Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2074 E. 2019/1578 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2074
KARAR NO : 2019/1578
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2019
NUMARASI : 2017/1072 Esas, 2019/431 Karar
DAVANIN KONUSU: İpotek (Tescil İstemli)
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, TMK’nın 893/3 maddesine göre inşaatçı ipoteğinin tesciline yönelik olarak aynı kanunun 1011.amddesi hükmü uyarınca geçici tescil şerhi tesisi istemine ilişkindir. Davacı alt taşeron, davalı ise arsa malikidir. Mahkemece, alacağın TMK’nın 895/3 maddesinde ön görülen şekilde malik tarafından kabul edilmediği gibi, alacağın mahkeme ilamına dayanmadığı belirtilerek koşulları oluşmayan davanın reddine dair verilen karar davacı alt taşeron vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.Davacı alt taşeron şirketi vekili istinaf talebinde özetle; huzurdaki davanın tesbit davası olmadığını, alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmesi ya da mahkeme ilamına bağlanmasının geçici tescil şerhinin tesisi değil inşaat ipoteği tesisinin yasal şartı olduğunu, bir an için bu şartların arandığı kabul edilmesi halinde aynı alacak nedeniyle borçluya karşı kesinleşen icra takibinin dikkate alınması gerektiğini, bunun da kabul edilmemesi halinde TMK’nın 895 maddesi gereğince tesbit davası açmak için süre verilmesi gerektiğini, davalının yapılan imalata ve imalatın davacı tarafından yapıldığına yönelik bir itirazının olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı şirket, davalı şirkete ait İstanbul/Başakşehir, … Mahallesinde bulunan … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine dava dışı …. Şirketince yapılacak inşaatın tüm ahşap işlerinin yapım işini alan alt yüklenici…. Şirketinden yapının kapı imalatı işlerini alarak kendileri tarafından yapılmak suretiyle tamamlanıp teslim edildiği halde 329.116,70 TL alacaklarının ödenmediğini belirterek söz konusu taşınmaz üzerine TMK’nın 893/3 ve 1011 maddeleri uyarınca geçici tescil şerhi tesisine karar verilmesini talep etmiş; davalı şirket ise, davalı şirket ile bir akdi ilişkisinin olmadığını, yüklenici şirket ile yaptıkları sözleşme uyarınca işin alt yüklenicilere yaptırılmaması gerektiğini, burada yüklenicinin sorumlu olduğunu, TMK’nın 893/3 koşullarının oluşmadığını, davanın 3 aylık hak düşürücü sürede açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında görülen dava eser sözleşmesinden kaynaklanan yapı ipoteği geçici tescil şerhi konulması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, alacak malik tarafından kabul edilmediği gibi, alacağın mahkeme ilamına dayanmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı taraf vekilince istinaf edilmiştir. Mahkemenin red gerekçesi TMK’nın 895.maddesinde düzenlenen yapı ipoteğinin tescili için aranan şartlara dayandırılmıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin ilke ve yerleşmiş uygulamalarında da kabul edildiği üzere yapı ipoteğinin kesin tescili ile, geçici şerh davası sair koşullar bakımından ortak hükümler taşımaktadır. Ancak geçici tescil şerhi için mahkemece taraflar dinlenerek veya dosya üzerinden inceleme yapılarak şerhe konu hakkın varlığının kabul edilebileceği kanısına varılması halinde şerh kararı vermesi, kararda şerhin etkisi bakımından süresi ve içeriği belirlenip, gerektiğinde mahkemesine başvurulması için süre verilmesi gerekir. Dava konusu somut olayda, davacı alt taşeron kapı imalatı yaptığını belirterek bedel alacağı talebinde bulunmuştur. Davaya konu geçici tescil talebinin kabul edilebilmesi için davanın işin tesliminden itibaren 3 aylık hak düşürücü sürede açılması gerekir. Dosya kapsamına göre mahkemece teslim tarihinin kesin olarak belirlenmediği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesinde, diğer sözleşmeden farklı olarak teslim hukuki eylem olarak kabul edildiğinden tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. O halde; mahkemece, öncelikle davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı araştırılarak ve süresinde açıldığının kabul edilmesi durumunda şerhe konu hakkın varlığının kabul edilebileceği kanısına varılması halinde (yaklaşık isbat ölçütünde) talebin kabulüne karar verilmesi gerekir. Sonuç olarak; yukarıda yapılan açıklamalara göre inceleme ve değerlendirme yapılarak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken hukuki yorumlamada yanılgıya düşülerek yazılı şekilde red kararı verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun düşmediğinden kararın kaldırılarak gereği için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2019 tarih, 2017/1072 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.