Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1677 E. 2022/935 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1677
KARAR NO: 2022/935
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2018/458 Esas, 2019/408 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 16/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin, davalı ile aralarındaki anlaşma gereğince davalıya ait kumaşa dijital baskı yapım işini üstlendiğini, yapılan iş bedeli olarak düzenlenen 3 adet faturadan dolayı da 7.504,80 TL alacak oluştuğunu, iş bitiminde alacağın ödenmemesi nedeniyle müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalı tarafın baskıda hata olduğu gerekçesiyle takibe haksız olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, oysa hataların baskıdan değil davalının kendi kumaşından kaynaklandığı yani kusurun davalıda olduğunun İstanbul Teknik Üniversitesinden alınan uzmanlık raporu ile açığa kavuştuğunu, müvekkilinin sözleşme gereğince üstlendiği edimini yerine getirdiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili firma tarafından dava dışı … Ltd. Şti unvanlı firmadan 1.382 metre polyester kumaş alımı yapıldığını, söz konusu kumaşın 970 metrelik kısmı üzerine digital baskı hizmeti vermesi için kumaşların davacıya gönderildiğini, davacıya gönderilen 970 metre polyester kumaşın digital baskısında davacı tarafından hata yapıldığını, kumaşın siyah zemininde renk kaymaları meydana geldiğinden, söz konusu malın (kumaşın) tamamı ayıplı hale geldiğini, kumaşların hiçbir şekilde kullanılmaz halde zayi olduğunu, davacıya gönderilen 970 metre kumaşın yaklaşık 20 top kumaştan oluştuğunu, ilk baskıda hata olduğu açıkça görülmesi gerekir iken baskıya devam ederek tüm kumaşın davacı tarafından kusuru sebebiyle ayıplı hale getirildiğini, bu yolla müvekkili firmanın zarara uğratıldığını, bu sebeple davacı müvekkili firma tarafından, yapılan hatalı (kusurlu) digital baskı sebebi ile kullanılmaz hale gelen ve zayi olan 970 metre polyester kumaş bedeli ve müvekkiline fason baskı bedeline ilişkin fatura tanzim etmiş olmaları sebebi ile “Fason Baskı İade” bedeline ilişkin olmak üzere, 05/04/2018 tarih ve … nolu KDV dahil 9.752,40 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, bu iade faturasının Beyoğlu …Noterliği’nin 06/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı tarafa iade edildiğini, söz konusu İade faturasının davacıya 09/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından ise yasal süresi geçirilerek, Büyükçekmece …Noterliği’nin 18/05/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile iade edildiğini, taraflarına 21/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının, kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle malı ayıplı hale getirmesinden dolayı alacağı bulunmadığı gibi, müvekkili tarafından kendisine gönderilen iade faturasını yasal süresini geçirerek iade etmiş olması sebepleri ile müvekkili firmanın borcu bulunmamakta olduğu gibi aksine zarar sebebi ile alacağı bulunduğunu ve davacı yanca iade faturasının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile haksız olarak takibe konulduğunu savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 07/12/2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle baskı yapılan kumaştaki ayıbın baskı yapan davacıya yüklenemeyeceği, dosya kapsamıyla davacının baskı yapma konusundaki edim borcunun ifa ettiği, hatanın kumaştan kaynaklandığının sabit olduğu, davacının davalıyı takip öncesi temerrüde düşürmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 7.504,00 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, İİK’nın 67/2.madde kapsamında 1.500,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili 24/04/2019 tarihli süre tutum dilekçesi vermiş ancak istinaf dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflarınca yerinde inceleme talebinde bulunulduğunu, inceleme yapılacak adres ve iletişim bilgileri bildirilmiş olmasına rağmen, ticari defter ve belgelerinin incelenmeyerek eksik ve hatalı bir rapor tanzim edildiğini, mahkeme tarafından 24/09/2018 tarihli ara karar ile “taraflara bilirkişi incelemesi yapılacak adresi ve ticari defter ve kayıtları zimmetinde bulunduran kişinin adı ve adresi ile iletişim bilgilerini bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” dair karar verildiğini ve taraflarınca 08/10/2018 tarihinde, müvekkili firmaya ait adres ve defterlerinin zimmetinde bulunduran kişinin isim ve iletişim bilgileri bildirilmiş olmasına rağmen müvekkili firmaya ait ticari defter ve belgelerinin incelenmemiş olduğu gibi, bilirkişi raporunun 5.sayfasında “davalı tarafın dava dosyasına 2017-2018 mali yıllara ait ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere sunmadığı” şeklinde değerlendirme yapıldığını, bu hususun eksik ve hatalı bir bilirkişi raporuna sebebiyet verdiğini, davacının kusuru sebebi ile zayi olan mal bakımından müvekkili tarafından iade faturası tanzim edilerek Beyoğlu …Noterliği’nin 06/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile davacı tarafa tebliğ edildiğini, söz konusu iade faturasının davacıya 09/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından yasal süresi geçirilerek, Büyükçekmece …Noterliği’nin 18/05/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile iade edildiğini, söz konusu faturanın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğunu, bilirkişi tarafından tek taraflı olarak sadece davacının defterlerinde yapılan inceleme neticesinde bu faturanın davacı defterlerinde bulunmadığı değerlendirilmesinin yapılmasının raporda fahiş bir hata olduğunu, ayrıca bilirkişi raporunun 4.sayfasında anlam veremedikleri bir şekilde, “davacı tarafın dava dilekçesine eklediği dosyada mevcut taraflar arasında düzenlenen fatura ve davalı defter kayıt fotokopileri üzerinde yapılan inceleme” şeklinde belirtilerek ve defterler belirtilerek devamında “T.T.K 83.Maddesi gereğince davalı şirketin yevmiye defter açılış ve kapanış yevmiye kayıtlarının tasdikletmiş olduğu görülmektedir” şeklinde belirtildiğini, aynı şekilde mahkemece verilen süre içerisinde inceleme yapılacak adres ve iletişim bilgileri belirtilmiş olmasına rağmen, bilirkişi tarafından dikkate alınmayarak raporda “ayıplı kumaşlar bilirkişi incelemesine sunulmamıştır” şeklinde tespit yapılmasının da eksik ve hatalı olduğunu,teknik bilirkişi tarafından “Ayıplı kumaşlar bilirkişi incelemesine sunulmamıştır” şeklinde belirtilerek, sadece dosyaya davacı tarafından sunulmuş ve davacı tarafından tek taraflı olarak aldırılmış, İTÜ Tekstil Teknoloji ve Tasarımı Fakültesi Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol ve Araştırma Labaratuarının raporu baz alınarak değerlendirme yapıldığını, davacı tarafın dahi 08/10/2018 tarihli dilekçesinde “baskıya konu kumaşın davalı uhdesinde olduğu, bilirkişi tarafından davalı tarafın adresinde incelenmesi, mümkün değilse İTÜ’ deki kumaş suretinin istenmesini” talep ve beyan edilmiş ise de, bu hususları göz ardı ederek hiçbir şekilde kumaş incelemesi yapmayarak ve başkaca belirttikleri hususları tartışmayarak eksik ve hatalı rapor tanzimine sebebiyet verdiğini, cevap ve beyanlarında da belirttikleri üzere; davacıya gönderilen kumaşın 970 metre ve 20 toptan oluştuğunu, kumaşta bir hata var ise (ki incelenmemiştir), ilk baskıda hata olduğunun açıkça görülmesi gerekir iken davacı tarafından baskıya devam edilerek tüm 20 top kumaşın zayi edilmesi hususunun da değerlendirilmediğini, her iki bilirkişi tarafından, kendilerinden istenen inceleme hususunda deliller değerlendirilmeksizin sadece dosya üzerinden üstün körü taznzim edilmiş olan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında davalı şirket tarafından dava dışı … Tic.Ltd.Şti unvanlı firmadan alınan 1.382 metre polyester kumaşın 970 metrelik kısmı üzerine davacı tarafından digital baskı hizmeti verilmesi konulu eser sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında fatura alacağına istinaden Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 7.504,00 TL asıl alacak ve 18,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.522,50 TL alacağın tahsili için 22/03/2018 tarihinde takip yapıldığı, davalı yanın 03/04/2018 tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına gönderildiği, davalı yana gönderilen yeni ödeme emrine karşı davalı yanca ibraz edilen 17/04/2018 tarihli dilekçe ile borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirket yetkilisi tarafından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına sunulan itiraz dilekçesindeki beyanlardan davalı yanca taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan ve mali müşavir … ile tekstil mühendisi … tarafından davacı yanın defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 07/12/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davalı yanın dijital baskı yapılması için gönderdiği 970 metre polyester kumaşa davacı tarafından dijital baskı işlemi yapılarak davalıya teslim edildiği, davalıya teslim edilen baskılı kumaşın siyah zemininde baskıda renk kaymaları meydana geldiğinden kumaşın ayıplı olduğunun taraflarca kabul edildiği, ayıplı kumaşların bilirkişi incelemesine sunulmadığı, ancak ayıplı kumaştan ITÜ Tekstil Teknoloji ve Tasarımı Fakültesi Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol ve Araştırma Laboratuvarı’na numune kumaş gönderildiği, kumaşta meydana gelen ayıbın nereden kaynaklandığının sorulduğu, 18/01/2018 tarihli … sayılı test raporunda; “Hataların tipi ve dağılımı incelendiğinde, açıklı koyulu bölgeler şeklinde ortaya çıktığı, gölgelerin yoğun olarak siyah baskılı bölgelerde ortaya çıktığının gözlemlendiği, baskılı kumaşın baskısız yüzeyi incelendiğinde, kumaşta atkı yönünde devam eden, homojen olmayan görüntü olduğunun tespit edildiği, baskıya hazır kumaş incelendiğinde de benzer hataya rastlandığı, sonuç olarak; söz konusu hataların baskıya hazır kumaştan kaynaklandığı kanaatine varıldığı, İTÜ Tekstil Teknoloji ve Tasarımı Fakültesi Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol ve Araştırma Laboratuvarının bağımsız ve tarafsız bir kurum olduğu, davacının dijital baskı işlemi yapmış olduğu davalıya ait 970 metre polyester kumaşın siyah zemininde baskıda renk kaymaları oluştuğundan kumaşın ayıplı hale geldiği, davacı şirketin 2016 yılına ait yasal yevmiye, kebir envanter defterleri ve cari hesaplar, satış faturası üzerinde yapılan incelemede; davacının sunulan 2017-2018 mali yıllarına ilişkin yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yapılmış olması, aynca defter kayıtlarının sahibi lehine kesin delil niteliğinde olduğu, davacının 22/03/2018 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 7.504,80 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Dairemizce yapılan incelemede; mahkemece yalnızca davacı taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa; davalı işin ayıplı yapıldığı yönde savunma yapılmış ve davacı yanca süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yönünde herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Benzer uyuşmazlıklarda mahkemece yalnızca ticari defterler üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu Yargıtay ( Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2013 / 9343 Esas ve 2014 / 3772 Karar sayılı, 14/05/2014 tarihli kararında açıkça vurgulanmıştır. O halde, yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece dava konusu tüm kumaşlar üzerinde mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılması suretiyle kumaşların ayıplı olup olmadığının, varsa ayıbın kumaştan kaynaklı olup olmadığının tespit edilmesi, bu kapsamda toplanan delillerin değerlendirilmesi, varsa öncelikle ayıplı işlerin bedelinin hesaplanması, bu ayıplı işlerin bedeli hesaplanırken ayıbın kumaştan kaynaklı olması halinde davacının ilk baskıdan sonra ayıbın varlığını görüp TTK’nın 18/2.maddesi kapsamında basiretli bir tacir gibi baskıya devam etmemesi gerektiğinden, nefaset indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi ve bu suretle bulunacak ayıplı işler bedeli düşüldükten davacının alacağı kalması halinde davacı alacağına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak sadece davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kabule göre de; HMK’nın 26 ve 297. Maddeleri gereğince davacının tüm talepleri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi ve verilen kararın gerekçesinin açıklanması hukuki bir zorunluluktur. Somut olayda; davalı vekilince cevap dilekçesinde davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edildiği halde, mahkemece reddedilen kısmı yönünden kötü niyet tazminatı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, gerekçede bu yönde bir açıklama yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum anılan kanun maddelerine aykırılık teşkil etmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/04/2019 tarih, 2018/458 Esas, 2019/408 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.