Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2195 E. 2022/1877 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2195
KARAR NO: 2022/1877
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/238 Esas, 2019/585 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında İstanbul İli Kağıthane ilçesi, … Mahallesi, … pafta … parsel üzerine “I ofis” inşa edildiğini, esere ilişkin Kadıköy … Noterliği’nin 23/10/2013 tarihli ve … yevmiye nolu proje sorumluluk beyanı ile davacının mesleki sorumluluğu üstlenildiğini, statik mühendislik etüdü ve proje hizmeti davalıya 31/10/2013 tarihinde basılı kağıt ve dijital ortamda teslim edildiğini, statik projelerin davalıya teslim edildikten sonra binanın bu hizmet ve proje hesaplamaları ile inşa edildiğini, projenin tamamının teslim edildiğini, 31/10/2013 tarihinden itibaren davacı tarafa şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı tarafa Kadıköy .. Noterliği’nin 25/11/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile alacak talebinin bildirildiğini, davalı tarafça cevap verilmediğini belirterek, 92.780,00 TL alacağın ihtarname tebliğinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından işin yapılarak teslim edildiğine ilişkin evrak veya bina teslim belgesi teslim edilmediğini, tek taraflı hazırlanan Kadıköy … Noterliği’nin onaylanan sorumluluk beyanının da davacının iddia ettiği işi yaptığını göstermediğini, davalı şirketin inşaatı davacı tarafın yaptığını iddia ettiği statik projesine göre de yapmadığını, davalı şirketin inşaatın statik hesaplamalarını ve statik projelerini başkaca kişilere yaptırdığını, davacı tarafın inşaatın kendi statik hesap ve projesine göre yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın davacı şirketin inşaat mühendisleri odasının birim fiyatları üzerinden hesaplama yaparak ödeme yapacağına dair beyanını da kabul etmediklerini, davalı şirketin bu yönde bir taahhüdünün bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Kağıthane belediye başkanlığının 29/03/2018 tarihli yazısında davalıya ait Kağıthane ilçesi, Merkez mahallesi, 2006 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen İ-Ofis projesinin statik mühendislik ve proje hizmetinin davacı şirket tarafından yapıldığının bildirildiği, bilirkişiden alınan kök ve ek rapora göre davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının defterinde faturaların kayıtlı olmadığı, davalının ticari defterinde 31/12/2017 tarihi itibariyle davacıya 2.000,00 TL borçlu olduğu, davacı tarafça davalıya Kadıköy … Noterliğinin 25/11/2016 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin davalının çalışanı …’ya 28/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede borcun 3 gün içinde ödenmesi talep edildiğinden temerrüd başlangıcının 01/12/2016 tarihi olacağı, Belediyeden gelen resmi evraklarda proje mükellefinin …olduğu, İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğü’nden gelen kayıtlara göre …’in davacı şirketin yetkilisi olduğu, yapılan hizmetin bedelinin İMO İstanbul Şubesi tarafından yayınlanan hesaplama tablosuna göre KDV dahil 90.462,49 TL olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davacının alacak davasının kısmen kabulü ile 90.462,49 TL’nin 01/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının iddialarını ispat edemediğini, davanın her iki tarafının da tacir olduğunu, TTK m.18/2 hükmüne göre tacirin basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutması ve almış olduğu sorumlulukları hakkıyla yerine getirmesi gerektiğini, davacının porje müellifi olduğuna ilişkin ticari defterlerinde kayıt bulunmadığını, oysa tacir olan davacının cari hesap ilişkisi içinde de olduğu davalı şirket aleyhine cari hesap ekstresine 92.780,00 TL’lik bir alacağını işlememesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, talep edilen alacağın miktarı itibariyle HMK gereğince senetle ispatının zorunlu olduğunu, davacının alacağını ispat edecek mahiyette senet sunmadığını, yargılamanın eksik yapıldığını ve geçerli olup olmadığı belli dahi olmayan tek taraflı bir beyana itibar edilerek karar verildiğini, Kağıthane Belediyesi Statik Analiz Raporunun Yapı Kullanma İzin Belgesinin Yapı Projeleri kısmında proje müellifinin …’in olduğunun bildirildiğini, oysa proje müellifi beyanının tek taraflı bir beyan olduğunu, doğrudan alacak hakkı doğuran bir beyan olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, mahkemenin belediyeden proje müellifi beyanının tek taraflı bir beyan olup olmadığı, sadece bu beyan ile işin bu kişi tarafından yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği ve tüzel kişilerin proje müellifi olmasının önünde bir engel olup olmadığının sorulması gerektiğini, ancak mahkeme tarafından sorulmadığını, davacının taraf ve dava ehliyeti olmadığını, davacının tüzel kişilik olduğunu, ancak belediyeden gelen yazı itibariyle proje müellifinin … olduğu bildirildiğinden davayı kabul anlamında olmamak üzere alacak talebini … talep edebileceğini, davanın reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, eser sözleşmesinden doğan alacakların 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının edimini ifa etmediğini, davacının edimini ifa ettiğine ilişkin davasını ispat edemediğini, davacının kendi nam ve hesabına tutmuş olduğu ticari defter ve kayıtlarında, BA- BS formlarında dahi olmayan bir alacağın varlığına hükmettiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacının edimini yerine getirmemiş olması sebebiyle başka kişilere işi yaptırarak ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/902 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesini talep ettiklerini ancak mahkeme tarafından taleplerinin dikkate alınmadığını, bu dosya kapsamı itibariyle davacı şirketten alacaklı olduklarını, işin karşılığı olarak kabul edilen değerin fahiş ve gerekçesiz olduğunu, Mühendisler odasından gelen birim değerlerinin ütopik ve fahiş değerler olduğunu, mahkemenin faize yönelik verilen kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, karar tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerekirken 01.12.2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının fatura tanzim etmediğini, alacağa yönelik ihtarname göndermiş olmasının alacağın muaccel hale getirmeyeceğini, mahkeme kararının hukuki gerekçeden yoksun olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı şirket tarafından davalıya ait İ-ofis projesinde statik mühendislik etüdü ve proje hizmetinin belediyeye verilen sorumluluk beyanı kapsamında üstlenilerek yapıldığı belirtilerek bedelinin tahsili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürmüştür. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacak davalarında TBK’nın 147/6.maddesi gereğince zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımının başlangıcı ise işin teslimi ile başlar. Somut olayda dosya kapsamına göre, dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili ayrıca, davacının husumet ehliyeti bulunmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamından davacının … Ticaret Limited Şirketi olduğu, davada dayanılan proje sorumluluk beyanın ise … tarafından Belediye’ye sunulduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 14.05.2018 tarihli yazısına göre …davacı şirketin ortağı ve münferiden yetkilisidir. Mahkemece bu hususlar gerekçeli kararda belirtilmiş ise de davacının husumet ehliyeti yönünden gerekçede bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, mahkemece husumet ehliyeti yönünden inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, mahkemenin kabulüne göre de taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından yapılan işin bedelinin işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayicine göre bilirkişi tarafından hesaplanması gerekirken İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesince yayınlanan hesaplama ve formüle göre hesaplama yapılarak karar vermiş olması da yerinde olmamıştır. Bu durumda, mahkemece davacının husumet ehliyeti yönünden inceleme yapılıp, husumet ehliyeti bulunduğu kanaatine varılması halinde, işin esasına girilerek, varsa davacı alacağının işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayicine göre bilirkişilere hesaplattırıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih, 2017/238 Esas, 2019/585 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.