Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1739 E. 2021/1363 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1739
KARAR NO: 2021/1363
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2014/909 Esas, 2018/971 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 09/03/2009 tarihli ”Çamur Çürütme Tankları Çatı Döşemelerinin İçten Yalıtım İşleri Taşeron Sözleşmesi” nin imzalandığını, daha sonra müvekkilinin sunduğu12/04/2010 tarihli teklifin kabulüyle işe başladığını, sözleşmenin konusunun 3. Maddede düzenlendiğini, 4. Maddesinde ise, yapım yönteminin ve işin nasıl yapılacağının belirtildiğini, işin müvekkili tarafından sözleşmeye uygun şekilde tamamlanarak teslim edilmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek fatura bedelleri olan iş bedellerinin, faturaların tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, öncelikle yetki ilk itirazında bulunduklarını, müvekkillerinin ikametgah adreslerinin Beykoz olması nedeniyle davaya bakmaya yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacı yanın tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarına konu iş ile ilgili taraflar arasında herhangi bir anlaşma bulunmadığını davacının dava konusu iş ile ilgili davalılar arasında akdedildiğini ileri sürdüğü 09/03/2009 tarihli sözleşmenin, İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından …-…A.Ş Konsorsiyumu’na ihale edilen Ataköy Arıtma Tesisi İnşaat İşi kapsamında bulunan 6 adet “Çamur Çürütme Tankları Çatı Döşemelerinin İçten Yalıtım İşleri” ile ilgili davacının tüm hakkedişlerinin ödendiğini, 19/08/2009 tarihli son hakkedişle ödenip biten bir iş olduğunu, oysa davacının dava konusu ettiği 12/04/2010 tarihli teklifin ise; üzerinde de yazdığı üzere “soğuk derzler için negatif yönden (dışarıdan) kırım yapılarak çabuk donan tamir harçları ile izolasyon yapılması işi” ne ait bir teklif olduğunu, davacının davalılar ile aralarında akdedildiği ve davasını hükümlerine dayandırdığı 09/03/2009 tarihli sözleşmenin 12/04/2010 tarihli teklifin sözleşmesi olmadığını, başka bir iş ait sözleşme olduğunu, sözleşme konusu iş ile teklif verilen işin birbirinden bağımsız farklı işler olduğunu, ve davacının teklif verdiği iş ile ilgili taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davacı yanca davalılardan ayrı ayrı 24.162,72 TL alacak talebinde bulunulmuş ise de, iddia olunan alacağa ilişkin faturaların açık fatura olduğu, davalılarca teslim alındığı, faturaların davacıya borçlarının olmadığı savunması ile iade edildiği, taraflar arasında imzalanan çamur çürütme tankları çatı döşemelerinin içten yalıtım işleri taşeron sözleşmesinin varlığı karşısında sözleşme gereği yapılan işler dikkate alındığında, işin yapım yöntemi, birim fiyatlar, ödeme şartları ile geçici ve kesin kabuller ve deneme gereği 48.325,44 TL masrafın davacı tarafından sarf edildiği, deneme gereği sözleşmeye konu malzeme ve uygun tekniğin belirlenmesinde yapılan işlemler gereği her iki tarafın eşit kusurunun bulunduğu, bu nedenle 48.325,44 TL’ nin yarısından (1/2) davacının , kalan yarısından (1/2) ise davalıların eşit oranlarda (1/2’şer) sorumlu olduğu, ödemelere ve hukuken değer verilen kayıtlara göre hükümdeki miktar ve temerrütler gereği davalıların sorumlu bulundukları ve borçlu olduğu, bu borcun ödendiğine dair dosyada bilgi ve belgeye rastlanmadığı, alacağın varlığı, miktarı ve faizin taraflar arasındaki sözleşme gereğince ve kayıtlar gereğince değerlendirildiği, taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davalının sözleşme nedeni ile davacı tarafa borçlu olduğu, aksine ilişkin bilge ve belge bulunmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü-kısmen reddi ile, 12.081,36 TL’nin 11/01/2011 tarihinden itibaren TCMB’nın kısa vadeli kredilere uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile davalı …den tahsiline davacı tarafa verilmesine, 12.081,36 TL’nin 10/01/2011 tarihinden itibaren TCMB’nın kısa vadeli kredilere uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile davalı … A.Ş’den tahsiline davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekilleri istinaf dilekçeleriyle, dava konusu “teklif”e dayalı olarak, taraflar arasında bir sözleşmenin bulunmadığı hususunun bilirkişi raporlarında defaatle tespit edilmesine rağmen, buna bağlı “yetki ve zaman aşımı itirazları”nın mahkemece gözardı edilmesinin hatalı olduğunu belirterek öncelikle yetki ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesini, akabinde de yanlar arasında “teklif” belgesi kapsamında akti ilişki bulunmadığından davanın esastan red edilmesi gerektiğini gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı yanca mahkeme kararına karşı hem usulü yönden, hem de esasa yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğundan öncelikle usule ilişkin itirazların incelenmesi gerekmiştir. Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden önce akdedilmiş olan 12/04/2010 tarihli “teklif” başlıklı eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, dava HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra, 04/10/2018 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yetkili mahkemenin HMK hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar, HMK’nın 6. maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi, HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de (özel yetkili mahkemede) açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa, dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17). Somut olayda: davalıların yerleşim yerinin Beykoz olduğu tartışmasızdır. Ancak gerek sözleşmede gerekse taraf beyanlarında sözleşmenin ifa yerine dair açık bir kabule rastlanılmamaktadır. Sözleşmede taraflarca yetkili mahkeme de kararlaştırılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan HMK hükümleri doğrultusunda, davalıların yetki itirazlarının kabul edilerek eldeki davanın, davalı yanın seçimlik hakkının kullanıldığı davalıların ikametgah adreslerinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilmek suretiyle, dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, davalıların yetki itirazları konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan davanın yetkisiz mahkemede sonuçlandırılması isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2018 tarih, 2014/909 Esas, 2018/971 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/07/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.