Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1878 E. 2020/394 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1878
KARAR NO: 2020/394
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2019
NUMARASI: 2012/307 Esas, 2019/318 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
BİRLEŞEN İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/401 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU:Alacak
KARAR TARİHİ : 11/03/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, geçici hak edişlerde fazladan yapılan ödemelerin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava 6, 7 ve 8 numaralı hak edişlerde yapılması unutulan akaryakıt ve kesici uç kesintileri ile eksik ve kusurlu işler nedeni ile oluşan zararın tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin …, … İnşaatı işinin ana yüklenicisi olduğunu, işin teknik şartname ve projelere uygun olarak yapılması, diyafram duvarlarının ve baret kolonlarının kazı hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliğinin yapımı konusunda davalı yanla 03/05/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında yapılan işlere karşılık müvekkili tarafından davalı şirkete fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine davalı hakkında fazla ödeme bedellerinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki 03/05/2010 tarihli sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi akabinde yeni sözleşmenin 18/02/2011 tarihinde imzalandığını, sözleşme kapsamında hakedişlere karşılık olarak düzenlenen faturaların davacı tarafından malzeme ve cari alacakları nedeniyle iade edildiğini, davacının fatura iade etme hakkının bulunmadığını, yapılan işler kapsamında müvekkilinin de davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine ve davacı hakkında %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, sözleşme kapsamında davalı taraftan toplam 454.902,73TL tutarında tahmini eksik kesinti alacakları mevcut olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hakedişler nedeniyle davalı tarafa yapılan fazla ödemeler ve ayrıca yapılması gerektiği halde yapılmamış yada eksik yapılmış kesintilerin tespiti ile şimdilik 250.000TL ile davalının eksik ve kusurlu imalatı nedeniyle şimdilik 50.000TL olmak üzere toplam 300.000TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili, davada zaman aşımı süresinin geçtiğini, davacı şirketin müvekkili şirkete fazla ödeme yaptığı iddiası ile başlattığı icra takibinde haklı itirazları üzerine İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2012/307 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının davayı açmakta haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 23.686,04TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, talimat mahkemesince alınan ek rapora taraflarınca itiraz edildiği halde, mahkemece bu itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkemece oluşturulan yeni heyette önceki rapordaki çelişkileri de giderecek şekilde görevlendirme yapıldığı halde gerekli değerlendirme yapılmadığı gibi davalı tarafın iddia ve talep etmediği bir sonuç yaratılarak müvekkilinin eksik kesintilerine rağmen davalı tarafın da imzasını taşıyan 10, 11, 12, 13 ve 14 numaralı hak edişlerin değiştirilerek müvekkili aleyhinde borç yaratıldığını, yerel mahkemece gerekçesiz karar oluşturulduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, asıl dava yönünden haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davacının tazminata mahkum edilmesi gerekirken mahkemece bu yönde bir karar oluşturulmadığını, bu taleplerinin eksik bırakıldığını, birleşen dava yönünden davanın tamamen reddi gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığını, zaman aşımı itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, olası bir alacak hesaplaması durumunda takas mahsup taleplerinin olduğu ifade edilmesine rağmen bu durumun değerlendirilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında … İnşaatı yapımı işinde diyafram duvar ve baret kolonların kazı, hazır donatı kafesi yerleştirme ve beton dökme işçiliği yapılması ile ilgili 03.05.2010 tarihli sözleşme ve 18.02.2011 ve 05.04.2011 tarihli ek sözleşmeler düzenlenmiştir. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde de belirtildiği üzere, asıl dava yönünden davalı vekili davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli takip yapan davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği halde, mahkemece bu husus gerekçede tartışılmadığı gibi kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davalı vekilinin bu talebi yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. HMK’nın 297/2. Maddesine göre, hükmün sonuç kısmında talep edilen hususların her biri hakkında ayrı ayrı karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle, mahkemece asıl davada davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının usul yönünden kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde tüm talepler hakkında bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/04/2019 tarih, 2012/307 Esas, 2019/318 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.