Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1983 E. 2022/1608 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1983
KARAR NO: 2022/1608
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2015/1218 Esas, 2019/445 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/1179 ESAS SAYILI
DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödenen bedeli iadesi; birleşen dava, bakiye alacak talebine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı asıl davada davalı- birleşen davada davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı …Ş. vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 08.02.2011 tarihli Eser Sözleşmesi ile ve 680.000,00 TL bedelle; müvekkili şirkete ait Şişli … ada – … parsel – A Blok adresinde yer alan taşınmazın; inşaat keşfi, tamirat, güçlendirme vs. işlerinin davalı şirkete verildiğini, bilahare 15.03.2012 tarihinde taraflar arasında imzalanan ikinci sözleşme ile de aynı yapının mimari-dekorasyon projeleri, mekanik, elektrik ve ince işlerinin 3,250.191,00 TL bedelle yapımı konusunda anlaşmaya varıldığını, sözleşmeye göre yer tesliminden sonra 6 ay içinde işlerin tamamlanmasının kararlaştırıldığını, sözleşme tarihinde taşınmazın davalı yüklenicinin tasarrufunda olduğunu, 6 aylık sürenin sözleşme tarihinden başlatılması gerektiğini, imzalanan 2. Sözleşmenin 4. Maddesinde yapılacak işlerin birim fiyatlar esasına göre fiyatlandırılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalı yüklenicinin fahiş hakedişler düzenleyerek ödemeler aldığını, taraflar arasındaki 2. Sözleşme ile belirlenen KDV hariç 3.250.191,00 TL’nin tahmini bir bütçe olduğunu, işin yapımı sırasında artan ve azalan miktarların birim fiyatlar ile çarpılmak suretiyle hesaplanacağının kararlaştırıldığını, eserin bedelinin önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlendiği durumlarda yapılan işlerin bedellerinin TBK md.481 gereğince belirlenmesi gerektiğini, gerek sözleşme hükümleri gerekse ilgili yasa maddesi gereğince toplam bedellerin birim fiyat analizlerine aykırı olmaması ve fahiş fark bulunmaması gerektiğini, muhtelif tarihlerde yükleniciye toplam 13.189.715,00 TL ödeme yapıldığını, kesin kabul yapılmaksızın taşınmazın 01/07/2015 tarihinde teslim alınması ile durumun fark edildiğini, yapılan araştırmalarda makul bir kâr oranı ile dava konusu işlerin KDV dahil 8.816.000,00 TL’ye yaptırılabileceğini öğrendiklerini, fazla alınan bedelin iadesi için görüşmeler yapıldığını, sonuç alınamaması üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 10/12/2015 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek 4.373.715,00 TL’nin 3 gün içerisinde iadesinin talep edildiğini ancak sonuç alınamadığını, 6 ay içerisinde bitirilmesi gereken işlerin eksiklikleri ile birlikte ve kesin kabul olmaksızın 01/07/2015 tarihinde teslim alınabildiğini, 2 yıl 10 ay geç teslim nedeniyle davacı şirketin kazanç kaybına uğradığını, sözleşmenin 12.maddesinde gecikilen her gün için 2.000,00 TL cezai şart kararlaştırıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik fazla ödenen 4.373.715,00 TL’den 1.000.000,00 TL’nin ödeme tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı-birleşen davada davacı … San.ve Tic.AŞ vekili, 08/02/2011 tarihli sözleşmede taşınmazın tamirat ve güçlendirme işlerinin üstlenildiğini, sözleşme bedelinin 680.000,00 TL olduğunu, sözleşme dışı yapılan fazladan işler için 1.705.565,00 TL + KDV 307.001,70 TL olmak üzere toplam 2.012.566,70 TL tutarında ödeme aldığını, 15/03/2012 tarihli 2.sözleşme ile, bu kez KDV hariç 3.250.191,00 TL bedelle dava konusu taşınmazın mimari dekorasyon projeleri, mekanik, elektrik, ince işleri yapma borcunu üstlendiğini, sözleşme kapsamındaki işler bedeli 3.250.191,00 TL + sözleşme dışı yapılan fazladan işler 9.472.159,57 TL + KDV 1.704.988,43 TL olmak üzere toplam 11.177.148,00 TL ödeme aldığını, durum bu şekilde iken davacının tek yanlı ve kabul etmedikleri bir mimarlık şirketinden davaya konu ettiği raporu aldığını ve bunu dayanak yaparak 13.189.715,00 TL’nin fahiş olduğunu iddia ettiğini, ayrıca 2 yıl 10 aylık geç teslime ilişkin iddiasının da fazladan yapılan işler süresinin sözleşmeye ilave edilmediğini, dolayısıyla davalı şirketin temerrüte düşürülmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiş; birleşen davada ise, 1. Sözleşme kapsamında KDV dahil toplam 2.012.566,70 TL ödeme yapıldığını, 2. sözleşmede yaklaşık 680.000,00 TL bedel kararlaştırıldığını, ayrıca taraflar arasında imzalanmış 15/03/2012 tarihli ve 3.250.191,00 TL keşif bedeli ve sözleşme fazlası yapılan işler kapsamında da 9.472.159,57 TL + KDV 1.704.988,43 TL olmak üzere 11.177.148,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin davalı şirkete yapılmış işlerin gerçek karşılığı olmadığını belirterek, yapılan işlerin gerçek bedelinin tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte şimdilik 30.000,00 TL alacağın davalı iş sahibinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 16/05/2019 tarihli karar ile, yanlar arasında bağıtlanan sözleşmelerin açık hükümleri yasal düzenlemeler; TBK 481 madde uyarınca bilirkişiler heyeti tarafından mahalinde keşif suretiyle düzenlenen ve denetime ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişiler heyeti raporuna göre, davanın subut bulduğu, davalı yüklenicinin faturalar ve defter kayıtlarının esas alınmak suretiyle hesap yapılmasına yönelik itirazlarının, davacı oldukları birleşen davada “ödenen 13.189.715-TL ‘nin görülen işin gerçek değerini oluşturmadığı, işin gerçek değerinin yapılacak keşif ile belirlenmesi suretiyle şimdilik bakiye 30.000-TL belirsiz alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline” ilişkin mahkeme içi ikrarları ile de bertaraf edildiği, dolayısıyla davalı yüklenicinin de işin mahallinde birim fiyatlar ve yapılan iş esas alınarak bedelinin belirlenmesi hususunu kabul ettikleri, otel maliyet hesaplamaları yapılırken 4 yıldızlı 5 yıldızlı olduğu kıstasının maliyet hesabına kesin etkisi olmadığı, davada geç teslim, temerrüt hususlarının uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılıp kabul edilmekle asıl davada, bilirkişler heyeti tarafından 2.702.831,07-TL fazla ödeme yapıldığı tesbitine rağmen taleple bağlı kalınarak davanın 1.000.000-TL üzerinden kabulü gerektiği, birleşen dava yönünden ise davacı yüklenicinin herhangi bir hakediş alacağı bulunmadığı tesbit edilmekle birleşen davanın reddi gerektiği gerekçeleriyle, asıl davanın kabulüne, 1.000.000-TL’nin dava tarihi olan 22.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesiyle, bilirkişi heyetinin, raporunda … Hotel şantiyesinde gerçekleştirilen inşaat, mekanik, elektrik ve dekorasyon işlerinin toplam bedelinin, mahkemeye sunulan alt yüklenici ve tedarikçi faturaları yerine 4 yıldızlı otel birim fiyatı üzerinden hesaplandığını, otelin lüks butik otel niteliğinde olduğunu, bilirkişi heyetinin raporda yapılan işlerin kalitesini ve mahiyetini göz ardı ederek, alt yüklenici ve tedarikçi faturalarını esas almak yerine 4 yıldızlı otel birim fiyatı üzerinden hesaplama yapması sebebiyle yanlış hesaplama yaptığını, kullanılan malzemelerin fiyatlarının yüksek olduğunu, kök ve ek raporda maliyet artışları ve buna bağlı hakedişler değerlendirilirken tüm verilerden faydalanıldığı belirtilmesine rağmen bu verilerin matematiğe dökülmediğini, hiç bir gerekçe gösterilmediğini, bilirkişi heyetinin, tarafların ticari defterlerine kayıt edilmiş resmi veri niteliğini haiz faturalara itibar etmeme gibi bir yetkisinin bulunmadığını, otelin tek seferde inşa edilmeyip 12-16 ayda bitecek inşaatın davacının kararsızlığı nedeniyle 48 ayda bitirilebildiğini, bu nedenle inşaatın bir çok alanının yıkılıp yeniden yapıldığını, ticari defterlerin incelenerek otelin inşaatında yapılan reel harcamaların tespit edilmemesine rağmen ek ve kök raporların hükme esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı- birleşen davada davalı iş sahibi, asıl davada davalı- birleşen davada davacı ise yüklenicidir. Taraflar arasındaki 08/02/2011 tarihli ilk sözleşmede tamirat ve güçlendirme inşaat işlerinin yapılması, sözleşmenin 5.maddesinde, işin bedeli sözleşme ekindeki birim fiyat esasına uygun hazırlanmış keşif tutarında belirtilen KDV hariç 680.000,00 TL olarak kararlaştırılmış ve işin gerçek bedeli ve ödemelerin işin yapımı sırasında artan veya azalan miktarların ilgili birim fiyatlara göre hesaplanacağı, işin teslim süresinin de gerekli izinlerin alınması ve yer tesliminden sonra 5 ay olacağı kararlaştırılmıştır. 15/03/2012 tarihli ikinci sözleşmede ise, aynı taşınmazın mimari ve dekorasyon projesi mekanik elektrik ve ince inşaat işlerinin sözleşme konusu işin bedeli sözleşme ekindeki birim fiyat esasına uygun hazırlanmış keşif tutarında belirtilen KDV hariç 3.250.191,00 TL bedel ile yapılması; işin gerçek bedeli ve ödemelerin işin yapımı sırasında artan veya azalan miktarların ilgili birim fiyatlara göre hesaplanması, işin teslim süresinin de gerekli izinlerin alınması ve yer tesliminden sonra 6 ay olacağı kararlaştırılmıştır. Ayrıca sözleşmenin 12. Maddesinde de gecikme cezası düzenlenmiştir.Davacı iş sahibinin dava konusu ettiği sözleşme kapsamında fazladan ödenen hakediş bedelinden şimdilik 1.000.000,00 TL’nin davalıdan tahsili olup, gerek davacı tarafın dava açılmadan önce aldığı özel rapor, gerekse dava sırasında bilirkişi heyetinden alınan 04/04/2018 tarihli kök rapor ve itiraz üzerine alınan ek rapora göre, davalı yüklenicinin sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı ilave işler nedeniyle toplam hakediş bedelinin 10.486.882,93 TL olduğu, davacının fatura karşılığı toplam 13.189.715,00 TL ödediği, fazladan 2.702.832,07 TL ödemenin bulunduğu, bu bedelin iadesinin talep edilebileceği belirtilmiştir. Buna göre mahkemenin asıl davada taleple bağlı kalınarak 1.000.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline dair verdiği karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Davalı yüklenicinin birleşen davada yaptığı işlerin tespiti ve eksik hakediş bedelinin kendisine ödenmesine dair açtığı davada eksik ödeme bulunmadığından birleşen davanın reddine dair verilen kararın da yerinde olduğu anlaşılmaktadır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarih ve 2015/1218 Esas, 2019/445 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl davada alınması gereken 68.310,00 TL nisbi istinaf karar harcından asıl davada davalı tarafça peşin olarak yatırılan 17.077,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 51.232,5 TL harcın asıl davada davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Birleşen davada alınması gereken 80,70 TL nisbi istinaf karar harcından birleşen davada davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın birleşen davada davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.