Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1962 E. 2020/181 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1962
KARAR NO: 2020/181
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2012/147 Esas, 2019/755 Karar
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 15.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2013/317 ESAS, 2013/72 KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVA:Maddi, manevi tazminat
KARAR TARİHİ : 05/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında ek işe ilişkin bakiye iş bedelinin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava; eksik ve kusurlu işler bedeli ile cezai şart alacağı ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece, asıl dava yönünden davanın kabulüne, icra inkar tazminatının reddine, birleşen dava yönünden davanın reddine dair verilen karara karşı asıl dosya davalısı, birleşen dosya davacısı şirket vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacı …Ltd.Şti vekili, taraflar arasında davalının DSİ’den aldığı Muğla Bodrum Yarımadası İçme Suyu Arıtma Tesisi inşaatı kasamında mekanik ekipmanların temin ve montajı işlerini müvekkili tarafından yapılmasına ilişkin sözleşme bulunduğunu, müvekkili şirketin 03/04/2010 tarihli sözleşme kapsamındaki işleri ve bunun dışında ek iş olarak 05/05/2011 ve 24/06/2011 tarihli siparişlere konu işleri yaptığını, ek iş bedelinin KDV dahil toplam 212.951,60 TL olduğunu, ek işlere ilişkin ödemelerin siparişte nakit olarak yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme ve yapılan ek iş ve imalatlarla birlikte işin toplam bedelinin KDV dahil 2.060.930,00 TL olup, bunun 1.542.000,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye 518.929,90 TL alacağın ödenmemesi nedeniyle davalı şirket hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı ve birleşen davada davalı … AŞ vekili, davacı şirketin yaptığı işlere ilişkin olarak müvekkili şirkete gönderilen tüm fatura bedellerine göre gerekli damga vergisi ve KDV tevkifatlarının yapılarak muaccel olan alacakların ödendiğini, 01/08/2011, 09/12/2011 ve 12/12/2011 tarihli faturaların müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden faturalardan icra takibiyle haberdar olunduğunu, 01/08/2011 tarihli ve 188.032,93TL bedelli faturanın ilave işler bedeli olduğunun iddia edilmesine rağmen dava dilekçesinde ilave işler bedelinin 212.951,60 TL olarak gösterildiğini, kaldı ki 01/08/2011 tarihli fatura ile yapıldığı iddia edilen ilave işlerin ilave iş niteliğinde olmayıp taşeronluk sözleşmesi kapsamında veya ayrılmaz parçası niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten sözleşmede bulunmayan ilave bir iş yapılmasını talep etmediğini, DSİ Başkanlığı tarafından eksik ve kusurlu işler tutanağı düzenlendiğini, bu tutanakta belirtilen 39 kalem eksik ve kusurlu işlerin büyük çoğunluğunun davacı tarafça yapılması gereken işler olduğunu, bu eksik ve kusurlu işlerin bir bölümünün 22/12/2011 tarihinde davacı şirket tarafından giderildiğini ve aynı tarihli tutanağın taraflarca imza altına alındığını, davacı tarafça eksiklikleri giderilen işlerin kusurlu ve yine eksik olduğunun tespit edildiğini, bu işler tamamlanmadan 29/12/2011 tarihinde davacı şirket tarafından icra takibi yapıldığını, işlerin süresinde yapılmadığı gibi eksik ve hatalı yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen dosya yönünden ise, sözleşmenin 14.maddesine göre taşeronun sözleşme konusu işin bitimine kadar şantiyede teknik eleman bulundurma zorunluluğu olduğunu, teknik elemanın şantiyede bulunmadığı her gün için 500,00 TL cezai şart ödemesinin öngörüldüğünü, bu hususta gönderilen ihtarlara rağmen davalı tarafın 257 gün süreyle şantiyede teknik eleman bulundurmadığını, iş programına göre 07/06/2011 tarihinde bitirilmesi gereken işin 22/12/2011 tarihinde 195 gün gecikmeli, eksik ve kusurlu olarak yapıldığını, mevcut iş seviyesinin DSİ ile imzalanan ana sözleşmenin eki olan iş programına uyumlu hale getirilmesinin ihtar edilerek davalı şirketin temerrüte düşürüldüğünü, 15/12/2011 tasdik, 07/12/2011 tarihli geçici kabul tutanağı ile DSİ tarafından 39 kalem eksik ve kusurlu iş yapıldığının belirlendiğini, bu işlerin bir bölümünün davalı şirket tarafından giderildiğini, ancak giderilen eksikliklerde de eksik ve kusurlar olduğunu ileri sürerek, sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart bedeli olarak 195 gün için 195.000,00 TL’nin, şantiyede 257 gün teknik eleman bulundurulmaması nedeniyle 128.500,00 TL cezai şartın ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmede belirlenen 200.000,00 TL cezai şart bedelinden şimdilik 40.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte birleşen davada davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin 518.929,97 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine; birleşen dosya yönünden davacı tarafın maddi ve manevi tazminat istemine yönelik taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Asıl dosyada davalı ve birleşen dosyada davacı …AŞ vekili istinaf dilekçesinde, asıl dava yönünden; sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapıldığını, davacıdan sözleşmede bulunmayan ilave bir iş yapılmasının talep edilmediğini, ilave işler yapıldığına delil olarak sunulan evrakların davacının kendi beyan ve tekliflerini gösterir evraklar olduğunu, birleşen dava yönünden; hükme esas alınan bilirkişi raporunda toplamda 39 kalem işin eksik ve kusurlu yapıldığının, 20 kalem işin davalı firmanın yüklendiği işlerin dışında kalan inşaat, elektrik işleri olduğunun belirtildiğini, bu durumda 19 kalem işin eksik ve kusurlu oldmasına rağmen bu hususun gözetilmediğini, DSİ ve müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmeler arasında iliyet bağı olduğu belirtilerek müvekkilinden gecikme tazminatı talep edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda belirlenmiş ise de ilave iş iddialarının kabul edilmediğini, taşeronluk sözleşmesinin 1. maddesinde iş sahibinin idare ile akdettiği ana sözleşme proje ve eklerinin bu sözleşmenin ayrılmaz eki olduğu şeklinde düzenlemeye rağmen bilirkişi ve mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, buna rağmen birleşen davadaki taleplerinin kabul edilmediğini, kök raporda teknik eleman bulundurulmaması nedeniyle cezai şart taleplerinin ispat edilemediği gerekçesiyle yerinde görülmediğini, birden fazla kök rapor ve ek rapor olan dosyada bir kısım raporlarda cezai şart taleplerinin uygun görülmüş iken raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm tesis edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında 03/04/2010 tarihli Muğla, Bodrum Yarımadası içme suyu arıtma tesisi inşaatı kapsamında mekanik ekipmanların temini ve montajı işlerinin yapılması konusunda yazılı eser sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Sözleşmenin 8.maddesinde iş bedeli 1.650.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Sözleşme bedelinin %70’inin ekipmanların idare tarafından fabrikaya teslim alınmasından ve kabulünden sonra, %20’sinin ekipmanların montajında, %10’unun ise geçici kabullerin yapılmasından sonra ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 6.6. Maddesine göre gecikme halinde programdaki müddeti aşan her takvim günü için 1.000,00 TL cezai şart ödenmesi ve gecikme tazminatı toplamının toplam sözleşme bedelinin %10’unu geçemeyeceği hükme bağlanmıştır. Sözleşmenin 6.8.maddesine göre, taraflar sözleşmede yer alan yükümlülüklere aykırı davranır, taahhütlerini aynen yerine getirmez ise karşı tarafa 200.000,00 TL cezai şart ödemeyi taahhüt eder. Cezai şartın muaccel olması için tarafların edimlerini yerine getirme hususunda temerrüte düşmüş olması yeterli olup, başkaca ihtara gerek yoktur. Sözleşmenin 14.10. maddesinde, taşeronun sözleşme konusu işin bitimine kadar işveren ile ilişkileri ve iş programına göre organizasyonu sağlayacak yetkili ve bilgili teknik elemanı işverenin talep ettiği sayıda şantiyede bulundurmak zorunda olduğu ve bu elemanlar taşeronu temsile tam yetkili olacakları, taşeronun kendisinin veya teknik elamanın izinsiz olarak şantiyede bulunmadığı her iş günü için 500,00 TL cezanın taşerondan alınacağı kararlaştırılmıştır. Asıl dosya davacısı taşeron şirket tarafından davalı yüklenici şirket hakkında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında ek işlerden 212.951,60TL ve sözleşme kapsamındaki hakediş faturalarından 305.978,37TL olmak üzere toplam 518.929,97 TL alacağın tahsili istenmiş ve ek iş bedeli yönünden 05/05/2011 ve 24/06/2011 tarihli sipariş belgelerine dayanılmıştır. Sözleşmenin 8.madde gereğince iş bedeli 1.650.000,00 TL + KDV olmak üzere toplam 1.847.948,04 TL’dir. Ek işler için 05/05/2011 ve 24/06/2011 tarihli toplam 212.951,60 TL bedelli faturalar düzenlenmiştir. Asıl dosya davacısı taşeron şirket toplam iş bedelinin 2.060.930,00 TL olduğunu, kendilerine toplam 1.542.000,00 TL ödendiğini ileri sürerek, ödenmeyen 518.929,97TL üzerinden takip başlatmış, davalı yüklenici şirket ise, bu işlerin ek iş olarak kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin anahtar teslim, götürü bedel üzerinden akdedildiğini, işin ifası için yapılan işlerin tümünün tek bir fiyat olması gerektiğini, ek iş olarak faturalandırılan işlerin tümünün asıl işin parçası olduğunu, ek işlerin fahiş ve gerçek dışı bedeller üzerinden faturalandırıldığını bu nedenle takibin haksız olduğunu savunmuş, taşeron şirketin eksik ve kusurlu imalatları nedeniyle geçici ve kesin kabullerin gecikmesinden dolayı sözleşmenin gecikme tazminatı maddesi gereği 195 günlük gecikme için 195.000TL ve alt yüklenicinin sözleşme gereği bir yetkili elemanı iş programına göre 03/04/2010 ile 07/06/2011 tarihleri arasında şantiyede bulundurma yükümlülüğü bulunduğunu, 424 günlük iş programının 257 gününde şantiyede teknik eleman bulundurmadığından 128.500,00 TL cezai şartın ödenmesi gerektiğini belirterek birleşen davayı açmıştır. Dosya kapsamında bulunan 07/12/2011 tarihli geçici kabul tutanağında, sözleşme tarihi 16/11/2009, işin süresi 450 gün, işin bitirilmesi gereken tarih 23/02/2011, süre uzatımları 186 gün, süre uzatımı dahil işin bitmesi gereken tarih 28/02/2011, işin bitirildiği tarih 29/08/2011, geçici kabul tarihi 29/08/2011 olarak belirtilmiştir. Geçici kabul tutanağının eki olan 26/12/2011 tarihli tutanakta eksik ve kusurlu işler listesi yapılmıştır. Bilirkişiler makine yüksek mühendisi Prof. Dr. …, Doçent Dr. … ve Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 22/02/2016 tarihli bilirkişi heyet raporu ile, makine mühendisi … tarafından düzenlenen 20/09/2018 tarihli bilirkişi raporu ve makine mühendisi Dr. … ve ekonomi ve finans uzmanı Dr. … tarafından hazırlanan 20/03/2019 tarihli bilirkişi raporu ve inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; taşeron firmanın beyan ettiği toplam 212.951,60 TL bedelli işlerin anahtar teslim götürü bedel kapsamında asıl işin parçası veya asıl işten ayrılması mümkün olmayan işler olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu itibarla asıl dosya davacısı taşeron şirketin davalı yüklenici şirketten 212.951,60 TL ilave işler bedelini talep edebileceği, buna karşın 05/12/2011 – 06/12/2011 tarihlerinde DSİ heyetince sahada yapılan geçici kabul incelemesi sonucu taraflara bildirilen toplam 39 kalem eksik ve kusurlu işlerin incelenmesinde, bu işlerin 20 kaleminin taşeron firmanın yüklendiği işlerin dışında kalan ve ana yüklenici davalı şirketin yükümlülüğündeki inşaat, elektrik, kontrol ve sıhhi tesisat işleri olduğunu, işin özelliği de dikkate alınarak işin gecikmesinin sadece taşeron firmadan kaynaklandığının söylenmesinin mümkün olmadığını, projedeki yüklenilen işlerin tüm tarafların sorumluluğunda olup, her iki tarafın da birbirinden gecikme tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını, bu itibarla birleşen dosya davacısı yüklenici şirketin davalı taşeron şirketten eksik ve ayıplı işler bedelini talep edemeyeceği belirtilmiştir. 20/03/2019 tarihli bilirkişi raporu dışındaki diğer bilirkişi raporlarında birleşen dosya davacısı yüklenici şirketin davalı taşeron şirketten şantiyede teknik eleman bulundurmamaktan kaynaklı 128.500,00 TL cezai şart alacağını talep edebileceği yönünde kanaat bildirilmiştir. Davalı yüklenici şirket tarafından davacı taşeron şirkete gönderilen ihtarnamelerde, kendileri tarafından yapılan tespitlerde şantiyede taşeron şirketi temsile yetkili teknik eleman bulunmadığının ihtar edilmesine rağmen, bu ihtarnamelere her hangi bir tespit tutanağı eklenmediğinden ihtarnamelerin dayanaksız olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, dosya kapsamındaki belge ve tutanaklarda davacı taşeron şirketi temsilen teknik eleman …’nın imzası bulunduğundan davalı yüklenici şirket tarafından davacı taşeron şirketten teknik eleman bulundurmama nedeniyle cezai şart talep edilmesi mümkün değildir. Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, yerel mahkemece dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarının bir arada değerlendirilmesi suretiyle, asıl dava yönünden ilave işler bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik haksız itirazın iptaline, takibin devamına; birleşen dava yönünden ise davacı yüklenici şirketin eksik ve kusurlu işler bedeli ile teknik eleman bulundurmamaktan kaynaklı cezai şart bedeli ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarih ve 2012/147 Esas, 2019/755 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl davada davalıdan alınması gereken 35.448,11TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 8.863TL harcın mahsubu ile bakiye 26.585,11TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Birleşen davada davacıdan alınması gereken 54,40TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafça peşin yatırılan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 10TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 05/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.