Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2113 E. 2022/1890 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2113
KARAR NO: 2022/1890
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2019
NUMARASI: 2018/242 Esas, 2019/399 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, iş bedelinin davalı şirketlerden müteselsilen tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece davalı … Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, davalı … San. Ve Tic. A.Ş. hakkındaki davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalılardan … San. Ve Tic. A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvuruulmuştur. Davacı vekili; müvekkili ile davalı … San. Ve Tic. A.Ş. arasında, … davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait “…” mağazasının dış cephe traverten kaplama ve basamak uygulama işinin müvekkili firma tarafından yapılması konusunda anlaşma sağlandığını; müvekkilinin, davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin yetkilendirdiği şirket adına hareket eden mimar ile karşılıklı koordinasyon çerçevesinde işini tamamlayıp teslim ederek, yapılan işin bedelinin davalı şirketlerden talep ettiğini; ancak davalı şirketlerin ödeme yapmaktan kaçınması üzerine müvekkilinin Kartal … Noterliğinin 01.02.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile gönderdiği, davalı … San. Ve Tic. A.Ş. adına düzenlenmiş bulunan 24.02.2016 tarih ve 102.536,60 TL bedelli ve … nolu faturanın müvekkiline iade edildiğini; işin yapılması talebi, işin tüm detayları ve ödemelerin taahhüdü, uygulama işine ilişkin tüm sözlü ve yazılı anlaşmaların davalı … San. Ve Tic. A.Ş. ile yapılmış olmasından dolayı, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …-Esas sayılı icra takip dosyası ile davalılardan … San. Ve Tic. A.Ş. hakkında başlatılan takibe davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini, itirazın iptali için açılan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/713-Esas sayılı dava dosyasında, davalı …San. Ve Tic. A.Ş. tarafından borçlunun … firmaları olduğunu iddia ettiğini; mahkemece, davanın icra takibinin yetkili yer icra dairesinde başlatılmaması nedeniyle usulden reddine karar verdiğini ve bu kararın temyiz edilmeden kesinleştiğini; yapılan iş bedelinden her iki şirketin müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, 72.546,60 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili; sözleşmenin diğer davalı ile akdedildiğini, iş bedeli faturasının diğer davalı adına düzenlenerek gönderildiğini; davacının ikame ettiği alacak davasının değerini fatura bedelinin tamamı üzerinden değil 72.546,60-TL olarak belirtmiş olduğunu; işin yapılması sırasında diğer davalı … San. Ve Tic. A.Ş. tarafından müvekkiline 30.000,00-TL’nin davacıya ödenmesi, geri kalan kısmın kendisi tarafından karşılanacağı yönünde bilgi verilmesi sonucu, davalı müvekkili tarafından söz konusu işin yapılmasına karşılık davacı şirkete 30.000.00 TL ödeme yapıldığını; davacının, davalı müvekkilinden ödenmesi gereken kısmı tahsil etmiş olduğu halde huzurdaki davada taraf gösterilerek kötüniyetli davrandığını belirterek, müvekkili yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesini, aksi takdirde davalı müvekkilinin yapılan iş sebebi ile davacıya karşı ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığı halde diğer davalı firma ile yaptığı sözlü anlaşmaya istinaden 30.000,00-TL ödeme yapmış olduğundan ve kalan bakiyeden sorumluluğu bulunmadığından davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. Ve Tic. A.Ş. vekili; yetkili mahkemenin müvekkilinin adresinin bulunduğu Büyükçekmece mahkemeleri olduğunu; davanın 1 yıllık süre içinde açılmadığını; müvekkili şirket ile imzalanmış sözleşme ve eser sözleşmesinden kaynaklanan hiçbir borcunun bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili firmanın tüm … bayilerinde imzalamış olduğu sözleşmenin 18. maddesi gereği … firmanın,… San. Ve Tic. A.Ş.’den onay almadan mağazada dahili ve harici değişiklik yapmayacağını, …’nın yazılı izni ile rekabet, pazar şartları, dekorasyonun eskimesi gibi nedenlerden dolayı gerekli görülen iç ve dış tadilatların …’nın onayı ve yönlendirmesi ile yaptırılacağını, davacının belirttiğinin aksine bu işlemlere ilişkin bütün masrafların … bayiye ait olduğunu; davacının müvekkil şirkete Beşiktaş …Noterliğinden gönderdiği 25.02.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarıyla taraflar arasında uyuşmazlık olduğunu belirttiğini, dava dışı franchisse bayi ile aralarında ödeme rakamı konusunda uyuşmazlık doğması ve davacının dava dışı firma ile imzaladıkları sözleşme ve şifahen yapılan görüşmeler neticesinde belirledikleri rakamın çok üstünde fahiş bir rakam belirlemesi ve tahsil kabiliyeti olan müvekkil şirketten sözleşmeye ve tarafların iradelerine aykırı şekilde bedelin tahsili yapılmaya çalışıldığını; davacı ile dava dışı … bayi arasındaki Dış Cephe Taş Uygulama işinin eser sözleşmesi kapsamında götürü bedelli olup götürü bedelin arttırılmasının istenemeyeceğini; uyuşmazlık konusu faturanın geçersiz olduğunu, faturaya itiraz edilmemesinin sözleşmenin varlığını ve işin tesliminin kanıtı olmadığını; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında üzerinde anlaşılan yazılı veya sözlü olarak kurulan bir sözleşme olmadığından faturanın delil olarak kullanılabileceği anlamına gelmediğini, fatura bedelinin 102.546,60 TL olup icra takibi miktarı ve dava değerinin 72.546,60 TL olmasının dava dışı borçlu firmadan ödeme aldığını ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini; davacı tarafından ispat yükümlülüğünün yerine getirilmediğini belirterek davanın reddine, inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı şirketler arasında … sözleşmesi bulunduğu ve dava konusu … Esenler mağazasının dış cephe traventen kaplama ve basamak uygulama işinin davacı tarafça yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı; yapılan bilirkişi incelemesinde de davacı tarafça yapılan işin bedelinin düzenlenen fatura içeriğine uygun olduğu, yapılan ödeme düşüldüğünde talep edilen miktarın yerinde olduğu; davalı … vekilince savunmaya konu edilen … sözleşmesinin eksik üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olduğunun ileri sürüldüğü; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli, 2015/6780 E. 2015/13211 K. Sayılı kararında açıklandığı üzere tarafların üçüncü kişi lehine de sözleşme yapabileceği; (Bkz. Prof. Dr. Fikret Eren, 1998, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6. baskı, sy 203.), bir sözleşmede ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denildiği; TBK m.129’a (BK m.111) göre, sözleşme tarafları, ifanın üçüncü kişiye veya üçüncü kişi lehine yapılacağını kararlaştırabileceği; böyle bir sözleşmenin, ifada bulunacak olan borçlu ile ifayı kabul etme hakkına sahip olan üçüncü kişi arasında bir edim ilişkisi kurduğu; üçüncü kişiye talep hakkı tanımayan eksik 3.kişi lehine sözleşmede, sözleşme ediminin yerine getirilmesini yalnızca sözleşmenin tarafı olan alacaklının talep edebileceği; üçüncü kişinin sadece ifayı kabule yetkili olduğu; davalı … San. Ve Tic. A.Ş. vekilince, sözleşmenin 18. maddesi gereği tadilat masraflarının … firmaya ait olacağı ve tadilatların francise verenin onayı ve yönlendirmesi ile yapıldığı ve bu nedenle 30.000,00 TL ödemeyi de …’nın yaptığı, eksik üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olan … sözleşmesinde, vaat ettiren olan müvekkili şirketin, lehine doğan alacak hakkını kullanarak, vaat eden borçlu olan davalı …’dan, kalan bakiye miktar için ifayı talep etme yetkisine sahip olduğu, bu nedenle 30.000,00 TL’lik kısmi ödemenin davalı … tarafından yapılmış olup, kalan bakiyenin de davalı … tarafından ödenmesi gerektiği ileri sürülmüşse de; yapılan değerlendirmede, davalılar arasındaki … sözleşmesinin 18. maddesi itibariyle sözleşmenin eksik üçüncü kişi lehine sözleşme niteliğinde olduğunun değerlendirildiği; davacının söz konusu … sözleşmesine taraf olmadığı; davacının vaat edenden talepte bulunabileceğine ilişkin sözleşmede açık hüküm bulunmadığı gibi, bu hususta varlığı ispatlanan örf adet de bulunmadığı; davalı … her ne kadar davacıya 30.000,00 TL ödemişse de, davalılar arasındaki anlaşmanın, eksik üçüncü kişi lehine sözleşme olduğu için, davalı … ancak vaat ettiren olarak lehine vaat yapılan üçüncü kişiye ödeme yapılmasını vaat edenden isteyebileceği; üçüncü kişinin doğrudan vaat edenden talepte bulunamayacağı gerekçesiyle; davacının davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne yönelttiği davanın husumet yönünden reddine, yapıldığı ispatlanan işin kalan bedelinin tahsili amacıyla davacının davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’ne yönelttiği davanın kabulü ile 72.546,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili tarafından yapılan işin teslim edildiği ve fatura kasildiğini; her iki tarafın tacir olması ve ticaret kanunu kapsamında kalması sebebiyle faizin dava tarihinden itibaren değil faturanın kesildiği tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın faizin dava tarihinden itibaren işleneceğine dair kısmının ortadan kaldırılarak fatura tarihi itibari ile işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. Ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile; cevap dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak, taraflar arasında temel bir borç ilişkisinin bulunmadığının incelemeyle tespit edildiğinden, faturanın TTK md 21/1’e göre geçerliliği bulunmadığını; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 1978/1788 Esas 1978/1687 sayılı kararında “Faturayı düzenleyen tacir aradaki ilişkiyi ve malın teslimini de kanıtlamalıdır.” hükmünü verdiğini; davacı şirketin, sözleşmenin tarafı olmayan fakat tahsil kabiliyeti olan müvekkili şirketi, alıcılar hesap kodunda borçlu göstermesi ve sözleşme bedelini müvekkili şirkete fatura etmesinin kötü niyetli ve haksız olduğunu; aradaki temel borç ilişkisinin ortaya konabilmesi için, 30.000,00 TL ödemenin kim tarafından yapıldığının tespiti gerekirken mahkeme tarafından ödemenin kim tarafından yapıldığının üstünde durulmadığını; bilirkişi raporunda davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin 2016 yılı envanter defterini ibraz etmediğinin belirtildiğini; 6102 sayılı TTK’nun 66. Maddesi gereği, davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı ile arasındaki ticari ilişkiyi ortaya koyacak olan 2016 yılı envanter defterinin sunulmamasının kasıtlı yapılmış kötü niyetli bir hareket olduğunu; her iki tarafın kötü niyeti göz önüne alındığında, TMK Madde-2 “Dürüstlük Kuralı” gereği, hakkın kötüye kullanılmış olması, hükme esas alınmaması gerektiğini; mahkemenin, eksik üçüncü kişi yararına sözleşme olarak nitelendirdiği … sözleşmesine dayanarak tadilat bedelinden müvekkili şirketi sorumlu tutmasının hukuka aykırı olduğunu; kabul anlamına gelmemekle birlikte … sözleşmesinin eksik 3. kişi yararına sözleşme kabul edilecek olması halinde, 3. kişinin alacak hakkı kazanmaması dolayısıyla, sözleşmede borçlanılan edimin ifasını talep hakkı bulunmadığını; davacı, davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait mağazanın dış cephe işini, … sözleşmesinin 18. maddesi gereği müvekkili şirketin onayı ve yönlendirmesi ile gerçekleştirdiğini; eksik 3. Kişi yararına sözleşmedeki öngörülen durumun aksine, davacı tarafından yerine getirilmiş bir edim olduğunu ve dava konusu işin bedelinin taraflar arasındaki temel borç ilişkisi niteliğinde ki eser sözleşmesinden doğduğunu; doktrinde ve Yargıtay kararlarındaki … sözleşmesi tanımına uygun olarak müvekkili şirketin dava konusu iş için mimar yetkilendirilmesi ve davacı ile karşılıklı koordinasyon çerçevesinde hareket edilmesinin … sözleşmesinin gereği olup, yapılan işin bedelinden sorumlu tutulmasını doğurmayacağını; davacı ile diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. arasındaki eser sözleşmesinde belirlenen götürü bedelin 6098 sayılı TBK’nın 480. maddesi gereği artırılamayacağını; sözleşmede 66.000,00TL+KDV olarak belirlenen götürü bedelin, davacı tarafından, ilave imalat yapıldığı gerekçesiyle, kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olarak artırılarak 86.903,90TL+KDV olarak belirlendiğini; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, ana tadilat ve ilave tadilat işlerinin m2 ve mtul cinsinden yüzeyi belirlenmediğini; ana tadilat genişliğinin kaç m2 olduğu, ana tadilat için harcanan malzemenin piyasa birim fiyatı ve işçilik ücreti tespit edilmediğini; hak ediş alacağının ana tadilat bedeline yapılacak oranlama ile belirlenmesi gerekirken, mahkeme tarafından, teknik ve bilimsel açıklamadan uzak bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu; Yargıtay 15. H.D. 2015/1719 E. 2015/6094 K. 01.12.2015 T. kararına aykırı olarak hazırlanan raporun hükme esas alınamayacağını, hakediş alacağının tespiti için ek rapor alınması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) Somut olayda, davalılar iş bedelinden diğer davalının sorumlu olduğunu, kendileri tarafından yapılan bir sözleşme bulunmadığını iddia etmekte olup, davalılar arasında … sözleşmesinin bulunduğu ve işin yapıldığı; davalı … Tic. Ltd. Şti. şirketi tarafından davacıya 30.000,00 TL ödendiği ihtilafsızdır. Uyuşmazlık iş bedelinin bakiye kısmından kimin sorumlu olduğu ve götürü bedelli sözleşmeye dayalı yapılan işte, iş artışı olup olmadığı ve iş bedeli hakkındadır. Dosya kapsamında, davacı tarafından davalı … şirketine gönderilen mail ile iş hakkında teklif bildirildiği; davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin mimarı tarafından 62.000 + KDV teklifi onaylandığını bildirdiği ve davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin mimarı ile davacı mimarı arasında karşılıklı mailler ile hakedişler bildirildiği ve iş artışı konusunda onaylar verildiği; iş için 30.000,00 TL avans alındığı, kalan miktarın ayrıca ödeneceğinin belirtildiği; bu şekilde sözleşme ilişkisinin davacı ile davalı … San. Ve Tic. A.Ş. arasında kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan 20/02/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının delil listesinde Ek-4 olarak 22.11.2015 tarihli teklifi ve fiyatlandırmayı, aynı ekte 11.01.2016 tarihli hakedişi ve bunlara ilave olarak yapılan imalatı gösteren kroki ve fotoğraflar ve ilave yapılan işleri açıklayan şekiller sunulduğu; taş kaplama numaralarını, taş ebatlarını ve sayılarını gösteren iki sayfa halinde “karelaj” ve bu karelaja dayalı olarak m2 ve mtul bazında imalatın metrajı hesaplandığı; bu hesaplamanın yerinde yapılan incelemede tespit edilen hususlar ile uyumlu olduğu; tarafına mail yoluyla gönderilen karelajın bilgisayarda büyütülerek yapılan kontrolde, karelaja dayalı olarak yapılan hesaplamanın uygun olduğunun tespit edildiği; davacının, karelaja girmeyen ilave imalatı da içeren ilave işler metrajı ve kuruşlandırmasını hazırladığı; mahallinde yapılan tespitlere ve sunulan kroki ve fotoğraflara göre hakedişe konulan ek imalatın davacı tarafından yapılmış olduğunun tespit edildiği; m2 ve mtül bazında yapılan imalatların birim fiyatlarının elektronik posta mesajları ile kararlaştırılan bedel ile aynı olduğu; davacının ilave imalatlar ile ilgili olarak genişliğe orantılı olarak fiyat belirlediği, bu fiyatın mutabakata varılan miktar ile uyumlu olduğu; dava konusunun davacının davalı … San. Ve Tic. A.Ş. adına düzenlemiş olduğu 24.02.2016 tarihli 102.546,60 TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, taraflar arasında ilave işlerin yapılması konusundaki onaya göre ilave iş bedellerinin aradaki anlaşma fiyatlarına göre belirlendiği, buna göre davacının yaptığı imalat tutarının 86.903,90 TL + KDV = 102.546,60 TL olduğu kanaatine varıldığı; 30.000,00 TL ödenmesi sonucunda kalan davacı alacağının 72.546,60 TL olduğu sonucuna varıldığı tespit edilmiştir. Mahkemece, 20/02/2019 tarihli, denetime elverişli bilirkişi kurul raporu hükme esas alınmak suretiyle ve ispat yükü doğru değerlendirilerek, taraf ticari defterlerinin sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı, taraflar arasında götürü usule uygun sözleşme bulunmakta ise de taraflar arasında ilave işlerin yapılması konusundaki onaya göre ilave iş bedellerinin aradaki anlaşma fiyatlarına göre belirlendiği, dava konusu faturaya karşılık olarak ödenen 30.000,00 TL tutarlı ödemenin mahsubu neticesinde davacı şirketin 72.546,60 TL tutarında bakiye alacağının kaldığı; bu alacağını taraflar arasında mail yolu ile kurulan sözleşme uyarınca davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’den talep edebileceğinden mahkemece bu doğrultuda verilen karar dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden, temerrüt ihtarla tanınan ödeme süresinin sonunda veya aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmişse o tarihte oluşur. Aksi halde temerrüt, icra takibine geçildiği veya davanın açıldığı tarihte oluşur. Davacı vekili istinafında, faturanın kesildiği tarihten itibaren ticari faize hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, davalının dava tarihinden önce fatura bedelinin ödenmesi konusunda ihtar ile temerrüde düşürüldüğü ispatlanmadığından, mahkemece alacağa, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı … Sans ve Tic. A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2019 tarih ve 2018/242 Esas, 2019/399 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı … Sans ve Tic. A.Ş. tarafça yatırılması gereken 4.955,65 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.238,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.716,73‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.