Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1975 E. 2019/1367 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1975
KARAR NO : 2019/1367
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/08/2019
NUMARASI : 2017/434 Esas, (derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
Birleşen İstanbul 1. ATM’nin 2019/122 Esas sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09/11/2015 tarihli “Birim Fiyatlı Yüklenici Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşme gereğince müvekkili şirketin cephe prekast işlerini yapmayı davalının da sözleşmede belirtilen ödemeyi yerine getirmeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşmeden kaynaklı tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesi üzerine sözleşme uyarınca düzenlenen 25/10/2016 tarihli hakediş raporunun davalıya gönderildiğini, iş bu raporun davalı tarafından onaylandığını, sözleşmede düzenlendiği şekilde hakediş raporuna ilişkin 27/12/2016 tarihli faturanın düzenlenerek davalıya elektronik fatura olarak tebliği edildiğini, sözleşmenin 15.maddesi gereğince 15 gün içerisinde taraflarına ödeme yapılacağı taahhüt edilmiş olmasına rağmen ilgili hakediş ödemesinin yapılmadığını, davalı şirkete Beyoğlu …. Noterliğinin 10/02/2017 tarihinde gönderilen ihtarname ile ödemenin yapılması aksi takdirde hukuki yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ihtara cevap verilmemesi üzerine 21/02/2017 tarihinde İstanbul …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek öncelikle dosyadaki delil durumu gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmesini ve davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı hakkında %20 oranında icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili birleşen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/122 Esas sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesi ile, davalı hakkında İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/434 Esas sayılı dosya ile itirazın iptali davası açtıklarını, bu davadan sonra davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak ayıplı ifa iddiasında bulunulduğunu, davalı tarafın ayıp iddiası yasal süresinde olmamasına rağmen müvekkili şirket yetkililerinin yeniden şantiyeye giderek kusurları incelediğini, sözleşmeye uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirerek işi teslim ettiklerini ancak davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak ödemeden kaçındığını belirterek 5. Hakediş raporuna ve sözleşme hükümlerince düzenlenen 11/02/2019 tarihli faturaya konu alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile, sözleşme kapsamında davacı tarafından gerçekleştirilen imalatlar ve hakedişlere ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından davacı şirkete 1.752.816,94-TL ödeme yapıldığını ancak sözleşme ve zeyilnamelere konu işlerin davacı şirket tarafından sözleşme ve eklerine fen ve sanat kurallarına uygun olarak kusursuz ve ayıpsız yapılmadığını, hatalı, eksik ve uygun olmayan iş ve imalatların tespit edildiğini, sözleşmenin 15.4 numaralı maddesi gereğince geçici hakediş ödemelerinin yapılabilmesi için yüklenicinin o tarihe kadar olan tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesinin şart olduğunu, alacağın muaccel hale gelmediğini, davacının muaccel olmayan bir borç için icra takibi yapmasının hukuka aykırı olduğunu davacının ihtiyati haciz talebinin yasal şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davacı vekilinin 22/07/2019 tarihli dilekçesi ile dava konusu 4. hakediş bedeli için ihtiyati haciz taleplerini tekrarladıklarını belirtmesi üzerine mahkemece 21/08/2019 tarihli ara karar ile, yaklaşık ispat ölçüsü gerçekleşmediği ve istem konusunun uyuşmazlığın konusunu oluşturduğu gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince bu ara kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür.Taraflar arasında 09/11/2015 tarihli birim fiyatlı yüklenici sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında olup, davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu, sözleşme uyarınca ilk 3 hakediş raporunun davacı tarafça davalıya gönderildiği, davalı tarafından onaylandığı ve ödemelerin yasal süresi içerisinde yapıldığı, bu konuda taraflar arasında her hangi bir ihtilaf bulunmadığı, sözleşme uyarınca 25/10/2016 tarihli 4 nolu hakediş raporunun davalıya gönderildiği ve davalı şirket çalışanlarınca imzalanarak uygunluğunun kabul edildiği, onaylanan rapora dayanılarak sözleşmenin 7. ve 15. maddeleri gereğince 27/12/2016 tarihli faturanın düzenlendiği, faturanın davalı tarafından kabul edildiği, yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği, sözleşmede 15 gün içerisinde ödeme yapılması gerektiği düzenlenmiş olmasına rağmen davalı tarafça her hangi bir ödeme yapılmadığı, davanın konusunun iş bu 4. hakediş bedeline ilişkin olduğu, davacı tarafça davalı borçlu aleyhinde 4. hakediş bedeli için icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali için iş bu davanın açıldığı, mahkemece davalının fatura içeriği işlerin eksik ve ayıplı yapıldığı yönündeki iddiası üzerine İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazı yazılarak mahallinde keşif yapılmasının talimatla talep edildiği, 18/04/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacının sözleşmeyle üstlendiği imalatları ayıplı ve kusurlu olarak imal ettiği ayrıca sözleşmeyle üstlendiği imalatların bir kısmının eksik bırakıldığının tespit edildiği, davacının dava konusu yaptığı 4. ara hakedişin münferit olarak değerlendirilmesi halinde bu kusurlu ve ayıplı imalatların düzeltilmesi için gerekli maliyetin toplam 260.953-TL, ayıplı ve kusurlu işlerin giderilmesi maliyetinin 4. Hakediş itibariyle davacıya ödenmesi gereken miktarın 224.668,21-TL tutardan daha fazla olduğunun tespit edildiği, davacı vekilince tüm aşamalarda ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece en son 21/08/2019 tarihli ara karar ile, davacının 4. hakediş kapsamında alacaklı olup olmadığının belli olmadığı, bu suretle yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, davacı vekilince iş bu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüş olup, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ve yaklaşık ispat koşulu gözetilmek suretiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/08/2019 tarih ve 2017/434 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/11/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.