniyle hakedişe ve faturalara konu hizmete ilişkin tüm belgeleri ve davalının faturalara yönelik ödemeleri gösterir dekont, makbuz vb sunması için süre verildiği, davacı vekilince ibraz edilen 27/02/2018 tarihli beyan dilekçesinde; davalı tarafından … seri nolu fatura dışında diğer fatura bedellerine yönelik asıl alacak kısımlarının ödendiği, .. seri nolu fatura bedeli ve …, …, …, … nolu faturaların KDV tutarlarının ödenmediği ve bu bedellerin icra takibine konu edildiği belirtilmiştir. Mahkemece alınan ve SMMM … tarafından hazırlanan 29/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşme gereği ticari ilişkinin varlığının sabit olduğu, usulüne uygun tutulan davacıya ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davalı şirket tarafından davacı namına düzenlenen; … Bankası A.Ş. Tuzla Şubesi’ne ait 15/01/2015 keşide tarihli 14.600,00 USD bedelli ve … Bankası A.Ş. Tuzla Şubesi’ne ait 28/11/2014 keşide tarihli 6.000,00 USD bedelli çeklerin karşılıksız çıktığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriğine göre faturalarda yer alan açıklamaların sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, iş karşılığı yapılacak ödeme hususunda ise her ayın başında yapılacak olan hakediş miktarına göre taşeron faturası kesileceğini, kesilen fatura bedelinin yüklenicinin ödeme günü olan Cuma günü %50’si nakit, kalanın da 60 günlük çek ile ödenebileceği hususlarında anlaşıldığı, davacı tarafından kesilen faturalarda yer alan hizmetlerin davalı tarafça kabul görmediğine dair dava dosyası içeriğinde bilgi ve belge bulunmadığı, davacı adına düzenlenmiş bir ihtarnameye rastlanmadığı, davacı tarafından yapılan iş ve işlemler için davalı şirket namına toplam 237.257,88 TL tutarında fatura düzenlendiği, söz konusu fatura tutarlarından 63.878,88 TL tutarında ödemenin alınamadığı, takibe konu ödeme emrinde yer alan asıl alacak tutarı ile hesaplanan 63.878,88 TL’lik bakiyenin örtüştüğü, davalının defterlerini ibraz etmediği, davacının bakiye 63.878,88 TL alacağı olduğu belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir ( bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı).Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay (Kapatılan) 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı yan, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca işin eksiz yerine getirilmesine rağmen icra takibine konu edilen faturada yazılı bakiye iş bedeli ile KDV bedellerinin ödenmediğini ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davacı taraftadır. Dairemizce yapılan incelemede; mahkemece yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa; davalı yanca icra takip dosyasına verilen dilekçede faturada yazılı bedellere itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Benzer uyuşmazlıklarda mahkemece yalnızca ticari defterler üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu Yargıtay ( Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2013 / 9343 Esas ve 2014 / 3772 Karar sayılı, 14/05/2014 tarihli kararında açıkça vurgulanmıştır. O halde, yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece davacı yanca işin eksiksiz ifa edildiği yolundaki iddiası le ilgili delillerin toplanıp, yapılan tüm mahallerdeki işlere ilişin faturaların davacıdan temin edilerek, her bir faturaya konu işin mahiyetinin ve bu işlerin nerede yapıldığının ve bedellerinin açıklandığı dilekçe alınıp, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince her bir mahalde bilirkişi marifetiyle keşif yapılmak suretiyle yapılan iş miktarı ve bedelinin belirlenmesi, bu bedelden davalı yanca ödenen bedelin mahsubu sonucu, varsa davacı alacağına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak sadece davacı yanın ticari defterleri esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2018 tarih, 2015/952 Esas, 2018/949 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.