Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2090 E. 2020/531 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2090
KARAR NO : 2020/531
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI : 2016/36 Esas, 2018/184 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptâli talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı şirketin davacıya inşaat işi yaptırdığını, yapılan bu iş karşılığında davaya konu 11/06/2015 tarihli 67.584,50 TL’lik faturanın düzenlendiğini, bu fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına davetiye tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, davacı tarafça varlığı iddia edilen eser sözleşmesinin varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davada ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırıldığını, yargılama sırasında tanıklarının hazır edildiği halde mahkemece dinlenmediğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici; davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici, işi yapıp teslim ettiğini, ancak davalı iş sahibi tarafından iş bedelinin ödenmediğini iddia etmekte; davalı iş sahibi ise davaya cevap vermemekle birlikte, icra dosyasına sunduğu 15.12.2015 tarihli dilekçe ile taraflar arasında düzenlenmiş bir eser sözleşmesi olmadığını, bu nedenle davacıya borçlu bulunmadığını savunmaktadır. 4721 Sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı yüklenici yapmış olduğu işlerin karşılığında iş bedelini talep etmiş ise de, davalı taraf akdî ilişkiyi inkâr ettiğinden, akdi ilişkinin kurulduğunu ispat külfeti davacı yüklenicidedir. Bir başka deyişle davacı yüklenici taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu yasal delillerle kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu hukuki ilişki nedeniyle düzenlemiş olması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesi “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Dava konusunun değeri dikkate alındığında, davalı tarafça açıkça tanık deliline muvafakat edilmediğinden davacı akdi ilişkinin varlığını yazılı delille ispat etmek zorundadır. Ancak davacı taraf akdi ilişkiyi ispat eden bir yazılı delil sunmamıştır. Akdi ilişkinin yazılı delille ispat edilememesi halinde davacının delil listesinde yemin deliline açıkça dayanmış olması halinde akdi ilişkinin yemin deliliyle ispatı da mümkündür. Oysa davacının delil olarak yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmaktadır.Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, davacı taraf davalı ile aralarında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu iddia etmiş ise de, sözleşme ilişkisini yazılı delillerle kanıtlayamadığı, dava konusunun değeri itibariyle tanıkla ispat sınırının üzerinde olup, davalı tarafça tanık dinlenilmesine açıkça muvafakat edilmediği ve davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece akdi ilişkinin kanıtlanamaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2016/36 Esas, 2018/184 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40TL’nin mahsubu ile bakiye 10TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/06/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.