Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1753 E. 2022/1243 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1753
KARAR NO: 2022/1243
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2017/264 Esas, 2019/353 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili izin yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında müvekkili davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, … Restaurant’ın klimatizasyon, havalandırma, yangın, sıhhi tesisat ve doğalgaz tesisatının yapımına ilişkin mekanik tesisat hizmeti konulu sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkili şirketin sözleşme gereği üstlendiği edimini tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, kaldı ki; müvekkili tarafından … Restaurant’ın eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlanarak teslim edildiğine dair “… Restaurant Şantiye Teslim Tutanağı” nın davalı ile organik bağ içerisinde olan, yine aynı kişiye ait … Ltd. Şti. yetkilisi tarafından 08/09/2016 tarihinde imzalandığını, 04/10/2016 tarihinde …k yetkilisi tarafından müvekkili şirket yetkilisine gönderilen e-posta mesajında, faturaların her iki şirket için ayrı ayrı düzenlenebileceği konusunda talimat verildiğini, bu talimat uyarınca 05/10/2016 tarihinde düzenlenen faturalar ve fatura bedellerine, yine aynı tarihte onay verildiğini, 06/10/2016 tarihinde bahsi geçen faturaların … Kargo aracılığıyla davalı firmaya gönderildiğini, 08/10/2016 tarihinde ise davalı tarafça teslim alınan faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalının bu faturadan kalan bakiye alacak tutarını ödememesi sebebiyle müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı yanca borca ve takibe itiraz edildiğini ancak husumet ya da yetki itirazında bulunulmadığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasana karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına usulüne uygun tebligat yapıldığı halde süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiş, davalı vekili aşamalarda verdiği beyanında; davacı şirket ile kendi şirketleri arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacı ile dava dışı … firması arasında yapılan sözleşme nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili tarafından davacıya toplam 405.126,97 TL ödeme yapıldığını, davalıya eksik ve ayıplı yapılan işler karşılığı 188.900,00 TL tutarında fatura kesildiğini ancak iade deldiğini savunarak davanın reddine karar erilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davacının usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşılan ticari defterlerinden davalıdan dava değeri kadar alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, ancak davalı tarafından davacıya gönderilen BA form mutabakatında davalının davacıdan 2016 yılı Ekim ayı içinde iki adet fatura ile KDV hariç 155.058,00 TL hizmet aldığı, bu hususu 213 sayılı VUK gereği beyan edeceğini bildirerek mutabakat istediği, davacı şirketin de 155.058,00 TL tutarında mutabık olduklarını davalı tarafa bildirdiği, dolayısıyla davalının ticari defterlerini sunmamış olsa bile faturalardan haberdar olduğu ve KDV hariç 155.058,00 T borçlu olduğunu mutabakat ile kabul ettiği, davacının sözleşme kapsamında işleri eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirdiği, dava tarihinin 07/03/2017 olduğu, davalı tarafından Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/6 D.iş sayılı dosyasından yaptırılan delil tespiti tarihinin 2018 tarihli olduğu, dolayısıyla delil tespitinin dava tarihinden sonra yaptırıldığı, davacını yokluğunda yapılan delil tespitine karşı itirazda bulunduğu, HMK’nın 401/4. maddesinde dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkemenin yetkili ve görevli olduğu düzenlemesinin bulunduğu, dolayısıyla davalı tarafından yaptırılan delil tespitinin usulüne uygun olmadığı, davacının da delil tespitine itiraz ettiğinden delil tespiti raporuna itibar edilemeyeceği, davalının icra takibine itirazında davacının sözleşme kapsamındaki işçilik ve malzeme dahil imalat işlerini üstlendiğini beyan ettiği, ancak davacının sözleşme ekindeki şartnamelerin uygun malzemeler ile gerçekleştirilmemiş, kötü bir işçilik sergilediğini beyan ettiği, ancak tüm dosya kapsamından davalının davacıya TBK’nın 474. maddesi uyarınca herhangi bir ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamadığı, davalının usulüne uygun tebliğ edilen dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmadığı ve davacının dava dilekçesindeki iddialarını inkar etmiş sayılacağı, davalının ayıp ihbarında bulunduğuna dair dosyada herhangi bir delil olmadığı, dolayısıyla yapılan işleri ayıpsız olarak kabul etmiş sayıldığı, davalının davacıya iki adet fatura toplamı üzerinden kısmi ödeme yaptığı ve ödenmeyen miktarın 67.969,38 TL olduğu, davacının sözleşme kapsamında edimlerini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirdiği, dosya içeriğinde davacının davalıyı icra takibinden önce temerrüte düşürtüğüne ilişkin bir ihtarın yer almadığı, dolayısıyla takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacı takip talebinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 reeskont faizi işletilmesini talep ettiğinden taleple bağlılık ilkesi gereği avans faizi uygulanamayacağı, ve alacağın faturaya dayalı likit ve belirlenebilir bir alacak olduğu, taraflar arasında mutabakat yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 67.969,38 TL yönünden iptaline, takibin bu tutar üzerinden devamına, alacağın % 20 si olan 13.593,87 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmede anlaşmazlıkların çözümü ve yorumlanmasında doğabilecek ihtilaflarda İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun imza altına alındığını, eldeki davanın ise, yetki sözleşmesine aykırı olarak icra takibinin açıldığı yer mahkemesinde ikame edildiğini, eksik ve hatalı düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki eksikliklerin giderilebilmesi için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilmesi ve ek rapor alınması gerekmekte iken taleplerinin kabul görmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, sözleşmede yapılması kararlaştırılan işlerin yapılıp yapılmadığının ve hatalı işlerin tespiti yapılmaksızın yalnızca teslim tutanağı ve personel mailini esas alarak bilirkişi raporu oluşturulmasının ve bu rapor esas alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının mahkemeye delil olarak sunduğu teslim tutanağında teslim alan iş sahibi olarak … ünvanının yazdığını, teslim tutanağı ile şantiyeyi teslim aldığı bildirilen …’un müvekkili iş sahibi şirket adına ve bu proje için imza ve teslim hususunda yetkisi olmamakla birlikte gerçeğe aykırı olan ve matbu şekilde düzenlenen tutanağın hükme esas alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın yüklenici olarak yüklendiği görev gereğince yaptığı işlemlere ilişkin proje ve detayların şantiye tamamlanmadan teslim etmesi gerekirken, faturaya ilişkin görüşmenin mailden bir gün sonra 05/10/2016 tarihinde e-mail aracılığı ile iletmesinin dahi dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı yanın oluşturduğu gaz açımında sundukları projede radyan sisteme ve tesisatlara ilişkin eksikliklerin görülebileceğini, projeye ilişkin dökümlerin dilekçe ekinde flash disk ile sunulmuş olmasına rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, davacıların kendi kusuruna dayanarak hak iddia etmesinin hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, mahkemece, 05/06/2018 tarihli celsede müvekkili şirketin defterlerinin ibrazı için süre verilmesi talebinin bilirkişi raporu döndükten sonra değerlendirileceğine karar verildiği halde bu taleplerine ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulduğunu, olayda eksik ve hatalı işler ile müvekkilin zararına sebebiyet verilmiş olması nedeniyle alacak- borç durumunun tespit edilmesi gerektiğinden icra takibine ve davaya konu alacağın likit olarak değerlendirilmesi ve müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dosyada 2 sayfa ve 11 maddeden oluşan ” … Restaurant Klimatizasyon -Havalandırma – Yangın – Sıhhi Tesisat – Doğalgaz Tesisat Sistemleri Sözleşmesi” başlıklı tarihsiz 3 kopya bulunmaktadır. 1. kopya iş sahibi sıfatı ile dava dışı … ve yüklenici sıfatı ile davacı … arasında düzenlenmiş ve birlikte imzalanmıştır. 2. kopya iş sahibi sıfatı ile dava dışı … ve yüklenici sıfatı ile davacı … arasında düzenlenmiş ancak sadece … tarafından imzalanmıştır. 3. Kopya ise iş sahibi sıfatı ile davalı … ve yüklenici sıfatı ile davacı … arasında düzenlenmiş ancak sadece … tarafından imzalanmıştır. Taraflar arasında imzalanan bila tarihli sözleşme ile davacı yüklenicinin davalın sahibi olduğu … Restoran’ın havalandırma, klimatizasyon, yangın tesisatı, sıhhi tesisat ve doğalgaz tesisatı işlerinin işçilik ve malzeme dahil yapılması hususunda mutabık kaldıkları anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında 05/10/2016 tarihli, … sıra nolu, 11.934,34 TL bedelli ve yine 05/10/2016 tarihli, … sıra nolu ve 171.35,04 TL bedelli 2 adet faturaya istinaden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 67.969,38 TL asıl alacak ile 1.156,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 69.125,79 TL alacağın tahsili için 13/12/2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekilince icra dosyasına sunulan 22/12/2016 tarihli dilekçesinde; davacı şirket ile müvekkilinin ana yüklenicisi olarak hareket ettiği 2 ayrı projede klimatizasyon, havalandırma, yangın, sıhhi tesisat ve doğal gaz tesisat işlemlerinin işçilik ve malzeme dahil imalat işlemi işini üstlendiğini, davacı şirket ile davalı müvekkili şirket arasında yapılan sözleşmelere, sözleşmelerin eki olan şartnamelere uygun malzemeler ile gerçekleştirmediğini, kötü bir işçilik sergilediğini, faydasız ek işler yaptığını, bu nedenle edimlerini gereği gibi yerine getirmeyen davacı şirketin hakedişlerinden kesinti yapıldığını bildirerek takibe itiraz ettiği görülmüştür. Davalı vekilince mahkeme kararına karşı hem usulü yönden hem de esasa ilişkin olarak itirazda bulunulduğundan öncelikle usulü itirazların değerlendirilmesi gerekmiştir. Davalı vekili gerek dava sürecinde gerekse istinaf dilekçesinde; akdedilen sözleşmede uyuşmazlıkların çözümü ve yorumlanmasından doğabilecek ihtilaflarda İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığından bahisle davanın görülmekte olduğu mahkemenin yetkisiz olduğu iddiasında bulunmaktadır. Davacı yanca davalı aleyhinde faturaya dayalı bakiye iş bedelinin ödenmemesi sebebiyle 13/12/2016 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takip dosyasına davalı tarafından sunulan 22/12/2016 tarihli dilekçede borca, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz edildiği ancak yetkiye itiraz edilmediği, davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, davalı yanca süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmektedir. O halde, icra dosyasına yetki itirazında bulunmayan, görülmekte olan davada ise ilk itirazlardan biri olan ” yetki itirazı” nı süresi içerisinde yapmayan davalının, daha sonra yetki itirazında bulunabilmesi mümkün olmadığından mahkeme eldeki davaya bakmaya yetkili hale gelmiştir. Davalı yanca sözleşmenin davacı şirket ile dava dışı … arasında yapıldığı belirterek husumet itirazında bulunulmuş ise de; dosya kapsamında bulunan davacı şirket çalışanı … tarafından …@…com.tr adresinden davalı şirket çalışanı …@…com adresine gönderilen mailde ” … ” açıklaması altında “bizden istediğiniz hakediş ekte bilgilerinize sunulmuştur.” şeklindeki yazışma, dosya kapsamında bulunan 3. kopyada iş sahibi olarak davalı … Şirketi yetkilisinin imzasının bulunması, dava dışı … yetkilisi … tarafından …@…com adresinden davacı … Şirketi yetkilisi …’e …@…com.tr adresine gönderilen 04/10/2014 tarihli e-mailde; … yetkilisi …’ün … adına fatura düzenlenebileceğini bildirme hakkına sahip olduğu ve davalı vekilince icra dosyasına sunulan 22/12/2016 tarihli dilekçe birlikte değerlendirildiğinde davaya konu sözleşmenin taraf şirketler arasında yapıldığı sonucuna varılmış, bu itibarla davalı vekilinin husumet itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı yanın usuli itirazlarının incelenmesinden sonra esasa ilişkin itirazlarının değerlendirilmesine geçilmiştir. Davalı yanca Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/6 D.iş dosyasından yaptırılan tespit akabinde makine mühendisi … tarafından hazırlanan 06/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; … Restaurantı’nda yapılan incelemede; ısıtma ve soğutma tesisatı, havalandırma ve iklimlendirme tesisatı, yangın tesisatı ve sıhhi tesisat işlerinin büyük oranda tamamlanmış olduğu restaurant bahçesinde radyal ısıtma sistemi ve tesisatının olmadığı, dosyaya sunulmuş olan mekanik işler keşif özeti raporu esas alınmak suretiyle yapılan değerlendirme sonucunda eksik işlerin toplam tutarının 89.779,03 TL olduğu belirtilmiş, rapora karşı davacı yanca itirazda bulunulmuştur. Mahkemece mahallinde yapılan keşif akabinde mali müşavir … ile makine mühendisi … tarafından hazırlanan 14/01/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davalı tarafın inceleme günü hazır bulunmadığı, dolayısıyla davalı defterlerinin incelenemediği, 08/09/2016 tarihli teslim tutanağı ve 04/10/2016 tarihli e-posta mesajı dikkate alındığında, … Restaurant tesisatlarında eksik veya ayıp olduğu iddiasının inandırıcı olmadığı, dava konusu KDV dahil 171.035,04 TL tutarında ve KDV dahil 11.934,34 TL tutarındaki faturalar kapsamının gereği gibi yapılmadığının, hak edilmediğinin ve talep edilemeyeceğinin inandırıcı olmadığı, … yetkilisi …’ün … adına fatura düzenlenebileceğini bildirme hakkına sahip olduğu dikkate alındığında her iki şirket arasında organik bağ olduğu sonucuna varıldığı, davacı tarafın davalı tarafa kestiği 2 adet faturanın KDV hariç tutarının (144.944,95 + 10.133,85 TL=) 155.058 TL olduğu, davacı taraftan faturalarının dönemi olan 2016 yılı Ekim ayı Form BS (mal ve hizmet satış) formu alındığı, davacının bu formda 8’ci sırada davalı … şirketine 2 adet belge/fatura ile KDV hariç 155.058,00 TL tutarında mal ve hizmet sattığını bağlı bulunduğu Maslak Vergi Dairesi’ne doğru olarak beyan ettiği, diğer yandan davacı tarafın dava dilekçesi ekinde delil olarak davalı tarafından davacı şirkete gönderilen 15/11/2016 tarihli BA FORM (davalı taraf alıcı olduğundan BA Formu vermek zorundadır) mutabakat suretini dosyaya sunduğu, davalı …nın söz konusu mutabakat formunda davacı satıcıdan 2016 yılı Ekim ayı içinde 2 adet fatura ile KDV hariç 155.058,00 TL mal ve hizmet aldığını bu hususu 213 sayılı VUK gereği beyan edeceğini bildirerek mutabakat istediği, davacı … Şirketi’nin de 2 adet fatura ve 155.058,00 TL tutarında mutabık olduklarını davalı tarafa bildirdiği, mutabakatı isteyenin davalı taraf olduğu, dolayısıyla dava konusu faturaların davalı defterlerinde yer aldığı ve faturalar içeriği mal ve hizmetin davalının kabulünde olduğu, dosya içeriğinde davacı tarafın davalı tarafı icra takibinden önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtar bulunmadığı, bu kapsamda icra takibi konusu, … Restaurant mekanik tesisat malzeme ve işçilik bedeli karşılığı düzenlenmiş; 05/10/2016 tarihli, … numaralı, KDV dahil 171.035,04 TL ve 05/10/2016 tarihli, … numaralı, KDV dahil 11.934,34 TL tutarındaki fatura kapsamlarının eksiksiz ve ayıpsız yapılmış olduğu ve söz konusu faturaların ödenmeyen kısmı olan 67.969,38 TL’ nin talep edilebileceği, icra takibinden önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafça icra takibinde asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %9 reeskont faizi yürütülmesi istenildiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği talebi ile bağlı olacağı, alacağın faturaya dayandığı, belirli ve bilinebilir (likit) olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan dava dışı … Ltd. Şti. ile davacı … Ltd. Şti tarafından imza altına alınan 08/09/2016 tarihli “… Şantiye Teslim Tutanağı” başlıklı belgede; … Mah., … Sokak, No: … Dilovası -Kocaeli adresinde bulunan … Restaurant şantiyesinde, yüklenici davacı … Cih.san. Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşme dahilinde yapılması gereken mekanik işler havalandırma, klima sistemi, yangın tesisatı, sıhhi tesisat, doğalgaz tesisatının eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlandığı belirtilerek cihazların devreye alınarak çalışır durumda iş sahibi … Ltd. Şti. şantiye yetkilisi …’a teslim edildiği tutanak altına alınmıştır. Bu teslim tutanağı 08/09/2016 tarihinde iki nüsha olarak iş sahibi … şantiye yetkilisi … ile yüklenici davacı … Şirket şantiye yetkilisi … tarafından temsil ettikleri firmalar adına imzalanmıştır. Dava dışı … yetkilisi … tarafından …@…com adresine davacı … Şirketi yetkilisi …’e …@…com.tr adresine gönderilen 04/10/2014 tarihli e-mailde ; … adına KDV dahil 81.825,80 TL tutarında, … Şirketi adına KDV dahil 171.035,04 TL tutarında ( dava konusu 05/10/2016 tarihli, …numaralı fatura tutarı) ve davalı … adına KDV dahil 11.934,34 TL tutarında ((Dava Konusu 05/10/2016 tarihli, … numaralı fatura tutarı) faturaların düzenlenebileceği belirtilerek bakiye 64.795,18 TL alacakları kaldığı bildirilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda mahkemece davalı yanca icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde eksik iş iddiasında bulunulmadığı ve süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden tahkikat aşamasında ileri sürülen eksik iş itirazının değerlendirmeye alınamayacağı, davalı tarafından Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/6 D.iş sayılı dosyasından yaptırılan delil tespiti tarihinin 2018 tarihli olup, delil tespitinin dava tarihinden sonra yaptırıldığı, davacının yokluğunda yapılan delil tespitine karşı itirazda bulunduğu, HMK’nın 401/4. maddesinde; dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkemenin yetkili ve görevli olduğu düzenlemesinin bulunduğu, bu itibarla davalı tarafından yaptırılan delil tespitinin usulüne uygun olmadığı, bu nedenle delil tespiti raporuna itibar edilemeyeceği gerekçeleriyle yukarıda açıklanan denetime elverişli 14/01/2019 tarihli bilirkişi kurul raporundaki tespitler hükme esas alınmak suretiyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 67.969,38 TL alacaklı olduğunun kabul edilmesi ve bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi isabetli olmuştur. İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Anılan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, mahkemece alacağın varlığı yargılama ile belirlendiğinden davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 67.969,38 TL yönünden iptaline, takibin bu tutar üzerinden devamına, yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2019 tarih ve 2017/264 Esas, 2019/353 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 67.969,38 TL yönünden İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden DEVAMINA, 4-Yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 4.642,98 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 834,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.808,11 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 834,87 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL ilk masraf, 170,20 TL tebligat ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.701,60 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.673,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 16,20 TL tebligat ve posta yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 0,27 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.636,02 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.156,41 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 152,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.