Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2099 E. 2022/1697 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2099
KARAR NO: 2022/1697
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2017/791 Esas, 2019/887 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında Expo 2016 Antalya fuarı nedeniyle “Bilgi Teknolojileri İçerik Alımı, Kurulum ve İşletim Hizmeti Alımına İlişkin Hizmet Sözleşmesi” akdedildiğini, buna göre davalının müvekkilinden… fuarında kullanılmak üzere birçok ürün ve bitkinin 3 boyutlu olarak bilgisayar ortamına aktarılması ve animasyonunun yapılmasının talep edildiğini, müvekkili tarafından işin yapıldığını ancak davalının müvekkiline olan borcunu ödemediğini, 01/01/2016 tarihi itibariyle borçlu-davalının müvekkiline 374.320,59 TL (2015 senesinden devreden) anapara borcu bulunduğunu, davalının 2016 yılının ilk 4 ayı çeşitli zamanlarda ödemeler yaptığını, ancak tüm ısrar ve çabalara karşın bakiye borcun ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 30/12/2015 tarihli ve … numaralı 59.000,00 TL bedelli son faturaya istinaden takip başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, icra takibinin açıldığı 20/04/2017 tarihi itibariyle davalının 49.120,00TL borcu bulunduğunu, davalının borca itiraz dilekçesinde herhangi somut itirazda bulunmadığını, takip konusu faturaya istinaden daha önce kısmi ödeme yapmış olması karşısında faturaya dayalı icra takibine itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin 49.120,00 TL üzerinden devamına, fatura tarihi itibariyle faiz işletilmesine ve dava yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 2015 yılında yapılan sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından kararlaştırılan ödemelerin, günlerinde eksiksiz olarak yapıldığını, ancak davacı tarafından sözleşme ile kararlaştırılmasına rağmen edimlerin eksik yerine getirildiği gibi (Projede kullanılan stock tabir edilen 3D elementlerin faturalarını ibraz etmemeleri- sözlesmeye göre resmi faturaları ibraz etmeleri gerekiyordu, VR içeriğinin vaktinde teslim olmamasından ötürü başka yere yaptırılmak zorunda kalınması, geç iş tesliminden dolayı müvekkili şirkete de eksik ödeme yapılması ve müvekkili şirketin ceza olarak bedel ödemesi) bazı edimleri zamanında yerine getirmemesi, taahhüt edilen sürede işin bitirilememesi nedenleriyle davacı ile görüşmeler yapılmasına rağmen bir mutabakat sağlanamadığını ve müvekkili şirket tarafından ödemelerin durdurulduğunu, sözleşmeye göre işin anahtar teslim olarak verilmesine rağmen, işin zamanında ve gereği gibi yetiştirilememesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından ana yükleniciye karşı sorumluluğu kapsamında sorun yaşamamak için farklı firmalardan hizmet alımları yapıldığını, ancak davacının eksik/hatalı edimleri sebebiyle müvekkili şirketin belirtilen sorunları yaşadığını, bu süreçte 100’e yakın bitkinin 3D çizimi – bilgisayar ortamına aktarılması- animasyonunun davacı tarafından yetiştirilemediğinden başka firmalardan hizmet alınmak zorunda kalındığı gibi, süreç içerisinde davacı tarafından yapılan edimlerin hatalarının da üçüncü şahıs ve firmalar tarafından düzeltildiğini, müvekkili şirkete üçüncü firmaların kesmiş olduğu faturalar incelendiğinde, davacının taahhüt etmiş olduğu hizmetler ile aynı olduğunun görüleceğini, ayrıca davacı ile sözleşme imzalandıktan sonra bazı şartların müvekkiline ait olmayan sebeplerden dolayı değişikliğe uğradığını, Antalya … fuarının bağlı olduğu Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilmesi taahhüt edilen desteğin yeterli miktarda firmalara aktarılmadığını ve davacı ile yapılan sözleşmeler de dahil olmak üzere değişikliğe gidildiğini, bu kapsamda davacı ile şifahi olarak görüşmeler yapılarak yeterli ödeneğin gönderilmediği ve mevcut şartlara göre sözleşme şartlarının yenilenmesi hususunda (işin kendilerince yetiştirilemediği -hatalı edimler olduğu kendilerinin de kabulü sebebiyle) mutabakat da sağlandığını, davacı tarafından bu hususta bir itirazda bulunulmadığını, kaldı ki ana yüklenici firmanın bahse konu fiyat farkı değişikliğini müvekkili şirkete uyguladığını, buna rağmen davacı tarafından talep edilen alacak miktarının taraflar arasındaki sözleşme şartlarına da aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafından taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerine göre tam ve gereği gibi bir ifanın söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından sözleşmede kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmesine rağmen davacı tarafından yerine getirilmemesi, farklı firmalardan hizmet alınmak zorunda kalınması, davacı tarafından kesilen fatura içeriğindeki ürün ve hizmetin müvekkili tarafından teslim alınmaması ve sözleşmedeki değişikliklere rağmen bu davanın açılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesiyle, davalı yanın müvekkili tarafından yapılan hizmetin ayıplı ifa edildiğini iddia ettiğini, davalının iddiasını ispatla mükellef olduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 223. Maddesi uyarınca; davalının süresinde veya sonra herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, ayrıca ayıplı ifa durumunda ne yapılacağı ve ayıbın hangi sürelerde nasıl giderileceğinin sözleşmede düzenlendiğini, davalının bu yönüyle de sözleşmedeki usulle, herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı gibi cezai şartlara ilişkin de herhangi bir bildirimde de bulunmadığını belirtimiştir. Mahkemece, bilirkişi tarafından düzenlenen ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanan rapora göre, her iki tarafın ticari defterlerinin TTK’nın 64. ve devamı ile V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve HMK’nın 222. maddesi anlamında delil niteliğinde olduğu, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 49.120,59 TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarına göre davalının davacıya 50.043,27 TL borçlu göründüğü, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın kur değerlemesinden kaynaklandığı, davalının kendi defterlerinde davacıya taleple bağlı kalınarak 49.120,00 TL borçlu göründüğü, sektör bilirkişisi tarafından yapılan incelemede de; davacının fatura konusu hizmeti vermediğine yada ayıplı olarak verdiğine yada üçüncü kişiye yaptırdığına ilişkin delil sunulmadığı, davalının davacı tarafından kesilen faturaları itirazsız olarak kendi defterlerine kaydettiği, hizmetin ayıplı verildiğine dair delil de sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 49.120,00 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, takibin takip talebindeki koşullarla devamına, davalının İİK’nın 67/2. Maddesi gereğince inkar edilen 49.120,00 TL’nin % 20’si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemece, tarafların tacir olması nedeniyle dosyada mevcut bilirkişi raporu esas alınarak, davanın kabulüne karar verildiğini, bilirkişi raporunun heyet halinde oluşturulduğunu, mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemede; davacı şirketin ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, defterler arasında mutabakatsızlık bulunduğu, hizmetin eksik yapıldığı itirazının diğer bilirkişi tarafından incelenebileceğinin belirtildiğini,Türk Ticaret Kanununun 70. maddesinin son fıkrası (Yevmiye defteri yeni senenin en geç Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz ettirilip son kaydın altına noterce (Görülmüştür) sözü yazılarak mühür ve imza ile tasdik ettirilmek şarttır.) hükmü gereği yevmiye defterinin notere tasdik ettirilmesi nedeniyle lehine delil olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmayıp, muvafakat de etmediklerini, diğer bilirkişi tarafından yapılan incelemede ise; sektörel açıdan bir hizmetin verilip verilmediği, eksik veya tam zamanında veya gecikmeli olarak verildiğinin tespiti için tek başına faturanın yeterli kabul edilemeyeceği, davacı tarafından yapılan hizmete ilişkin yalnızca fatura ibraz edildiği, hizmete ilişkin video sunulmadığı, en doğru değerlendirmenin görsellerin dosyaya sunulmasından sonra yapılabileceği, davacının yapmadığı/yetiştiremediği ürünler ile 3.kişiye yaptırılan ürünlerin karşılaştırılmasının gerektiği, böylelikle hakkaniyete uygun değerlendirmenin yapılabileceği, talep edilen işin çok parçalı olması ve zamanında yetişmesi gereken iş olması gerektiğinden firmaların zaman sıkıntısı yaşamamak adına birden fazla içerik üreticisiyle iş bölümü yaparak çalışabileceği, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde en az 300 saniyelik 3 boyutlu 360 derece 3 farklı içeriğin de fiyata dahil edilerek teklif verileceğinin belirtilmesi nedeniyle 3 boyutlu 360 derece içeriklere de ihtiyaç duyulduğu belirtilmek suretiyle ilgili videoların dosyaya sunulmasının talep edildiğini, teknik bilirkişi tarafından dosyada eksik olduğu belirtilen, davacının bugüne kadar yaptığı VR ve AR içeriklere ilişkin videolar ile yine müvekkili şirketçe 3.şahıslara yaptırılmak zorunda kalınan AR içeriklere ilişkin videoların flash disk olarak dosyaya sunulduğunu, ilgili içeriklerin ayrıntılı olarak incelenmesi halinde davacının müvekkili şirkete yapmayı taahhüt ettiği işleri zamanında yetiştiremediği, Antalya … fuarındaki sürenin çok kısıtlı olması durumunu da bilmesine rağmen müvekkili şirketi zor durumda bıraktığı, 3.kişiye yaptırılan işlerin davacının yapması gereken işlerin devamı niteliğinde ve yapılan iş bedelleri ile fatura içeriklerinin aynı olduğu, projede zaman sıkıntısı bulunması nedeniyle müvekkili şirketin de sorumlu olduğu firma (… Ltd.Şti) tarafından cezai müeyyideye tabi tutulduğu, ancak müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmemesi adına ceza faturası yerine kur farkı faturası kesildiğinin belirtildiğini, mahkemece taraflarınca sunulan cezai müeyyidenin uygulandığı faturanın işten yaklaşık 8 ay sonrasına ait olduğu değerlendirmesiyle bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazlarının reddedildiğini, ancak davacı ile yapılan anlaşmanın Nisan ve Ekim 2016 tarihleri arasındaki Antalya … fuarı için yapıldığını, ihtilafa konu faturanın 30/12/2015 tarihli olduğunu, müvekkili şirketçe davacı tarafından yapılması gerekmesine rağmen 3.kişiye yaptırılan işin fatura tarihlerinin ise 15/05/2015, 29/12/2015 ve 26/06/2016 tarihli olduğunu, işin fuar tarihinde teslim edilmesi gerekmesine ve fuar süresi boyunca da devam etmesine rağmen davacı tarafından işlerin yetiştirilemediğini ve müvekkili şirketin sorumlu olduğu … Ltd. Şti. tarafından fuar tarihinden sonra ceza faturasının kur farkı adıyla kesildiğini, ilk faturanın 8 ay sonrasına ait olmayıp hatalı değerlendirme yapıldığını, bilirkişiler tarafından tespit edildiği üzere VR ve AR içeriklere ilişkin videoların incelenmesi için dosyanın ek rapora gönderilmesi gerekmesine rağmen rapora itirazlarının reddedilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilgili kayıtların bilirkişiler tarafından incelenmesi halinde haklılıklarının ortaya konulacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise; iş sahibidir. Taraflar arasında … 2016 Antalya fuarı nedeniyle “Bilgi Teknolojileri İçerik Alımı, Kurulum ve İşletim Hizmeti Alımına İlişkin Hizmet Sözleşmesi” akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, … fuarında kullanılmak üzere birçok ürün ve bitkinin 3 boyutlu olarak bilgisayar ortamına aktarılması ve animasyonunun yapılması işini üstlenmiştir. Taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin içeriği; … temasına uygun en az 300 saniyelik 3 boyutlu 360 derece 3 farklı içeriğin ve 5 farklı kurgu teklifi arasından 3 tanesinin uygulanması hususlarındadır. Davacı tarafından davalı hakkında faturaya dayalı olarak yapılan takibe konu hizmetin eksiksiz olarak verilip verilmediği, verilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği hususu davanın konusunu oluşturmaktadır. Davacı; davalıya Antalya … Fuarında yayınlanan animasyon videoları ve tanıtım filmlerini hazırladığını iddia etmiş ve dosyaya delil olarak “Film Hizmeti AR (KDV dâhil 59.000,00 TL)”, “Film Hizmeti VR (KDV dâhil 348.100,00 TL”, “Film Hizmeti (KDV dâhil 53.100,00 TL)” konulu 3 adet fatura sunarak dava konusu alacağın, AR içeriklerin hazırlanmasına yönelik, 59.000,00 TL’lik faturadan kaynaklandığını iddia etmiş, bu faturanın 9.880,00 TL’lik kısmının ödendiğini beyan ederek bakiye 49.120,00 TL’yi talep etmiştir. Davalı ise; davacının, aralarında imzaladıkları “Bilgi Teknolojileri İçerik Alımı, Kurulum ve İşletim Hizmeti Alımına İlişkin Hizmet Sözleşmesi” şartlarına göre eksik ve ayıplı ifada bulunduğunu, eksik kalan hizmeti başkalarına yaptırmak zorunda kaldıklarını savunmuştur. Davacı yüklenici tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 30/12/2015 tarihli, … Nolu, Film Hizmeti (AR) konulu faturaya istinaden 49.120,00 TL asıl alacak ve 7.257,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.377,65 TL alacağın tahsili için 20/04/2017 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan ve Medya, basın-yayın, radyo, TV, sinema,reklam, tanıtım ve halkla ilişkiler uzmanı … ve mali müşavir … tarafından hazırlanan 06/05/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davacı tarafından ilave iş olarak verildiği iddia edilen işin AR içerikle ilgili olduğu, davalının delilleri arasında faturalar ve taraflar arasındaki yazışma ve mail kayıtları olduğunun beyan edildiği, davalı tarafça dosyaya delil olarak “… – …” isimli dava dışı başka bir firma tarafından davalı adına kesilmiş, 29/12/2015 tarihli, … nolu, KDV dâhil 59.000,00 TL tutarlı, “3 Boyutlu animasyon üretim bedeli” konulu ve 24/06/2016 tarihli, … nolu, KDV dâhil 147.500,00 TL tutarlı, “3 Boyutlu Animasyon Üretim Bedeli (Y. Poligon 50 adet)” konulu 2 adet faturanın sunulduğu, davalı tarafın söz konusu faturalara itiraz etmediği ve defterlerine işlediği, davalının, dava dışı firmadan aldığı hizmetin, davacının vermeyi taahhüt edip yetiştiremediği hizmetle bire bir aynı olup olmadığının ispata muhtaç olduğu, dosyaya söz konusu hizmetlerle ilgili görsel deliller, videolar ve içeriklerin, vs. sunulmadığı, davalı tarafından dava dışı firmadan alınmış hizmetin somut olarak dosyaya sunulması halinde tekrar değerlendirilebileceği, dosyada davalı tarafından davacıya gönderilmiş bir ayıp ihbarına ve/veya bir ihtarnameye rastlanılamadığı, dosya kapsamında davalı şirketçe ayıp/eksik iddialarını ispata elverişli hukuki nitelikli herhangi bir görsel kanıtın sunulmadığı, davacı firmanın 49.120,00 TL alacak talebinin yerinde olacağı belirtilmiş, mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. Dosyadaki belgelerden ve malu müşavir bilirkişi…’nın değerlendirmelerinden; davalı tarafın söz konusu faturalara itiraz etmediği ve defterlerine işlediği anlaşılmaktadır. Dairemizce yapılan incelemede; mahkemece yalnızca taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa; davalı işin eksik ve ayıplı yapıldığı yönde savunmada bulunmuş ve 24/05/2019 tarihli dilekçesi ile 3. kişilere yaptırılan AR içeriklerine dair flash disk sunduğunu belirterek bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasını talep etmiştir. Ancak mahkemece, davalı yanca dosyaya sunulan flash disk üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm tesis edildiği, ayıbın varlığının ve niteliğinin tam olarak saptanmadığı, bunun da usul ve yasaya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Nitekim benzer uyuşmazlıklarda mahkemece yalnızca ticari defterler üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2013 / 9343 Esas ve 2014 / 3772 Karar sayılı, 14/05/2014 tarihli kararında açıkça vurgulanmıştır. Yine; davacı yanca cevaba cevap dilekçesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde itirazda bulunulmuştur. Dosyada davalı tarafından davacıya gönderilmiş bir ayıp ihbarı veya ihtarname bulunmamaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesi ve 24/04/2018 tarihli delil listesinde; ayıp ihbarının süresinde yapıldığı konusunda taraflar arasındaki yazışmalara ve tanık …’ın beyanına dayanmıştır. O halde mahkemece öncelikle ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, akabinde ayıbın varlığının değerlendirilmesi gerekmekte iken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde, yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece davalının işin eksik ve ayıplı ifa edildiği yolundaki savunması ile ilgili olarak dosyaya sunduğu flash diskin bilirkişiye incelettirilmesi, yapılan işte eksik ya da ayıp olup olmadığının saptanması, ayıbın niteliğine göre de dosyadaki bilgi, belge, e-posta yazışmaları ve tanık beyanları gözetilerek ayıp ihbarının süresi içinde yapılıp yapılmadığının ortaya konulması, ayıp ihbarının süresinde yapılmış olması halinde bedel indirimi gerekip gerekmediği ile indirilmesi gereken miktar, ayıp giderim bedeli konusunda sözleşme hükümleri ve davacının taleplerinin değerlendirilmesi suretiyle varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarih, 2017/791 Esas, 2019/887 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.