Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2089 E. 2022/1891 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2089
KARAR NO: 2022/1891
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
NUMARASI: 2017/323 Esas, 2019/407 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında sandalye ve sedir koltuk yapımı için akdedilen anlaşma gereğince müvekkilin talep edilen ürünleri imal ederek eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim ettiğini, davalıya fatura ve sevk irsaliyelerinin tanzim edilerek ürünlerle beraber teslim edildiğini, davalıya 37.130,94 TL iş yapıldığını, davalının 25.275,92 TL’yi ödediğini, bakiye 11.855,02 TL yi ise ödemediğini, davalı şirket yetkilisinin durumlarının bozulduğunu, projelerin askıya alındığını ve bakiyeyi ödeyemeyeceğini belirtmesinden sonra Üsküdar … Noterliği’nin 01/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yaptırılan sandalyelerin talep edildiği gibi olmadığını ve istenmediğini ihtar ettiğini ileri sürerek, alacağın tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptaline, takibin devamına, %15’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu; müvekkili ile davacı arasında kafe sandalyelerinin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, davacıya çizimler ve numunelerin teslim edildiğini, toplam sipariş içinde 25 adet sandalyenin talep edilenden farklı ve kabulü mümkün olmayacak şekilde üretildiğini, davacıya ayıplı imalatın sözlü olarak bildirildiğini, imal edilen sandalyelerin geri alınmaması üzerine Üsküdar … Noterliği’nin 02/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek davacıya ihtar edildiğini, yüklenici olan davacının ayıplı ve kabulü mümkün olmayan ifası nedeni ile müvekkilinin borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalıdan takip asıl alacağı kadar alacağının bulunduğu, sevk irsaliyesi ile 30.05.2016 tarihinde teslim edilen 25 adet sandalyede açık ayıp olduğu, davalı tarafın 04.11.2016 tarihinde 158 gün sonra ayıp ihbarında bulunduğu, tarafların tacir olmaları, ayıbın açık ayıp olması nedeniyle ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi işlemiş faiz alacağının olmayacağı, tarafların tacir olmaları nedeniyle takip sonrası faizin avans faizi olduğu, alacak miktarının belirli ve belirlenebilir olduğu, davalının itirazının haksız olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı/borçlunun itirazının 11.855,02 TL’lik kısmının iptali ile, 11.855,02 TL üzerinden avans faiziyle devamına, fazlaya dair talebin reddine; asıl alacak miktarı olan 11.855,02 TL’nin %20’si olan 2.371,004 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; gerekçeli kararda yer alan tarihlerin ayıp ihbarı yönünden hatalı olduğunu; taraflar arasındaki fatura gönderiminin, ayıp ihbarından ve davalı yanın ayıplı üretilen sandalyelerin yerine yenisini yaptıktan sonra yapılan işlemler olduğunu; davacı yanın 25 adet sandalyeyi hatalı imal ettiğine dair ihtilaf bulunmadığını; hatalı imal edilen 12 adet sandalyenin sevk tarihinin 27.06.2016, kullanım yerinin ise İstinye … mağazası olduğunu; bilirkişi raporunda hatalı üretildiği tespit edilen 25 adet sandalyenin ilk sevk tarihi (27 sandalye olarak) 30.05.2019; 27 adet sandalyenin kullanım yerinin İzmir İli … mağazası olduğunu; bu sandalyelerden 25 tanesinin hatalı imali neticesinde hiç kullanılmaması nedeni ile yeniden üretilmesi gerektiğinin davacı tarafa bildirildiği ve davacı tarafça hatalı üretilen mallar yerine 25 adet sandalyeyi yeniden imal ettiğini; ikinci defa imal edilen malların ikinci sevk tarihi 27.7.2016 olduğunu; buna göre davacı tarafa ayıp ihbarının hiç yapılmamış olsa idi davacının yeniden 25 adet sandalye imal etmesinin mümkün olmadığını; davacı yanın yeniden sandalye imal etmiş olması karşısında artık müvekkil şirketin cari hesabında düzeltme yapmak üzere düzenlediği faturanın ayıp ihbar tarihi ile bağı olmadığı; fatura işleminin sadece cari hesaba ilişkin olacağını; nitekim mahkemenin 30.05.2016 tarihinde sevk edilen malzemeler için 4.11.2016 tarihinde ayıp ihbarının yapıldığı kararda belirtir iken malın sevk tarihinde hataya düşüldüğü ve 4.11.2016 tarihli ihtarın içeriğinde ayıptan bağımsız olarak ayıplı ürünlerin geri alınması istenmiş olmakla ihtarın içeriğinin eksik belirtildiğini; 04.11.2016 tarihli ihtarnamede, davalı yanın 30.05.2016 tarihli sevk irsaliyesi ve faturaya konu olan 25 adet sandalyenin geri alınması aksi halde sorumluluk kabul edilmeyeceği belirtildiği; davacının, müvekkili şirketin ayıp ihbarına binaen 30.05.2016-27.07.2016 tarihleri arasında yeniden 25 adet sandalye imal ettiğinden ayıp ihbarı süresinde olduğunu; davacı yanın, dava dosyasına delil sunma süresi geçtikten sonra sunduğu fotoğrafların 25 adet sandalye ile bir ilgisi bulunmadığını; davacı tarafın İstinye/İstanbul … mağazası için 27.06.2016 tarihinde 12 adet hatalı sandalye imalatında bulunduğu, ancak mağazanın açılış tarihi itibari ile 12 adet sandalyenin kullanılmak zorunda kalındığını; hatalı imalat üzerine aynı sayıda olmak üzere yeniden 2.8.2016 tarihinde yeniden imalat gerçekleştirmiş olmasının ayıp ihbarının yapıldığının açık ve kesin bir göstergesi olduğunu; ancak 25 adet sandalye bedelinden farklı olarak 12 adet sandalyenin hatalı da olsa kırılan veya zarar gören sandalyeler olabileceği ihtimaline binen sandalyelerin davacıya iadesi söz konusu olmadığından bu 12 adet sandalyenin ayıplı bedelinin hesap edilerek alacak miktarının belirlenmesi gerektiğini; İzmir/… mağazasındaki ayıp ihbarı yönünden müvekkili şirket tanığı …’ın; İstinye mağazası için yeniden imal edilen 12 adet sandalye için müvekkil şirket tanığı …’in beyanları bulunduğunu; ayıp ihbarları yapılması üzerine davacı tarafça yeniden üretim yapıldığından ayrıca bir ihtar ve ihbar araştırılmasına gerek olmadığı; davacı tarafın talep ettiği 11.855,00-TL. alacağın hatalı ve ayıplı ürünler sonrasında yeniden yapılan veya tadil edilen işler için yeniden fatura düzenlediğini; 27.07.2016 tarihli … seri numaralı 7.375,00 TL bedelli ve 02.08.2016 tarihli 3.540,00 TL bedelli faturaların mükerrer faturalar olduğunu; davacı taraf 39+39= 78 adet sandalye imalatı yaptığını iddia etmiş ise de; davacı tarafın İzmir … mağazası için 27 adet (30.05.2016 tarih, … nolu fatura) sandalye, Akmerkez … mağazası için 12 adet (27.06.2016 tarih ve … seri nolu fatura) sandalye imal ettiğini; bunun dışında Adana … mağazası için de 8 adet üretmiş olup dava konusu olmadığını; iki fatura toplamı 11.855-TL. olup 25 adet sandalyeye tekabül eden 7.375-TL. bedelli iade faturasının müvekkili şirket tarafından 20.10.2016 tarihinde düzenlendiğini; 12 adet sandalyenin kırılan ve zarar gören sandalyeler yerine kullanılmak üzere muhafazası ve fakat ilk 12 sandalye için bedel tenkisi öngörüldüğünü; hükme esas alınmayan bilirkişi raporunda dahi taraflar arasındaki ihtilafın davalı müvekkil şirket tarafından davacı adına düzenlenen 20.10.2016 tarih … numaralı 25 adet sandalye açıklamalı 7.375,00 TL bedelli faturanın davacının ticari defter kayıtlarında kayıtlı bulunmamasından kaynaklı olduğu açıkça belirtilmiş olunmasına rağmen gerekçeli kararda bu yönde hiçbir değerleme yapılmadığını; müvekkili şirketin defter ve belge kayıtlarına davacı yanın 4.480,22 TL alacağı göründüğünü; 12 adet sandalyenin hatalı üretiminden kaynaklı bedel tenzilinin ne olacağı belirtilmediğinden nihai hesabın görülemediğini; bir an için müvekkili şirketin defterlerine göre borçlu olarak kabulü gerekir ise davacı tarafa ayıp ihbarı yapıldığı ve ayıp üzerine yeniden 25 adet sandalye imal edildiğinden yeniden aynı bedeli talep edemiyeceğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile; 06/05/2016 tarihli 3.637,43 TL, 02/05/2016 tarihli 4.484 TL; 24/05/2016 tarihli 3.540 TL; 30/05/2016 tarihli 7.912,21 TL; 27.06.2016 tarihli 3.540 TL; 27/07/2016 tarihli 7.375 TL; 02/08/2016 tarihli 3.540 TL; 29/08/2016 tarihli 12.098 TL; 19/09/2016 tarihli 383.50 TL; 12/12/2015 tarihli 1.416 TL faturalara dayalı cari hesap bakiyesi 11.855.02 TL asıl alacak, 238.72 TL işlemiş faiz olarak toplam 12.093.74 TL alacak için takip başlatıldığı; borçlu vekili tarafından süresinde ayıplı ifa dışındaki bedelin ödendiği, borcun bulunmadığı nedeniyle borca ve ferilerine itirazda bulunulduğu, alacaklı tarafından yasal sürede itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş olması veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Taraflar arasındaki anlaşmazlık, davacı tarafından imal edilen sandalyelerde ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı; ayıp var ise davacının iş bedeli alacağından ne kadarlık bir kesintiye gidilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir. Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil “hukuki işlem benzeri bir fiil” olması nedeniyle süresi içinde ayıp ihbarının yapıldığı tanık da dahil her türlü deliller ispatlanabilecektir. 6102 sy TTK’nın 18. Maddesi ayıp ihbarını kapsamadığından tacirler arasındaki ayıp ihbarı bakımından da bu durum aynen geçerlidir. Ayrıca, yine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, eser sözleşmelerinde TTK’nın 23. maddesinde düzenlenen 2 ve 8 günlük ayıp ihbar süreleri geçerli olmayıp, TBK’nın 474. maddesi gereğince eserin teslimden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirilmesi ve ayıp var ise bunun uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirilmesi gerekmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre; ayıp ihbarının süresinde yapıldığı ispatlanmıştır. 25 adet sandalyenin açık ayıplı olduğu bilirkişi raporunda tespit edilmiş ise de, hükme esas alınan 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda, “depoda muhafaza altındaki 25 adet sandalyenin, iş sahibi … Çikolata firması tarafından mobilya tedariki konusunda önceden ve ısrarla belirlediği konsepte uymayan formda olduğu, özgün sandalye modeli ile örtüşmediği, özgün modele bağlı olarak da açık ayıp taşıyan ürünler olduğu, depoda incelenen modeldeki ürünlerin gözlenen fiziki durumları ile davalı şirket tarafından veya işsahibi olan … Çikolata Firması adına kabul edilmesinin olası bulunmadığı” yorumunu yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkeme dava konusu edilen ayıplı sandalyelerin davalı tarafından kabul edilmeyecek derecede ayıplı olup olmadığının belirlenmesi, bu derecede ayıplı değil ise nefaset indirimi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise ne miktar indirim yapılacağı konusunda ek rapor alınarak davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2019 tarih ve 2017/323 Esas, 2019/407 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.