Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1910 E. 2022/62 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1910
KARAR NO: 2022/62
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2014/110 Esas, 2018/1272 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
DAVA TARİHİ: 21/03/2014
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan davalı tarafından yapılmayan işler sebebiyle fazladan ödenen miktar ve süresinde teslim edilmemesi sebebiyle cezai şart istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 22.02.2013 tarihli ” sözleşme ” başlıklı sözleşme imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinde sözleşme konusu işin, İşbu sözleşme işverenin Tekirdağ’da bulunan şantiyesine Teleskopik Aluminyum Kasalı Mdflam Kaplamalı Kapı ve sınıf donanımları işlerinin malzemeli, işçilik, imalat ve yerine montajlı olarak üretici tarafından, sözleşme şartlarına uygun olarak yapılıp, işveren veya yetkililerine teslim etmesi esas ve şartlarının tespiti…” şeklinde tarif edildiğini, yapılacak işlerin fiyatları ve çeşitlerinin sözleşmenin eki olarak kabul edilen 21.02.2013 tarihlî fiyat teklifinde ayrıntılı olarak gösterildiğini, müvekkili şirketin, davalı ile akdedilen 22.02.2013 tarihli sözleşmenin 3.2 maddesine göre sözleşme bedeli olan 352.000,00.-TL’yi sözleşmenin ekinde bulunan çeklerle, sözleşmedeki ifadesiyle, nakden ödemiş olup davalı işbu çekleri tahsil ettiğini, müvekkili şirketin davalıya karşı olan edimini eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen davalının kendi edimlerini ifa etmediğini, davalıya keşide edilen Kadıköy … Noterliğinin 19.12.2013 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalının 22.02.2013 tarihli sözleşme gereği yapılması gerekirken yapmadığı işlerin ayrıntılı olarak bildirilerek davalıdan eksik edimlerinin tamamlanması veya fazla tahsil edilen ödemenin cezai şart ile birlikte ödenmedin istenildiğini, işbu ihtarnamenin davalıya 24.12.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davalıya eksik işlerin tamamlanması veya fazla tahsil edilen miktarın cezai şart ile birlikte ödenmesi hususunun ihtar edilmiş olmasına rağmen, davalı eksikliklerini tamamlamadığı gibi fazla tahsil ettiği parayı ve sözleşme gereği ödemesi gerekli olan cezai şart miktarını da ödemediğini, davalının 22.02.2013 tarihli sözleşmeyle müvekkili şirkete yapmayı taahhüt ettiği fakat yapmadığı işlerin; ahşap çit uygulama, ahşap köprü, çam çardak, kapılar, söve ve alın kaplama, kumaş kaplı puf, ebru atölyesi tabureleri, heykel atölyesi tabureleri, resim atölyesi tabureleri, tekstil atölyesi tabureleri, traveslerin eksik bırakılan kısımları, kümbet çadırı fırın yapımı, dış cephe+beziryağı, kamyon indirme, traktör çekme ücreti, uzatma kabloları, vernik, forklift, ustanız …’e ödenen avans, çimento, kum, kabuk, sandalyeler, kolçaksız sandalyeler olduğunu, davalının parasını nakden almış olmasına rağmen sözleşmeye uygun olarak yapıp teslim etmediği işlerin müvekkili tarafından hesaplanan bedelinin 138.500,00.-TL olduğunu, fakat davalının bu miktarı şifahi görüşmelerde kabul etmediğini, müvekkili ile davalı arasında akdedilen 22.02.2013 tarihli sözleşmenin 6. Maddesine göre sözleşme konusu için teslim süresinin 120 gün olduğunu, işe başlama tarihinin ise 30 Mart 2013 olduğunu, buna göre sözleşme konusu işin eksiksiz olarak 30 Temmuz 2013 tarihinde müvekkili şirkete teslim edilmesi gerektiğini, fakat davalının süresi içinde sözleşme konusu işleri müvekkiline teslim etmediğini, işlerin süresi içerisinde teslim edilmemesi halinde 22.02.2013 tarihli sözleşmenin 14. Maddesine göre geciken her gün için 500,00 TL’sımn cezai şart olarak müvekkiline ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, yine 22.02.2013 tarihli sözleşmenin 11. Maddesinde; ” Üreticinin işi geciktirmesi ve sözleşmede öngörülen süre içerisinde yada sözleşmede öngörülen şekilde kusursuz ve eksik işi teslim edememesi hallerinde, durumun düzeltilmesi yazı ile üreticiye bildirileceğini, İstenen düzeltme, 7 gün içerisinde, üretici tarafından tatminkâr görülecek bir şekilde yapılmadığı takdirde, bu sözleşmenin 14. Maddesinde öngörülen cezayı uygulama hakkına sahip olduğunu taraflar kabul, beyan ve taahhüt ederler ” şeklinde olduğunu, davalıya eksik işleri tamamlanmasının Kadıköy … Noterliğinin 19.12.2013 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle bildirilmiş olmasına rağmen 7 günlük süresi içerisinde bu eksikliklerin giderilmediğini, bu nedenle davalıdan sözleşmenin 11 ve 14 maddesi gereğince oluşan cezai şart alacağını talep ettiklerini, müvekkilinin, davalının 22.02.2013 tarihli sözleşme ile yapmayı taahhüt ettiği fakat yapmadığı işleri üçüncü kişilere yaptırması nedeniyle ödeyeceği fazla miktarı davalıdan talep etme hakkını saklı tuttuklarını belirterek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ” Davacı tarafın, 21.03.2014 tarihli dava dilekçesi ile müvekkili firma ile olan sözleşmesi uyarınca eksik iş yapıldığı gerekçesiyle belirsiz alacak davası açtığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiğini, tüm iş kalemlerini bitirerek karşı yana teslim ettiğini, karşı yanla olan görüşmeler ve çekilen ihtar neticesinde sözleşme mahalline giderek tespitler yaptığını ve eksik bırakılan bir husus olmadığını yapılan işlerin fotoğraflarını çekmek suretiyle tespit ettiğini, karşı yanla olan tüm iyi niyetli görüşme çabalarının ise sonuçsuz kaldığını, karşı yanın, sözleşmeye konu tüm iş ve malları teslim aldığını, ancak teslim aldığına ilişkin teslim belgesi düzenlememekte ısrar ettiğini, işin tamamlanmasından sonra müvekkiline ait yaklaşık 4.000,00.-TL değerinde bir adet konteynerın da karşı yanda kaldığını ve kendilerine teslim edilmediğini, müvekkilinin tarafına düşen tüm sorumlulukları mümkün olan en kısa sürede ve zamanında yerine getirmiş olduğunu, karşı yanın tâlep ettiği cezai şartın tutarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, işin eksiksiz yapıldığının ve tesliminin ispat yükünün davalıda olduğu, bu konuda davalı tarafından sunulan bir delil bulunmadığı, işin birim fiyatlı iş olması nedeni ile davalı tarafından eksik bırakılan ve talimat you ile yapılan inceleme sonucunda 107.849,00 TL eksik iş bulunduğu, ancak davacı tarafından davalıya sözleşme dışı olarak 33.500,00 Tl ilave iş yapıldığı, davacı tarafından eksik ve ayıplı iş bedeli toplamı 107.849,00+5.000=112.849,00 TL den sözleşme dışı davalı tarafından yapılan işlerin bedeli düşülmek sureti ile 112.849,00-33.500,00=79.349 TL nin davalıya gönderilen Kadıköy … Noterliğinin 19.12.2013 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile verilen 7 günlük sürenin eklenmesi ile temerrüt tarihi olan 01.01.2014 tarihinden itibaren taraflar tacir olmakla 3095 S.Y 2/2 maddesi gereğince işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği, davacı tarafından talep edilen cezai şarta ilişkin talebin irdelenmesinden taraflar arasındaki sözleşmenin 14/1 maddesinde ve işin süresi başlıklı 6.maddesinde işe başlama tarihinin 30.03.2013 olarak ve 120 iş günü şeklinde belirlendiği, bu hesaplamaya göre işin bitirilmesi tarihinin 21.08.2013 tarihi olması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 14.1 maddesi gereğince maktu gecikme tazminatı belirlendiği, bu gecikmenin 15 iş gününü geçemeyeceği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi kararlarının da benzer nitelikte olduğu, sözleşme gereğince talep edilebilecek tazminat tutarının 15 iş günü toplam 17 gün olabileceği, yapılan hesaplamada günlük 500 ,00 TL den toplam 8.500 ,00 Tl gecikme cezasının da davalının temerrüt tarihi olan 01.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 79.349,00 TL eksik iş bedeli ile, 8.500,00 TL cezai şart bedeli olmak üzere 87.849,00 TL’nin 01/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, davalı tarafından yapılan ilave işin olmadığını, davalının bu yönde beyanı da olmadığını, bilirkişilerin talep dışına çıkamayacağını, davalının mailindeki icmali dayanak yaparak ilave iş hesaplamalarının yanlış olduğunu, ( bilirkişi raporda icmalden bahsediyor ,fazla iş yapıldığı yönündeki değerlendirmeyi mahkemeye bırakıyor.e posta yazışmaları delil olarak kabul edilip edilmemesi hususunu mahkemeye bırakıyor. Bilirkişi heyeti dosya üzerinden ve defterler üzerinden inceleme yaparak fazla iş yapıldığı sonucuna gidiyor. Keşif yapılmamış son heyetçe. ) kaldıki ilave işle ilgili davalı çekilen ihtara cevabında itirazda bulunmadığını, tarafların defterlerinde de bu yönde kayıt olmadığını, cezai şart hesaplamasının yanlış olduğunu, mahkemenin ve bilirkişinin hesaplama yöntemi Kamu İhale kanunu kapsamında ihale mevzuatı ile ilgili olduğunu, sözleşmede cezai şart için öngördükleri sürenin 15 gün olmadığını, tarafımızca hesaplanan cezai şart bedeli 70.000,00 TL’ye hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nın 342/2-e bendinde istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçelerinin belirtilmesi gerektiğini, 355.maddesinde istinaf incelesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve komu düzeni gözetilerek yapılacağı, 352/1-d fıkrasında başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde Bölge Adliye Mahkemesinin gerekli kararı vereceği düzenlenmiştir.Belirtilen usule ilişkin bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, istinaf dilekçesinde istinaf itirazları sebepleriyle birlikte somutlaştırılarak belirtilip, gerekçesiyle birlikte ileri sürülenmesi gerekir. Aksi halde istinaf itirazları incelenemeyeceğinden istinaf talebinin reddine kara verilmesi gerekir.Somut olayda davalı vekili istinafında; davalı sözleşmeye göre tüm edimini yerine getirdiğini ve işi teslim ettiğini, davacı taraf eksik ve hatalı olduğu iddia edilen işleri tespit etmesine yada düzeltmesine imkan tanımadığını, 3. Kişilere yaptırdığı iddia edilen hiçbir işin davalıdan tahsiline karar verilmemesi gerektiğini, bu husus gözetilmeden karar verildiğini, davacı sözleşme sona ermesinden 2.5 yıl sonra tespit yaptırdığını ve mahkemenin buna göre karar vermesinin hatalı olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Davacı taraf eser sözleşmesi kapsamında sözleşme bedelini davalıya ödediğini, davalının edimini yerine getirmediğini ve işi tamamlamadığını bu sebeple fazladan ödediği bedeli ve geç teslimden kaynaklı cezai şart talebinde bulunmuş, davalı tüm edimlerini yerine getirdiğini savunmuş, mahkemece eksik iş bedeli ve cezai şart talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulundukları anlaşılmıştır. Davalı vekili istinafında, sözleşmeye göre tüm edimlerini yerine getirdiğini ve işi teslim ettiğini savunmuş ise de, istinaf dilekçesinde istinaf sebebi olarak belirttiği hususların gerekçeli olmadığı usulünce istinaf sebepleri ileri sürülmediği, işin süresinde teslim edildiğini belirterek hükmedilen alacak kalemleri yönünden sebepleri belirtilerek ve gerekçe gösterilerek istinaf başvurusunda bulunulması gerekirken , bu hususlar gözetilmeden talepte bulunulduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında ilave iş yapılmadığını iddia etmiş, mahkemece ilave işler bedeli de dikkate alınarak hüküm kurulduğu görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 33.000 TL ilave iş bedeli belirlenmiş ve bu tutar davacının yaptığı fazla ödemeden mahsup edilmiş ise de, ilave işler aynı sözleşmeden kaynaklanmayan sözleşme dışı ek işler olup mahsup kapsamında değerlendirilemeyeceği, ayrı bir dava veya aynı davada takas itirazı olarak ileri sürülebileceğinden, dosya kapsamında davalı tarafça bu kalem yönünden takas itirazında bulunulmadığı anlaşılmakla, mahkemece ilave iş bedelinin mahsup işlemine tabi tutulması hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmüştür. Davacı vekili diğer bir istinaf sebebi olarak bilirkişi raporunda ceza koşuluna esas gecikme süresinin hatalı hesaplanmış olduğunu belirtmiştir. Sözleşmenin 14.1. maddesinde işin süresinde teslim edilmemesi halinde günlük 500.00 TL ödeneceği kararlaştırılmış olup , buna göre cezai şartın, ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede bu cezanın talep edilebilmesi için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Aynı hükümde gecikmenin 15 günü geçmesi halinde sözleşmenin feshedileceği öngörülmüş olup, bu süre fesih için kabul edilen bir süre olduğundan ve son cümlesinde de tüm zararların tazmin hakkı saklı tutulduğundan gecikilen süre kadar talep edilebileceği öngörülmüştür. O halde, mahkemece bu maddeye göre işin teslim tarihi belirlenerek ve taleple bağlı kalınarak cezai şart miktarını hesaplaması ve sonuca göre karar vermesi gerekirken kararda anlatılan şekilde yanılgılı değerlendirmeyle 15 gün süreyle sınırlı tutularak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülerek kararın kaldırılarak yukarıda belirtilen hususlarda yeniden inceleme ve değerlendirme yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddi, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih, 2014/110 Esas, 2018/1272 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.