Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1959 E. 2022/1264 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1959
KARAR NO: 2022/1264
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI: 2017/1196 Esas, 2019/816 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirketin Yunanistan’da faaliyet gösterdiğini, Yunanistan’da almış olduğu ihale kapsamında telekominikasyon firmasının personeli için polo yaka t-shirt imalatı konusunda davalı …’nın tanıştırdığı … ile anlaştığı ve sözleşme imzaladığını, kendisinin resmi e-maili aracalığı ile 14/07/2017 tarihinde genel müdür sıfatıyla gönderdiği e-mailde ortaklığı teyit ederek, ortaklık ve kefalet garantisi vermesi üzerine müvekkili şirketin talep edilen ödemeleri ihracatı yapacak olan davalı … Dış Tic.Ltd.Şti’nin banka hesabına defaten iki ödeme şeklinde 19/07/2017 tarihinde 36.902.72 Euro, 27/07/2017 tarihinde 9.744.16 Euro olmak üzere toplam 46.646.88 Euro ödeme yapıldığını, davalıların sözleşmeye uygun olarak tekstil ürünlerini imal edip teslim etmediklerini, sözleşmeye göre çekme oranı en fazla %5 olması gerekirken imal edilen t-shirtlerin numunelere uygun olmayan enden %7,5, boydan ise %8,5 çekme yaptığını, ayıplı olarak üretilen t-shirtlerle ilgili yapılan ödemenin tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın itiraz ettiğini belirterek, itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar …Tic. AŞ ile … vekili; müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davacı ile dava konusu tekstil ürünlerinin imal ve teslimiyle ilgili diğer davalı … Dış Tic.Ltd.Şti arasında sözleşme yapıldığını, müvekkili …’nın eşinin sahibi olduğu … Dış Tic.Ltd.Şti.’nin ürünlerin imalatı konusunda yardımcı olabileceği yönünde beyanları bulunduğunu, TBK’ya göre müvekkillerinin kefilliğini gerektirir herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını belirterek, müvekkilleri yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Dış Tic.Ltd.Şti. vekili; taraflar arasında t-shirt imalatıyla ilgili sözleşme yapıldığını, davacı tarafın sözleşme yapıldıktan sonra siparişlerin miktarı ve rengi konusunda sürekli değişiklik yaptığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi ürünlerin imalatında herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alındığı; davacı ile davalı … Dış Ticaret Ltd Şti arasında düzenlenen 10/07/2017 tarihli sözleşmeye göre, davalı tarafından imal edip teslim edilecek t-shirtlerde çekme oranının %5 olarak belirlendiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda belirtildiği üzere imal edilen t-shirtlerdeki çekme oranının sözleşmeye aykırı olarak %6,96 oranında olduğu, mevcut çekme oranı dikkate alındığında söz konusu ürünlerin ayıplı olarak imal edildiği, ayıbın süresinde ve usulüne uygun olarak davalı tarafa ihbar edildiği, davacı tarafın sözleşmeye aykırı ayıplı ürünleri teslim alma zorunda olmadığı, bu bağlamda davacı tarafından davalı … Dış Ticaret Ltd Şti’ne yapılan toplam 46.646,88-Euro alacağı bulunduğu değerlendirilerek; davacının davalı … Dış Tic.Ltd.Şti. aleyhine açmış olduğu davanın kısmen kabulüne, iş bu davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 46.646,88-Euro asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a md gereğince faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin 500-Euro masraf, 500-Euro maddi tazminat istemine yönelik dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından bu yöndeki istemin reddine, davacı tarafın sözleşmeye aykırılık nedeniyle talep etmiş olduğu 500-Euro manevi tazminat isteminin de koşulları oluşmaması nedeniyle reddine; hükmedilen alacağın TL karşılığının %20’si üzerinden hesaplanan 39.241,00 TL icra inkar tazminatının davalı … Dış Tic.Ltd.Şti.den alınarak davacıya verilmesine; davalılar … ile … AŞ’ aleyhine sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapmış ise de; dosyaya sunulan ve taraflarca inkar edilmeyen 10/07/2017 tarihli sözleşmenin davacı ile davalı … Dış Tic.Ltd.Şti arasında imzalandığı; davacı tarafından, TBK 583.maddesine göre iş bu davalıların sorumluluğunu gerektirir yazılı bir kefalet sözleşmesi sunulmadığından kefalet sorumluluğu bulunmadığından bu davalılar yönünden açılan itirazın iptali davasının reddine, iş bu davalıların kötü niyet tazminat isteminin ise koşulları oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirketin aldığı siparişin imalatını sağlamak üzere yardım istediği …’ın kendisini … Giyim San.A.Ş Genel Müdürü … ile ile tanıştırdığını, tercüman aracılığı ile görüşmeler sonucu …’nın işi kendisinin yapabileceğini beyan ederek müvekkili şirketle söz konusu imalatın yapılması konusunda anlaşma sağlandığını; iki üç gün sonra … müdürü bulunduğu şirketin yurt dışına ihraç yetkileri bulunmadığından malların eşinin ortağı ve yetkilisi bulunduğu … Dış Tic.Ltd.Şti üzerinden yapılacağını, bu nedenle resmi yazışma ve ödemelerin bu şirket üzerinden yapılmasını tercüman aracılığı ile bildirerek, imalattan kendisinin sorumlu olacağını ve bu işin kefili olacağını belirttiğini; davalı … Dış Tic.Ltd.Şti yetkilisi … ile müvekkil şirket yetkilileri arasında 10/07/2017 tarihinde (…) sözleşmeye göre siparişin adet fiyat ve ekli şartnamede tüm detayların belirlendiğini; davalıların 10/07/2017 tarihli … ile toplamda 92.256,80 Euro dan imalatı üstlendiklerini; … göre siparişi verilen tshirtlerin kalite ve imalat şartları, 26/08/2017 tarihinde teslimin sözleşme eki, şartnamede belirlendiğini; 10/07/2017 tarihi ile 25/07/2017 tarihli … ile talep edilen siparişin %40 bedeli ödenmeden önce davalı …’dan garanti istemesi üzerine, davalı …’nın … Giyim San.A.Ş nin resmi e-maili aracalığı ile 14/07/2017 tarihinde genel müdür sıfatıyla gönderdiği e-mailde ”…, … işinde ortağımdır ve … eşimdir” şeklinde ortaklığı teyit ederek, ortaklık ve kefalet garantisi verdiğini; garanti üzerine müvekkili şirketin talep edilen %40 ödemeleri ihracatı yapacak olan davalı şirketinin banka hesabına toplam 46.646.88 Euro ödediğini; … ile … örnek sparişleri ile ilgili numuneler hazır olduğunda müvekkili şirketin teknik elemanları tarafından yapılan inceleme neticesinde numunelerin belirlenen şartlara ve verilen numunelere uygun olmadığı enden %7.5 boydan %8.5 çekme yaptığı, imalatın şartnameye uygun olmadığının davalılara bildirildiğini; 27/08/2017 tarihinde … yetkilisi … tek ve kendisinin seçtiği numune üzerinde yaptırılan incelemede enden 8.8, boydan 2.9 oranlarında çekme tespit edildiğini; bu raporun kabul edilmemesi üzerine müvekkili ile davalıların 6 değişik ürün üzerinden teslimat tarihi geçmiş olmasına rağmen farklı bir laborutarda test yapılması kararlaştırıldığı; … yetkilisi kararlaştırıldığı şekilde numuneleri birlikte seçilerek götürmek yerine tek başına bir numune ile SGS’den aldığı 06/09/2017 tarihli raporda, enden -8.1 boydan -4.00′ varan değişik oranlarda çekme görüldüğünü; müvekkil şirketin itiraz etmesi üzerine 06/09/2017 tarihinde birlikte teslim edilen örnek numuneler üzerinde yapılan incelemede ürün üzerindeki her bir parçada değişiklik gösterecek şekilde enden ve boydan % 11.8’e varan çekme olduğunun tespit edildiğini; 14/09/2017 tarihinde müvekkili şirket yetkilerinin raporu inceleyerek ürünlerin deformasyonu kabul edilemez nitelikte ve çıplak gözle görülür nitelikte olması karşısında müvekkili şirket tarafından Zeytinburnu …Noterliğinin 14/09/2017 tarih ve 18876 nolu ihtarnamesi ile malların teslim alınmayacağı, siparişi verilen ürünlerin sözleşmeye ve şartnamelere uygun bir şekilde imal edilip teslimi için davalılara 10 günlük kesin süre verildiğinin, bu süre içersinde malların aynen teslim edilmemesi durumunda sözleşmenin fesh olmuş olacağını ve ödenen 46.646.88 EURO nun iadesi yönünde davalıların ihtar edildiğini; ihtarnamenin … ile … A.Ş 16/09/2017 tarihinde, … Şti’ne ise 18/09/2017 tarihinde tebliğ edildiğini; … Ltd.Ştinin 10 günlük kesin süreden sonra 04/10/2017 tarihinde Beyoğlu …Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ürünlerin 04/10/2017 tarihi itibariyle hazır olduğunu ve teslim alınmasını istediğini; oysa ihtarname gereği sözleşmenin fesh olduğunu; müvekkili şirketin, sorumlu olduğu şirket karşısında zor duruma düşmemek için kar amacı gütmeden fazladan ödemeler yapmak suretiyle taaahüd ettiği ürünleri tedarik etmeye çalışarak büyük zararlara uğradığını, itibar kaybettiğini; daha fazla zarara uğramamak ve kaporosunu bir an önce elde etmek, bazı ödemelerde bulunmak maksadıyla davalılar aleyhinde icra takibi başlattığını; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu; dinlenen tanıkların da müvekkili şirketin anlaşmayı … şirketinin ortağı ve yetkilisi bulunan ve kendisine güvenerek … ile yaptığını, işe başlandıktan sonra …’nın yönlendirmesi ile ve kendisi teminat ve kefalet göstererek eşinin tek ortağı bulunduğu … ile işi devam ettirdiğini belirttiğini; …’nın … A.Ş nin resmi maili ile bu işin arkasında kendisinin olduğunu ve eşinin garantörü olduğunu açıkça beyan ederek müvekkili şirketi eşinin şirketine sonradan yönlendirdiğini, asıl sorumlunun … A.Ş. İle … olduğunu; … şirketinin ise bunların taşeronu olduğunu; bu durumun davalılar tarafından inkar edilmediğini, sadece kefaletin hukuki olmadığının savunulduğunu; aile şirketleri ile karı koca arasındaki kefalet ilişkilerinde yazılı kefalet dahi aranmadığını; … şirketinin üstlendiği işi eşinin yapabileceğine dair garanti vermesi üzerine işin taşeronluğunu … şirketinin yapmasını kabul ettiğini; işin … tarafından takip edildiğini, … ihracaatın yapılacağı paravan şirket olarak belirlendiğini, mahkemece taraflar arasındaki bu garanti, kefalet sözleşmesinin değerlendirmeye alınmadığını, sadece … nin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu; … şirketinin bu işten başkaca ciddi herhangi bir ticari faaliyeti bulunması, müvekkilinin bilinçli bir şekilde bu şirkete yönlendirildiğini ortaya koyduğunu; kötüniyetin hukuken korunmaması gerektiğini; davanın diğer davalılar yönünden de kabul edilmesi gerektiğini; müvekkili şirketin kötü niyetle zarara uğratıldığını, Yunanistan genelinde ticari faaliyet gösteren prestijli bir şirket olan müvekkilinin, siparişi verilen malları zamanında ve kararlaştırılan nitelikte imal edilememesi nedeniyle prestijinin zedelenmesine sebep olunduğunu; maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerin hakkında rapor dahi alınmadığını, bilirkişilerce sorumluluk ve maddi manevi tazminat taleplerinin hiç değerlendirilmediğini; mahkemece davalı …’nın müvekkili şirkete gönderdiği ve garanti veren mail ile tanıklarının beyanlarının değerlendirmediğini; mailden işin asıl sorumlusunun kendisinin olduğunu açıkça ikrar edildiği gibi bu durum tanık beyanlarıyla doğrulandığını, davalı … şirket yetkilisinin karar duruşmasındaki beyanlarının bu durumu ortaya koyduğunu belirterek kararın ortadan kaldırılmasına, veya düzeltilerek talebi gibi kabulüne fazlaya ilişkin taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece söz konusu üretimin davalının yazılı onayını müteakip yapıldığı, davalının basiretli bir tacir olduğu hususu dikkate alınmaksızın karar vermesinin hatalı olduğunu; taraflar arasındaki elektronik posta yazışmaları ile de sabit olduğu üzere, davacı şirketin hem verilen siparişin adedine hem de niteliğine yönelik farklı zaman dilimlerinde sık sık değişiklik yaparak müvekkili şirketi müşkül durumda bıraktığını, dosyada mübrez elektronik posta yazışmaları ile bu husus sabit olduğu gibi, bizzat davacı tarafın tanıkları … ile …ın “Ürünlerin teslim edilmesi için bir takım değişiklikler yapıldığı olmuştur.” ve “verilen siparişler de adet olarak değişiklik yapıldı.” şeklindeki beyanları ile de sübuta erdiğini; müvekkili Şirket yetkilisi …’ya davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen elektronik postalarda da bu durumun mevcut olduğunu, davacı şirket yetkililerinin müvekkil şirketi müşkül duruma düşürdüğünü ikrar ettiğini; TTK madde 20/2 hükmüne göre, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesinin şart olduğunu; tekstil sektörü gibi zamanın çok değerli olduğu bir sektörde davacı şirketin elektronik posta yazışmalarından da mahkemenin bilgisine sunulduğu üzere sık sık değişiklik yaparak basiretsiz davranışlarına rağmen müvekkili şirketin sorun çıkarmamak adına her zaman verilen siparişe uygun şekilde hareket edip edimi ifa etmek adına çabaladığını; davacı şirketin ürün adedine ve numune adedine ilişkin olarak Yunanistan’daki muhatabı firma ile anlaşmaya varamadığı, böylece müvekkil şirketten ürünlerin gönderilmesini talep edemediğini; taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının bu hususu tevsik etmeye yeterli olduğunu; davacı şirketten kaynaklanan bir nedenle ürün teslimi kararlaştırılan ilk tarihte vuku bulamadığını, ürünlerin müvekkili şirketi temerrüde düşüremeyecek zamanlarda ihtarnameye cevabında da belirttiği gibi tümüyle teslime hazır olduğunu; davacı şirket tarafından teslim alınmaması sebebiyle keşide edilen ihtarname ile davacı şirketin alacaklı temerrüdüne düştüğünü; davacı şirket yetkilisi tarafından, üretimi yapılacak olan ürünlere ilişkin 10 adet numune isteğinin, müvekkili Şirket yetkilisi …’ya mail yolu ile iletilmesi üzerine numunelerin davacı şirkete gönderildiğini ve davacı şirket tarafından, gerekli kontrollerin laboratuvar ortamında yapılmak suretiyle numunelerin onaylanması üzerine sözleşmeye uygun olarak, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete %40 oranında kapora ödendiğini; bakiye miktarın da yüklemeden önce ödeneceğinin belirtildiğini; bilirkişi raporunda “numune tişörtlerin yıkama sonrası boyut değişimi yönünden ayıplı olduğu, teslim için hazır olduğu iddia edilen ürünlerin incelmeye sunulmadığı dava konusu ürünlerin imal edildiğinin ve imal edildiği iddia edilen ürünlerin ayıpsız olduğunun ispata muhtaç olduğu yönünde değerlendirmenin” ürünlerin üretim süreci e-posta yazışmalarından tespit edileceği üzere onaylar üzerinden ilerlediği değerlendirildiğinde gerçeğe aykırı olduğunu; bilirkişilere 2 adet numune teslim edildiğini, bilirkişilerce sunulanların yeterli olacağı belirtildiğinden tamamının sunulmadığını; bu durumların Mahkemenin bilgisine sunulmasına ve ek rapor talep edilmesine rağmen itirazları karşılar ek rapor düzenlenmeksizin hüküm tesis edildiğini; raporda yapılan yıkama testi sonucunda teste tabi tutulan tişörtlerin kabul edilen limit olan %5’ten fazla çektiğinin tespit edildiği, bu açık ayıptan dolayı davacı şirketin alacaklı olduğu tespitinin hatalı olduğunu; tekstil sektöründe yıkama testleri yumuşatıcısız ve ütüsüz yapıldığı, tüketicilerin ise ürünlerini yumuşatıcı kullanarak yıkayıp ütü yaparak kullandığını; sözleşmeye konu tişörtlerin kumaşı nitelik itibariyle pike kumaş gibi olup %100 pamuk ve giyildiği zaman salan bir kumaş olduğunu; nitelik itibariyle kendini salan bir kumaş için çekmezliğin %5ten fazla olduğu yönünde rapor tanzim edilmesinin doğru olmadığını; müvekkili şirketin, taraflar arasındaki sözleşmeye duyduğu güven gereğince, numunelere uygun olarak üretime başladığı, verilen kaparodan daha yüksek bedel ödemek / taahhüt altına girmek suretiyle kumaş alımı yaptığı, dikim/boyama vb. işlemler gerçekleştirerek anlaşma gereğince tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … A.Ş ve … vekili istinaf dilekçesi ile; açılan haksız davanın sonucunda müvekkillerinin avukatlık ücreti ödemek zorunda kaldığını, dava sebebi ile de stres yaşadıklarını, takibin müvekkilleri tarafından garanti verildiğine dayanıldığını, kefaletin veya garantörlük sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yasadaki şekilde yapılmış olmasının şart olduğunu; yazılı bir belge dahi olmadan davacının, gerçeğe aykırı beyanları ile dava açan kişinin kötü niyetli olduğunu belirterek kararın kaldırılması ve davanın reddine her bir müvekkili için ayrı ayrı %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı … Dış Ticaret Ltd. Şti. Yüklenici olup; taraflar arasında 10/07/2017 tarihli davalı şirket tarafından tshirt imal edilmesi konusunda eser sözleşmesi akdedilmiştir.Davacı iş sahibi tarafından davalılar aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile; 46.646,88-Euro peşin ödeme, 500-Euro masraf, 500-Euro maddi tazminat, 500-Euro manevi tazminat, işlemiş faiz toplamı 49.074,66-Euro üzerinden başlatılan takibe davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı iş sahibi tarafça ürünlerin ayıplı imal edildiği belirtilerek, ödenen bedel ile maddi ve manevi zararların tahsili için baylatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış; mahkemece ürünlerin ayıplı olarak imal edildiği, ayıbın süresinde ve usulüne uygun olarak davalı tarafa ihbar edildiği belirlenerek ödenen bedel için davanın kısmen kabulüne, diğer taleplerin reddine dair verilen karara karşı tüm taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı iş sahibi ile davalı … Dış Tic.Ltd.Şti yetkilisi … arasında 10/07/2017 tarihinde (…) sözleşmeye göre siparişin verildiği ve bu şekilde taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından davalı … şirketinin ortağı ve yetkilisi … ile anlaştığı ve işe başlandıktan sonra …’nın yönlendirmesi ile ve kendisi teminat ve kefalet göstererek eşinin tek ortağı bulunduğu … ile işi devam ettirdiği iddia edilerek, davalı … tarafından gönderilen mail delil olarak ibraz edilmiştir. Davalı … tarafından …@ ….com.tr adresinden davacıya gönderilen 14/07/2017 tarihli e-mailin ”…, … işinde ortağımdır ve … karımdır, firmamız her zaman bu acenteye yardımcı olur ve bu işi takip ederim” şeklinde olduğu; mailde işi yüklendiği ve takip edeceği belirtilmediğinden, mail ile taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu söylenemez. O halde; mahkemece delillerin doğru değerlendirilmesi ile, davalılar … ile … AŞ’ aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere; eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK’nın 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E. 1979/80 K. sayılı ilamı). YHGK’nın 13.05.2009 tarih ve 13-160 E., 185 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, ayıp ihbarı kural olarak şekle tabi bulunmayıp içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkündür.Dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan sözleşmeye gereğince çekme oranının limit olarak %5 olarak belirlendiği; mahkemece imal edilen ürünler üzerinde sondaj usulü ile yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, incelenen ürünlerde %5’in üzerinde %6,96 oranında çekme tespit edildiği, ürünlerdeki yıkama sonrası boyut değişiminin ürünleri ayıplı hale getirdiğinin tespit edildiği; ayrıca taraflarca ibraz edilen test raporlarında da aynı çekmenin tespit edildiği; birbirini teyit eden bilirkişi raporlarının denetime açık ve bilimsel verilere uygun olduğu anlaşılmakla; mahkemece delillerin dosya kapsamına uygun olarak değerlendirilerek ayıp ihbarının da süresinde yapıldığı tespit edilerek, ödenen sözleşme bedelinin iadesine; davacının ispat edemediği maddi tazminat ve koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davanın reddedilen kısmı için davacı iş sahibinin icra takibini kötü niyetle yaptığı kanıtlanamadığından ve kötüniyet tazminatının yasal koşulları oluşmadığından davalılar … A.Ş ve …’nın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve 2017/1196 Esas, 2019/816 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalılar … ve … A.Ş. tarafından yatırılması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının adı geçen davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davalı … Dış Tic.Ltd.Şti’den alınması gereken 13.403,10 TL nispi istinaf karar harcından peşin yatırılan 3.350,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.052,33 TL istinaf karar harcının davalı … Dış Tic.Ltd.Şti’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 21/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.