Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/2017 E. 2022/1739 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2017
KARAR NO: 2022/1739
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2014/1077 Esas, 2019/597 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, İstanbul Valiliği – İstanbul İl Özel İdaresi tarafından yürütülen İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında Eğitim Yapılan Yeniden Yapım İnşaatı … Nolu … İ.Ö.O. İnşaatı’na ilişkin olarak inşaat yüklenicisi davalı … Tic.ltd. Şti ve elektrik işleri yapımı yüklenicisi olarak ta davacı şirketin, projenin müşavir şirketi olan … A.Ş ‘ye bildirildiğini ve davacı müvekkili şirketin elektrik işleri taşeron şirketi olarak onaylandığını, sözleşme aşamasında davalı … Tic.ltd. Şti’nin davacıya elektrik taşeron sözleşmesini, kendilerinin taşeronu olan davalı … Tic. Ltd. Şti. ile yapmasını ve ödemelerin bu şirket üzerinden davacı şirkete yapılacağını ilettiğini, bunun üzerine davacı ile davalılardan … Tic. Ltd. Şti. arasında … İ.Ö.O. inşaatının elektrik tesisat işlerinin anahtar teslim yapımı konusunda taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme karşılığı davacıya, çeşitli tarihli çekler verildiğini, bu çeklerden 30/01/2014 tarihli 60.000,00 TL bedelli ve 28/02/2014 tarihli 60.000,00 TL bedelli çeklerin ödenmediğini, bunun üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, vadesi gelmeyen çek bedelleri ile toplam alacağın 271.406,63 TL olduğunu, davalı … Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında ki taşeron sözleşmesinin hükümlerine bakıldığında işin, sadece davacı ve … Ltd. Şti.ni bağlamadığı, … Tic.Ltd. Şti ile davalı İdareyi de bağladığının anlaşılacağını, sözleşmenin “taşeron sorumlulukları” başlıklı 5.9. Maddesinde, davacı müvekkili şirketin sorumlulukları arasında yapılan işlerin idareye kabul ettirilmesi hükmünün yer aldığını, davacının yaptığı işlerin malzeme seçiminde, bazı malzemelerin kaldırılıp, yerine başka malzemelerin konulması, işlerin yapılarak teslim aşamasında, … Tic.Ltd. Şti yetkilileriyle temasta olduğunu, özellikle … Ltd. Şti çalışanı, elektrik mühendisi …’in hak edişlerde … arasında mail ve yazışmalar olduğunu, davacının sözleşme şartlarındaki tüm edimlerini, yerine getirerek işi teslim ettiğini, davacı tarafından yapılan işe ilişkin hak ediş raporlarının ilgili ve yetkili kişi ve kurumlarca onaylandığını, ancak alacağın bu güne kadar ödenmediğini ileri sürerek 271.406,63 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Valiliği-istanbul İl Özel İdaresi vekili, müvekkili İdarenin okulların sahibi olmadığını, İş Kanunu ‘nun 36. Maddesine göre ”ihale makamı” olduğunu, müvekkili İdarenin muhatabının da davacı firma değil, ihaleyi verdiği , sözleşme imzaladığı davalı … olduğunu, … İlköğretim Okulu’nun elektrik işleri kapsamında öngörülen götürü bedelin tamamı olan 353.295,56 TL’nin de davalı yükleniciye ödendiğinin tespit edildiğini, davacı ile müvekkili İdare arasında hiç bir hukuki ilişki ve sözleşme olmadığını, bu nedenle davanın müvekkiline yöneltilemeyeceğini savunarak müvekkili yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Tic.ltd. Şti vekili, davacı şirket ile davalılardan … Tic. Ltd. Şti arasında yapılan bir ticaretin söz konusu olduğunu, davalı …nin, davacı şirket ile arasında herhangi bir ticari hizmet alımı cari hesap veya faturalamanın söz konusu olmadığını, davalının ihalesini aldığı inşaatının yapımı ile bir çok taşeron firmayla çalıştığını, inşaatın sözleşmede belirtilen hususlarda ve kısımların yapılması işi için davalı … Tic. Ltd. Şti. ile yazılı sözleşme imzaladığını, davacı şirketin de davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin alt taşeronu olduğunu, davalı müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, müvekkilinin sözleşme tarafının davalı … Ltd. Şti. olduğunu, davacı tarafından ticari ilişki içinde olduğu davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, bu takipte müvekkilinin borçlu olarak gösterilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … Tic. Ltd. Şti. adına usulüne uygun tebligat yapıldığı halde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Mahkemece, davalı … Ltd. Şti.ile davalı İstanbul Valiliği arasında … İ.Ö.O.’nun yeniden inşaasına ilişkin olarak 16/11/2012 tarihli sözleşme imzalandığı, söz konusu projenin … Tic. Ltd. Şti. tarafından taşeron olarak yerine getirilmesi için bu davalı ile asıl yüklenici davalı …arasında ayrı bir sözleşme imzalandığı, bu sözleşme ile davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin üstlendiği elektrik işlerinin yapımı için davacı ile 01/01/2013 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığı, sözleşme bedelinin 420.000,00 TL + KDV olduğu, davalı tarafından davacıya işin karşılığında çekler verildiği, davacının söz konusu sözleşme ile üstlendiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiği ve işin asıl iş sahibi İstanbul Valiliği tarafından eksiksiz olarak teslim alındığı, her ne kadar davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından ticari defterler ibraz edilmemiş ise de, fatura tutarlarının sözleşmeye göre belirlendiği, davacı tarafça ödeme olarak sunulan çeklerin bankalardan gelen yazı cevaplarına göre bir kısmının ödendiği, buna göre davacının davalı … Ltd. Şti.’nden 271.406,63 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, bu nedenle bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, diğer davalılar İstanbul Valiliği ve … Tic.Ltd. Şti’nin davacı ve davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen sözleşmenin tarafı olmadıkları gibi sözleşmeyi müşterek borçlu, kefil, garantör olarak da imzalamadıkları, sözleşme içeriğinde davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin davacıya karşı olan borçlarından davalıların da sorumlu olacaklarına dair bir hüküm yer almadığı, bu nedenle dava konusu edilen alacağın bu davalılardan talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın davalılar İstanbul Valiliği ile … Tic.Ltd.Şti yönünden reddine, davanın davalı … Tic. Ltd. Şti yönünden kabulü ile, 271.406,63 TL’nin 28/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkilinin her ne kadar davalılardan kabul yönünde kararverilen … Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme yapmış görünse de, müvekkilinin tüm teknik konularda diğer red kararı tesis edilen … Tic.Ltd. Şti ve yetkilileri ile görüştüğünü, davalı … Tic.Ltd. Şti’nin ihaleye konu yerdeki” geçici kabul eksikliklerini’ dahi birebir müvekkili ile paylaşması sonucu tüm eksik işlerin müvekkili tarafından bitirildiğini, sonucunda da müvekkili tarafından yapılan işin yine … Tic. Ltd. Şti’ne “teslim alındı tutanağı” ile teslim edildiğini, davalılardan … Tic.Ltd. Şti’nin, müvekkili ile aralarındaki sözlü anlaşma gereği müvekkilinin üstlendiği işle ilgili olarak tüm teknik değerlendirmeleri, eksiklikleri, yapılması gereken işleri, geçici kabul eksikliklerini birebir arada hiçbir vasıta kullanmaksızın müvekkiline ilettiğini, bir çok mail gönderdiğini, malzemelerin nasıl alınacağı ve iş konusundaki eksikliklerin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda direktifler verdiğini, ihale dosyalarında da adı geçen müşavir şirket olan … A.Ş.’den gelen talepleri birebir müvekkiline yerine getirilmek üzere ilettiğini, sonunda da davalı … Tic.Ltd. Şti’nin işi ‘müteahhit firma’ sıfatı ile teslim aldığını, yani davacı müvekkili ile davalı … Tic.Ltd. Şti arasında yüklenici- taşeronun taşeronu değil, birebir yüklenici- taşeron ilişkisi bulunduğunu, Bu nedenle 27/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, taraflarınca dosyaya sunulan ” teslim alındı tutanağında” … Tic.Ltd. Şti’ne yapılan ve tamamlandığını içeren işlere ait detaylı bilgi tutanağı kapsamında davacı yüklenicinin davalı … Tic.Ltd. Şti’nden 281.000,00 TL alacaklı olduğuna kanaat ettiğini belirttiğini, mahkemenin ise gerekçeli kararında bilirkinin, davalı … Tic.Ltd. Şti’nden müvekkilinin alacaklı olduğunu kabul etmesine rağmen, ‘heyet ek raporunda kök raporundaki tespitlerini tekrar etmiştir.’ diyerek ek raporu olduğunun tam tersi şekilde yorumladığını, çünkü bilirkişi ek raporunda , mahkemenin gerekçeli kararının tam tersi tespit ve beyanlar bulunduğunu, mahkemenin delilleri ve özellikle bilirkişi ek raporunu yanlış değerlendirdiğini, davalı … Tic.Ltd. Şti ile müvekkili arasında, işin başlangıcında, aktedilmiş bir yazılı bir sözleşme olmasa da; davalı … Tic.Ltd. Ştinin müvekkili şirkete işle ilgili sürekli direktif vermesi , işe dair eksiklerin maillerle müvekkiline bildirilmesi ve … Tic.Ltd. Şti’den alınan direktifler doğrultusunda o eksikliklerin giderilmesinin mevcut olduğunu, akabinde de işin yüklenici firma olarak … Tic.Ltd. Şti’ne tesliminin yapıldığını, her iki tacir ( yani müvekkili şirket ile davalı … Tic.Ltd. Şti) arasında yazılı olarak yapılmış olan “Teslim Alındı Tutanağı’ nda da … Tic.Ltd. Şti’nin “Elektrik Yüklenicisi” müvekkilinin ise ‘müteahhit firma’ olarak imzasıyla işin başı, devamı ve işin bitiminde yazılı olarak da kabul edilen ticari ilişki varolduğunu, devam ettiğini ve müvekkilinin işi eksiksiz teslimi ile son bulduğunu ancak … Tic.Ltd. Şti’nin ise diğer davalı İstanbul Valiliği’nden işin tamamına dair parayı aldığını, fakat müvekkiline ödeme yapmadığını, müvekkilinin … Tic.Ltd. Şti’nden alacaklı olduğunun da bilirkişi ek raporu ile tespit edildiğini, bu nedenle öncelikle davalı … Tic.Ltd. Şti ve akabinde de İstanbul Valiliği için davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt taşeron, davalı … Tic. Ltd. Şti. ise taşerondur. Davalı iş sahibi idare ile diğer davalı … arasında 16/11/2012 tarihinde götürü bedel üzerinden … … Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşmesi aktedilmiştir. Bu sözleşme kapsamında davalı şirket yüklenici sıfatıyla, … İ.Ö.O. İle … İlköğretim Okulu’nun yeniden yapım işini üstlenmiştir. Dosya kapsamından 16/11/2012 tarihli … … Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşmesi’nin genel hükümlerinin 52.maddesi gereğince, 30/11/2013 tarihli geçici kabul belgesi düzenlendiği, ancak elektrik tesisat eksik ve kusurlu imalatları da içeren eksik ve kusurlu tüm imalatların kusur sorumluluk süresi içinde tamamlanması için davalı yüklenici şirketten 30/11/2013 tarihli taahhütname alındığı, işin kontrol müşaviri … AŞ’den gelen 19/01/2015 tarih ve 3536 sayılı yazıda sözleşme kapsamında … İlköğretim Okulu’nun geçici kabul elektrik eksikliklerinin 20/11/2014 tarihi itibariyle tamamlandığı ve davalı yüklenici …’ne hakediş bazında %100 ödeme yapıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Akabinde davacı şirket ile davalı … arasında 01/01/2013 tarihli anahtar teslim taşeron sözleşmesi imzalanmış olup, bu sözleşme ile davacı şirket alt taşeron sıfatıyla, davalı …’nin taşeron sıfatıyla yüklendiği … İlköğretim Okulu’nun sözleşme ve projeye uygun elektrik tesisat işini yapmayı üstlenmiştir. Götürü bedelli sözleşmede iş bedeli 420.000,00 TL+ KDV olarak kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamında bulunan 25/03/2014 tarihli ” Teslim Alındı ve Eğitim Tutanağı ” başlıklı belgede; projenin İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi olduğu, müşavir firmanın; … AŞ., müteahhitin … Tic.Ltd.Şti., konusunun; … İlköğretim Okulu’nda bulunan seslendirme sistemi olduğu, içeriğinin, “Taahhüdümüz altında bulunan İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi İstanbul İli, Esenler İlçesi, yeniden yapım işi 033 nolu sözleşme kapsamında bulunan … İlköğretim Okulu inşaatında montajı yapılan … marka seslendirme sistemine ait katalog, garanti belgesi ve işletme talimatı okul yönetimine teslim edilmiş olup, cihazın kullanımı ile ilgili olarak aşağıda isimleri yazılı kişilere 1 gün süreli eğitim verilmiştir. ” şeklinde düzenlendiği, tutanağın yüklenici sıfatıyla … Tic.Ltd. Şti ve eğitim alanlar ile eğitim kurumu yetkilisi tarafından imzalandığı görülmektedir. Davacı yan; yapılması kararlaştırılan işe ilişkin şifahi anlaşmanın davalılar … Tic. Ltd. Şti. ve … Tic.Ltd. Şti ile yapıldığını, ancak davalı … Şirketi’nin isteği üzerine yazılı sözleşmenin davalı … Tic. Ltd. Şti. ile imzalandığını, talep edilen iş bedelinden her iki davalının de sorumlu olduğunu ileri sürmüş, mahkemece davacı yanın davalı … Tic.Ltd. Şti ile şifahen sözleşme yapıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dairemizce davalılara yapılan tebligatların tümünün usulüne uygun olarak yapıldığı tespit edildikten sonra, istinafa başvuranın sıfatı ve istinaf dilekçesindeki itirazlar kapsamında inceleme yapılmıştır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır.Eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kural olarak yazılı veya kesin delillerle ispatlanmalıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer ( Yargıtay 6.HD.; 29.09.2022 tarih, 2021/5781 Esas, 2022/4451 Karar sayılı kararı). Borçlar hukukunda egemen olan “sözleşmelerin nispiliği kuralı” gereğince borç ilişkilerinden doğan alacak hakkının aynî haklarla kişilik haklarının aksine, hukuki nitelikleri itibariyle nispi bir hak olması, daha açık anlatımla alacaklının bu hakkı sadece borçluya karşı ileri sürebilmesi anlamına gelir ve üçüncü kişiler, borç ilişkisi ile ilke olarak borç altına girmedikleri, bir hak kazanmadıkları için, bu hakkın onlara karşı ileri sürülebilmesi, kural olarak mümkün değildir ( bkz. Yargıtay HGK; 16/05/2019 tarih, 2019/13-221 Esas, 2019/575 karar sayılı kararı). Anılan Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında da belirtildiği üzere sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin tarafları olup, davada husumet, kamu düzeni gereği mahkemelerce her aşamada re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.Bu kapsamda yapılan incelemede; davanın dayanağı olan eser özleşmesinin tarafları davacı ile davalı … Tic. Ltd. Şti. olup, diğer davalı … Tic.Ltd. Şti’nin taraf sıfatının bulunmadığı düşünülebilirse de; somut olayda, taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamakla birlikte ve davacı yan, davalı … Tic.Ltd. Şti ile de aralarında sözlü eser sözleşmesi düzenlendiğini ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davacı taraftadır. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. ” hükmü gereğincen davalı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, davacının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı tarafça dosyaya bu iddiayı ispatlayacak yazılı bir belge sunulamamış olup, tanık dinlenmesini mümkün kılacak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Davacı yanca delil olarak dayanılan e-mail içerikleri, bu iddiayı destekler mahiyette olmadığı gibi, HMK’nın 202. Maddesi kapsamında tanık dinlenmesini mümkün kılacak şekilde yazılı delil başlangıcı niteliğinde de değildir. O halde yapılan bu açıklamalar ışığında mahkemece; delillerin doğru değerlendirilmesi sonucu davacı yanın davalı … Tic.Ltd. Şti ile kurulduğu iddia olunan akdî ilişkinin varlığına dair yükümlülüğünü yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre yazılı belge ile kanıtlayamadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak nitelikte dosyaya yazılı delil başlangıcı mahiyetinde bir delil de sunamadığı gerekçesiyle davalı … Ltd. Şti yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile, usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarih ve 2014/1077 Esas, 2019/597 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.