Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1707 E. 2022/1129 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1707
KARAR NO: 2022/1129
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2016/670 Esas, 2019/789 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında … konutları 26 villa’da mermer işlerinin yapılması hususunda anlaşma yapıldığını, müvekkili davacı yanca sözleşme gereğince üstlenilen edimin süresi içerisinde ve eksiksiz yerine getirilip davalıya 10/12/2015 tarihinde teslim edildiğini, yapılan işlere ilişkin 10/12/2015 tarihli, ilave işler karşılığı olarak da 04/01/2016 tarihli faturalar düzenlendiğini, bu faturaların davalıya gönderilerek muhasebeleştirildiğini, ancak davalı yanca müvekkilinin bakiye iş bedeli olan 100.518,00 USD hakediş alacağını ödemediğini, bu konuda davalıya Kadıköy … Noterliği’nin 18/04/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, müvekkili ile davalı arasında cari hesap mutabakatı da bulunduğu halde borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin, müvekkili şirketin maliki olduğu … Mah. … Sk., … Villaları, Üsküdar … adresindeki … Villanın taş/mermer yapım işini üstlendiğini, ancak yaptığı işin ayıplı olduğunu, yapılan mermerlerde çatlamalar oluştuğunu, davacının özensiz işçilikle estetikten uzak çözümlerle ayıbı gidermek için açtığı delikler ve çirkin sıvalar, çatlamış ve asimetrik döşenmiş mermerlerle işi bitirdiğini, bu hususun davacıya süresi içerisinde ihbar edildiğini, işçilik ve malzemedeki ayıplı ifasını kabul eden davacının bu ayıbını mevsim şartlarının daha olumlu seyrettiği bir dönemde gidermeyi taahhüt ettiğini, ancak davacının bu taahhüdüne uymasını beklerken müvekkiline keşide ettiği Kartal … Noterliği’nin 08/04/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameyle alacak talebinde bulunduğunu, müvekkilince bu ihtara Kadıköy … Noterliği’nin 22/04/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameyle cevap verildiğini, işçilik ve malzemedeki ayıplar ile bu ayıpları giderici taahhüdün tekrar davacıya hatırlatıldığını, davacının cevap vermemesi üzerine ayıbın tespiti yönünden İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/55 D. İş sayılı dosyasından tespit talebinde bulunulduğunu, alınan bilirkişi raporunda yapılan işin gerek teknik ve gerekse görsel açıdan ayıplı ifa edildiğinin ve bu ayıbın giderilmesi için 300.000,00 TL daha masraf yapılması gerektiğinin belirlendiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhinde %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının cevap dilekçesinde 300.000,00 TL masraf yapılması gerektiğini belirtmesinden TBK’nın 475/2. madde kapsamında iş bedelinden ayıp oranında indirim yapılmasını istediği kanaatine varıldığı, tespit dosyası ile keşfen yapılan inceleme akabinde aldırılan bilirkişi raporunun kadri maruf bulunduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 100.517,79 USD alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak davalının iş bedeli borcundan, ayıpların giderilmesi için gerekli olan toplam 300.000,00 TL masraf bedelinin indirilmesini talep edebileceği, bu tutarın takip tarihi itibariyle dolar karşılığının 101.774,26 USD olduğu, bu hali ile davacının, ayıplı ifa nedeniyle alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davaya konu alacağın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Fatura ve Teyit Mektubu Başlıklı 21 maddesinin (2) fıkrasındaki ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” şeklindeki düzenleme gereği verilen mal ve hizmetler gereği düzenlenerek davalı şirkete gönderilen ve 8 gün içinde itiraz edilmeyerek kabul edilen ve davalı şirket tarafından KDV indiriminden yararlanılan faturaya bağlı alacak olmasına rağmen mahkemece davanın mahiyetinin yanlış değerlendirildiğini, davalının TBK’nın 475/2.maddesi kapsamında iş bedelinden ayıp oranında indirim yapılmasına yönelik talebi bulunmamasına rağmen davalı lehine kanaat belirtilerek davalının talebi dışında karar verilmesinin hukuka, Hak ve adalete uygun olmadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla teslim edilen işlerin eksik ve kusurlu olduğunun müvekkili tarafından bakiye alacağının ödenmesinin talep edildiği Kartal … Noterliği’ nin 08/04/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameye davalı tarafından müvekkili şirketie gönderilen Kadıköy … Noterliği’nin 22/04/2016 tarih ve … yevmiye nolu cevabı ihtarnamesi ile bildirildiğini, yani işin tesliminden 4 ay sonra ve bakiye alacaklarının ödenmesi talep edilince davalı taraça borcun ödememesi için işin ayıplı olduğunun öne sürüldüğünü, davalı şirket tarafından müvekkiline usulüne uygun ve süresi içinde ayıp ihbarı yapılmadığını ve seçimlik hak kullanılmadığını, … Konutları …VİLLA’da mermer işlerinin yapılmasına konusunda davalı şirketin anlaşmaya vardığı … Ltd Şti ile çalışıldığını, projenin bu firma tarafından hazırlandığını ve imalat ve montajın her aşamasında bu firmanın elemanları ile ortaklaşa çalışılmıştır. Üretim ve montajın her aşamasında bu firmanın yetkilisi Mimar … denetiminde yapıldığını, bu konuda davalı tarafından yetkilendirilen ve görevlendirilen … Ltd Şti ile e-mail ortamında yapılan sayısız yazışmaların delil olarak dosyaya sunulduğunu, bu süreçte ve sonrası bu firmadan müvekkiline herhangi bir olumsuz, eksik ve yanlış malzeme kullanıldığı ile ilgili bir uyarı ve eleştiri gelmediğini, Taraflarınca … LtdŞti’nin yetkilisi mimar …” nun tanık olarak dinlenmesinin mahkemeden talep edildiğini ancak bu taleplerinin kabul görmediğini, tanıklarının dinlenmediğini ve eksik inceleme sonucu karar verildiğini, İstanbul Anadolu 10 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/55 D.İş dosyası ile yaptırılan delil tespiti sırasında düzenlenen bilirkişi raporunun 27/06/2016 tarihli olup, dava açıldıktan sonra davalı tarafından delil tespiti yapıldığından hükme esas alınamayacağını, bilirkişi raporlarının dosyada bulunan belge ve bilgilere göre düzenlendiğini, yerinde inceleme yapılmadığını, bahse konu yapılan işler öncesi proje olup olmadığının araştırılmadığını ve yapılan işlerin projeye uygunluğunun denetlenmediğini, davalı tarafından ayıplı mal ve hizmet olarak belirtilen iş ve malzemenin değiştirilmesi ve onarımı ile ilgili hiç masraf yapılmadığını ve olduğu gibi villanın halen aynı şekilde kullanıldığını, davalı tarafın zararının varlığını ispatlayamadığını ve dosyaya belge (fatura) sunulmadığını, ayıplı kalemlerin tek tek belirlenmesi ve ölçüm yapılarak malzeme ve işçilik olarak fiyatlandırılması gerekirken yapılmadığını, hiçbir bilimsel veri ve hesaplamaya dayalı olmadan ayıbın belirlendiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında davalıya ait … Konutları … Villanın mermer işlerinin davacı yüklenici tarafından yapılması konusunda anlaşma yapılmıştır. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında bakiye iş bedeli alacağına istinaden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 100.581,00 USD asıl alacağın tahsili için ilamsız takip yapıldığı, davalının işin eksik ve ayıplı yapıldığı yönündeki itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin varlığı, içeriği, işin 10/12/2015 tarihinde teslim edildiği ve iş bedelinin 667.337,00 TL olarak kararlaştırıldığı hususları tarafların kabulündedir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık işin ayıplı yapılıp yapılmadığı, ayıp var ise davacının alacağından ayıp oranında indirim yapılması halinde davacının alacağınını kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı iş sahibi tarafından işteki ayıp ve eksiklerin tespiti için İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/55 D.İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit akabinde inşaat mühendisi … tarafından hazırlanan 27/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; mahallinde yapılan tespitlerin fatura ile karşılaştırılması sonucunda, villadaki zemin kaplamalarında kullanılan doğal taşlar ve benzeri mermerlerin pek çok yerde işin önemi ve yapının albenisi ile bağdaşmadığı, yapılan işçiliğin lüks yapılara özgü olmayıp, vasatın altı öneme haiz gelişmiş bölgelerdeki inşaatlara uygulanan zorlamalar olduğu, villa içindeki tadilat ve bu tadilata bağlı kısmi yenileme işlerinin serbest piyasa rayiç değerinin nakliye ve işçilik dahil 300.000,00 TL olduğu, 3 kişilik bir ekibe ve 20 gün süreye ihtiyaç olduğu belirtilmiş, davacı vekilince tespit raporuna karşı itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinden yaptırılan inceleme akabinde mali müşavir …, inşaat mühendisi … ile hukukçu Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 22/03/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davacının ibraz ettiği 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanışlarının süresinde yaptırıldığı, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, bu kayıtlara göre, davacının davalı şirkete faturalar üzerinde belirttiği USD kuruyla toplam 229.276,69 USD ( 667.377,30 TL) tutarında 2 adet hakediş faturası kestiği, davacının davalı şirketten 128.758,90 USD (361.867,25 TL) tahsil ettiği, davalının ibraz ettiği 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanışlarının süresinde yaptırıldığı, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, bu kayyıtlara göre, davalı şirketin davacı şirketten faturalar üzerinde belirttiği USD kuruyla toplam 229.276,99 USD ( 667.377,30 TL) tutarında 2 adet hakediş faturası aldığı, davalı şirketin davacı şirkete 128.853,65 USD (361.701,35 TL) ödeme yaptığı, davalı şirketin davacıya takip tarihi itibariyle 100.423,44 USD ( 305.675,95 TL) bakiye borucunun bulunduğu, bu durumda tarafların defter kayıtlarının uyumlu olmayıp 2 defter arasında 100.517,79 USD davacı alacağı- 100.423,34 USD davalı borcu = 9445 USD’lik fark bulunduğu, bu farkın davacı defterlerinde 22/12/2015 tarihinde davalıdan tahsil edilen 17.106,30 USD’nin, davalı defterinde 17.201,05 USD olarak gösterilmesinden kaynaklandığı, faturadaki 0,30 USD’lik farkın davalı lehine olduğu, 94.75 USD ödeme farkının ise davacı aleyhine olduğu, bu nedenle davacının 10/12/2015 tarihindeki ödemeye 17.201,05 USD olarak yaptığını kanıtlaması gerektiği, ancak buna ilişkin bir belge sunulmadığı, bu nedenle davacının bakiye alacağının kendi defterindeki gibi 100.517,79 USD olarak kabul edileceği, o halde davacının yaptığı iş karşılığında davalı şirkete 229.276,69 USD tutarında hakediş faturası kestiği hususunda yanlar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, dosyasında bulunan tüm bilgi, belge, fotoğraflar ile taraf beyanlarından, … villaları adlı sitede yer alan … villada yapılan mermer imalatında özensiz işçilik ve ayıplı malzeme nedeniyle ayıp, kusur, çatlak ,renk farklılığı ve malzeme uyumsuzluğu bulunduğunun anlaşıldığı, tespit raporunu düzenleyen bilirkişinin konusunda uzman olduğu gözetildiğinde yapılan değerlendirmenin, işin mevcut ve fili durumuna uygun olduğu, tespit raporundaki ayıplı yapılan işin serbest piyasa rayiç değerinin nakliye ve işçilik dahil 300.000,00 TL ( 101.774,26 USD) olduğu, 3 kişilik bir ekibe ve 20 gün süreye ihtiyaç olduğu yönündeki belirlemenin kadri maruf olduğu, bu itibarla davacı yüklenicinin 100.517,79 USD’lik alacağından ayıplı işlerin giderim bedeli olan 300.000,00 TL ( 101.774,26 USD) mahsup edildiğinde davacının takip tarihi itibariyle bir alacağının kalmadığı belirtilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. Dairemizce yapılan incelemede; mahkemece yalnızca taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak ve davacı yanca itiraz edilen delil tespiti dosyasındaki verileri kabul eden bilirkişi kurul raporuna dayanılarak karar verildiği, gerek tespit dosyasından alınan bilirkişi raporunda, gerekse mahkemece hükme esas alınan kurul raporunda ayıplı imalatların tek tek sıralanmadığı, değerlerinin tek tek belirlenmeden afaki rakam verildiği anlaşılmaktadır. Benzer uyuşmazlıklarda mahkemece yalnızca ticari defterler üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2013 / 9343 Esas ve 2014 / 3772 Karar sayılı, 14/05/2014 tarihli kararında açıkça vurgulanmıştır. O halde, yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece davalının işin ayıplı ifa edildiği yolundaki savunması ile ilgili delillerin toplanıp, mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılması suretiyle toplanan delillerin değerlendirilmesi, varsa öncelikle ayıplı işlerin bedelinin hesaplanması ve ayıplı işler bedeli düşüldükten davacının alacağı kalması halinde davacı alacağına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarih, 2016/670 Esas, 2019/789 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.