Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2187 E. 2022/1912 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2187
KARAR NO: 2022/1912
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2019
NUMARASI: 2017/201 Esas, 2019/859 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 26.11.2015 tarihli imzalanan protokol ile davacının PV modül taşıyıcı masa imalat ve montajını tamamlayarak davalıya teslim etmesi, davalı tarafından iş bedeli olarak 10.920 USD ödenmesi hususunda anlaştıklarını, protokol imzalandıktan sonra ifa edilen iş sırasında davalı şirket yetkilisi tarafından ilave iş talebinde bulunulduğunu, bu hususun davalı şirkete e posta ile ihtar edilerek bilgilendirme yapıldığını, davalı şirketin e posta ile cevap vermesi üzerine ilave iş ile birlikte 26.12.2015 tarihli rapor hazırlandığını, taraflar mutabık kalmaları üzerine 4.030,00 TL bedelli maliyetin e posta ile davalı tarafa bildirildiğini, ancak davalı tarafça iş bedeli ve ek iş bedeline itiraz edildiğini, yapılan iş ile ilgili olarak 31.12.2015 tarih … sıra nolu 12.885,60 USD bedelli faturanın davalı şirkete gönderildiğini, 1.665,76 USD bedelli ayıplı mal iadesi faturası düzenleyerek kendilerine tebliğ ettiklerini, ayıplı ifa taleplerinin haksız olduğunu, taraflar arasında imzalanan protokole ve ek taleplerle birlikte edimin ayıpsız olarak teslim edildiğini, bakiye iş bedelinin ödenmemesi üzerine 1.966,60 USD alacağın tahsili için icra takibine başvurduklarını, davalı tarafın icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davalı şirket ile davacı şirket arasında imzalanan 26.11.2015 tarihli protokol gereği davalı şirket tarafından tasarlanmış ve teknik çizimi davacı şirket tarafından yapılarak davalı şirket tarafından kabul edilmiş olan PV modül taşıyıcı masa imalat ve montajı konusunda anlaştıklarını, davacı şirketin ürünleri protokole aykırı olarak ayıplı bir şekilde teslim ettiğini, konstrüksiyon çizimlerine aykırı olarak clamp deliklerinin yanlış yerlere açıldığını, modül ayaklarının bağlantılarının yanlış yerlere yapıldığını, kaynak yerlerinin galvaniz sürülmeden boyandığını, profillerin tek parçadan oluşması gerekirken eklerle birleştirildiğini, tüm sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunu, ayıplarla ile ilgili olarak davacı şirketin bilgilendirildiğini, davalı şirketin bedelde indirim hakkını kullanarak 31.12.2015 tarihli, 1.965, 60 USD miktarlı fatura düzenlediğini, ancak davacının faturayı iade ettiğini, ayıpların Beyoğlu …Noterliğinin 05.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete bildirildiğini, davacının süresinde itiraz etmediğini, Beyoğlu …Noterliğinin 16.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile fatura aslının davacı şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından faturanın muhasebe gereklilikleri açısından kayıtlara geçirildiği ve hakkında işlem yapıldığını, davacı şirket tarafından da bu doğrultuda işlem yapılması hususunun davacı şirkete ihtar edildiğini, ihtarnamenin davacı şirket tarafından 17.03.2016 tarihinde tebellüğ edildiğini, davacı şirketin ihtarnameye karşılık herhangi bir itiraz ileri sürmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında 26/11/2015 tarihinde PV Model Taşıyıcı masa imalat ve montaj işine ait potokol yapıldığı, iş bedeli olarak 10.920 + KDV dahil 12.885,60 USD’lik fatura düzenlendiği, işin ayıplı yapıldığından bahisle davalı tarafça KDV dahil 1.965,60 USD’lik 31/12/2015 tarihli fatura düzenlemek suretiyle bedelde indirim yaptığı, icra takip miktarının indirim yapılan miktar olduğu, bilirkişi raporuna göre, davacı tarafça işin açık ayıplı şekilde ifa edildiği, taraflar arasında imzalanan ek iş raporu ve bila tarihli iş bitirme raporlarıyla işin açık ayıplı olarak davalı tarafça kabul edilmiş olduğu, bu nedenle bedelden indirim yapılmasının mümkün olmadığı, eserin sözleşme bedeline dahil edilmemek üzere davacı tarafça onarılmak suretiyle kabulünün yapıldığı, bu haliyle davalının bedelden indirim yönünde seçimlik haktan dönmesinin veya değiştirmesinin mümkün olmadığı, ancak olayda Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin kıyasen uygulanması suretiyle % 5’lik kusur ve noksan ile gecici kabul yapılabileceği maddesinin sözleşmede hüküm olmaması nedeniyle kıyasen uygulanması suretiyle 1.877,00 TL nesafet bedeli kesilebileceği, takip tarihi itibariyle dolar kuruna çevrilmek suretiyle alacaktan indirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.907,82 USD asıl alacak açısından iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin gerekçeli kararında davacı şirketin dilekçe ve beyanlarının esas alınmış olması sebebiyle iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına aykırı davranıldığını, davacı şirket tarafından tanık beyanlarına karşı ileri sürülen beyanların 2 haftalık yasal süresi sonrasında dosyaya ibraz edildiğini, davacı şirket tarafından yasal süresi ve 02.03.2018 tarihli celsede kendisine verilen kesin süre içinde dosyaya delil listesindeki hiçbir delili ibraz etmediğini, davacı şirket tarafından yasal süresi içinde 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz edilmediğini, yasal süresinde yapılmayan itirazların iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırılık oluşturduğunu, taraflar arasındaki protokole ilişkin ilave işlerin söz konusu olduğu hususu ve işbu ilave işlerin konusu olduğu belirtilen demontaj ve yeniden montaj işlerine ilişkin beyan ve delillerin iddianın genişletilmesi yasağına aykırı olarak dosyaya ibraz edildiğini, itiraz etmelerine rağmen mahkemece esasa ilişkin inceleme yapılmadığını, ilave işin söz konusu olmadığını, olsa dahi bunların davacı şirket tarafından protokole aykırı olarak ayıplı bir şekilde teslim edildiğini, ilave işin konusu olduğu belirtilen ve davacı şirket tarafından davalı şirket’ten talep edilen adam/saat üzerinden yapılmış olan hesaplamaya davacı şirketten kaynaklanan gecikmelerin, davacı şirketin getirmediği makine için talep edilen bedellerin ve ayrıca yapılan yol masraflarının dahil olmasının mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilmiş olan adam/saat dahil tüm maliyetlere davalı şirket yetkilisi …’in itiraz ettiği gibi, hiçbir şekilde onay vermediğini, bunun davacı şirket tarafından ibraz edilmiş olan 05.01.2016 tarihli elektronik posta yazışmasında da açıkça görüldüğünü, 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilmiş olan ayıplar ile ilgili olarak herhangi bir ayırım olmaksızın, davacı şirket tarafından yerine getirilmiş olan demontaj ve yeniden montaj işleri de dahil olmak üzere taraflar arasındaki protokol kapsamında yerine getirilen tüm işlere ilişkin olduğunu, taraflar arasındaki protokol konusu işin ve ayrıca davacı şirket tarafından ilave işler olarak belirtilen demontaj ve yeniden montaj işlerinin de dahil olduğu tüm işlerin davacı şirket tarafından tamamlanarak teslim edilmesinin ardından taraflar arasında iş bitirme raporu düzenlendiğini, iş bitirme raporunda teknik sorunlar niteliğinde olan ayıplar ile birlikte teslim edildiği ve bunlara ilişkin tüm sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunun açıkça kararlaştırıldığını, davacı şirketin işbu açık kabul ve ikrarı doğrultusunda davalı şirket tarafından bedelde indirim yapıldığını, davacı şirket tarafından delil olarak ibraz edilen … Ek İş raporunun iş bitirme raporundan daha sonra düzenlendiğine ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını, basiretli bir tacir olarak davacı şirket tarafından tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunun kabul edildiğini, davalı şirket tarafından düzenlenen faturanın kabul edilmesi gerekirken mahkeme tarafından bu hususun göz önünde bulundurulmadığını, hukuka aykırı karar verildiğini, tarafların Protokol konusu iş için anahtar teslimi olmak üzere götürü bedel üzerinden anlaştıklarını, 15.04.2019 tarihli kök bilirkişi raporu ve 12.07.2019 tarihli ek bilirkişi rapora itirazların mahkeme tarafından yeterince incelenmediğini, kök ve ek bilirkişi raporunda Bayındırlık işleri Genel Şartnamesi’nin geçici kabul ve teslimi ile ilgili “Kabul İşlemleri” başlıklı 41.maddesinin kıyasen uygulandığını, bu sebeple nefaset indirimi olarak yüzde 5 uygulandığı belirtilmiş olsa da buna ilişkin makul ve haklı bir gerekçe ileri sürülmediğini, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi madde 2’de işbu şartnamenin kapsamının taraflar arasındaki protokol konusu iş ile hiçbir ilgisinin mevcut olmadığını, taraflar arasındaki Protokol konusu yapım veya hizmet işi olmayıp bir imalat işi olduğunu, madde 2 kapsamı itibariyle, genel şartname, genel bütçeye dahil dairelerle Katma Bütçeli İdarelerin, Özel İdareler ve Belediyelerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca taahhüde bağladıkları yapım ve hizmet işlerini kapsar düzenlemesinin bulunduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemelerce ve Yargıtay’ca re’sen nazara alınır. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/1677 esas, 2018/5207 karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı, taraflar arasında imzalanan 26.11.2015 tarihli protokol gereğince PV modül taşıyıcı masa imalat ve montajı işi sebebiyle iş bedelinin tahsili için 1.966,60 USD bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine durmasından dolayı itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı, itirazın iptali davasında davalının icra dosyasına yapılan itirazın iptalini talep etmiş, ancak 1.000,00 TL üzerinden peşin nisbi harç yatırmıştır. Oysa ki, davacının itirazın iptali davası tüm icra dosyasındaki itirazın kaldırılması istemli olduğundan 1.966,60 USD bedel üzerinden nispi peşin harç yatırması gerekmektedir. Mahkemece, eksik harcın tamamlanması için yukarıda değinilen şekilde usuli işlem yapılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin esasa ilişkin yönleri incelenmeksizin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılıp, harç eksikliği de tamamlandıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2019 tarih, 2017/201 Esas, 2019/859 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.