Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1847 E. 2022/1287 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1847
KARAR NO: 2022/1287
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2016/1167 Esas, 2019/644 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili, davacının davalıya yaptığı 04/09/2014 günlü teklife binaen taraflar arasında sözlü olarak … Cd. No: … Şişli/İstanbul adresindeki davalıya ait otel binasının mekanik tesisat, sıhhi tesisat, yangın tesisatı ile kazan ve doğalgaz tesisatı işlerinin yapımı konusunda anlaştıklarını, kendi edimini yerine getirdiğini, iş bedelinin KDV dahil 283.139,46-TL olduğunu, sözleşme uyarınca iş bedeli ödemesi kapsamında inşaası tamamlanmak üzere olan Kağıthanedeki bir binadan bir adet dairenin kendilerine devredileceğinin kararlaştırıldığını, verilecek olan daire bedeli olan 220.000,00-TL miktarının borçtan düşülerek bakiye kısmının ise %20’sinin peşin kalanın %40’nın 60 günlük çek ile ve diğer kalanın da iş bitiminde nakit olarak ödeneceğini, davalı tarafın iş bitirilmesine rağmen hiçbir şekilde ödeme yapmadığını, verilmesi gereken dairenin de teslim edilmediğini belirterek iş bedeli olan 283.139,46-TL’nin tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili, teklif bedelinin yüksek olması nedeniyle davalı taraf ile mutabık kalmadıklarını, yazılı bir sözleşme ya da icap ile kabul bulunmadığını, teklifin kabul edilmediğini, davacı ile aynı grupta bulunan … Limited Şirketine klima ve iklimdirme işinin verildiğini, davalının otel inşaatı yapması ve diğer inşaat işlerinde de referans olması nedeniyle KDV dahil bedelin 246.208,23-TL olarak kararlaştırıldığını, iddiaların aksine karşı tarafa herhangi bir daire verme taahhütünde bulunmadıklarını, faturaların karşı tarafa iade edildiğini, yine … Firması tarafından işin bitirilme tarihinin 30/10/2014 tarihi olarak kararlaştırılmasına rağmen işe başlanmamış olması sebebiyle sözleşmeden dönüldüğünü, davacının iddia ettiği bir kısım işleri başkalarına yaptırdıklarını belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında ise, otelin bitirilmemesi nedeniyle kiraya verilememesinden ötürü şimdilik 1.000,00-TL kazanç kaybının vade tarihi olan 30/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davada davacının sıhhi tesisat, yangın tesisatı ile kazan ve doğalgaz tesisatından kaynaklı mekanik tesisat işlerine dair teklif listesi sunmuş olduğu, işlerin KDV hariç toplam bedelinin 246.208,23-TL bedelli olduğu, teklifte teslim süresinin inşaat hızına göre belirleneceği, karot işleri, kazı, kapama ve inşaat işlerini resmi kurumlarla ilgili bütün ödemeler, all-risks sigortası, teklif harici olacağının belirtildiği, diğer yandan davalı …’in İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki 2015/611 esas sayılı ceza dosyasında vermiş olduğu beyanlarında taraflar arasında dava konusu otelde mekanik işlerinin yapılması konusunda sözlü bir mutabakata varıldığını beyan ettiği, mahallinde bilirkişi heyeti ile keşif yapıldığı, bir kısım tanıkların keşif mahallinde, bir kısım tanıkların mahkemede dinlendikleri, bilirkişi raporunda işin davacı karşı davalı tarafından yerine getirildiği, herhangi bir eksik ya da ayıplı işe yapılan inceleme kapsamında rastlanılmadığı, bir başka söyleyişle fatura bedelinin KDV de dahil olmak üzere kadri maruf olduğu, bilirkişi raporunun mahkemece kabul edildiği, eksik ya da ayıplı işe ilişkin davalı karşı davacı tarafından tutulmuş herhangi bir tutanak da mevcut olmadığı gibi, karşı tarafa da herhangi bir ihtarname gönderilmiş olmadığı, davalı karşı davacı tanıklarının duruşmadaki beyanlarında davalı … ile daha önce bir kaç işte ortak olarak götürü usulde çalıştıklarını, yapılan iş karşılığı fatura ve makbuz düzenlenmeksizin kendilerine 75.000,00-TL ile 80.000,00-TL elden ödeme yapıldığını, nalburdan malzemeleri alarak işe başladıklarını beyan ettikleri, diğer yandan davalı karşı davacı vekilinin sunmuş olduğu yapılan işlere ilişkin üç farklı şirket tarafından tanzim olunan ve dosyaya sunulan fatura bedellerinin dava dışı bu firmalara ödendiğinin anlaşılamadığı gibi, duruşmada dinletmiş olduğu tanıkların da bu firmalardaki bağlantısının tespit edilemediği, davalı karşı davacı vekili duruşmadaki beyanında sunmuş olduğu bu faturaların malzemelerin alınmasına ilişkin faturalar olduğunu ve faturaların ödenmesinin imkansız olduğunu belirtmiş ise de gerek bu faturaları ödediğine ilişkin dava dışı firma kayıtlarından teyitin yapılamaması gerekse de huzurda dinlenen ve işin tamamladığını iddia eden şahıslara yapılan ödemelerin HMK 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı belge ile ispat edilemediği gerekçeleriyle, asıl davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali ile, 283.139,46-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine; karşı davanın reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde, karşı tarafın kesin süre içinde keşif avansını yatırmadığını, keşif günü taraflarına haber verilmediği için keşfin tanıkların ve davalının yokluğunda yapıldığını, 01.12.2017 tarihli ara kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle keşif mahallinde tanık dinleneceğinden haberlerinin olmadığını, tanıklarının dinlenmesi ve dosyanın yeniden ek rapor alınması için bilirkişiye gönderilmesi gerekirken dosyanın bilirkişiye gönderilmediğini, tanık ifadeleri dikkate alınmadan mevcut bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, karşı dava dilekçesinde “Davacı tarafından işe başlanmamış olduğunun, davacı tarafından işin bitirilmediğinin tespiti ile, tüm bu işlerin davalı tarafından kendi malzemeleri ile 3. şahıslara yaptırılmış olduğunun saptanmasına,” şeklinde istemli olduğunu, Beyoğlu … Noterliğinin 27.04.2016 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile davacı şirkete “Mekanik Keşif ve Fiyat sözleşmesi uyarınca anlaşılan bedelin çok üzerinde fatura kesmiş olduğunuz gibi sözleşmede yazılı işleri bitirmediğiniz, sözleşme şartlarını layıkı ile yerine getirmediğiniz, işi teslim etmediğinizden dolayı zararlarımızı tazmin etme taleplerimiz ve fazlaya ilişkin haklarımızı ile işi başkasına devir ve sözleşmeyi fesih etme ve her türlü yasal talep ve haklarımızı saklı tuttuğumuz” şeklinde ihtarname gönderildiğini, davacı tarafın işe başlamaması nedeni ile yapılacak mekanik ve tesisat işlerinin malzemesinin bazılarının karşı davacı davalı tarafından alındığını ve bazı malzemeler davalı müteahhit olması nedeniyle stoklarından karşılandığını, bedeli mukabilinde kendi usatlarına götürü olarak yaptırıldığını, sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde anlaşılmadan geçerli bir sözleşme yapıldığından bahsedilemeyeceğini, esaslı unsuru olan işin bedeli konusunda anlaşılmadığını, ortada sadece davacı tarafından yapılan ancak hiçbir zaman başlanmamış ve yürürlüğe girememiş bir teklifin olduğunu, sadece karşı tarafın oyalaması, işlere başlamaması ile oluşan davalının oteli işletmeye sokamamaktan kaynaklanan zararı olduğunu, davacı karşı tarafin davasını ispat eden haklılığını gösteren tek bir belge sunmadığını, davasını ispat edemediğini, keşif ve bilirkişi incelemesinin usülüne uygun olarak yapılmadığını, karşı tarafa işe başlamamaları nedeniyle defalarca ihtarname gönderildiğini, davacı karşı taraf işin tümünü bitirmiş olduğunu ancak tek bir kuruş almadığını ileri sürmesine rağmen davalıya karşı hiçbir ihtar ve bildirimde bulunmadığını, gerekçeli kararın aksine davalının, davacı tarafa ihtarını 14 ağustosta gönderdiğini, ihtarnameyi alır almaz 18 ağustos tarihinde şirket sahipleri, yetkilileri tarafından, davalılara meydan dayağı atıldığını, davacı şirket yetkililerinin davalı şirket temsilcisini yaralamaktan dolayı İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/611 Esas sayılı dosyası ile cezalandırıldıklarını, davacı tarafından ilk derece mahkemesine verilmiş dava dilekçesinde; önce barter usülü ile Kağıthanede daire karşılığı anlaşıldığının öne sürüldüğünü, daha sonra bu bedelden vazgeçilerek aslında 283.139,46 TL’ye anlaşıldığının öne sürüldüğünü, halbuki aslında davalı aleyhine sözleşme bedeli olarak 456.473,84 TL olarak fatura kesilip, bu tutar üzerinden davalı aleyhine davaya temel teşkil eden İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas dosyası ile takip yapıldığını, daha sonra huzurda görülen bu itirazın iptali davasının açıldığını, bu kez tamamen farklı bir tutar olan 283.139,00 TL üzerinden bu itirazın iptali davası açıldığını, takibe konulan tutarın da devam olunması istenen kısım tutarın da gerçek dışı bir tutar olduğunu, davacı tarafın işi yapmış olduğu ile ilgili tek bir belge, kayıt, tutanak, anlaşma, sözleşme, mail, SMS, kamera görüntüsü olmadığını, yani hiçbir delil olmadığı halde ispat yükünün davalıya yüklendiğini, işlere ait malzemelerin bir kısmının davalının müteahhit olması otel inşaatları yapıyor olması nedeni ile stok envanterinden karşılandığını, bir kısmının ise piyasadan satın alınmak kaydı ile karşılandığını, buna ilişkin fatura ve belgelerin dosyaya sunulduğunu, klima işini davacı şirket sahiplerinin aynı olduğu … Müh. Vrv Servis Hiz. San. Tic.Ltd. Şti.’nin yaptığını, klima işinin … Müh. Vrv Servis Hiz. San. Tic.ltd. Şti. tarafından yapıldığını gösterir davanın İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olduğunu, bu kişinin yapılmış olduğunu bahsetmiş olduğu işlerin dava konusu işler ile aynı olmadığını, ilk derece mahkemesi …’in davacı şirket yetkilileri ile ilgili olarak ceza davasında vermiş olduğu işbu dava ile ilgisi bulunmayan ifadeleri tüm itirazlara rağmen haksız olarak gerekçe göstermekte olduğunu, açılan karşı davanın ilk derece mahkemesi tarafından tek bir tahkikat yapılmadan reddedildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının işi yapmış olduğunu farz etsek bile işin bitirilmesi gereken tarihi ve bitirildiği tarihi tespit etmeyen mahkemenin karşı davayı incelemediği ve davaya bakmadığının ortada olduğunu, gerekçeli kararda karşı davanın reddine ilişkin tek bir gerekçe gösterilmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-karşı davalı yüklenici, davalı-karşı davacı iş sahibidir. Mahkeme tarafından mahallinde keşif yapılmış, keşifte bir kısım tanıklar dinlenmiş, bir kısım taraf tanıkları duruşmada dinlemiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 06.09.2018 tarihli raporda, ” 3- 8+1 kat üzerine otel olarak inşa edilmiş binada, içerisinde banyo WC dahil otel odası olarak projelendirilmiş 77 ayrı bağımsız bölümün 42 tanesi açık ve kilitsiz olarak görülerek ve incelenebilmiş olup, diğer 35 tanesinin kilitli olduğu görülerek, kilitli olanların banyo-wc bölümlerindeki sıhhi tesisatı ve vitrifiye ürünleri montajı incelemesi yapılamadığı ” belirtilmiştir. Buna göre, mahkeme tarafından yapılan keşif incelemesi sırasında binadaki odaların kilitli olması sebebiyle dava konusu yapılan işlerin bir kısmında inceleme yapılmadan rapor tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dava konusu yapılan işlerin tümünün yerinde görülmesi ve bilirkişi heyeti tarafından incelenmesi gerekmektedir. Bu durumda, asıl dava yönünden bilirkişi raporu denetime uygun olmadığından, mahallinde yeniden keşif yapılarak, bilirkişi kurulu tarafından dava konusu işlerin tümünün incelenmesi ve rapor düzenlenmesi; mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından karşı dava ile, davacı yüklenicinin otel inşaatının bitirilmemesi sebebiyle binanın kiraya verilememesinden ötürü zararların tahsili için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL kazanç kaybının vade tarihi olan 30.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile karşı davalıdan tahsili talep edilmiş; ancak, karşı dava açılırken karşı davacı vekili tarafından harç yatırılmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemelerce ve Yargıtay’ca re’sen nazara alınır. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/1677 esas, 2018/5207 karar sayılı kararı) 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16/4 maddesi uyarınca, karşı davacı tarafından yatırılmayan harçlar yönünden Kanun’un 30. Maddesi gereğince işlem yapılması gerekmektedir. Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesine göre, harcın eksik yatırılması veya yatırılmaması halinde, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunarak, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcının davacı tarafa tamamlattırılması gerekmektedir. Buna rağmen harcın tamamlanmaması halinde ise davaya devam olunmayacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır. Mahkemece, eksik harcın tamamlanması için yukarıda değinilen şekilde usuli işlem yapılmaksızın ve harcı tamamlanmadığı halde yargılamaya devamla hüküm kurulması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarih, 2016/1167 Esas, 2019/644 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.