Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1967 E. 2022/1796 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1967
KARAR NO: 2022/1796
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2018/1105 Esas, 2019/912 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında 06.11.2017 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca, davacının 80 daireli projenin kağıt işlerini yaparak teslim ettiğini, karşılığında 29.05.2018 tarihinde … sıra numaralı 77.549,60.-TL fatura keserek davalıya teslim ettiğini, davalının faturayı alarak kayıtlarına işlediğini; ödenmeyen bakiye 28.257,00.-TL nin tahsili için davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi … E sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, ancak davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek Bakırköy … İcra Dairesi … E sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalının %20 İcra İnkar tazminatına mahkum edilmesini, asıl alacağa takip tarihinden itibaren Merkez bankası avans faizi tahakkuk ettirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davada icra takibinde yer alan taleplerin zamanaşıma uğradığını, hak düşürücü sürelerin geçtiğini; icra takibinin dayanağı olan faturanın tek başına ticari ilişkiyi kanıtlamaya yeterli olmadığını, faturanın dayandığı sözleşmenin, sadece sözleşme başlığını taşıyan tek sayfadan oluşan bir ön protokol olduğunu, protokolde m2 fiyatın belirtilerek bedelin buna göre belirleneceği kararlaştırıldığı, ancak, duvar kağıdı kaplaması yapılan alanın hesabına tarafların nasıl karar verileceğinin dolayısıyla ödenmesi gereken paranın miktarının belirtilmediğini, davacının yaptığı işten daha yüksek bir alan ölçüsünü kendisinin belirleyerek bunun üzerinden fatura kestiğini, ayrıca faturada işçilik belirtilmeyerek KDV tevkifatından kaçınıldığını bu nedenle VUK‘nun hükümlerinin çiğnendiğini; davalının yaptığı işin ayıplı olduğunun garanti süresi içerisinde tespit edildiğini; davacının faturayı davalının muhasebecisine verip yanlış bilgi ile kayıtlara işlettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte kayıtlarda asıl alacağmda 28.257,00.-TL değil 22.549,60.-TL olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; yaptırılan bilirkişi incelemesinde söz konusu faturanın tebliğinin yapıldığı, yasal süresi içerisinde fatura içeriğine itiraz edilmediği, faturanın beyanının resmi merciilere yapıldığı; davalı taraf ayıplı mal nedeniyle hakedişten mahsup talebinde bulunmuş ise de 17.9.2018 tarihinde icra takibine itiraz ettiğinde ayıptan söz edilmediği; itirazın iptali davasının özel niteliği gereğince ayıp itirazının cevap dilekçesinde yapılabileceği göz önüne alınsa da, tarafların tacir olduğu söz konusu malın muayene yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalının 04/03/2019 tarihli duruşmada ayıbın ihbarının yapılmadığını bildirdiği; garanti süresi içerisinde ayıbın ortaya çıktığını söylediğinden ayıp ihbar sürelerinin de geçtiği; defter kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak alınan bilirkişi raporunda taraflar arasında 6.11.2017 tarihli sözleşmenin yapıldığı, 80 daireye ait kağıt işlerinin m2 16 TL dan yapılacağı davacıya avans olarak 10.000 Tl yapıldığı, ayrıca 30.000 Tl lık çek keşide edildiği, 2 yıllık garanti süresinin bulunduğu; davacının defterlerinin lehine delil kuvvetinde olduğu ve davalı şirketin davacıya 22.549,60 Tl borcunun tespit edildiği, davalı tarafın defter ibraz etmediği bu nedenle davacı yasal defterlerindeki kayıtlara katlanmak zorunda olduğu, faturanın BA BS de beyan edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne; Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın 22.549,60TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına; 22.549,60TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına; %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek müvekkili tarafından sahih bir eser kabulü gerçekleştirilmemiş olmasına rağmen, sözkonusu hatalı fatura ticari deftere yanlışlıkla işlendiğini; keşif talebini son celseye kadar 3 defa ara karar yoluyla ertelediği ve ardından karara bağlamadan hüküm açıkladığını; Yargıtay kararları ile desteklediği cevap dilekçesindeki keşif dahil hiç bir iddiasına gerekçeli kararda yer verilmediğini; mahkemenin esasa dair hiçbir inceleme yapmadığını; ürünün müvekkili tarafından hukuka uygun kabul edilip edilmediğini, aradaki yazılı metnin “sözleşme” unsurlarını taşıyıp taşımadığını, aradaki protokole göre yapılan işin metrekaresi üzerinden ücret belirleneceği için, bu hesaplamanın doğru olup olmadığının itirazlarına rağmen yapılmadığını; delillerinin toplanmadığını; mahkemenin yanlış hüküm tesis ettiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı tarafından, davalı borçlu hakkında Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile 23/07/2018 tarihinde, 29.05.2018 tarihli 77.549,60 TL bedelli faturaya dayalı bakiye 28.257,00 TL alacak ve 376 TL işlemiş faizin tahsili için başlatılan takibe davalı tarafından süresinde itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında; davalı … yapıya ait, … mahallesinde bulunan, 80 daireye ait kağıt işlerinin davacı tarafından m2 fiyatı 16,00.-TL bedelle yapılacağının, avans olarak davacıya 10.000,00.-TL banka havalesi yapıldığının ayrıca 30.000,00.-TL çek keşide edildiğinin, iş bitiminde yapılan duvar kağıdının m2 cinsinden hesaplanarak ödemesinin yapılacağının, yapılan duvar kağıdına davacı tarafından 2 yıl garanti verildiği düzenlenmiştir.Mahkemece alınan 11/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacı taraf ticari defterlerinin, HMK 222/2 maddesine göre delil teşkil ettiği, davalı taraf ticari defterlerinin incelemeye ibraz edilmediği; davalının davacı tarafından kesilen ödeme emrine konu 77.549,60 TL bedelli faturayı kabul, edip itiraz etmeden hesap ve kayıtlarına aldığı; davacı ticari defter kayıtlarına göre, ödeme emri tarihinde davalıdan 32.549,60.-TL alacağının olduğu, ancak davalı tarafından 06.11.2017 tarihinde … Atışalanı şubesinden … … bankası hesabına gönderilen 10.000,00.-TL EFT yi hesap ve kayıtlarına almadığı bu durumda ilgili faturadan 32.549,60-10.000,00.-TL= 22.549,60.-TL alacağının kaldığı; TBK 117. Maddesine göre dosyada herhangi bir ihtarın olmadığı, sözleşmede belirli bir vadenin söz konusu olmadığı bu durumda davacının, ödeme emrinde davalıdan temerrüt faizi isteyemeyeceği; davalı tarafından davalıya, ayıplı mal/hizmet teslim edildiği iddiası ile ilgili değerlendirmenin mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir. Dosya kapsamından, davalının ticari defterine faturayı kaydettiğini kabul ettiği, ayrıca vergi Dairesine BA-BS formlarında 65.720,00 TL mal ve hizmet aldığına dair faturayı beyan ettiği, faturanın yanlışlıkla kaydettiğine dair herhangi bir bildirim ve işlem yapmadığı anlaşıldığından faturayı ve faturada belirtilen duvar kağıdı miktarı ile bedellerini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmede 2 yıllık garanti süresi öngörülmüş olup, dava tarihi itibariyle garanti süresi içinde cevap dilekçesi ile ayıp ihbarında bulunulduğundan mahkemece mahallinde keşif yapılarak ayıplı imalat bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılarak varsa ayıp bedellerinin düşülmek suretiyle talep edilecek iş bedeli tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2019 tarih, 2018/1105 Esas, 2019/912 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.