Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1989 E. 2019/1449 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1989
KARAR NO : 2019/1449
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2019
NUMARASI : 2019/412 Esas, 2019/790 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/11/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı tarafça davacı ile davalı tarafın … Mah. … Sk. … ada … parselde kayıtlı inşaatta bulunan asansörün yapılması için 10/07/2018 tarihinde anlaştıklarını, anlaşma gereği müvekkiline 10.000,00 TL nakit, … Bankası Taşdelen Şubesi ‘ne ait 30/05/2019 keşide tarihli 8006264 seri nolu ve 15.000,00 TL bedelli 30/01/2019 keşide tarihli … seri nolu 15.000,00 TL bedelli ve 26/09/2019 tarihinde 2.000,00 TL nakit olmak üzere 42.000,00 TL ödeme edimini zamanında yerine getirdiğini, ancak asansör yapım ediminin davalı tarafça yerine getirilmediğini, davanın açıldığı tarih itibariyle çeklerin ibraz edilmediğini belirterek 15/07/2019 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli çekin takibe konulmaması ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesini ve davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 7155 sy 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesi uyarınca dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmamış, davacı vekiline, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dosyaya sunması için 1(bir) hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceği tensip zaptının tebliği ile ihtar edilmiş ve TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerektiği gerekçesi ile dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığı, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı gerekçesi ile süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur. İİK 72. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.”01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesi “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’n 18/A maddesi 2.fıkrası son cümlesi; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davann usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir.Davacı tarafça 15/07/2019 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti hakkında İİK 72. maddesi uyarınca dava açılmıştır.Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde; TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Davacı menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartının aranmış olduğu, menfi tespit davalarında temel ihtilafın bir miktar paranın ödemesine ilişkin olması dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı İstinaf talepleri yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/09/2019 tarih ve 2019/412 Esas, 2019/790 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a Maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/11/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.