Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/204 E. 2021/1786 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/204
KARAR NO: 2021/1786
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2014/1263 Esas, 2018/139 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, büyüklüklerine göre Terminal Tüp Dolum Tesisi veya Tüp Dağıtım Merkezi olarak adlandırılan yerleşkelere ilişkin olarak davalı şirket ile 02/12/2013 tarihinde lazerle saha ölçümlerinin yapılması, vaziyet planlarının, PFD ve P&ID projelerinin oluşturulması, 3 boyutlu modelleme işlerinin anlaşma ve eklerindeki şartname hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmesine ait konuları kapsayan iş için sözleşme yapıldığını, davalı ile yapılan sözleşmede işin bitiş tarihinin idari şartnamede tanımlanan geçici kabule hazır olduğu tarih olduğunu, idari şartnamenin ilgili maddelerinde belirtilen kısmı için müvekkili şirkete nihai teslim tarihinin 30/04/2014 olarak belirtilmesine rağmen davalı tarafın işi teslim etmediğini, davalıya işi bitirmesi ve teslim etmesi amacıyla ihtarname gönderildiğini, buna rağmen idari şartnamede belirtilen 15 gün içinde iş gereği gibi yaparak teslim etmediğini, temerrüde düştüğünü, ayrıca daha önce teslim ve tevdi edilen işlerin gizli ayıplar içerdiğini, bu haliyle müvekkili şirketin hiçbir işine yaramayacağını ve kullanmaya elverişli olmadığını, davalı şirketin sözlemede belirtilen işi zamanında ifa edememesi halinde belirtilen miktardaki ceza-i şartı müvekkil şirkete ödeyeceğini kabul ettiğini, elde edilecek verilerin işlenmesi maksadıyla davalı şirketten satın alınan … isimli bilgisayar yazılımı için ayrıca davalı tarafa 13.365,86-USD ABD Doları ödenmesine rağmen bu yazılımın da hali hazırda müvekkili şirkete lisans hakları da dahil olmak üzere teslim edilmediğinden ihtarname çekilerek 02/12/2013 tarihli sözleşmenin feshedilmek zorunda kalındığını, davalı tarafın sözleşmenin haklı bir nedenle feshedilmesi halinde …’dan almış olduğu avansı veya ödemeyi derhal nakden veya defaten müvekkiline kanuni faizi ile birlikte iade etmeyi ve müvekkili şirketin her türlü zarar ve kaybını tazmin etmeyi, cezai şarta ek olarak işin başka yüklenici ile tamamlanması nedeni ile müvekkili şirket aleyhine oluşacak ve müvekkili şirket tarafından üstelenilen tüm bedelleri ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, haklı nedenle feshedilen sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından ödenen 266.855,00-TL ve 13.365,86-USD ödemeyi iade etmesi ve anlaşmanın feshine sebebiyet vermesi nedeniyle iş bedelinin %10 tutarındaki 127.500,00-TL cezai şart bedeli müvekkili şirkete ödemesi gerektiğinden anlaşmanın teminat başlıklı maddesi uyarınca 16/04/2014 tarihli 127.500,00-TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini ve bu tutarın iade borcu kapsamında ödenen 266.855,00-TL’den mahsup edildiğini belirterek, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenlerle feshedildiğinin tespitine, sözleşmenin maddelerine istinaden 127.500,00-TL cezai şart ile 139.385,00-TL ödemenin ve yine davalıdan satın alınan … isimli bilgisayar yazılım bedeli 13.365,86-USD karşılığı 28.215,33-TL’nin yapılan ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ifa edilmesini ve belirtilen sürede bitirilmesini engelleyenin davacı şirket olduğunu, tarafların ilk olarak Safranbolu Tesisinin işleri için anlaşarak işlere başladıklarını ve Safranbolu işini pilot çalışma olarak iş emri ile yaptıklarını, bu işin faturasının 10.180,00-TL olarak kesildiğini ve 9/01/2014 tarihli iş emri ile onaylandığını, asıl iş için müvekkili firmanın fiyat teklifi verdiğini, sözleşmenin 7 kez değiştiğini, imzalanmasının uzadığını, davacı şirketin imzasının tamamlanmasının Şubat 2014’e kadar sürdüğünü, 1.hakediş için 31/12/2013 tarihli 264.575,14-TL bedelli faturanın tanzim edildiğini, bu faturanın 127.500,00-TL nin teminat olarak tutulacağı ve kalan bakiyenin ödeneceğine dair davacı şirket beyanı ile 9/01/2014 tarihli iş emrinin onaylandığını, müvekkili şirkete 137.075,14-TL ödenmesi için talimat verildiğini, 1.hakedişin yarıya yakınının davacı şirket tarafından teminat için alıkonulduğunu, Şubat 2014 tarihinde imzalanan ancak imza tarihi 02/12/2013 olarak gözüken sözleşmenin teminat şartının davalı şirket tarafından Nisan 2014’de yerine getirildiğini ve 127.500,00-TL’lik kesin teminat mektubunun davacı şirkete teslim edildiğini, davalının çalışmalarına devam ederek 2.hakediş faturasını 03/03/2014 tarihli 124.809,86-TL bedelli faturayla tanzim ettiğini, 21/03/2014 tarihli iş emri ile ödeme onayının alındığını, davalı şirketin Nisan-Mayıs 2014 çalışmalarına dahil ürettiği ve davacı şirkete teslim edilen yaklaşık 250 paftalık teknik çizim için oluşan hakediş hesabının davacı şirket tarafından kabul edilmediğini ve bedelinin ödenmediğini, dolayısıyla davacı şirketten alacaklı durumda olanın müvekkil şirket olduğunu, çizimi tamamlanıp teslim edilmiş olan 250 adet PID ve PFD çizim dosyalarının ve tekrar eden revizyonları ile beraber toplam sayısı 500’ü aşan ve davacıya teslim edilen dosyaların dökümünü yaptıklarını, ancak davalı şirketin işin tamamlanması için davacı şirket tarafından verilmesi gereken teknik desteği alamadığını, davacı şirket tarafından uzman temin edilmediğinden bu eksikliğin telafisi için davalı şirketin 11 lokasyon için eleman göndererek video kayıt yaptırdığını, davacının teslim aldığı ve kayıtlarda yer alarak kullandığı davalı şirket tarafından yapılmış işlerin parasını istemesinin, hem nezdinde teminata karşılık tuttuğu 127.500,00-TL hakediş bedelinin bakiyesini hemde ödemiş olduğunu iddia ettiği 139.385,00-TL hakediş bedelini ayrıca haksız ve mesnetsiz yere 127.500,00-TL cezai şartı talep etmesinin kötü niyetli ve haksız bir talep olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 01/12/2016 tarihli bilirkişi raporunun taraflarının iddia ve savunmalarını da değerlendirir ayrıntılı gerekçelere dayalı olduğu, bu kapsamda davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarının ve yeniden rapor aldırılması talebinin yerinde görülmediği, bilirkişi raporunda ceza-i şart ve bilgisayar yazılımı bedeli yönünden davacı taleplerini de aşar şekilde hesaplama yapıldığı, davacı tarafın davasını ıslah etmediği, davacının sözleşmeyi haklı olarak fesih ettiği, bu kapsamda bilirkişi raporunda ayrıntılı açıklandığı üzere taleplerinin yerinde ve haklı olduğu, dava açılmadan önce davalı tarafın temerrüte düşürüldüğünün ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 127.000,00 TL cezai şart 139.385,00 TL iş bedelinin iadesi ile 28.215,33 TL yazılım bedeli olmak üzere toplam 295.100,33 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, karara dayanak olan bilirkişi raporunun, yalnızca davalı şirketin iddia ve savunmaları doğrultusunda tek taraflı olarak tanzim edildiğini, taraflarınca ileri sürülen iddia ve savunmalar ile keşif ve inceleme esnasında incelenmesini istedikleri hususların hiç birinin bilirkişilerce dikkate alınmadığını, sözleşmenin Şubat 2014’te imzalandığını, ancak davacının davalı şirketin teklifinde belirttiği iş adımları bölümünü değiştirdiğini ve sözleşme tarihinin 02 Aralık 2013 olarak daha eski bir tarih atılarak düzenlendiğini, sözleşmede davalı şirketin imza yetkilisi …’ın imzası bulunduğunu, bu kişinin davacı şirketin merkezine sadece Şubat 2014’de gittiğini ve bu ziyaret tarihinin davacı şirketin kapı girişinde işlendiğini, davacının merkez binasına giriş kayıtlarının incelenmesiyle bu durumun görüleceğini, bu durumda davalının sözleşmesiz olarak dört ay çalıştırıldığını, bu durumun tespiti talep edildiği halde Sayın Mahkemece ve bilirkişi heyetince dikkate alınmadığını, sözleşme tarihi 02 aralık 2013 kabul edilse de durumun çok değişmediğini, davalı şirketin Ekim 2013 tarihinden itibaren çalışma yaptığının davacı …nin kapı defterlerinde kayıtlı olup ispatlanması ve bilirkişilerce görülebilmesinin mümkün olduğunu, Lazer tarama kayıtlarından da bu çalışmaların yapıldığının tespit edilebileceğini, hatta hakedişlerin Aralık 2013’te başlamış olduğunu ve 1.Hakediş için davalı şirket tarafından 31.12.2013 tarihli 252564 nolu 264.575,14-TL bedelli fatura tanzim edildiğini ve faturanın 127.500-TL’sinin teminat olarak tutulacağı ve kalan bakiyenin ödeneceğine dair davacı şirket beyanı ile 09.01.2014 tarihli iş emrinin onaylandığını, bunların da bilirkişlerce incelenmediğini, davalı şirketin yazılı olarak bildirdiği teklifindeki iş adımlarının; 1-)Yersel lazer tarama ölçmeleri, 2-)3D Modelleme, 3-)PFD ve P&ID grafiklerinin çıkarılması şeklinde belirlendiğini, ancak sözleşmede; 1-)Yersel lazer tarama ölçmeleri, 2-) PFD ve P&ID grafiklerinin çıkarılması, 3-)3D Modelleme şeklinde olduğunu, yani 2 ve 3 numaralı işin yer değiştirdiğini, davalı şirketin bu durum aleyhine olduğu halde mecburen uyum sağladığını, bütün sıkıntının bundan çıktığını, davacı davalı şirketi teklifindeki şekilde bıraksaydı üstlenilen işin başarıyla devam edecek bir çalışma olacağını, davacının mevcut ve teklif edilmiş bir ‘iş zaman planı’ olduğu halde, buna aykırı olarak ama sözleşmeyi değiştirerek, işin başarısı ve tamamlanmasında karmaşa ve başarısızlığa yol açtığını, 02/12/2013 tarihli idari teknik şartnameye göre 30 Nisan 2014 tarihli kesin teslim tarihinde yani ‘değiştirilen sözleşmeye göre’ davalı şirketin sadece ‘Yersel lazer taramayı’ ve ‘PFD ve P&ID’ grafikleri teslim etmesi gerektiğini, 3D Modellemenin 30 Nisan 2014’ten projenin sonlanma tarihi olan 30 Eylül 2014’e kadar geçen süreçte teslim edilmesi gerektiğini, gerçek ve son proje bitiş tarihinin ise Nisan 2015 olduğunu, bu sürenin aslında yeni eklemeler diye bahsi geçen kalemler için olduğunu, tüm bu detayların İş Zaman Planında mevcut olduğunu, bu planın davacıdan istenerek incelemeye konu edilmesini talep ettiklerini, İdari şartnamede tanımlanan “Geçici Kabul’e hazır olduğu tarih … nihai teslim tarihinin 30 Nisan 2014 (kesin tarih) olarak belirtilmesine rağmen davalı taraf işi teslim etmedi” şeklinde yazan ikinci paragrafta ; 30 Nisan 2014 tarihinin Yersel taramalar ve PFD ve P&ID çizimleri için olduğunu, 3D modelin teslimini kapsamadığını, işin bu kısmı da bu tarihe kadar yapılmamıştır demenin haksızlık olduğunu, çünkü sözleşmeye göre 3D modellemeye daha sıra gelmediğini, bilirkişi heyeti tarafından “İş Zaman Planlaması” incelenseydi bu durumun açık ve net olarak görüleceğini, 30 Nisan 2014 tarihi itibariyle teslim edilmeyen tek yerin … tesisinin PFD ve P&ID çizimleri olduğunu, ancak bu çizimler üzerinde de bilirkişi heyeti inceleme yaptığından geç verilen … tesisinin PFD ve P&ID çizimlerinin davacı …’da mevcut olduğunun aşikar olduğunu, bu konuda bilirkişilerin yanlı bir rapor tesis ettiklerini, …’nın gecikmesinin sebebinin davalı şirketin Şubat ayında başvuruda bulunmuş olmasına rağmen davacı şirket tarafından davalı şirkete 24 Nisan ve 26 Nisan tarihlerine (teslime dört gün kalaya) kadar kontrol ziyareti imkanı verilmemesi olduğunu, 24 Nisan ve 26 Nisan tarihlerinde gereken ziyaretler yapılabildikten sonra davalı şirket tarafından çalışmanın tamamlanabildiğini ve işin 15 gün kadar gecikerek de olsa teslim edildiğini, davalı şirketin başkaca bir gecikmesi olmadığını, bilirkişi raporunda sürekli olarak 7 lokasyonda lazer taraması yapıldığından bahsedilmesinin ve bunlardan da sadece 3 tanesi için tarama yapıldığının irdelemesinin gerçeğe aykırı olduğunu, bu hususta yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığını, davalı şirket tarafından 11 tesisin 11’ine de gidilmiş olup her tesiste davalı şirketçe çalışma yapıldığının tesislerin kapı kayıtlarından çıkarılabileceğini, bu durumun bilikişilerce gözden kaçırılmış olmasının yanlı olduğunu, tüm PFD ve P&ID’ler davacı şirketin elinde olmasına rağmen bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davacının elinde bulunan tüm belge ve dökümleri bilirkişilere teslim etmediğini, teslim edilen lazer tarama dataların kayıt tarihlerinden de durum tespiti yapılabileceğini, bu konuda müvekkili şirketin elindeki belgelerin incelemeye alınmasının talep edildiğini ancak bu taleplerinin de mahkemece gözardı edildiğini, davacı tarafından hep eksik teslimden bahsedildiğini ancak bu tespitin tamamen yanlış ve eksik olduğunu, tarama datalarına bakıldığında, her pozisyon kaydında datanın üretildiği tarihin mevcut olduğunu, incelendiğinde bu tarihlerin son teslim tarihinden çok çok önceki tarihlere denk geldiğinin görülebilecek olup davalı şirketin bu dataları teslim etmemesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağı gibi zaten bu data teslimlerine dayalı olarak (email kayıtlarında olan) 3.hakediş talebinin de mevcut olduğunu, PFD ve PID’ler için se internetten teslim edilmesi sebebiyle bu wetransfer kayıtlarında bunların teslim edildiği bilgisinin mevcut olduğunu, datalar olmadan zaten PFD ve P&ID’lerin çizilmesi mümkün olamayacağından davalı şirketin sözleşme kapsamındaki tüm çalışmaları yaptığının ve teslim ettiğinin açık ve net olduğunu, rapordaki ‘7 tesisten 3 tesisin datası birleştirilmedi’ değerlendirmesinin de yine yanlı ve eksik bir inceleme yapıldığının karinesi olduğunu, bahse konu teslimlerde davalı şirketin yapılan işi teslim ettiğini, bunların (ilk 7 tesis) davalı şirketin sadece ilk teslimindeki datalar olduğunu, ancak tesislerde çalışmalar devam etmekte ve gelişen revizyonla birlikte tamamlananları davacı … bilirkişi heyetine inceleme için teslim etmemiş demek olduğunu, çünkü bu dataların tamamının davalı şirket elinde birleşmiş hallerinin mevcut olup davacı şirkete tesliminin yapıldığını, eksik olduğu söylenen yerlerden; ESKİŞEHİR… Ziyaret tarihi. 03/03/2014 DataTarihi.. 03-06/03/2014, DİYARBAKIR… Ziyaret tarihi 09/04/2014 DataTarihi.. 09-10/04/2014, ISPARTA… Ziyaret tarihi.14/04/2014.. DataTarihi.. 14-17/04/2014, KIRIKKALE… Ziyaret tarihi.23/04/2014 DataTarihi.. 23-24/04/2014 tarihlerinde davacı şirkete teslimatları yapılmış işler olduğunu, bilirkişi raporunda yer almıyor olmalarının kabul edilemez olduğunu, bu dataların ilk iş planına göre davacı … ‘de, masa başı çalışması yapılacak şekilde hazır edildiği halde, yani dataların açılması ve kontrolü davacı …’nin bilgisayarlarının hazır olmaması sebebiyle yapılamadığını, yani projeye başlarken davalı şirketin öngördüğü kontrol adımının mevcut olduğunu ve bunun doğruluğunun yapılan toplantıda da davacı … tarafından kabul edildiğini, ancak davacının bilgisayarlarının hazırlanamaması sebebiyle yapılamadığını, davalı ve davacı şirket mali kayıtlarının birbirini tutmakta olup davalı şirketin 31.12.2014 tarihi itibariyle davacı şirketten 232.147,78 TL alacaklı olduğunu, bilirkişi raporunun B şıkkında bahsedilen yazılım konusunun doğru olduğunu, ancak davacı … kullanması gereken donanımları zamanında tedarik etmediği ve tedarik sürecinden sonra bu makinayı kullanıma sokamadığı için davalı şirketin beklemek zorunda kaldığını, davacı …’nin kendi bilgisayarını devreye sokmasıyla davalı şirkete haksız ihtar çekmesinin aynı tarihlere denk geldiğini, bu durumun da bilirkişilerce incelenmediğini, işin teslim tarihinin davalı tarafından geciktiği iddiası karşısında kusursuzluklarının saptanabilmesi için incelenmesi gerektiğini, davacı tarafından verilmeyen teknik destek için davalı şirketin kendi imkanları ile eleman temin ettiğini, bu elemanların ziyaretlerin kayıtlarının davacı şirkette mevcut olduğunu, bu çalışmaların şirket elemanı … tarafından araç kiralanarak veya yerine göre uçakla gidilerek yapıldığını, bu kişinin tanık olarak dinlenmesi taleplerinin dikkate alınmadığını, buna dair davalı şirket çalışanına bazı bölgelerde çalışma izni verilmeyerek günlerce bekletilmesine, çalışırken davacı şirket elemanlarından yardım alamamasına, sorularının yetersiz ve uzman olamayan kişilerce yanlış veya eksik cevaplanması gibi olumsuzluklara rağmen PID ve PFD çizimlerinin davalı şirket tarafından tamamen yapıldığını, çizimlerin tamamının yapıldığının bilirkişi raporunda kabul edilmekte olduğunu, davacının davalı şirketin hakedişlerinden yapmış olduğu kesintilere rağmen, teminatını da haksız olarak paraya çevirmesi üzerine davalı şirketin finansal açıdan çok zor bir duruma düşürüldüğünü, dolayısıyla da yazılım için alınan miktarın davacı şirkete geri iade edilemediğini, davacı şirketin teminat mektubunu aldıktan sonra dahi 1.Hakedişten kesilen 127.500-TL’yi davalı şirkete ödemediğini, davadan önce paraya çevirdiği teminat mektubu ile birlikte davacı şirket uhdesinde, davalı şirketin 255.000,00-TL’sinin tutulmakta olduğunu, bu durumun bilirkişi raporunda konu dahi edilmediğini, hesaplamanın hatalı yapıldığını, ayrıca davalı şirketin tüm çalışmalarının raporda yok sayıldığını, yerel mahklemece bu durum dikkate alınmadan karar tesis edildiğini, yukarıda açıklanan tüm hususlar nedeniyle cezai şart uygulamasına tamamen itiraz ettiklerini, bu husustaki itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Dava, davalı yüklenicinin işi süresinde teslim edemediği, teslim edilen kısımların gizli ayılı olduğu, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddiasıyla, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğinin tespiti, iş bedelinin ve bilgisayar yazılım bedeli olarak ödenen paranın iadesi ve cezai şart bedeli talebine ilişkindir. Davalı tarafça, sözleşmenin belirtilen sürede bitirilmesini engelleyenin davacı olduğu, ilk iki hakediş bedeli ödenmekle birlikte Nisan-Mayıs 2014 çalışmalarına ilişkin bedelin ödenmediği, ayrıca davalı şirketin işin tamamlanması için davacının vermesi gereken teknik desteği alamadığı, bu eksikliğin telafisi için 11 lokasyona kendisinin eleman gönderdiği belirtilerek, davanın reddi talep edilmiştir. Mahkemece, alınan 28/11/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporuna dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, davalı vekilince sunulan rapora itiraz dilekçesi ve istinaf aşamasında sunulan Uzman Görüşü göz önünde bulundurulduğunda, alınan raporun taraflar arasındaki ihtilafı, iddia ve savunmaları çözmeye yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Alınan raporda, teslim tarihi 30/04/2014 olarak kabul edilmiş ve buna göre bir değerlendirme yapılmıştır. Oysa ki sözleşmenin 3.2. Maddesinde iki şamalı teslim tarihi belirlenmiş olup, bir kısım işler için 30/04/2014 tarihi, bir kısım işler için ise 30/09/2014 tarihi teslim tarihleri olarak belirlenmiştir. Raporda, 30/09/2014 olan teslim tarihine hiç değinilmediği halde, bu teslim tarihine dahil olan sözleşme konusu işler de 30/04/2014 teslim tarihine göre değerlendirmeye alınmıştır. Ayrıca yine sözleşmenin 3.2. Maddesinde atıf yapılan İdari Şartname’nin ilgili maddeleri de bu bakımdan raporda değerlendirilmemiştir. Yine raporun 4. Sayfasında “davalı ve davacı taraf arasında mutabık kalınan projeye göre son teslim verilerinin depolandığı harici diske” göre incelemenin yapıldığı belirtilmiş ise de, davalı vekilince sunulan itiraz dilekçesinde rapordaki tespitlere ayrıntılı olarak itiraz edilmiş, yapılan işlerin eksik belirlendiği, davacının tüm verileri vermediği ileri sürülmüş, bu itirazlarının değerlendirilmesi için; ilgili yerlerdeki kamera ve kapı kayıtlarının incelenmesi, teslim edilen lazer tarama dataların kayıt tarihlerine ilişkin ellerindeki belgelerin incelemesi, PFD ve PID’lerin internetten teslimine dair wetransfer kayıtlarının incelenmesi, davacının kullanılması gereken donanımları zamanında tedarik etmediği ve tedarik sürecinden sonra bu makinayı kullanıma sokamadığı hususun gecikmede kusurları bulunmadığı bakımından incelenmesi, davacı tarafından verilmeyen teknik desteğe dair temin ettikleri eleman …’nın tanık olarak dinlenmesi, davacıda olduğu iddia edilen iş-zaman planının incelenmesi talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece bilirkişi heyetinden bu itirazlara dair bir ek rapor alınmadığı gibi, itirazda belirtilen delilere dair de bir değerlendirme yapılmamıştır. Söz konusu itiraz dilekçesinde bilirkişi raporundaki eksik iş tespitlerine dair ayrıntılı teknik itirazlarda bulunulmuş olup, bunların konusunda uzman bilirkişiler tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, öncelikle davalı vekilinin rapora itiraz dilekçesinde belirttiği ve dosyada mevcut olmayan delilerin, kayıtların dosya arasına getirtilmesi, tarafların bunlara dair ellerindeki tüm belgeleri dosyaya sunmalarının sağlanması, davalı tanığının dinlenmesi, sonrasında içinde sözleşme hukuku alanında uzman bir bilirkişinin de olduğu yeni bir bilirkişi heyetinden; sözleşmenin bütünü, taraflar için öngörülen her bir yükümlülük göz önünde bulundurulmak suretiyle, öncelikli edim sıralamasına göre değerlendirmenin yapıldığı, buna göre davacı ve davalının temerrüt durumlarının, davalı vekilinin rapora itirazlarının, daha önce alınan rapor ile sonradan sunulan Uzman Görüşü arasındaki tespit ve çelişkilerin, sözleşme ve idari şartnamenin feshe ve sözleşme süresine ilişkin maddelerinin, İdari Şartnamenin 4. Maddesinde yazılı olan işin yapım aşamalarının, sözleşmede iki ayrı teslim tarihi öngörülmüş olmasının, 30/04/2014 olan ilk teslim tarihi itibariyle yapılması gereken işlerin ne kadarının yapılmış olduğunun, tespit edilecek yapılan iş miktarına göre davacının sözleşmeyi feshettiği tarih itibariyle sözleşmeden dönmekte haklı görülüp görülemeyeceğinin, o tarih itibariyle kalan işlerin 30/09/2014 tarihine kadar bitirilip bitirilemeyeceğinin, varsa davacının yerine getirmediği yükümlülükleri nedeniyle sözleşme süresine bir ekleme yapılması gerekip gerekmediğinin değerlendirildiği denetime elverişli bir rapor alınarak neticesine göre dosyanın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekirken, alınan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak ve davalı vekilinin bu rapora itirazları usulünce değerlendirilmeden yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazları bu şamada yarı incelenmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2018 tarih, 2014/1263 Esas, 2018/139 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.