Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2238 E. 2020/538 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2238
KARAR NO : 2020/538
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2018
NUMARASI: 2018/550 Esas, 2018/871 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, hafriyat işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedel alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle fatura tutarı tam ve kesin olarak bilindiği halde davanın belirsiz davası olarak açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı belirtilerek davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf talebinde özetle, dava konusu alacağın likit bir alacak olmadığını, iş bedelinin ihtilaflı olduğunu, mahkemece miktar belirlenerek harcı tamamlatılmak suretiyle davaya devam etmesi gerekirken ilk duruşmada davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf yaptığı hafriyat işine karşılık davalıya kesmiş olduğu 576.099,00 TL’lik fatura bedelinden 20.000,00 TL’si için fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL’sini talep etmiştir. Davacı talebini belirsiz alacak davası olarak ileri sürmüştür. Mahkemece, alacak miktarı faturaya dayalı olduğundan ve fatura tutarının da davacı tarafından tam ve kesin olarak bilindiği belirtilerek davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin alacağın belirli ve biliniyor olması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak ileri sürülemeyeceğine ilişkin kabulü doğru ise de bu halde davaya kısmi dava olarak devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kısmi dava olarak kabul edilip, tarafların iddia ve savunmaları ile sunulan taraf delilleri kapsamında yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2018 tarih, 2018/550 Esas, 2018/871 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.