Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2235 E. 2022/1979 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2019/2235
KARAR NO: 2022/1979
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2019
NUMARASI: 2016/1418 Esas, 2019/1072 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak, kâr mahrumiyeti, menfi tespit ve teminat mektuplarının iadesi talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne, teminat mektuplarının iadesine, dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında Denizli’deki TOKİ “940 konut bir ticaret merkezi ve bir ceza infaz personeli için eğitim merkezi” yapım işinin peyzaj kısmı ile ilgili olarak, 3 farklı yüklenici sözleşmesi yapıldığını; davalının iş süresi bitmeden sözleşmeleri haksız olarak fesih ettiğini; davacının bir kısım işi yaptığını, bir kısım işin ise, haksız fesih nedeniyle yarım kaldığını, her üç sözleşmeye ilişkin toplamda 65.000,00 TL iş bedeli alacağının doğduğunu; davalının karşılıksız çıkan çekleri ödediklerini öğrendiklerini belirterek, eğer 50.000,00 TL’yi ödemişlerse yaklaşık 15.000,00 TL alacağından şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline, her üç sözleşmeye de uyulmaması nedeniyle sözleşme bedelleri üzerinden %15 kâr mahrumiyeti kapsamında şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline, davalının fazladan ödeme yaptığından bahisle Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayı ile başlatılan takipte borçlu olmadığının tespitine, sözleşmenin imzalanması sırasında teslim edilen ve ödeme tarihi boş bırakılan 35.100,00 TL’lik, 2.600,00 TL’lik ve 5.100,00 TL’lik teminat senetlerininde iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında üç ayrı sözleşme imzalandığını, bunların peyzaj sözleşmesi, mermer sözleşmesi ve içme suyu sözleşmesi olduğunu; tüm özleşmelerin kesin süreli sözleşmeler olup, davacının sürelere uymayarak, zamanında işi tamamlamadığını, aksini ispatla davacının yükümlü olduğunu; davacının eseri yapıp zamanında teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini; davacıya iki adet 25.000,00 TL tutarlı toplam 50.000,00 çek bedelinin ödendiğini, ayrıca elden makbuz mukabili 10.000,00 TL ödeme yapıldığını; davacının peyzaj sözleşmesi ile mermer sözleşmesinin hiç yerine getirmediğini; içme suyu sözleşmesini ise, tamamlayamadığını; tek bir fizyon kaynak makinesi temin edemediğini; Denizli belediyesince yapılan test sonucunda yapılan işin kullanılmaz durumda olduğunun belirlendiğini, yeniden yapılması zaruretinin ortaya çıktığını; buna göre üçüncü kişi konumundaki … Ltd. Şti’ye işin yaptırılıp, 84.492,19 TL ödeme yapılmak zorunda kaldığını belirterek, davanın reddine, menfi tespit talebinin reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında akdi ilişkinin ihtilafsız olduğu, ihtilafın, feshin haklı olup olmadığı, davacının tamamlamış bulunduğu edimler karşılığında alacağı bir iş bedelinin kalıp kalmadığı, davacı tarafından verilen teminat mektuplarının iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve davalının fazla ödemesi bulunup bulunmadığı, buna göre de davalı tarafından başlatılan fazla ödenen iş bedeline ilişkin icra takibi nedeniyle davacının menfi tespit davasının haklı olup olmadığı noktasında olduğu, taraflar arasında içme ve atık su imalatlarına ilişkin sözleşme, peyzaj işlerine ilişkin sözleşme ve mermer işleri imalatlarına ilişkin üç ayrı sözleşme bulunduğu, buna göre içme suyu imalatlarına ilişkin sözleşmede sözleşme bedelinin götürü olarak 43.000,00 TL + KDV olarak belirlendiği, malzeme ve işçilik giderinin de bu bedele dahil olduğu, iş süresinin 30 takvim günü olduğu ve sürenin sözleşme tarihinden başlatıldığı; sözleşmenin sonucunda tarafların karşılıklı mücbir sebeplere dayalı mutabakatları ile belirlenecek ek süreler hariç 15/11/2012 tarihinde işlerin tamamlanması gerektiği; kararlaştırılan sürede işin tamamlanamaması halinde 10 gün süreli yazılı ihbar yapılarak gecikme cezasının uygulanacağı ve geçen her takvim günü için taşeron hakedişinden sözleşme bedelinin on binde yedisinin gecikme cezası olarak kesileceği; yüklenicinin bu sözleşme gereğince 2.600,00 TL tutarlı teminat senedi verdiği; geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı herhangi bir borcu olmadığının tespitinden sonra alınan teminatın yarısının, SGK’dan ilişkisizlik belgesi getirildiğinde ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalan teminatın da taşerona iade edileceği; teminat süresinin geçici kabulden sonra 12 ay olarak belirlendiği; sözleşmeye aykırılık ve taahhüdün yerine getirilmemesi halinde gecikme cezası uygulanmak üzere işverenin en az 10 gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarlarına rağmen aynı halin devam etmesi halinde ayrıca protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek teminatların irat kaydedileceği ve sözleşmenin fesih edilerek taşeron hesabının tahsile edileceğinin kararlaştırıldığı, bu sözleşme kapsamında Denizli’den temin edilen bilirkişi raporunun 13 ve sayfa 19’da yapılan tespitlere göre, ana firmanın çalışma ortamlarını hazırlamadığı, davacı taşeronun imzalanan sözleşme kapsamında projelerinin teknik şartnamelere uygun olarak gecikmeli de olsa bitirildiği, yapılan imalatlarda kullanılan her türlü malzemenin kabul prosedürlerine uygun satın alındığı; malzeme onay formu düzenlenerek şantiye sahasına sokulduğu; onayı alınmayan hiç bir malzemenin kullanılmadığı, boruların teknik şartname ve malzeme onay formu düzenlenmeden şantiye girişinin zaten mümkün olmayacağı; içme suyu hatlarının komple yeniden yapılmasının taşeron hatası olmadığı, proje ve teknik şartname hatası olduğu, taşeron firmanın bu işten alacak tutarının 46.852,12 TL olduğu, açıklanan nedenlerle bu sözleşmeden kaynaklı olarak gecikme cezası uygulanamayacağı, bu sözleşme ile bağlanan 2.600,00 TL tutarlı teminatında iadesi gerektiği hususlarının belirlendiği; ancak teknik bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere malzemenin istenen vasıfta olmadığı, nitekim testlerden de olumsuz sonuç çıktığı; ana iş verenin malzeme onay formu düzenlemeden söz konusu malzemenin şantiye girişi mümkün olmasa bile, sözleşmenin eki özel teknik şartnamenin C.1.A.6 maddesinde taşeronun kullandığı malzemeye onay alınmış olsa dahi bu onayın taşeron sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağına dair açık düzenlemenin bulunduğu; davacının yüklenici olarak işe uygun malzeme almasının zorunlu olduğu; bu sebeple davacı tarafından yapılan işin işe yaramadığı, davacının bu sözleşme kapsamında yaptığı işlerden dolayı iş bedeli talep edemeyeceği ve teminatın iadesini de talep edemeyeceği; atık su hatlarına ilişkin sözleşme konusunda ise, uyuşmazlığın davalının işi süresinde bitirip bitirmediği, imalat seviyesi ve imalatın ayıplı olup olmadığının önem arz ettiği; teknik bilirkişiler tarafından yer tesliminden gecikmenin davalı ana iş yerinden kaynaklandığı; imalatların tamamlandığı; yine kullanılan boruların ana iş verenin onayından geçtiği, teknik şartnameye uygun olduğu, dolayısıyla sonradan ortaya çıkan bu durumun şartnamede yer alan boru tanımının işe uygun olmamasından kaynaklandığının mütalaa edildiği; burada kullanılan boruların Denizli Su ve Kanalizasyon Müdürlüğünün 01/07/2013 gününde 14514 sayılı yazısında “yapılan testlerde uygun olmadığının belirlendiği, imalatta kullanılan bu boruların yenilenmesi ve yeni kullanılacak borularında yine akredide olmuş bir laboratuvarda teste tabii tutulması, aksi takdirde iş sonu projelerinin sunulması aşamasında belediyeye devrinde sıkıntılar yaşayabileceğinin” bildirildiği, bu kapsamda davalı işveren ile … Şirketi arasında 17/10/2014 tarihinde sözleşme yapıldığı ve iş bedelinin 71.603,55 TL + KDV olarak belirlendiği; teknik bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere malzemenin istenen vasıfta olmadığı; nitekim testlerden de olumsuz sonuç çıktığı; Denizli Su İdaresinin bu haliyle teslim alınmayacağının bildirilmesine, ana iş verenin onay vermiş olmasının yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı yönündeki kararlaştırmanın ahde vefa ilkesi gereği davacı alt yükleniciyi bağladığı; malzemenin sahibi içinde asıl iş verenin konkorda onay yükümlülüğü bulunmakta ise de, sözleşmenin eki özel teknik şartnamenin C.1.A.6 maddesinde taşeronun kullandığı malzemeye, malzeme onayı alınmış olmasının taşeronun sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı düzenlemesinin bulunduğu; hal böyle olunca davalı ana yüklenicinin aynı kapsamda … Limited şirket ile yaptığı sözleşmede iş bedelinin 71.603,55 TL + KDV olmasının davacı ile yapılan sözleşmenin 43.000,00 TL + KDV olmasına göre anılan sözleşme kapsamında davacının edimini yerine getirmediği sonucuna varıldığı; öte yandan avans olarak bu sözleşme ve gerek diğer sözleşmeler kapsamında 2 adet 25.000,00’er TL bedelli toplam 50.000,00 TL çek verildiği, çeklerin ödendiği; bu nedenle davacının bu sözleşmeye dayalı alacak iddiasının yerinde olmadığı; davalının da vermiş bulunduğu çeklere ilişkin bedel yönünden İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğünde başlattığı icra takibinde haklı olduğu, davacının bu icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebinin de bu nedenle haklı bulunmadığı; sözleşme uyarınca verilen 2.600,00 TL tutarlı teminat senedininde iade koşulunun gerçekleşmediği sonucuna varıldığı; taraflar arasındaki mermer işleri imalatı sözleşmesine göre ise, iş bedelinin götürü bedelle 85.000,00 TL + KDV olarak düzenlendiği; malzeme ve işçilik giderininde buna dahil olduğu, işin süresinin 30 takvim günü olarak belirlenip sürenin sözleşmenin imzalanması ile başladığı, mücbir sebep olmazsa 05/11/2012’de sürenin sona ereceğinin düzenlendiği; kararlaştırılan sürede tamamlanmaması halinde her takvim günü taşeronun hak edişinden sözleşme bedelinin on binde yedisinin gecikme cezası olarak kesileceği; yüklenicinin bu sözleşme gereğince 5.100,00 TL bedelli teminat senedi verdiği; teminat senedinin yarısının geçici kabulün onayından sonra, diğer yarısının ise, SGK’dan ilişkisizlik belgesi getirmesi şartı ile kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra iade edileceğinin; teminatın yine 12 aylık süre içinde tamamlanması gerektiği; teknik bilirkişiler bu sözleşme ile ilgili mermer imalatına hiç başlanmadığını tespit ettikleri; davalı firma tarafından sözleşmenin fesih edildiği; davalı ana yüklenicinin binaları hazırlayamadığı, davacı taşeron firmanın imalat yapması için ilgili mahalleri davacıya teslim etmediği, bu nedenle teminat senedi olan 5.100,00 TL’lik senedinde iadesi gerektiğini belirledikleri; ancak, davalının Denizli … Noterliğinden 06/12/2012 günü keşide ettiği ihtarnamede mermer işleri sözleşmesi kapsamında işe başlamadığı anlatımı yer almakla beraber açıkça “karşılıklı mutabakata varılarak bilgimiz dahilinde fesih edildiği” sözcük diziminin yer olması nedeniyle, davalının tek taraflı bir feshinin değil, karşılıklı mutabakata dayalı olarak feshin gerçekleştiği; bu nedenle 5.100,00 TL tutarlı teminat senedinin iadesinin gerektiği; peyzaj işlerine dair sözleşme yönünden yapılan incelemede ise, 10/10/2012 tarihli bu sözleşme gereğince iş bedelinin 583.987,00TL+KDV götürü bedelli olarak belirlendiği; işin süresinin 30 takvim günü olduğu; mücbir sebep olmazsa sürenin 09/11/2012 tarihinde biteceği, kararlaştırılan işin süresinde tamamlanmaması halinde 10 gün süre ile yazılı ihbar yapılarak gecikme cezasının uygulanacağı; her geciken gün için taşeronun hak edişinden sözleşme bedelinin on binde yedisinin gecikme cezası olarak kesileceği, bu iş içinde yüklenicinin 35.100,00 TL tutarlı teminat senedi verdiği, yine diğer sözleşmelerdeki gibi yarısının geçici kabul tutanağının onaylanması ve taşeronun bu işten dolayı herhangi bir borcu olmadığı tespit edilmesinden sonra geri kalan yarısının ise, SGK’dan ilişkisizlik belgesi getirilip kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra iade olacağı, teminatın 12 aylık süreye tabii olduğunun belirlendiği, bu sözleşme ile ilgili teknik bilirkişi raporunda, ana firmanın çalışma ortamı hazırlamadığı, taşeron firmanın yaptığı iş bedelinin 2012 yılı fiyatları ile 6.592,00 TL olduğu, ana firma çalışma ortamını hazırlamadığı için teminat mektubununda iade edilmesi gerektiği hususunun mütalaa edildiği ve sözleşmenin 27. Maddesi kapsamında feshin haksız olduğu bildirilmiş ise de; yer teslim edilmediği yönünde görüşün yerinde olmadığı, ana yüklenici davalının davacıya muhatap fesih öncesinde düzenlediği 27. Maddenin uygulanacağını içeren 06/02/2013 tarihli ihtara karşı davacının itiraz ileriye sürmediği; davalının bu ihtarından sonra 12/03/2013 günü işte bir ilerleme kaydedilmediği ve ilgililerle irtibat kurulamadığı, bu nedenle işin tamamlanmasının imkansız hale geldiği gerekçesiyle 12/03/2013 günlü fesih bildiriminin davalıca hazırlandığı; davacının bilahare fesih bildirimine kadar yerin teslim edilmediği yönünde iş sahibine herhangi bir uyarısının bulunmadığı, fesihten çok sonra 31/05/2013 günü keşide ettiği ihtarının bulunduğu; hal böyle olunca teknik bilirkişi raporunda bu iş için belirlenen 6.592,00 TL iş bedeli alacağının davalının yaptığı ödemeler karşılığında bu sözleşmeden kaynaklanan iş bedeli alacağının oluşmadığı; ayrıca aynı nedenle 35.100,00 TL tutarlı teminat senedinin iade koşullarının da oluşmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, davacının taraflar arasında düzenlenip, imzalı ve tanzim / vade tarihleri boş bırakıldığını bildirdiği 3 adet teminat senedinden 5.100,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, senedin davalı tarafça davacıya iadesine, davacının bunun dışında kalan iş bedeline ilişkin alacak talebinin, davalıca başlatılan Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine dair talebinin, 5.100,00 TL bedelli teminat senedi dışında kalan 2.600,00 TL’lik ve 35.100,00 TL’lik teminat senetlerinin iadesi ile ilgili kâr mahrumiyetine ilişkin taleplerinin reddine, davalının kötü niyetli dava tazminatı talebinin icra veznesine giren ve alacaklı davalıya ödenmesi tedbir yoluyla engellenen bir tahsilatın sözkonusu olması gerektiği böyle bir tahsilatın bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında üç ayrı sözleşme bulunduğunu, 06/10/2012 tarihli mermer işleri sözleşmesi 06/10/2012 tarihli içme suyu işleri sözleşmesi 10/10/2012 tarihli peyzaj işleri sözleşmesi olup, bu sözleşmelere karşılık 5.100,00 TL, 2.600,00 TL ve 35.100,00 TL’lik üç ayrı teminat mektubu verildiğini, sözleşmelerdeki bir kısım işlerin yapıldığını ancak, davalı tarafından 12/03/2013 tarihli fesihname ile sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenle bir kısım işlerin yapılamadığını, davalının sözleşme avansı olarak verdiği 2 adet çekin karşılıksız çıktığını, çek dışında herhangi bir ödemesinin olmadığını, bu çekler ciro edildiğinden müvekkilinin icra takibine maruz kaldığını, bu durumun davalıya Karşıyaka …Noterliğinin 31/05/2013 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiğini, karşılıksız çek bedellerinin ev yapılan imalat bedellerinin ve ayrıca yaptırılmayan peyzaj ve mermer işlerine ilişkin sözleşme bedellerinin %15’inin yoksun kalınan kar olarak müvekkiline ödenmesini ve teminat olarak alınan bonoların iadesinin talep edildiğini, davalının üç sözleşme için gecikmeli olarak içme suyu için teslim edilen ve çok sonra ödenen karşılıksız çek karşılığında ödenen 50.000,00 TL dışında herhangi bir ödemenin bulunmadığını, içme suyu işlerinde bilrikişi raporunda tespit edildiği üzere 46.852,00 TL ‘lik imalat yaptığını, peyzaj işleri için ise 6.592,00 TL tutarlı imalatın yapıldığını, müvekkilinin 53.444,00 TL alacaklı olduğunu, 50.000,00 TL ödeme düşüldüğünde halen alacaklaırnın bulunduğunu ayrıca 3 adet teminat senedenin de iadesi gerektiğini, alacaklı oldukları halde davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki ilamsız icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle ilgili dosyaya da 45.000,00 TL ödemek zorunda kaldıklarını bu icra dosyası ile ilgili borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini davalının sözleşmeyi zımnen ve fiilen haksız olarak feshettiğini, asıl yekün tutan işleri 3. kişilere yaptırdığını, işin yapılabilmesi için fiziki şartların oluşmadığını, işin bitim süresi olan 05/11/2012 tarihinden itibaren 10 gün içinde davalının işin tamamlanması için ihtarda bulunması gerekmesine rağmen bunu yapmadığını, bu nedenle gecikme cezası uygulama yoluna gidemeyeceğini, yapılan yazışma ve e-maillere göre ana firmanın çalışma ortamını hazırlamadığını proje ve teknik şartmedeki hataların müvekkili alt yüklenicinin sorumluluğunda olmamasına rağmen, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden eksik ve gerekçesiz raporlara dayalı mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bakiye iş bedeli alacağının tahsili, kâr mahrumiyeti, menfi tespit, teminat senetlerinin iadesi talep edilmektedir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında düzenlenen 06/10/2012 tarihli içme suyu imalatı sözleşmesi gereğince işin teslim tarihi 05/11/2012 olup davacı tarafça davalıya 2.600,00 TL tutarlı teminat mektubu verildiği; 06/10/2012 tarihli mermer işleri imalat sözleşmesine göre işin teslim tarihi 05/11/2012 olup, davacının davalıya 5.100,00 TL tutarında teminat mektubu verdiği, 10/10/2012 tarihli peyzaj işleri imalat sözleşmesine göre ise işin teslim tarihi 10/10/2012 olup davacının davalıya 35.100,00 TL tutarında teminat mektubu verdiği anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici, 06/06/2012 tarihli içme suyu imalat sözleşmesi uyarınca işi tamamladığını, yine diğer bir kısım işleri de yaptığını, kalan işlerin ise davalının sözleşmeyi feshetmesinden dolayı yapılamadığını, davalıdan alacaklı olduğu halde davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını ve takip kesinleştiğinden 45 gün ödemek durumunda kaldığını, bakiye alacağının tahsiline, yapılmayan işlerden dolayı %15 yoksun kalınan kâr kaybına, davalının yaptığı icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitin , teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı iş sahibi ise sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı peyzaj ve mermer işlerini hiç yapmadığını, davacı içme suyu imalat sözleşmesinden kaynaklanan işi yaptığını beyan etmiş ise de yapılan içme suyu işinin ve üstü kapatılan hatların Denizli Belediyesince yaptırılan test sonucu kullanılamaz olduğunun belirlendiğini ve tüm sistemin yeniden yapılmak durumunda kalındığını, ayrıca üst yapının eski hale getirilmesi hariç bu işin KDV dahil 84.492,19 TL ye başka bir şirkete yaptırıldığını, zarara uğradığını, bu durumu ihtar ile davacıya bildirdiğini, davacının herhangi bir hakediş alacağının bulunmadığını, sözleşme gereği sözleşmeleri fesih için yazılı bildirimde bulunma şartının olmadığını, teminat olarak verilen bonoların sözleşmenin feshi ile nakde çevirileceğini , davacının menfi tespite konu ettiği İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibin 31/03/2013 tarihli çek olup söz konusu çekin karşılığı imalat davalı tarafından alınmadığından haksız ödenen bedelin tahsili için yapılan takip olduğunu ve takibin kesinleştiğini bunun üzerine davacının bu davayı açtığını ileri sürmüştür.Taraflar arasında üç ayrı yazılı yüklenici sözleşmesi yapılmıştır. Dava konusu sözleşmeler kapsamında süresinde yer tesliminin yapılıp yapılmadığı, buna göre, tarafların sözleşmenin feshindeki haklılık durumunun taraflarca sunulan deliller kapsamında değerlendirilmesi, dosyadaki bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir bilirkişi raporu alınması ve davadaki talepler konusunda sonucuna uygun olarak karar verilmesi gerekir.Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2019 tarih, 2016/1418 Esas, 2019/1072 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.