Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1680 E. 2021/313 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1680
KARAR NO : 2021/313
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI 2019/116 Esas, 2019/740 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağı ve tazminat talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 14/02/2013 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasında müvekkilinin yüklendiği İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerine bina yapma işinin kaba inşaat işlerinin davalı tarafça yapılması konusunda “…Şantiyesi Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi” başlığı altında 30/07/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmede işin süresinin 112 gün olarak belirlendiğini, ancak davalının üstlendiği işi sözleşme gereğince bitirmesi gereken 19/11/2012 tarihine kadar bitiremediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesinden sonra davalı tarafça eksik bırakılan işlerin başka taşeronlara yaptırılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin yeni taşeronlara ödediği bedeller nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak şartıyla, davalının sözleşmeye aykırı uygulamaları sebebiyle doğan zararlarının, davalıya sözleşme gereği uygulanan cezalar ve sözleşmenin haklı feshi sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararlar ile müvekkili tarafından davalı adına çeşitli kurumlara yapılan ödemeler toplamından şimdilik 340.026,66 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın edimlerini tam olarak ve süresinde yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin iş bitirmede gecikme yaşadığını ve sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde işi bitiremediğini, buna rağmen sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, sözleşmenin davacı tarafça haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı zarar ve mahrum kalınan kar kaybının tahsili amacıyla taraflarınca davacı aleyhinde İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2012/261 Esas sayılı dosyanın bu dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir. İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/40 Esasına kaydedilen dosyadan mahkemece 25/06/2013 tarih, 2013/180 Karar sayılı karar ile, aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/261 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/261 Esas sayılı dosyasından davacı taşeron şirket tarafından davalı yüklenici şirket aleyhinde verilen 16/11/2012 tarihli dilekçe ile, taraflar arasında “… Şantiyesi Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi” başlığı altında 30/07/2012 tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile yüklenici davalının Kartal İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parseldeki … Projesi kapsamındaki kaba inşaat işlerinin müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun bir şekilde yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 36.1 maddesinde, sözleşme ekinde yer alan genel idari şartname, teknik şartname, proje, keşif özeti, birim fiyat tariflerinin iş bu sözleşmenin ayrılmaz parçaları olduğunun, buna göre sözleşmenin ayrılmaz parçası olan kaba yapı işleri birim fiyat tarifeleri beton işleri bölümüne göre hazır beton satın alınması, pompa ucunda ve trasmikser temini işinin davalıya ait olduğunun düzenlendiğini, müvekkilinin, davalının ediminde olan iş sahasında hazır edilecek betonu kullanmak sureti ile yükümlendiği işi yapabileceğinden, hazır betonun tesliminin gecikmesinin dolayı müvekkilinin de işin yapımını ve teslimini geciktirdiğini, davalı tarafça zamanında ve yeterli beton temin edilememesinden dolayı 20 günlük iş gecikmesi yaşandığını, bu gecikme nedeni ile hem iş programının aksadığını, hem de müvekkilinin maliyetlerinin arttığını, bu zararın davalının sorumluluğunda olduğunu, aynı zamanda inşaat demirinin temini işinin de davalının yükümlülüğünde iken inşaat demiri temininde de gecikmeler yaşandığını, müvekkilinin işçilerinin çalışamadığını, iş programının aksadığını ve işin yapım süresinin bu nedenle de geciktiğini, oluşan zararlardan davalının sorumlu olduğunu, taraflarca akdedilmiş bulunan genel idari şartname’sinin 3.1 maddesi gereğince ” hafta sonu çalışma izni yüklenici tarafından alınacaktır” hükmüne rağmen, hafta sonu çalışma izninin iş sahibi davalı adına düzenlenecek belge ile alınabilecek bir izin olduğunu, taşeron müvekkilinin sorumluluğunun ilgili makamdan işlerin takibi ile sınırlı olduğunu, bu işlemlerin takibi için davalı tarafından müvekkili şirkete yetkili olduğunu gösterir bir vekaletname çıkartılıp verilmesi gerektiğini, davalı tarafından bu yetkileri kapsar vekaletnamenin müvekkiline verilmediğini, davalının yükümlülüğünde bulunan sorumlulukların zamanında tam ve yeterli şekilde yerine getirilememesi sonucunda toplam 43 günlük iş programı aksaması meydana geldiğinden müvekkilinin davalıdan toplam 59.403,00 TL zarar alacağının bulunduğunu ileri sürerek, toplam 59.403,00 TL’nin 23/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskot ticari gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Yargılama sırasında İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kapatılması nedeniyle dava dosyası İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredilerek 2014/371 Esasına kaydedilmiştir. Asıl davada davacı taşeron şirket tarafından davalı yüklenici şirket aleyhinde İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/286 Esas sayılı dosyasına verilen 24/12/2012 tarihli dilekçe ile, taraflar arasında aktedilen 30/07/2012 tarihli … Şantiyesi Kaba İnşaat Sözleşmesi’nin 9.maddesi gereğince davalı yüklenici tarafından müvekkilinin 1, 2 ve 3 nolu hak edişlerinden %10 oranında 40.140,62 TL ‘lik nakit teminat kesintisi yapıldığını, ayrıca müvekkili tarafından sözleşme gereğince 80.000,00 TL’ lik teminat çekinin düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, gayri nakdi teminat olarak çekinin davalının uhdesinde olduğunu, davalının sözleşme gereğince yüklenmiş olduğu edimlerini zamanında ve tam olarak yerine getirmediğini, davalı tarafından şantiye elektriğinin temin edilmesi gerektiği halde bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini ileri sürerek nakit teminat kesintisi olarak müvekkilinden kesilen 40.140,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine ve teminat olarak davalıya teslim edilen 80.000,00 TL’ lik gayri nakdi teminat çekinin taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece 25/01/2013 tarih, 2013/8 Karar sayılı karar ile aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Ana dosya olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonunda, mahkemece 26/06/2015 tarihli bilirkişi kök rapor ile 22/02/2017 ve 19/09/2018 tarih tarihli ek raporlar hükme esas alınmak suretiyle 24/01/2019 tarih, 2019/36 Karar sayılı karar ile, asıl davada davacı taşeronun sözleşme hükümleri çerçevesinde, yükümlülüklerini süresinde yerine getirmekle mükellef olduğundan, davalı yüklenicinin sözleşmenin uzatılması isteğini kabul etmeme hakkının olduğu, sözleşmenin davalı yüklenici tarafından feshedildiği 30/11/2012 tarihi itibariyle dahi işin bitirilme noktasına getirilemediği, davacı taşeronun sözleşmede belirlenen 800.899,53 +KDV tutarındaki iş bedelinden ancak 494.640,42 TL’lik kısmına tekabül eden işi yaptığı, sözleşmenin teslim süresi üzerinden 11 gün geçtikten sonra yapılan tespite göre işin yaklaşık % 60′ ının tamamlanabildiğinin tespit edildiği, bu durumda davacı taşeronun imalat borcunu zamanında ifa etmeyerek temerrüde düştüğü, davacı yanın gecikmenin davalı yükleniciden kaynaklandığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı ve sözleşmenin davalı yüklenici tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle, davacı taşeronun asıl davada gecikmelerden ve arızalardan kaynaklanan maliyet farkı bedelini talep edemeyeceği sonucuna varılarak asıl davanın reddine karar verilmiştir.Birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/286 Esas sayılı davada, davacının sözleşmenin sona erme tarihine kadar yapmış olduğu işlerin bedelini davalıdan talep edebileceği, davacının 4 numaralı hak edişin düzenlenmesinden sonra sözleşmenin feshedilmesine kadar gerçekleştirmiş olduğu imalatlara ilişkin 139.038,08 TL’lik fatura düzenlediği, bu faturanın davalı tarafın ticari defterlerine de kaydedildiği, fatura bedeline herhangi bir itirazın olmadığı, davacının kayıtlarında davalıdan 4 nolu hakedişten sonraki işlerin fatura edilmesinden kaynaklı 279.421,38 TL tutarında alacağın mevcut olduğu, bu alacağın davalı kayıtlarında da yer aldığı, ancak davalı tarafından davacıya tanzim edilen 626.472,91 TL tutarındaki faturanın 279.421,38 TL’lik davacı alacağından düşülmesinden sonra davalının kendi kayıtlarında 347.051,53 TL alacaklı gözüktüğü, bu durumda davacının 4. hak edişten sonra fesih tarihine kadar yaptığı imalatlara ilişkin bedelin hem davacının hem davalının kayıtlarında 279.421,38 TL olarak yer aldığından davacının bu bedeli davalıdan talep edebileceği, bu bedel yönünden davacının davalıyı dava tarihinden itibaren temerrüde düşürdüğü, sözleşme kapsamında davacı taşeron tarafından davalı yükleniciye verilen teminat çekinin davacıya iade edilmediği, çek bedelinin davacı taşeron tarafından icra dosyasına 11/03/2014 tarihinde 117.100,00 TL ve 15/09/2014 tarihinde 19.606,15 TL olarak ödendiği, bu nedenle davacı taşeronun bu bedeli davalı yükleniciden talep edebileceği belirtilerek teminat çek bedeli olan 136.706,00 TL’nin 117.100,00 TL’sine 11/03/2014, 19.606,15 TL’sine 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, istinafa konu eldeki birleşen İstanbul 50.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/40 Esas sayılı davada, davacı yüklenici şirket tarafından dava takip edilmediğinden, HMK’nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, dosyanın yasal süresi içerisinde yenilenmesi durumunda, bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilerek yeni esas üzerinden yargılamaya devam olunmasına, dosyanın yasal süre içerisinde yenilenmemesi durumunda, bu dosya üzerinden ek karar yazılarak açılmamış sayılmasına karar verileceği yönünde hüküm tesis edilmiştir. Davalı yüklenici şirket tarafından ana dosya olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyasından verilen 24/01/2019 tarih, 2019/36 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. Ana dosya olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyasından 24.01.2019 tarih, 2019/36 Karar sayılı kararı ile işlemden kaldırılmasına karar verilen istinafa konu eldeki İstanbul 50.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/40 Esas sayılı dava dosyasında, davacı yüklenici şirket tarafından davanın yenilenmesi üzerine mahkemece birleşen İstanbul 50.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/40 Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilerek, kaydedilen yeni esas numarası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir. Mahkemece yeni esas numarası üzerinden yapılan yargılama akabinde ana dosya olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyasından verilen 24/01/2019 tarih, 2019/36 Karar sayılı kararına dayanak yapılan 26/06/2015 tarihli bilirkişi kök rapor ile 22/02/2017 ve 19/09/2018 tarih tarihli ek raporlar hükme esas alınarak; davalı taşeron tarafından işin sözleşmede kararlaştırılan sürede bitirilmemesi sebebiyle sözleşmenin davacı yüklenici tarafından haklı nedenle feshedildiği, cezai şartın, asıl sözleşmeye bağlı bir fer’i hak niteliği taşıdığı için, sözleşmenin feshi halinde cezai şartın talep edilmesinin mümkün olmadığı, ancak davacı yüklenicinin eksik ve kusurlu yapılan işleri başka taşeronlara yaptırdığından, dava dışı taşeronlara ödenen bedellerin davalı taşerondan talep edilebileceği, bu meblağın hükme dayanak yapılan denetime elverişli bilirkişi raporlarında 203.251,73 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 203.251,73 TL’nin 20/01/2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Davalı taşeron vekili istinaf dilekçesiyle, dava konusu kaba inşaat sözleşmesine göre inşaatın 112 gün içerisinde tamamlanması gerektiğini, ancak davacının sorumluluğundaki olan beton ve demir temin, tedarik ve sevkiyatında yaşanan gecikmeler ile yine davacının sorumluluğundaki sebeplerden kaynaklı oluşan vinç arızası nedeniyle davacının 43 gün çalışma gerçekleştiremediğini, tüm bu gecikmelerin müvekkili tarafından elektronik posta olarak davacıya bildirildiğini, davacıdan kaynaklı olarak 43 gün çalışılamamış olmasına karşılık 15/10/2016 tarihli bilirkişi raporunun 21. sayfasında işin yaklaşık %60’ının tamamlandığının belirlendiğini, bu değerlendirmenin bile müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, tamamlanamayan %40’lık bölümün ise davacının sorumluluk alanındaki gecikme ve aksamalar sebebiyle 43 gün çalışılamamış olmasından kaynaklandığını ortaya koyduğunu, davalı müvekkilinin 112 günde tamamlanması gereken işin %60’lık bölümünü 69 günde tamamladığı göz önünde bulundurulduğunda, davacıdan kaynaklanan gecikmeler olmasaydı müvekkilinin sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğinin anlaşıldığını, davacı tarafın sözleşmenin icra edildiği 2012 yılı 1. 2. ve 3. hakediş bedellerini tam olarak ödemeyerek müvekkilini mali açıdan zor duruma düşürdüğünü, davalı müvekkilinin söz konusu hakediş ödemelerini sözlü ve yazılı olarak talep etmesinin ardından davacı tarafın kötü niyetli olarak müvekkiline ihtarname göndererek sözleşme feshi ile sonuçlanan süreci başlattığını, dolayısıyla davacı tarafça sözleşmenin haksız biçimde feshedildiğini, davacı taraf tüm bunlara ek olarak haksız şekilde feshettiği sözleşme kapsamında tamamen kendi kusurlarından dolayı tamamlanamayan işleri yaklaşık olarak %60 daha yüksek bedelle tamamlattığı iddiası ile düzenlediği 123.628,60 TL’lik faturanın bilirkişi tarafından davacının alacağı olarak hesaplamaya dahil edildiğini, ancak davacı tarafın sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olması nedeniyle söz konusu bedeli talep etme hakkının bulunmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemek kaydıyla tamamlanmayan işler için talep edilen fiyat farkı tutarının ticari teamüllerin çok üzerinde olduğunu, 24.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve mahkemece taraflar arasındaki mail yazışmalarının dikkate alınmadığını, davacı firmanın iş programına göre betonu zamanında tedarik edemediği için sürekli gecikmeler yaşandığının maillerde davacı firmaya bildirildiğini ve bu durumun süreklilik arzetmesi neticesinde davacı firmanın beton aldığı firmayı değiştirmek zorunda kaldığını, davacı firmanın aynı şekilde demir tedarikini zamanında inşaat sahasına getirmemesi nedeni ile işlerde gecikmeler yaşandığını bu durmun da davacı firmaya mail yolu ile yazılı olarak bildirildiğini, kule vincinin arızalanması ve arıza sebebinin de servis raporunda görüleceği üzere vincin kendisinden değil de inşaat elektiriğinin woltaj düşüklüğünden kaynaklandığı ve arızadan kaynaklanan gecikmenin bizzat davacı tarafın sorumluluğunda olduğu halde davacının bu durumu kabul etmek istemediğini, bu arıza nedeni ile 8 iş günü gecikme yaşandığını, davacı firmanın müvekkil firma tarafından işçi maaşlarının ödenmemesi nedeni ile işçilerin işi durdurduğu iddialarının ise asılsız olup tanıklarca işlerin aksatılmadığının beyan edildiğini, hava şartları nedeni ile işlerde gecikmeler olduğu ve hava şartlarının iş programı gereği çalışmayı ve beton dökümünü engellediğine dair durumun mail yazışmaları ile sabit olduğunu, müvekkili firmanın pazar günleri çalışamaması ve çalışma izninin olmaması ve davacı firmanın izin için gerekli yardımda bulunmamasının da işin gecikmesine sebebiyet verdiğini, dosya kapsamına sunulan beyan edilen gecikme süreleri toplamı 43 gün olduğu dikkate alındığında iş bu gecikmeler yaşanmamış olsa idi işin süresinde bitirilebileceğinin anlaşılacağını, sözleşme içeriğinde sözleşme süresinin sehven 112 takvim günü olarak beyan edilmiş olup aslında işin doğası gereği 112 iş günü olarak yazılması gerektiğini, davacı tarafça müvekkili firmaya çalışmaları sırasında kesilen cezaların yansıtılarak hakedeşinden sürekli kesintiler yapıldığını, müvekkili firmanın hakedişlerinin de süresinde ödenmediğini, buna rağmen davalı firmanın çalışmalarını aksatmadan sürdürdüğünü, müvekkili firma tarafından davalı firmaya gönderilen ihtarname kapsamlarının içeriği bilirkişi raporunca sadece özetlendiğini, fakat içeriği ve haklılığı konusunda hiçbir araştırma yapılmadan aleyhe rapor düzenlendiğini, müvekkili firma tarafından sözleşmenin 3.5 maddesinde yer alan işin uzamasına sebebiyet veren hadise ve olayların bildirilmesine dair sözleşme maddesi gereği bütün gecikmeleri davacı firmaya yazılı mail yolu ile bildirdiğini, yasal olarak çalışılmaması gereken takvim günleri olan dini ve milli bayram günleri ve pazar günleride dikkate alındığında müvekkili firmaya makul olan gecikme günlerinin ek süre olarak tanınması gerekirken bu süre verilmeyerek sözleşmenin feshedildiğini, başka bir firmaya kalan %40 lik iş için 120 gün süre verildiğini, gerekçeli kararda davacı tarafça sözleşmenin haklı olarak feshedildiği kanısına varıldığını, oysa müvekkili firmanın dava dosyası kapsamında ve noterden çekilen ihtarnamelerde, cevabi ihtarnamelerde ve mail yolu ile yapılan yazışmalarda haklı fesih iddiasını çürüttüğünü, gecikmeleri ve nedenlerini kalem kalem rapor ettiğini belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Taraflar arasında davacının yapımını yüklendiği İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerine inşa edilecek binanın kaba inşaat işlerinin davalı taşeron tarafından yapılması konusunda “Asl-ı Bahçe Şantiyesi Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi” başlığı altında 30/07/2012 tarihli sözleşme imzalanmıştır.Sözleşmenin 3.1 maddesinde, işin süresi 112 takvim günü, işin bitim tarihi 19/11/2012 olarak kararlaştırılmıştır.Sözleşmenin 4.1 maddesinde, sözleşme konusu işin bedeli, ekli keşif özeti doğrultusunda 800.991,53 TL + KDV olarak belirlenmiştir.Sözleşmenin 3.5 maddesinde, Sürenin uzatılmasını icap ettiren hadiselerin vukuunda yüklenicinin, bu hadiselerin vukuu tarihinden itibaren en geç 5 (beş) gün içinde iş sahibine müracaat ederek, bu hadiselerin tafsilat ve neticelerini, iş süresinin ne kadar uzatılmasının icap ettiğini yazı ile bildirmesinin şart olduğu, iş sahibinin yüklenici tarafından yapılan yazılı süre uzatım talebini kabul etmeme hakkının saklı olduğu, bu durumda yüklenicinin, işi sözleşme hükümleri çerçevesinde süresinde yerine getirmekle mükellef olduğu düzenlenmiştir.Dosya kapsamından, taraflar arasında sözleşmenin varlığına, içeriğine, bedeline ve işin %85 oranında tamamlandığı seviyede sözleşmenin davalc yüklenici tarafından feshedildiğine ve eksik kalan işlerin davacı yüklenici tarafından başka taşeronlara yaptırıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/210 Değişik İş sayılı, tarafları tespiti isteyen … Sanayi A.Ş.ve karşı taraf … San.Tic.Ltd. Şti olan, tespit dosyasından hazırlanan 11/01/2013 tarihli bilirkişi tespit raporunda, mahallinde yapılan tespitler bölümünde; tespit tarihine kadar yapılan işlerin, binanın 2. bodrum kat, 1. bodrum kat ve zemin katın betonarmesinin tamamlandığı, 17 normal kat olarak yükselecek yapının +25r30 kotundaki 7. normal kat tabiiye betonun dökülmüş olduğu,1. normal katta binanın doğu ve güney yönlerindeki (2605×815)+(970×29,15) ölçülerindeki konut inşaatı alanı ile 2.normal kat seviyesinde binanın güney cephesindeki (900×1255) ölçülerindeki konut inşaat alanlarının yapılı olmadığı, binanın +5,00 kotu seviyesinde ve doğu cephesindeki betonarme parapet duvarın yapılmadığı, kule vincin kurulu olduğu C-D,3 -4f akslan arası tabiiye betonunun temelden itibaren 3 tahliyede (-3,50+0n00+5,D0 kotlarında) dökülmemiş olduğu, yapının muhtelif bölümlerinde beton dökümü esnasında yeterli vibratör kullanılmamasından kaynaklanan çeşitli hataların gözlemlenmiş olduğu, inşaat mahalline tespit için 16/12/2012 günü ikinci kez gidildiğinde, zemin kat market kısmındaki kalıp iskelelerinin sökülmekte olduğunun görüldüğü ifade edilmiştir.Yine Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/205 Değişik İş sayılı, tarafları, delil tespiti isteyen … San. Tic. Ltd. Şti ve karşı taraf … Sanayi A.Ş. olan tespit dosyasında inşaat mühendisi … tarafından hazırlanan 30/01/2013 tarihli bilirkişi tespit raporunda; tespite konu İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı yerde, A, B ve C Bloktan oluşan ve halen kaba inşaatı devam etmekte olan gayrimenkulle ilgili olarak taraflar arasında sözleşme yapıldığı, sözleşme gereği dosyasında bulunan 4 nolu hakedişten sonra yapılan işlerin; A Blok, bodrum kat kalıp işçiliği, A Blok, bodrum kat demir işçiliği, A Blok, bodrum kat beton işçiliği, B Blok, zemin kat kalıp işçiliği, B Blok, zemin kat demir işçiliği, B Blok, zemin kat beton işçiliği, B Blok, zemin kat üstü parapet beton, kalıp, demir işçiliği, B Blok, zemin kat üstü (A Bloğa bitişik) parapet demir, kal, beton işçiliği, C Blok, zemin kat üstü parapet demir, beton, kalıp işçiliği, betonarme istinat duvarı kalıp, demir, beton işçiliği, olup, kule vincin de inşaat mahallinde olduğunun tespit edildiği, tespiti yapılan bu işlerin sözleşme fiyatlarıyla toplam 118.508,12 TL olduğu belirtilmiştir.Asıl dosyada mahkemece, dosya üzerinden yaptırılan inceleme sonucu hukukçu Prof. Dr. … Prof. Dr. … ile mali müşavir … tarafından hazırlanan 26/06/2015 tarihli bilirkişi kurul kök raporu ile 08/12/2016 ve 22/02/2017 tarihli ek raporlarda; davacı taşeron tarafından 4 nolu hakedişe kadar yapılan toplam imalat bedelinin 381.448,84 TL, 4 nolu hakedişten sonra yapılan imalat bedelinin 113,508,12 TL olmak üzere davacı taşeronun yaptığı imalat toplam bedelinin 499.956,96 TL olduğu,19 günlük kule vinç operatörünün kira bedeli olan 9,183,46 TL’nin mahsubu sonucu davacı taşeronun talep edebileceği bedelin 494.640,42TL olarak hesaplandığı, taraflar arasında aktedilen 30/07/2012 tarihli sözleşmenin 3.1 maddesinde, işin süresinin, 112 takvim günü, işin bitim tarihinin 19/11/2012 olarak kesin belirlendiği, yüklenicinin, işin bitim tarihinden en az işin süresi kadar bir süre önce, iş sahasına giderek işyerini teslim almak ve işyeri teslim belgesini imzalamak zorunda olduğu, süresinde işyerini teslim almaması, işyeri teslim belgesini imzalamamasının tüm sorumluluğunun yükleniciye alt olduğu, sürelerin hesabında, işin bitim tarihi ve bitim tarihinden öne doğru işin yapımı için sözleşmede kararlaştırılan sürenin esas alınacağı, yüklenicinin, sözleşme kapsamındaki işleri iş programına uygun olarak belirtilen tarihe kadar kusursuz ve noksansız şekilde tamamlamak ve işler vaziyette iş sahibine teslim etmek zorunda olduğu, sözleşmenin 3.5 maddesinde, sürenin uzatılmasını icap ettiren hadiselerin vukuunda yüklenicinin, bu hadiselerin vukuu tarihinden itibaren en geç 5 gün içinde iş sahibine müracaat ederek, bu hadiselerin tafsilat ve neticelerini, iş süresinin ne kadar uzatılmasının icap ettiğini yazı ile bildirmesinin şart olduğu, iş sahibinin yüklenici tarafından yapılan yazılı süre uzatım talebini kabul etmeme hakkının saklı olduğu, bu durumda yüklenicinin, işi sözleşme hükümleri çerçevesinde süresinde yerine getirmekle mükellef olduğu, sözleşmenin 4.1 maddesinde, sözleşme konusu işin bedelinin ekli keşif özeti doğrultusunda 800.991,53 TL + KDV olarak belirlendiği, dosya içeriğine göre yüklenicinin, kesin vade olarak belirlenen 19/11/2012 tarihinde işi bitirip iş sahibine teslim edemediğinin anlaşıldığı, hatta teslim süresinin gelmesinden 45-50 gün önce, iş sahibinin kendisini yazılı olarak uyarmasına ve işi zamanında bitirmek için lüzumlu tedbirleri almasını talep etmiş olmasına rağmen zamanında ifayı gerçekleştiremediği, her ne kadar taşeron, işin devamı esnasında iş sahibinden kaynaklanan sebeplerle gecikmeler ortaya çıktığını iddia etmiş ise de, gönderdiği ihtarnamede “bu sebeple kendisine ilave süre verilmesi” talebinde bulunmadığı gibi, fesih yetkisinin kullanıldığı 30/11/2012 tarihi itibariyle dahi işi bitme noktasına getiremediği, dosya içerisinde yer alan veriler ( yüklenicinin yaptırdığı tespitte yer alan veriler dahil) dikkate alındığında, toplamda en fazla 494.640,42 TL’ye tekabül eden iş yaptığı; sözleşme ile belirlenen bütün süre içerisinde 800.899,53 + KDV tutarında iş yapılması kararlaştırıldığı dikkate alındığında, sözleşme süresinin üzerinden 11 gün geçmiş bulunmasına rağmen işin yaklaşık %60′ ının tamamlanabildiği, bu durumun taşeronun, imalat borcunu zamanında ifa edemediğini, kesin vade kararlaştırılmış bulunması sebebiyle borçlu temerrüdüne düştüğünü açıkça ortaya koyduğu, taşeronun iddia ettiği, gecikmenin iş sahibinden kaynaklandığı yönündeki iddianın doğruluğunu ispata yarayacak herhangi bir veriye rastlanılamadığı belirtilerek iş sahibinin sözleşmeyi haklı bir şekilde sona erdirdiği sonucuna ulaşıldığı yönünde mütalaa bildirilmiştir. Birleşen 2013/40 Esas sayılı davada; davacı yüklenicinin davalı taşerondan sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin feshinden kaynaklı zarar bedeli ile taşeron hesabına kurumlara yaptığı ödemeler toplamı olarak 340.026,66 TL talep ettiği,2013 yılı sonunda davalı taşeron şirketin defterinde bakiye alacak olarak 279.421,38 TL, davacı yüklenici defterinde ise alacak olarak 347.051,53 TL olarak kayıtlı olduğu, talep edilen “yarım bırakılan iş dolayısıyla uğranılan zarar” yönünden; kural olarak iş sahibinin yarım bırakılan işi başkasına tamamlatma ve bu sebeple ortaya çıkan ek maliyet farkını yükleniciden talep etme hak ve yetkisine sahip olduğu, ancak bunun için “ek maliyet farkının ortaya çıktığı” hususunun hukuken kabul edilebilir deliller aracılığı ile ispat edilmesi gerektiği, ek maliyet farkının, söz konusu iş yüklenici tarafından yapılsaydı ona ödenmesi gerekecek miktar ile, işin fiilen başkasına yaptırılması neticesinde başka yükleniciye ödenmiş meblağ arasında fark çıkması ihtimalinde gündeme geleceği, iş sahibinin hatalı yapılan işlerin düzeltilmesi için başkalarına ödediği meblağın tamamını talep edebileceği, dosya içerisinden söz konusu meblağların teknik ve mali değerlendirmesine göre davalı taşeron şirketin tanzim ettiği faturanın her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, ancak yüklenicinin 203.252,75 TL’ lik SGK ödemeleri, hatalı işlerin düzeltilmesi ve eksik işlerin başka bir firmaya yaptırılmasından kaynaklı farkı talep edebileceği tespit edilmiştir. Raporda, davacı yüklenici yanın kabul edilen ödeme belgeleri ise şöyle sıralanmıştır. 31/08/2012 tarihli, 6.608,18 TL bedelli, sözleşme damga vergisi dekontu, mali kabul edilen 19/10/2012 tarihli, 768,73 TL bedelli, SGK prim açıklamalı fatura, teknik kabul edilen 23/11/2012 tarihli, 1.500,00 TL bedelli, pazar günü beton dökümü nedeniyle Kabahatler Kanunu ihlalinden dolayı ödenen ceza dekontu, 25/12/2012 tarihli, 12.244,75 TL … Bankası’na yapılan ödeme dekontu, mali kabul edilen, 25/12/2012 tarihili, 1.444,89 TL bedelli, SGK primi ödemesi açıklamalı fatura, 30/12/2012 tarihli, 85956 nolu faturadan kaynaklı 28.674,00 TL, 16/01/2013 tarihli, 12.804,87 TL bedelli, … Bankası dekontu, hukuki kabul edilen 123.628,60 TL bedelli kaba inşaat sözleşmesinini yenilenmesi dolayısıyla ortaya çıkan fiyat farkı açıklamalı 85961 nolu fatura, mali kabul edilen, 16/01/2013 tarihli, 1.510,98 TL bedelli, SGK prim ödemesi açıklamalı 85962 nolu fatura, 08/02/2013 tarihli, 6.298,64 TL bedelli, … Bankası dekontu, mali kabul edilen, 08/02/2013 tarihli, 743,23 TL bedelli, SGK prim ödemesi açıklamalı 85967 nolu fatura, mali kabul edilen, 11/11/2013 tarihli 6.283,44 TL bedelli, SGK ödemesi, mali kabul edilen, 741,44 TL bedelli, SGK hizmet faturasıdır. Davacı yüklenici tarafından talep edilen cezai şartın ise, ifaya ekli talep edilebilecek alacaklardan olması ve sözleşmenin yüklenici tarafından feshedilmesi nedeniyle talebinin mümkün olmadığı belirtilmiş, ayrıca mali ve teknik yönden yapılan değerlendirme sonucunda, davacı yüklenici tarafından talep edilen işin gecikmesinden dolayı yapılmak zorunda kalınan ilave hidrolik beton dağıtıcısı kirası ile ilave vinç kirası harcamalarının talep edilemeyeceği yönünde kanaat bildirilmiştir. Asıl dava olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyasından; denetime elverişli 26/06/2015 tarihli bilirkişi kök rapor ile 22/02/2017 ve 19/09/2018 tarihli ek raporlar hükme esas alınmak suretiyle, taraflar arasında aktedilen 30/07/2012 tarihli sözleşmenin 3.1 maddesinde, işin süresi, 112 takvim günü, işin bitim tarihi 19/11/2012 olarak kararlaştırılmasına rağmen, işin sözleşmede kararlaştırılan sürede bitirilmemesi sebebiyle, sözleşmenin davalı yüklenici tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek, tarafların karşılıklı taleplerinin bu olgu dikkate alınarak değerlendirilmesi sonucu asıl davada; davacı taşeronun gecikmelerden ve arızalardan dolayı oluşan maliyet farkı bedelini talep etmesinin mümkün olmadığı, birleşen davada, davacının 4 nolu hakkedişten sonra fesih tarihine kadar yaptığı imalat bedelini davalıdan talep edebileceği ve davacı taşeron tarafından sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat çek bedelini davalı yükleniciden talep edilebileceği, ancak davacı taşeronun sözleşmenin feshinden kaynaklı zararını talep edemeyeceği yönündeki tespitleri doğrultusunda karar tesis edilmiş, istinaf konu eldeki dava da aynı raporlar esas alınmak suretiyle, aynı gerekçelerle bilirkişi raporunda belirlenen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eldeki davada talep, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle cezai şart alacağı ve işin eksik ve ayıplı yapılan kısmının davalı dışındaki taşeronlara yaptırılması nedeniyle ödenen bedellerin tahsili ve taşeron adına yapılan ödemelerin tahsiline ilişkindir.Yukarıda yapılan tespitler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece denetime elverişli 26/06/2015 tarihli bilirkişi kök rapor ile 22/02/2017 ve 19/09/2018 tarihli ek raporlar hükme esas alınmak suretiyle; taraflar arasında aktedilen 30/07/2012 tarihli sözleşmenin 3.1 maddesinde, işin süresi, 112 takvim günü, işin bitim tarihi 19/11/2012 olarak kararlaştırılmasına rağmen, işin sözleşmede kararlaştırılan sürede bitirilmemesi sebebiyle, sözleşmenin davacı yüklenici tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek, raporlarda mali ve hukuki kabul edilen 31/08/2012 tarihli, 6.608,18 TL bedelli, sözleşme damga vergisi dekontu, 19/10/2012 tarihli, 768,73 TL bedelli, SGK prim açıklamalı fatura, 23/11/2012 tarihli, 1.500,00 TL bedelli, pazar günü beton dökümü nedeniyle Kabahatler Kanunu ihlalinden dolayı ödenen ceza dekontu, 25/12/2012 tarihli, 12.244,75 TL … Bankası’na yapılan ödeme dekontu, 25/12/2012 tarihili, 1.444,89 TL bedelli, SGK primi ödemesi açıklamalı fatura, 30/12/2012 tarihli, 85956 nolu faturadan kaynaklı 28.674,00 TL, 16/01/2013 tarihli, 12.804,87 TL bedelli, … Bankası dekontu, 123.628,60 TL bedelli kaba inşaat sözleşmesinini yenilenmesi dolayısıyla ortaya çıkan fiyat farkı açıklamalı … nolu fatura, 16/01/2013 tarihli, 1.510,98 TL bedelli, SGK prim ödemesi açıklamalı 85962 nolu fatura, 08/02/2013 tarihli, 6.298,64 TL bedelli, … Bankası dekontu, 08/02/2013 tarihli, 743,23 TL bedelli, SGK prim ödemesi açıklamalı 85967 nolu fatura, 11/11/2013 tarihli 6.283,44 TL bedelli, SGK ödemesi, 741,44 TL bedelli, SGK hizmet faturasına istinaden davacı yüklenicinin davalıdan talep edebileceği alacak kalemleri toplamının 203.252,75 TL olduğu, cezai şartın, asıl sözleşmeye bağlı bir fer’i hak niteliği taşıdığı, sözleşmenin feshi halinde cezai şartın talep edilmesinin ise mümkün olmadığı gerekçesiyle kısmen kabulüne, 203.251,73 TL’nin 20/01/2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2019 tarih ve 2019/116 Esas, 2019/740 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 13.884,12 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 3.472,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.412,12‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.