Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1709 E. 2022/1262 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1709
KARAR NO: 2022/1262
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2017/76 Esas, 2019/602 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkil şirketin, davalı şirketle arasında ticari ilişki bulunduğunu; müvekkili şirketin yaptığı işler karşılığında toplam 189.031,08 TL tutarlı 11/09/2015-31/12/2015-29/01/2016 ve 04/03/2016 tarihli 4 adet fatura keserek davalı şirkete gönderdiği, faturalara itiraz edilmediğini; tarafların 2015 yılı fatura alacakları toplamının 60.883,08 olduğuna dair 31/12/2015 tarihli cari hesap mutabakatı yapıldığını, davalının ödeme yapmaması üzerine alacağın tahsili için Anadolu … icra müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; takibe konu edilen fatura içeriği elektrik hizmeti kapsamında, taraflar arasında 08.06.2015 tarihli … Elektrik işleri icmal sözleşmesi akdedildiğini, davacının bu iş için müvekkili şirkete sunduğu 349.637.93 TL fiyat teklifinin, yapılan karşılıklı görüşmeler sonucunda 312.000 TL olarak kabul edildiğini; sözleşmenin ardından taraflar arasında “Taşeronluk işi Karşılığı Daire Teslim Protokolü” imzalandığını, sözleşmenin 1.maddesinde davacı şirkete verilecek 2+1 daire bedelinin 350.000 TL olarak kararlaştırıldığını, davacı şirket yetkilisi …’ın, henüz taahhüt ettiği elektrik işleri tamamlanmadan, krediye ihtiyacı olması sebebiyle … projesine yaptığı/yapacağı elektrik işlerine karşılık verilmesi kararlaştırılan istanbul ili, Ümraniye ilçesi … mah. … ada … parselde kayıtlı zemin kat … nolu bağımsız bölümün tapuda devrinin şirket yetkilisi olarak kendi adına yapılması talebi üzerine dairenin 22.03.2016 tarihinde tapuda davacı yetkilisi …’a devredilerek, müvekkili şirketin 350.000,00 TL daire bedelini hesaptan mahsup ettiğini, davacıya borcunun kalmadığını savunarak, davanın reddine ve % 20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 08/06/2014 tarihli … – Elektrik İşleri İcmali başlıklı sözleşme tarafların kabulünde olup anılan sözleşmeyi davacının kaşesi olmadan … tarafından imzalandığı; davacı her ne kadar şirket kaşesi olmadan … tarafından imzalanan protokolün davacı şirketi bağlamayacağını belirtmiş ise de taraflar arasında bila tarihli protokolün 1. maddesinde Ümraniye … (…) Mahallesi … pafta, … Ada … parselde yapımı devam eden konut inşaatında taşeron olarak yapacağı elektrik işleri karşılığında düzenleyeceği hakedişleri karşılığında bu inşaattan bir bağımsız bölüm (daire) alacaktır.” düzenlemesinin yer aldığı, protokolün 1. maddesinden 08/06/2014 tarihli sözleme kapsamında düzenlenen hakedişlerin tasfiyesi için düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan 08/06/2014 tarihli sözleşmenin de şirket kaşesi olmadan imzalandığı, bu sözleşmenin tarafların kabulünde olduğu, taraflar arasında bu şekilde sözleşme yapılması yönünde teamül oluştuğu kabul edilerek protokolün davacı şirketi bağladığı kabul edilerek, davacı şirket yetkilisi …’ nın davalı şirketten kendi adına satın aldığı iddia edilen dairenin parasının, davalı şirkete gönderildiğine dair herhangi bir delil dosyaya sunulmadığı gözetilerek, …’a devredilen taşınmazın protokol kapsamında borç tasfiyesi için devredildiğinin kabul edildiği gerekçesi ile, davanın reddine, takibin niteliği ve davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirketin … adlı projenin elektrik taahhüt işlerinin yapımı hususunda anlaştığını, müvekkil şirketin projede yapmayı taahhüt ettiği işler için 08/06/2015 tarihinde KDV hariç 349.637,93 TL teklifte bulunduğu ve sonrasında bu teklifini KDV hariç 312.000,00 TL olarak yenileyerek formun taraflarca imzalandığını; müvekkili şirketin teklif formunda belirtilen işler harici projede fiilen yapmış olduğu ilave elektrik imalat işlerinin tutarının 480.000,00 TL -500.000,00 TL arasında olduğunu; davalı şirketin cevap dilekçesi ekinde sunduğu ve kabul ettiği 05/11/2016 tarihli hak ediş raporu ve diğer belgeler incelendiğinde davalı şirketin yapılan iş tutarının 435.558,31 TL olduğunu kabul ettiğini; müvekkili şirketin davalı şirkete yapmış olduğu işleri ayrıca ilave işleri de gösteren bütün belgelerin dosyada müzrez olduğunu; müvekkil şirketin alacaklarının sadece 189.031,08 TL’lik kısmı için düzenlediği faturaları davalı şirkete tebliğ ettiğini ve davalı şirketin faturalara itiraz etmeyerek, defterlerine işlediğini; yerel mahkemece tarafların kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu müvekkili şirketin davalı şirketten 189.031,08 TL alacaklı olduğunun belirlendiğiini; davalı şirketin kabul ettiği ve delil olarak da sunduğu 08/06/2015 tarihli belgede davalı şirketin borcunu 30-60-90 gün vadeli çek ile ödeyeceğinin açıkça belirtildiğini; yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği Daire Teslim Protokolü’nün müvekkili şirketle bir ilgisi bulunmadığını; davalı şirket borcunu daire teslimi ile ödemek istiyorsa öncelikle alacaklı olan müvekkili şirketten bu yönde rıza alması ve sonrasında da daireyi müvekkili şirkete yada müvekkili şirketin rıza gösterdiği 3. kişiye devretmesi gerektiğini; yerel mahkemenin bu yazılı belgeleri dikkate almadan, müvekkili şirketle ilgisi bulunmayan bir belgeye dayanarak karar verdiğini; müvekkili şirketin ayrı tüzel kişiliği olduğunu, ne zaman düzenlendiği belli olmayan protokolde davalı şirketin kaşe imzası ile …’ın imzası bulunduğunu, müvekkili şirketin kaşesi ve şirket adına imza bulunmadığından müvekkili şirket açısından bağlayıcılığı bulunmadığını; davalı şirket kayıtlarında yapılan bilirkişi incelemesinde, davalı şirketin dava dışı … adına 09/02/2017 tarihli ve 350.000 TL bedelli “… pafta … ada … parsel … blok … satış bedeli açıklamalı fatura düzenlediği, bedelin ödenmediği belirtilerek daireyi müvekkilinin alacaklarına sayarken aynı zamanda …’ın borçlu gösterildiğini; mahkemenin itirazları değerlendirmediğini; kararın gerekçesinde belirtildiği gibi söz konusu dairenin müvekkili şirketin hak edişlerine karşılık verildiğinin ispat edilmediğini; hak edişlerine karşılık verilmiş olması halinde faturanın müvekkili şirket adına kesileceğini; müvekkili şirket muhasebesi ve ticari defterlerinin ortaklarından bağımsız olduğunu, tarafların gerçek iradesinin dairenin karşılığı verildiği yönünde olması halinde daire teslim protokolünde müvekkili şirkete ait bir ibare olması, söz konusu dairenin müvekkili şirket adına devredilmesi yada işlemleri muhasebelestirmek ve müvekkil şirket ile olan hesapları kapatmak adına daire ile ilgili satıs faturasının müvekkili şirket adına kesilmesi gerektiğini; davalı şirket kayıtlarında, müvekkili şirketin 189.031.08 TL alacaklı ve aynı zamanda belirtilen daire sebebiyle de dava dışı …’ın 350.000 TL borçlu gözüktüğünü, mahkeme ve bilirkişilerin değerlendirmelerini yaparken bu hususları ve itirazları dikkate almadığını; gerekçeli kararda, …’ın davalı şirketten kendi adına satın aldığı iddia edilen dairenin parasının davalı şirkete gönderildiğine dair herhangi bir delil dosyaya sunmadığının belirtildiğini; mahkemenin tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olduğunu; davalı sirketin cevap dilekçeşi dahil sunduğu tüm dilekçelerinde böyle bir iddiada bulunmadığını; davalı şirketin savunma konusu yapmadığı bir hususta mahkemenin değerlendirme yapamayacağını, bilirkişi raporlarının hukuka aykırı olduğunu; 30/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin incelenmesi gerektiğini; mahkemenin açıkça hukuka aykırı olan bilirkişi raporlarını hükme esas alması, bilirkişi raporlarına tirazlarının tarafsız bir bilirkişi heyeti yada ilgili heyet tarafından hiçbir şekilde değerlendirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu; kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı şirket tarafından elektrik imalat işlerine karşılık daire teşlimi yapılmış olsa bile sözkonusu dairenin değeri davalı şirket tarafından sunulan ve resmi nitelikteki tapu belgesinde 205.000 TL olduğunu; davalı şirket tarafından ibraz edilen belgelerden de görüleceği üzere davalı şirketten olan alacağın KDV hariç 435.558,31 TL olduğunu; alacağından dairenin bedeli indirilse dahi müvekkili şirketin fatura tutarları ve dolayısıyla dava konusu icra takip bedeli kadar halen alacağı bulunduğunu; mahkemece beyanları ve özellikle 30/10/2018 tarihli rapora itiraz dilekçesinde belirttiği itirazlar dikkate alınmadan verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesi ile; davacı şirket çalışanı …’a ait e-mail hesabından 05.11.2016 tarihinde müvekkil şirkete göndermiş olduğu e-mailin davacı şirketin sözleşme uyarınca … projesinde üstlendiği elektrik işlerinin daire karşılığında yapıldığını kabul ettiğini ve müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını ve davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak yaptığını ispatladığını; 08/06/2015 tarihli teklif formu ve “Taşeronluk İşi Karşılığı Daire Teslim Protokolü” arasındaki bağlantı, gönderilen mailler ve protokol hükümleri yorumlandığında tarafların gerçek ve ortak iradelerinin ödemenin daire karşılığı şeklinde kararlaştırıldığının ortaya çıktığını; bilirkişi raporunda aynı tespitin yapıldığını; davacı şirketin kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, mahkemenin kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu; kararın kötüniyet tazminat talebinin reddi kısmının kaldırılarak, talebi doğrultusunda %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesini istemiş, ayrıca davacının ilave iş yapmadığını, iddianın genişletilmesine muvafakatın bulunmadığını belirterek, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile 4 adet fatura düzenlendiğini, davalının faturaları defterine işlediğini, 2015 yılı fatura alacaklarının 60.883,08 TL olduğuna dair mutabakat yapıldığını, ayrıca 2016 yılı için 118.000,00 TL ve 10.148,00 TL olarak düzenlenen faturaların da davalı defterlerine işlendiğini ödeme yapılmayınca icra takibi yaptıklarını ve itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ve inkar tazminatını talep etmiş; davalı vekili ise … projesinde yaptığı işler karşılığında davalı şirket yetkilisine 350.000,00 TL değerinde daire verildiğini, … projesinin 312.000,00 TL bedelli olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davacı cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin 08/06/2015 tarihli belge dışında kalan ilave işleri yaptığını, bu durumun mahallinde yapılacak keşifle ortaya çıkacağını; 11/04/2018 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinde, davalı şirket ile yaptığı ticari ilişki sonucu yapılan elektrik işlerine karşılık 4 fatura kestiğini, davalı şirkete tebliğ edilen faturaların defterlerine işlemek suretiyle alacağı ve fatura içeriğinin kesinleştiğini beyan ettiği, işlerin ayrıntılı olarak belirtilmediğini; müvekkili şirketin davalı şirkete … projesinin yanı sıra muhtelif elektrik işleri yaptığını; davalıların çevap dilekçesi ekinde yer alan belgelerde bu muhtelif işlerin yer aldığını, davalılarca bu işlere yönelik herhangi bir itiraz olmadığını; davalıların cevap dilekçesi ekinde yer alan belgelerde işbu işler ve KDV hariç bedellerinin Koşuyolu şantiye işleri toplamı – 2.724,63 TL, .. bey 10 daireden kalan bakiye – 25.674,00 TL, … petrol muhtelif elektrik işleri – 8.600.00 TL, … petrol muhtelif elektrik işleri – 1,525,00 TL, Kesinlen faturalar farkı (100.000450000)- 27.000,00 TL şeklinde belirtildiğini; davalının diğer işler için itiraz etmediğini belirtmiştir. Davacı tarafça, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile 60.883,08 TL mutabık kalınan alacak, 128.148 TL kesinleşmiş fatura alacağı ve 16.936,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 205.967,98 TL alacağın tahsili için başlatılan takibe, davalının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 08.06.2015 tarihli … Elektrik İşleri İcmali Sözleşmesi ile davalının üstlendiği … projesinin elektrik işlerinin yapımının 349.637,93 TL bedelle davacı tarafından üstlenildiği; ancak bedelin 312.000,00 TL’ye indirildiği; yapılacak işlerin belirlendiği; ödemelerin 30-60-90 günlük çeklerle yapılacağının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında ibraz edilen, Taşeronluk İşi Karşılığı Daire Teslim Protokolü” başlıklı müteahhit …San.Tic.Ltd.Şti ile taşeron … Elektirik – … arasında imzalanan tarihsiz belge ile; “Taşeron, … Ticaret Limited Şirketi’nin yüklenimi altında Ümranıye … ( … ) Mahallesi … Pafta, … ada … parselde yapımı devam eden konut inşaatında taşeron olarak yapacağı elektrik işleri karşılığında düzenleyeceği hak edişleri karşılığında bu inşaattan bir bağımsız bölüm (daire) alacaktır. Bu bağımsız bölümün ( 2+1 daire ) bedeli: 350.000,00 (üçyüzellibin) TL dir. Taşeron olarak yapılan işlerin hak ediş tutarı, dairenin belirlenen fiyatını karşılamaz ise aradaki fark taşeron tarafından karşılanacaktır, hakediş tutarının daire fiyatından fazla olması halinde ise müteahhit taşerona farkını ödeyecektir.” düzenlemesinin yapıldığı ve … Mah. … Ada … parsel numaralı taşınmazda bulunan … Blok Zemin kat … numaralı bağımsız bölümün davalı tarafından …’a 22/03/2016 tarihinde 205.000,00 bedelle devredildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece … projesinde keşif yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda da davacı şirketin davalıdan olan alacağının fatura edilmiş olan 189.031,08 TL’lik kısmını talep ettiği, taraflar arasında düzenlenen protokol gereği davacı şirkete olan borçlarına sayılması amacıyla takipten önceki tarihte 350.000,00 TL bedelli taşınmaz devrettiği, bu nedenle takip konusu faturalardan kaynaklanan herhangi bir alacağının olmadığı belirtilmiş, rapor esas alınarak kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı dosya kapsamındaki beyanlarında … dışındaki projeler için de iş yaptığını belirtmiş, ancak mahkemece bu hususta bir araştırma yapılmamıştır. Mahkemece mahallinde davalı defterlerine kayıtlı olan işlerin yapılmış olduğu kabul edilmesi gerektiğinden, taraf defterleri incelenerek ilave işlerin yapıldığı iddia edilen mahalde keşif yapılarak yapılan işler bedelinin bu işler için taraflar arasında sözleşme olmaması nedeniyle TBK’nın 481. maddesi gereğince iş bedelinin işin yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece bu husus araştırılmamış, …’a devredilen taşınmazın protokol kapsamında borç tasfiyesi için devredildiğinin kabul edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, taraflar arasındaki ihtilafa göre, mahkemece, mahallinde keşif yapılarak, fatura konusu ilave işlerin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne miktar iş yapıldığı, yapılan işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre bedelinin hesaplanmak suretiyle davacının yaptığı tüm işler değerlendirilip protokolde değeri 350.000,00 TL olarak belirlenen daire bedeli de mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarih, 2017/76 Esas, 2019/602 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.