Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2312 E. 2020/1574 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2312
KARAR NO : 2020/1574
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI : 2014/854 Esas, 2017/835 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, ayıplı imalat nedeniyle oluşan zararın taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince sorumluluğu olanlardan tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı … Tic. Ltd Ş.ti vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, İstanbul Atatürk Havalimanı sahası içinde yer alan teknik hizmet binasının inşasına ilişkin olarak müvekkili ile … arasında 21/02/2008 tarihinde DHL Standart Servis Hizmeti Alım Sözleşmesi ve 18/03/2008 tarihinde iş protokolü imzalandığını, şartnamenin 1.maddesi gereğince … İnşaatın, müvekkilinin ana müteahhidi olduğu DHMİ Genel Müdürlüğü’ne ait Atatürk Havalimanı B Kapısı civarı 6000 m2 arazide bulunan gayrimenkulün 1720 m2 teknik hizmet binası, 330 m2 birinci kat, 330 m2 ikinci kat ofis binası, 3900 m2 platform inşaatı ve bu işler için gerekli olan alt yapı, üst yapı, karkas elamanları, temel çatı, kalıp ve pencereler, tavan ve duvar kaplamaları, zemin kaplamaları, wc, mutfak tesisatı, elektrik su tesisatı, perde duvar, çatı izolasyonu, yangın, kalorifer, doğal gaz, klima, havalandırma ve radyad ısıtma işlerinin her türlü projelerin ve her türlü resmi ve yasal izinlerin alınması, malzemelerin temini, şantiye nakliyesi, işçiliğin montajı ve devreye alınmasının ifasını üstlendiğini, buna göre sözü edilen arazinin alt yapı çalışmaları ve çevre düzenlemesinin yüklenici sıfatıyla … tarafından üstlenildiğini, müvekkili ile diğer davalı … arasında ise 20/02/2008 tarihinde DHL teknik hizmet binasının proje yönetimi işine ait protokol imzalandığını, bu protokolün ikinci maddesi uyarınca davalı …, Atatürk Havalimanı sahasındaki DHL teknik hizmet binasının tasarım ve yapım işinin proje yönetiminin üstlenilmesinde müvekkilinin danışmanı olarak görevlendirildiğini, protokolün 3. maddesinde davalı … yapacağı işlerin listelendiğini, buna göre … diğerleri yanında, müvekkili tarafından seçilen tasarım ve uygulamadan sorumlu müteahhidin tasarım ve uygulama işlerini izlemek, binadaki kusurların düzeltilmesini kontrol etmek ve tüm aşamalarda imalat projelerine ait çizimleri kontrol etmekle yükümlü olduğunu, 09/09/2009 tarihinde İstanbul’da meydana gelen yağışlar sonrasında müvekkilinin kullanımına tahsis edilen teknik hizmet binasının hem zemin kısmında hem de istinat duvarında büyük çapta çatlaklar ve sair hasarlar meydana geldiğini, zeminde meydana gelen zararlarla ilgili yapılan teknik incelemelerin akabinde, hasarın 2010 yılında müvekkili tarafından giderildiğini, binaya ait zemin ve bina bünyesinde meydana gelen zararların giderilmesine ilişkin olarak yapılan çalışmaların bedeli olarak müvekkilince 843.457,88 TL tutarında harcama yapıldığını, bunun yanı sıra binaya ait istinat duvarında 09/09/2009 tarihinde vuku bulan yağışlar sonrasında gözlemlenen çatlakların zaman içinde çoğaldığını, yapılan teknik değerlendirmeler neticesinde üçüncü kişilere zarar vermemesi açısından istinat duvarının en kısa sürede gerekirse yeniden yapılması ya da kuvvetlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığını, müvekkili ile … arasında imzalanan şartnamenin garanti başlıklı 2.29.maddesi uyarınca … tarafından her türlü malzeme ve işçilik hatalarına karşı 15 yıllık garanti verilmiş olsa da, istinat duvarındaki hasarın biran önce giderilmesi gerektiğinden müvekkilince farklı inşaat firmalarından teklifler alındığını, bu iş için öngörülen bedelin yaklaşık olarak 1.800.000 Euro olarak tespit edildiğini, 09/09/2009 sonrasında meydana gelen hasar ve sebeplerine ilişkin olarak teknik incelemelerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, bu bağlamda İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Geoteknik Departmanı tarafından hazırlanan Kasım 2011 tarihli raporda istinat duvarında oluşan hasarların nedenleri olarak; duvar malzemesinin uygun yerleştirilmemesi, duvarın arkasındaki drenaj sisteminin yetersiz olması veya sızdırmaz malzemeden yapılmış olması, duvarın altındaki temel zeminin kabul edilebilir standartlar karşısında yetersiz olması, toprak seviyesi ile hesaplamalardaki ve gerçekteki duvar geometresi arasındaki uyuşmazlık olması şeklinde sıralandığını, bu hususların tamamını duvarın inşası ile ilgili yetersizliklerden kaynaklandığını, duvarın inşası ile ilgili tüm aşamaları üstlenen … sorumluluğunun tartışmasız olduğunu, bunun yanı sıra Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 2010/185 D. İş sayılı dosyada müvekkiline ait binada oluşan hasar durumu ile hasarın giderilebilmesi için gereken işlemlerin neler olduğunun ve maliyetinin tespit edilebilmesi için bilirkişi incelemesi yapıldığını, alınan raporda da zemin istinat duvarının ayıplı şekilde yapıldığı, bu bağlamda binanın her türlü inşa işlemini üstlenen … servis sözleşmesi ve şartname uyarınca sorumlu olduğunun belirtildiğini, ayrıca ilgili binanın tasarım ve yapım işinin proje yönetimini üstlenen … firmasının da, müvekkili ile arasında imzalanan protokolün 3.maddesini ihlal etmesi nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek, 1.800.000 Euro tutarındaki zararın dava tarihinden itibaren, 843.457,88 TL tutarındaki zararın ise 09/09/2009 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ….Tic.Ltd.Şti vekili, Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin yapılacak inşaatla ilgili olarak … Ltd. Şti ve … AŞ ‘ye zemin etütlerini, deneylerini yaptırdıklarını, yine bu şirketlere istinat duvarı inşaatı için kum konisi deneylerinin yaptırdığını, müvekkilinin şirketin bu raporlar ve deneyler sonrasında Boğaziçi Üniversitesi Geoteknik Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan Geoteknik Değerleme Raporu aldıklarını, bu raporda yapılması gerekenlerin sıralandığını ve ekli projede verilmiş olan çizimlerde belirtilen geo duvar tasarımının aynen inşa edilmesinin uygun olacağının raporlandığını, bu raporla beraber 09/04/2008 tarihli yazı ile DHMİ Baş Müdürlüğü’ne sunulduğunu ve diğer davalı … uygun bulması ve Atatürk Havalimanı DHMİ tarafından da uygun bulunup onaylanması ile rapor doğrultusunda inşaat yapıldığını, her aşamada DHMİ’nin izin ve onayının alınarak inşaat yaptıklarını, duvar yapımına başlamadan önce duvar zemini için ciddi bir çalışma yaptıklarını, sağlam zemine kadar indiklerini, büyük taşlar koyduklarını, boşluklarının kum ile doldurulduğunu, sıkıştırıldığını ve üzerine beton döküldüğünü, bu işlemlerin duvarın başlayacağı kota gelene kadar tekrarlandığını, dolayısıyla duvar zemininin sağlam olmadığına dair iddiaların doğru olmadığını, gerekli sıkıştırmaların ve testlerin yapıldığını, yapılan iş nedeniyle müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacı ile yapılan sözleşme kapsamında 11/11/2008 tarihli yapım işleri geçici kabul tutanağı, 31/12/2008 tarihinde yapım işleri geçici ve kısmi kabul tutanağı düzenlendiğini, taraf yetkilerinin katılımı ile 06/03/2009 tarihinde kesin kabul bakımından gerekli inceleme yapıldığını, yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğunun, geçici kabulde yapılan noksanların tamamlandığının, kesin kabulü engel eksik ve kusurların bulunmadığının tespit edildiğini ve bu tarihte kesin kabulün yapıldığını, yan parselde bulunan … tarafından gelen kontrolsüz alt yapı sularının binanın döşemesinde çatlaklara, çökmelere sebep olduğunu, bu hasarların müvekkili tarafından giderildiğini, alınan önlemlere rağmen zararın önlemediğini, fiber kabloların sular altında kaldığını ilgili firmalara önlemler almaları konusunda ihtaratlar yaptıklarını buna rağmen önlem alınmamasından kaynaklanan zararlardan müvekkilinin sorumlu olmayacağını, 09/09/2009 tarihli sel felaketinin, ilgili basında yer alan haber de incelendiğinde, doğal afet olduğunu, doğal afet nedeniyle zararın engellenmesinin mümkün olmadığını, davanın mücbir sebep nedeniyle reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı ….Tic.Ltd.Şti vekili, müvekkili ile davacı arasında 22/02/2008 tarihinde proje yönetimi işine ait protokol imzalandığını, bu sözleşmede müvekkilinin görevlerinin tek tek sıralandığını, buna göre, müvekkilinin hiçbir zaman gerçek bir kontrolör olmadığını, inşaat sektöründe bir kontrolörün seçilmesi halinde kontrolörden beklenenin, müteahhit olacak firmanın niteliklerini araştırmak, birden çok firma arasında sıralama yapmak ve işvereni yönlendirmek gibi görevleri olması gerektiğini, ancak somut olayda görüleceği gibi müteahhit firmanın müvekkili tarafından değil davacı işveren tarafından seçildiğini, geçici ve kesin kabul tutanaklarından da görüleceği üzere müvekkili şirketin söz konusu hizmeti muhatabı ve kontrolörü olmadığını, kısmi olarak danışmanlık hizmeti verdiğini, bir an için kontrolör olarak kabul edilse dahi üzerine düşen edimlerden daha fazlasının yerine getirildiğini, geçici ve kesin kabullerde imzasının olmadığını, inşaatın ayıplı olması halinde dahi müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, BK 478. maddesine göre eser sözleşmelerinde zamanaşımının 5 yıl olduğunu, zamanaşımının dolduğunu, meydana gelen yağışın mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, BK 474. maddesine göre, iş sahibinin eserin tesliminden sonra imkan bulur bulmaz gözden geçirerek ayıpları varsa bildirmek zorunda olduğunu, 2009 Eylülde yaşanmış olan sel felaketinin etkilerinin 2010 yılı Temmuz ayında yaptırdığı tespitle belirlediğini, davayı 2014 yılında açtığını, makul sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı ile … arasındaki eser sözleşmesine göre geçici kabul tarihinden itibaren 15 yıllık garanti hükmü bulunduğu, bilirkişi raporlarına göre, bina ve istinat duvarının sözleşmeye ve inşaat kurallarına aykırı imal edildiği, garanti hükmü kapsamında yüklenici … sorumluluğu bulunduğu, davacı ile diğer davalı arasında proje yönetimi işine ait protokol imzalandığı, bu sözleşmenin 3.maddesinde davalı …’in yapacağı işlerin sıralandığı, davalı … bu kapsamda binadaki kusurların düzeltilmesini kontrol etmek, müteahhidin tasarım ve uygulama işlerini izlemek, sorunları çözmek üzere yüklenici ile toplantılar yapmak, yüklenicinin hakkedişlerini onaylamak ve tüm disiplinlerde imalat projelerine ait çizimleri kontrol etmek görevinin bulunduğu, bilirkişiler tarafından alınan raporda vurgulandığı üzere davalı … bu görevlerini gereği gibi yerine getirmediğinden davalı … de sorumluluğunun bulunduğu, Bakırköy 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait tespit dosyası incelendiğinde, tespit dilekçesinde Mart 2010 ayında çatlakların arttığı belirtilerek … de davalı gösterilerek, tespit talebinde bulunulduğu, kesin kabulün 06/03/2009 tarihinde yapıldığı, davanın 5 yıllık sürede 06/03/2014 tarihinde açıldığı, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere ayıbın gizli nitelikte olduğu, 2009 yılında meydana gelen yağış nedeniyle bina ve istinat duvarında çatlaklar başladığı, hasarların zamanla artarak devam ettiği, davacı tarafça makul sürede tespit talebinde bulunulduğu, bu nedenle iş bu davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, meydana gelen yağış nedeniyle mücbir sebep iddiası ileri sürülmüş ise de bilirkişilerce yapılan inceleme neticesinde hasarın bina ve istinat duvarının usulünce yapılmamasından meydana geldiğinin tespit edildiği, davacı taraf istinat duvarı ile ilgili olarak Euro bazında talepte bulunmuş ise de, daha sonradan istinat duvarı ile ilgili tamiratları ve yenilemeleri Türk Lirası bazında yaptırarak defterine kaydettiği, bu nedenle Türk Lirası üzerinden hüküm kurulması gerektiği, davacı tarafından davalıların davadan önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği, davacının KDV talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 5.655.614,47 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı ….Tic.Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesi ile, cevap dilekçesinde davanın … A.Ş.’ne ihbarının talep edilmesine rağmen, mahkemece davanın ihbar edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin danışmanlık sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin eser ve vekalet sözleşmesinin unsurlarını taşıdığını, fakat mahkemece müvekkilinin hangi sözleşme türü hükümlerine göre sorumlu tutulduğunun belirtilmediğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirdiğini ve sorumluluktan kurtulduğunu, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği sorumluluğun işin ilerleyişini talep etmek, yükleniciyi izlemek, davacıya raporlamaktan ibaret olduğunu, müvekkilinin yüklenicinin hatalarını araştırmak ve bunların düzeltilmesi için yükleniciye talimat verme ödevinin bulunmadığını, kazı esnasında dolgu malzemesinin çıkması üzerine, müvekkilinin zemin konusunda davacıyı uyardığını, davacının ve diğer davalının katıldığı toplantılarda bu hususun müvekkilince dile getirildiğini ve toplantı tutanaklarına geçtiğini, bunun üzerine davacı ve davalı yüklenici tarafından yeni sondajlar yapıldığını ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. … Haziran/2008 tarihli rapor alındığını, rapor doğrultusunda zeminde iyileştirmeler yapıldığını, zeminde çıkan olumsuzluklar üzerine davacıyı uyararak danışmanlık görevini yerine getirdiğini, davacı tarafından DHMİ’ye 15/12/2008 tarhinden itibaren zemindeki sorunlarla ilgili defalarca yazı yazıldığını, sorunlardan zaten davacının haberdar olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davacının haberdar olduğu sorunlar nedeniyle sorumlu tutulmasının hayatın olağan akışına ve mantığa aykırı olduğunu, müvekkilinin kontrolör olmadığını, 21/02/2008 tarihli sözleşmenin eki olan idari şartnamede bu görevin davacının görevlendireceği kişilere ait olduğunu, ayrıca davacının 2009 yılındaki sel baskınının ardından müvekkilinden 2010, 2011, 2012 yıllarında da hizmet almaya devam ettiğini, müvekkilinin görevinin geçici kabulün yapıldığı 31/12/2008 tarihinde dolduğunu, çünkü sözleşmenin 3. Maddesinde görevin sistemin devreye alınması ile sona erdiğinin düzenlendiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, sel felaketinn ortaya çıkması ile oluşan zarar nedeniyle müvekkilinin derhal haberdar edilmesi gerektiği halde, davacı tarafından müvekkiline yönelik süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, ayrıca müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmede garanti süresi öngörülmediğini, davacının sadece Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde 10 ay sonra yaptırdığı delil tespitinin derhal ihbar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan haklarını yerinde ve süresinde kullanmaması nedeniyle zararın arttığını, zararın mücbir sebepten ve davacının yükleniciye verdiği arsanın ayıplı olmasından kaynaklandığını, eserin zarar görmesine neden olan harici etkenler ve üçüncü kişilerin yargılamaya dahil edilmediğini, tazminatın, davalının sözleşmeden elde ettiği gelirin çok üstünde olduğunu, eski yasa yeni yasa hükümlerinin hatalı olarak uygulandığını, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ile davalı … arasında düzenlenen 21/02/2008 tarihli “… Standart Servis Hizmet Alım Sözleşmesi” uyarınca İstanbul Atatürk Hava Limanı sahasında yer alan davacıya ait teknik hizmet binası ile bu bina bünyesindeki istinat duvarına ilişkin inşaat işi davalı … tarafından yüklenici sıfatıyla üstlenilmiştir. Davacı ile diğer davalı … arasında düzenlenen 20/02/2008 tarihli sözleşme uyarınca, davalı …, Atatürk Uluslararası Havalimanı sahasında davacıya ait teknik hizmet binasının tasarım ve yapım işinin proje yönetiminin üstlenilmesinde davacının danışmanı olarak görevlendirilmiştir. Davacı DHL, 09/09/2009 tarihinde İstanbul’da meydana gelen yağışlar sonrasında taraflar arasındaki sözleşmeye konu olan teknik hizmet binasının hem zemin kısmında hem de istinat duvarında büyük çapta çatlaklar ve sair hasarlar meydana geldiğini, zemin ve bina bünyesinde meydana gelen zararların giderilmesine ilişkin olarak yapılan çalışmaların bedeli olarak müvekkilince dava dışı firmalara 843.457,88 TL tutarında ödeme yapıldığını, bunun yanı sıra binaya ait istinat duvarında 09/09/2009 tarihinde vuku bulan yağışlar sonrasında gözlemlenen çatlakların zaman içinde çoğaldığını, yapılan teknik değerlendirmeler neticesinde üçüncü kişilerde zarara neden olmaması bakımından istinat duvarının en kısa sürede gerekirse yeniden yapılması ya da kuvvetlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığını, bu iş için öngörülen bedelin ise yaklaşık 1.800.000 Euro olarak tespit edildiğini, meydana gelen zarardan işi yüklenici sıfatıyla üstlenen davalı … ve işin proje yönetimini üstlenen davalı … firmasının sorumlu olduğunu ileri sürerek zararın davalılar tarafından tazminini talep etmiştir. Davalı … İnşaat, edimin mevzuata ve sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirildiğini, kesin kabulün yapıldığını, kendilerinin meydana gelen çatlamalardan dolayı bir sorumluluklarının bulunmadığını; diğer davalı ise, müvekkilinin kontrolör sıfatının bulunmadığını, sadece var olan raporlara göre projeyi değerlendirme yükümlülüğünün bulunduğunu, bu konuda gerekli uyarıları yaptıklarını savunmuşlardır.Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarına göre geotekstil duvar temelinin yaklaşık iki metre kazıldıktan sonra taş bloklarla kademeli doldurulup üzerine kum ilave edildiği ve kumun üzerine yalıtım malzemesi konulduktan sonra çok ince betonla kaplandığı, ancak projesine göre kontrolsüz dolgunun tamamen alınarak beton bloklarla doldurulup bu bloklar arasındaki boşlukların beton doldurulması istenmesine rağmen böyle yapılmadığı, temel altı iyileştirmede projeye aykırı imalat yapıldığı, mevcut arazi yapısına uymayan sondaj verileri bu sondaj verilerinden yola çıkarak hesaplanan zemin gerileme değerlerine göre hazırlanan ancak arazi yapısına uygun olmayan projeler ve projesine uyulmadan yapılan imalatlar nedeniyle sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı, bu imalatlar nedeniyle geçici kabul aşamasında, proje alanında zemin hareketlerine bağlı tabanda çatlaklar oluştuğu, imzalanan geçici kabul belgesinde de görüldüğü, imalatların tamamlanmasından sonrada zemin hareketlerinin devam ettiği, çatlaklarla birlikte bina zemininde ondülasyon oluştuğu, aynı zamanda geosentetik duvar ile davacı firmanın operasyon binası arasında yatayda değişken mesafeler bulunmakta olup, bahse konu alanda duvarın hatalı yapılması nedeniyle meydana gelen oturmalar sebebiyle bina temelinde de deformasyonların oluştuğu, duvarın teknik kriterler ve şartnamesine tam olarak uyulmadan yapıldığı, geçici kabulde de tespit edilen aksaklıkların davalı yüklenici tarafından geçici çözümlerle giderilmeye çalışıldığı, buna göre davalı ….’ın taraflarca imzalanan sözleşme hükümleri ve eklerine uymadığı, arazi yapısına uygun çözümler üretmediği tespit edilmiş, davacıya ait teknik bina ve zemini ile istinat duvarında artarak meydana gelen çatlamaların ve hasarın, aşırı yağışa dayalı mücbir sebep sonucunda meydana gelmediği, davalı yüklenicinin edimini gereği gibi yerine getirmemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacı ile davalı … arasındaki sözleşmenin eki teknik ve idari şartnamede davalı yüklenicinin her türlü malzeme ve işçilikte mevcut kusur ve hatalara karşı 15 yıl garanti süresi öngörüldüğünden davalı … edimini ayıplı olarak ifa etmesi nedeniyle davacıya karşı sorumluluğu devam etmektedir. Diğer davalı … ile davacı arasındaki sözleşmenin 3. Maddesinde, diğer belirtilenler dışında, uygulamadan sorumlu yüklenicinin tasarım ve uygulama işlerini izlemek, sistemin devreye alınması ve testlere nezaret etmek, binadaki kusurların kontrol edilmesini düzenlemek, imalat projelerine ait çizimleri kontrol etmek, işin ilerleyişini görmek ve sahaya düzenli ziyaretler yapmak davalı … görevleri arasında sayılmıştır. Bu durumda davalı … firmasının, davacı ile aralarındaki sözleşme nedeniyle, diğer davalı yüklenici tarafından proje konusu inşaat işine ilişkin en başından beri gerekli kontrolleri yaparak işin eksiksiz ilerlemesini sağlamak ve süreç hakkında davacıya bilgi vermek yükümlülüğü altındadır. Davacıya ait teknik bina ve zemini ile istinat duvarında artarak meydana gelen çatlamalara ve hasara diğer davalı yüklenici … mevcut arazi yapısına uymayan sondaj verileri bu sondaj verilerinden yola çıkarak hesaplanan zemin gerilme değerlerine göre hazırlanan ancak arazi yapısına uygun olmayan projeler ve projesine uyulmadan yapılan imalatlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bunun dışında, davalı … tarafından, iş sahibi davacının imalattaki aksaklıklarla ilgili gerek toplantılarda gerekse yazılı olarak defalarca uyarıldığı ileri sürülmüş ise de, dosyada bununla ilgili delil sunulmamış, bu yükümlülüğün yerine getirildiği ispatlanamamıştır. Bu durumda, davalı … firması davacı ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan edimini gereği gibi yerine getirmediğinden sözleşmeye aykırı bu davranışı nedeniyle davalı yüklenici … birlikte davacıya karşı sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar davalı … tarafından davacının kendilerine süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, davacı ile davalı … arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanmadığı, davacı ile … arasında diğer davalı yüklenici tarafından uygulanan proje ve imalatı kontrol yükümlülüğünü de içeren danışmanlık sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacı ile … arasındaki sözleşmenin niteliğine göre davalı … sorumluluğunun ayıplı ifadan değil sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Yine, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de, davalı … ile davacı arasındaki sözleşmenin geçici kabulle sona ereceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmenin işin mahiyeti gereği davalı … tarafından işin teslimi, diğer bir ifade ile davacı tarafından kesin kabulün yapılması ile sona ereceği, kesin kabulün 06/03/2009 tarihinde yapıldığı, davanın ise 06/03/2014 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davalı … vekilinin süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı ve davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığına ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı … tarafından cevap dilekçesinde davanın … A.Ş.’ne ihbarının talep edilmesine rağmen, mahkemece davanın ihbar edilmemesi istinaf nedeni olarak ileri sürülmüştür. İhbar, davanın görüldüğü mahkeme aracılığıyla yapılabileceği gibi davalı tarafından mahkeme dışında da yapılması mümkün olduğuna göre, davalının bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Mahkemece, bilirkişi kurulunun hükme esas alınan 05/09/2017 tarihli ek raporunda tespit edilen bedeller yönünden KDV ilavesi yapılmış, taleple bağlılık kuralı dikkate alınmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı …Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2017 tarih ve 2014/854 Esas, 2017/835 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 386.335,00 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 96.583,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 289.751,25 TL harcın davalı … Tic. Ltd. Şti.’nden alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 22/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.