Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2139 E. 2022/1813 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2139
KARAR NO: 2022/1813
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2016/736 Esas, 2019/364 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak, Cezai şart
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak- cezai şart talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, davacı müvekkili ile davalı arasında adi yazılı eser sözleşmesi uyarınca 25.05.2015 tanzim, 05.06.2015 başlangıç ve 01.10.215 sona erme tarihli eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkil/davacı, davalının … Mahallesi … Parkı … ada … parsele … konutluk, aynı ada … Parsele de … konutluk inşaat olmak üzere toplam 25 konutluk inşaat uygulamalarının, sözleşme eklerine uygun olarak gerçekleştirilmesi ve tamamlanması işini üstlenmiş olduğunu, bunun karşılığında davalı yan ise adı geçen sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen ödemeleri yapmayı taahhüt etmiş olduğunu, sözleşmenin 4.maddesinde işin tutan ve ödeme şekli; işverenin, sözleşme kapsamında belirlenen işler için proje üzerinden hesaplanan metrajlar üzerinden tahmini ödemesi gereken toplam tutar birim maliyetlerden hesaplanarak KDV dahil 763.937,10 TL olmak üzere kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca davacı yüklenicinin, işverene işin teslimine kadar davalı işverende kalacak şekilde ve işin tesliminde müvekkil/davacıya iade edilmek üzere işin bedeli karşılığı, işin uygulama taahhüdünün yerine getirilmesi adına teminat senedi verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından keşide edilen 763.937,10 TL bedelli, tarihsiz teminat senedinin davalı tarafından müvekkiline iade edilmediğini, davalının sözleşmenin 3.,4.,6. maddelerini ihlal etmiş olduğunu, sözleşmeye aykırı fiilleri ile edimini yerine getirmediğini, edimini yerine getirmesinde gecikmeye sebebiyet verdiğini, müvekkilini zarara uğrattığını, sözleşmede kararlaştırılan borcunu ifa etmediğini, davacı müvekkilinin, 01.10.2015 tarihinde bitmesi kararlaştırılan taahhüdünü gecikerek yerine getirmek zorunda kaldığını ve 23.02.2016 tarihli yazılı bildirimi ile karşı tarafa belgeleri ile sunulduğunu, davacının, davalıdan ayrıntıları ile açıklanan ve delil listesinde belgelendirilen, alacak ve cezai şart anlamında tazminat alacağı bulunduğunu, davacının brüt hakediş tutarının 746.575,95 TL ve %18 KDV bedeli 134.383,67 TL olmak üzere, net hakediş tutarının 880.959,62 TL olduğunu, davalı tarafından yapılan toplam ödeme 695.060,18 TL olup, müvekkilinin 185.899,44 TL bakiye alacağı ile 74.578,24 TL sözleşme dışı yapılan imalattan kaynaklı alacağı olmak üzere toplam 260.477,68 TL bakiye alacağı bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; 260.477,68 TL Hakediş bedeli, 40,000,00 TL cezai şart, davalının kusuru nedeniyle davacının üçüncü kişilerle yapmış olduğu iş güvenliği sözleşmesinin uzaması dolayısıyla uğranılan zarar için 500,00 TL, sözleşmesinin uzaması dolayısıyla 500,00 TL işçi maliyeti, karşı tarafın edimini yerine getirmemesi nedeniyle teslimatın uzamasına binaen 500,00 TL SGK giderleri, davalının kusuru nedeniyle üçüncü kişilerle yapılan iskele kira sözleşmesinin uzaması dolayısıyla 500,00 TL ek maliyetin, sözleşme dışı yapılan ek imalat bedeline istinaden 500,00 TL olmak üzere, toplam 302.977,68 TL TL’nin, temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, teminat olarak davalıya verilen 763.937,10 TL bedelli davacı tarafından keşide edilen tarihsiz teminat senedinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 25.05.2015 tanzim ve 01.10.2015 sona erme tarihli bir sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin işbu sözleşme kapsamında davacı şirkete anılan sözleşme gereği; 03.06.2016 tarihinde 50.000,00 TL nakit ödeme, ve 17/07/2015 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli çek, 17/08/2015 keşide tarihli 50.000.00 TL bedelli çek, 29/08/2015 keşide tarihli 40.000.00 TL bedelli çek, 12/09/2015 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli çek, 24/09/2015 keşide tarihli 30.000.00 TL bedelli çek, 10/10/2015 keşide tarihli 40.000.00 TL bedelli çek, 31/10/2015 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek, 13/11/2015 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli çek, 13/11/2015 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli çek, 28/11/2015 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli çek olmak üzere davacının 03.06.2015 tarihi itibariyle 415.000,00.-TL nakit ve çek varlığını elinde tuttuğunu, sözleşme bedeli olan 763.937,10.-TL’nin yaklaşık %55’i oranında olduğunu, bu rakama birinci hakedişe dair yapılan, 15.07.2015 tarihinde 40.000,00.-TL, 31.07.2015 tarihinde 10.580,00.-TL ilave edildiğinde 465.800,00 TL yaptığını, sözleşme konusu işin %60’ın üstünde olduğunu, davacının yüklendiği işin %25’ine erişilmediğini, 16.10.2015 tarihine gelindiğinde (işin bitim süresi 01.10.2015) yapılan ödemeler toplamının 509.720,00 TL olduğunu, bu meblağ sözleşme konusu işin %65’inin üstünde olduğunu, davacı tarafından yüklenilen iş davacının dilekçesinde yer alan ikrarı ile sabit olduğu üzere geciktiğini, davacı bu gecikmenin davalı sebebi ile meydana geldiğini iddia etmekte ise de somut verilerin aksini söylediğini, işbu hukuki ihtilafın davacının kendi kastı ve kusuru ile sözleşmeyi ihlali sebebi ile meydana geldiğini, toplam 52.332,14 TL SGK borcunun müteselsil sorumluluğun gereği olarak müvekkili şirket tarafından ödendiğini, işçisinin ücretini ve SGK ödemelerini yapamayan davacı şirketin kaynak sağlamak yerine tamamlanmayan işlere ilişkin hakediş düzenleyerek müvekkilinden tahsilat yapmaya çalıştığını, müvekkili şirket tarafından gerek cari hesaba mahsuben gerekse yansıtma yoluyla hesaba borç kaydedilen 734.227,43 TL tutarında yapıldığını, davacı şirketin gecikme gün sayısının 254 gün olduğunu, günlük cezai şartın ise 500,00 TL olduğunu, bununla birlikte ayrıca … Ltd. Şti.’ne yansıtılacak 127.000,00 TL tutarında cezai şartın da bulunduğunu, davacı tarafından anılan sözleşme dışında yapıldığı iddia edilen ek imalata ilişkin olarak 21/12/2015 tarih ve 60613 yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiş oluduğunu, işbu ihtara müvekkili şirket tarafından 29 Aralık 2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 02/05/2019 tarihli karar ile, öncelikle davacı tarafın 763.937,10 TL’lik teminat mektubunun istirdadına yönelik talebinin harcın yatırılması için verilen kesin süreye rağmen yatırılmamış olması sebebiyle bu hususta açılmış bir dava bulunmadığı kabul edilerek karar tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, esasa ilişkin ise; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında dosya kapsamına göre davalıdan kaynaklı sebeplerle yani davalı kusuru nedeniyle geciktiğinin kanıtlanamadığı, sözleşmede belirtilen imalat seviyesinde ilerlememe ve işin bitim tarihine göre sadece %25 seviyesinde yapılmış olması, davalı tarafın ödemesini sözleşmede kararlaştırılan süre içinde tamamen yerine getirmemesinin davalı iş sahibinin temerrüte düşürüp düşürmeyeceği hususuyla ilgili alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafın ödemeleri nazara alınarak yapılan hesaplamaya istinaden 241.355,73 TL davacı tarafın alacağının bulunduğu, bu alacağın 124.370,27 TL’sinin gecikmeden dolayı farklı kalemler nedeniyle ilave masraf olduğu, 147.500,00 TL’nin ise cezai şart olduğu, dolayısıyla davacının sözleşme kapsamında veya ilave iş kapsamında alacaklarının yapılan ödeme ile karşılandığı, ödenmeyen imalat bedeli alacağı bulunmadığı, ayrıca gecikme iş sahibinden kaynaklanmadığından ve iş sahibinin temerrütü olmadığından davacının taleplerinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında 25/05/2015 tarihli eser sözleşmesi olduğunu, sözleşmeye göre işin başlangıç tarihinin 05/06/2016, bitiş tarihinin ise 01/10/2015 olarak kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre 25 konutluk inşaat yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin eki olan Ek-1’de düzenlenen teklif adı altında listelenmiş işlerin sözleşmenin Ek-2’de belirtilen proje ve EK-3’te düzenlenen teknik şartnameye uygun olarak yapılacağının üstlenildiğini, davalı tarafın ise karşılığında sözleşmenin 4. maddesinde yer alan ödemeleri yapmayı taahhüt ettiğini, toplam tutarın tahmini bedelinin KDV dahil 763.937,10 TL olarak kararlaştırıldığını, bu bedel karşılığında davacı yüklenicinin davalıya teminat senedi verdiğini, teminat senedinin iade edilmediğini, sözleşmenin 4.maddesine göre, işin toplam bütçesi üzerinden nasıl ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafın cevap dilekçesinde, yüklenici davacı şirketin işin %25 oranına erişemediği buna rağmen sözleşme bedelinin %65 oranına denk gelen 465.800,00 TL’nin ödendiğini ve gecikmenin yükleniciden kaynaklandığını iddia ettiğini, iddiaların soyut olduğunu ve davalının Kadıköy … Noterliğinin 11/03/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinde, “…inşaatta sözleşmeye dayalı işlerinize ilişkin geçici kabulün yapılabilmesi amacıyla 15/03/2016 tarihi saat: 10:00’da … yetkililerinden … hazır olmalarını talep ediyoruz… iş bu davetimize uymamanız halinde yokluğunuzda geçici kabul tutanağı tanzim edilecektir ve imal edilen işlerin bir kısmı ya hatalı yapılmış ya hiç yapılmamış veya eksikli bırakılmıştır. Bu işler aşağıda özetlenmiş olup, işi terk etmiş olmanız sebebiyle şirketimizce başka firmaya yaptırılacaktır” denilmek suretiyle yüklenici şirketin geçici kabule davet edildiğini, 13 kalem eksik iş belirtildiğini, %95’in üstünde inşaatın yapılmamış olması halinde geçici kabul işlemi yapılamayacağını, mevcut ihtarname içeriğine göre, geçici kabule davetle açıkça işin %95’in üzerinde yapıldığının kabul edildiğini, eksik olarak tespit edilen 13 kalem işin nitelik ve niceliklerine bakıldığında sözleşmede belirtilen işlerin %5’inin altında olduğunu, bu durumun yargılama sırasında alınan 29/11/2017 tarihli bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, işin teslim tarihi itibariyle imalat seviyesinin %25 olduğu iddiasını kabul etmediklerini, bilirkişi raporları, davalı tarafın gönderdiği ihtarnameler ve dosyadaki beyanlara göre işin tamamının yapıldığı, ilave işlerin yerinde mevcut olduğu, ilave iş bedelinin KDV hariç 62.569,67 TL olup, bunların ek sözleşme kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemenin takdirine bırakıldığını, davalı tarafın da bunları üçüncü bir kişiye yaptırdığını kanıtlayamadığını, buna rağmen mahkemenin alacaklarının olmadığına karar verdiğini, gecikme cezaları yönünden ise, davalı tarafın temerrütü olmadığından cezai şart taleplerinin reddedildiğini, davalı tarafın sözleşmede açıkça belirtilen ödeme şekil ve vadelerine uymadığını, davalının temerrütünün söz konusu olduğunu, buna rağmen davanın reddine karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında adi yazılı 25/05/2015 tarihli sözleşme yapılmıştır. Sözleşmenin 3. maddesine göre, işin başlangıç tarihi 05/06/2015 teslim tarihi 01/10/2015 tarihidir. İşin bedeli 763.937,10 TL KDV dahil olup, karşılığında yüklenici iş sahibine bu bedel kadar teminat senedi verecektir. Dosyada alınan bilirkişi kök raporuna göre, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafa 385.323,41 TL borçlu göründüğü, ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre ise, davacı tarafa 412.486,36 TL alacaklı göründüğü, ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yapıldığı, dosyada imzalı imzasız hazırlanmış hakediş, metraj ve toplantı tutanaklarının dosyaya sunulmadığı, bu nedenle değerlendirme yapılamadığı belirtilmiş olup, 1. Ek raporda ise, sözleşmede belirtilen işlerin sadece 114.445,18 TL’lik kısmının 1. Ara hakediş mukabilinde ödendiği, diğer kalemlerin ise, hakedişlere bağlı olmadan peyderpey ve maktu olarak yapıldığının anlaşıldığı, davacı yüklenici yönünden sözleşme bedelinin tamamının hak edildiğinin değerlendirildiği, sözleşmenin teslim tarihindeki gecikmenin tarafların iddia ve savunmaları itibariyle karşılıklı olduğu, sözleşmede zamanında ödenmeyen hak edişler için yüklenicinin ihtarname çekmek suretiyle davalı işvereni temerrüte düşürdüğüne dair bir belge bulunmadığı ayrıca bu hususta sözleşmede her hangi bir şart kararlaştırılmadığı, dolayısıyla davalının temerrütünün oluşmadığı tespit edilmiştir. İtirazlar üzerine alınan 2. Ek raporda ise, dava tarihi itibariyle davalı tarafın yaptığı ödemeler dikkate alındığında yapılan hesaplama neticesinde 241.355,73 TL borçlu olduğu, cezai şart alacağı için ise, tarafların ticari defterleri üzerinde dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık süre için değerlendirme yapılması gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.Mevcut dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede, davacı tarafın teminat senedinin iadesine ilişkin açıkça bir istinaf talebinin bulunmadığı anlaşılmakla bu hususta inceleme yapılmamıştır. Mahkemece alınan 1. ve 2. ek raporlarda sözleşme konusu işlerin %100 oranında tamamlandığının belirtildiği, gerekçeli kararda ise davalı vekilinin beyanlarına istinaden teslim tarihi itibariyle imalat seviyesinin %25 olduğu, ancak 16/10/2015 tarihli davalının ihtar dilekçesinde toplam işin sadece %25’lik kısmın yapılmadığının ifade edilmesi karşısında, en azından davacı tarafça 16/10/2015 tarihinde işin %75’inin yapıldığı ve bilirkişi raporuna göre davalı ödemeleri nazara alınarak yapılan hesaplamaya istinaden 241.355,73 TL davacı alacağının bulunduğu, dolayısıyla davacının sözleşme kapsamında veya ilave iş kapsamında alacaklarının yapılan ödeme ile karşılandığı ve ödenmeyen imalat bedeli alacağı bulunduğunun kanıtlanabilmiş olmadığı belirtilmek suretiyle, sonuç itibariyle teminat mektubunun istirdadına yönelik usulüne uygun harçlandırılmış dava bulunmadığından bu yönde karar tesisine yer olmadığına, davacı tarafın sair dava konusu taleplerinin ve davanın yerinde görülmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece işin tamamlanma oranının tespiti ile, sözleşme bedeli ve yapılan ödemeler gözetilerek, ilave iş bedelleri de eklenmek suretiyle davacı alacağının bulunup bulunmadığı konusunda bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2019 tarih, 2016/736 Esas, 2019/364 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.