Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1669 E. 2022/1215 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1669
KARAR NO: 2022/1215
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2017/1021 Esas, 2019/547 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında 01/01/2010 tarihinde imzalanan eser sözleşmesi gereği müvekkili şirketin davalı şirketin bayi ve servis ağlarında kullanılacak ürünün hazırlanmasının yanında bakım, onarım, çağrı merkezi hizmeti ve güncelleme işlerini yerine getirdiğini, fatura düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini, bir kısım ödemeler yapıldığını, 27/07/2015 tarihi itibariyle fatura ile birlikte 103.894,00 TL tutarında cari hesap borcu için davalı şirkete Beykoz … Noterliği vasıtası ile ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı yanın takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taraflar arsındaki sözleşmenin 7.12 maddesi gereği İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmesel edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacının hizmetlerinin ayıplı ve eksik yerine getirdiğini; taahhüt edilen yazılımın hiçbir zaman hayata geçmemiş olması nedeni ile müvekkilinin zarara uğradığını; Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye ve 15.07.2015 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki her türlü sözleşmenin ve ticari ilişkinin sona erdiğinin bildirildiği ve 2015 yılına ilişkin olarak muhataptan alınan çağrı merkezi hizmeti bedeli olan 10.800 Euronun ödenebileceğinin ihtar edildiğini; müvekkili şirketin 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında, Web sitesi güncelleme hizmeti (..) ve Web Sitesi Barındırma Hizmeti (… ) hizmetleri ile 6 aylık Çağrı Merkezi Hizmetleri (bono yazılım telefon destek hizmeti – 6 ay) şeklinde hizmet aldığını; bu hizmetlerin KDV hariç toplam bedelleri 34.927,94 TL olup, KDV dahil toplam bedel 41.214,97 TL’nin icra dosyasına ödenmiş olduğunu, başkaca hizmet alınmadığını belirterek, davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamındaki işin davacı tarafından yerine getirildiğinin düzenlenen bilirkişi raporlarıyla teknik olarak tespit edildiği, verilen hizmette bir ayıbın bulunmadığının rapor edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 71.141,64 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 8.175,58 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; eksik inceleme ile karar verildiğini; kararda 20.05.2019 tarihli itiraz dilekçesinin neden değerlendirilmediğine dair bir açıklama yapılmadığını; 02.05.2019 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporunun varsayıma dayalı olarak sonuca ulaştığını, rapordaki tespitlere katılmadıklarını; taraflar arasındaki e-mail yazışmalarına dayanılarak ihtilaf konusu hizmetleri verdiklerini ileri süremeyeceklerini defalarca dile getirmesine rağmen bilirkişi raporunda bu yazışmaların dayanak yapıldığını; söz konusu e-mail yazışmalarının delil kuvveti olmadığını; olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, yazışmalarda belirtilen sorunların 2014 yılına ait olduğu ve bir kısmının ise sözleşmeye göre bedelsiz olarak giderilmesi gereken sorunlar olduğunun dilekçelerinde belirtildiğini; hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin bitim tarihini 15.07.2018 olarak belirtildiğini, davacının Kadıköy … Noterliği’nin 15.07.2015 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi tek taraflı olarak sonlandırdığını; müvekkil şirketin 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında, Web Sitesi Güncelleme Hizmeti (…) ve Web Sitesi Barındırma Hizmeti (…) hizmetleri ile 6 aylık Çağrı Merkezi hizmetleri (bono yazılım telefon destek hizmeti- 6 ay) aldığı tüm hizmetlerin karşılığı olan bedeli icra takip dosyasına ödediğini, karşı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak vermemiş oldukları hizmetin bedeli talep edildiğini; 05.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili şirkete ait ticari kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının belirtildiğini; teknik ve yayıncılık sorunlarının çözülmesinin davacı şirketin yükümlülüğü olduğunu; müvekkili şirketin bu hususta gerekli yeterlilikte olmadığı için üçüncü bir şirketten haricen destek aldığını; ayrıca bilirkişinin “davalının davacıya yönelik ilettiği sorunlar ve teknik destek talepleri incelendiğinde yaşanılan sorunların” derken müvekkilinin sorun yaşadığını kabul etmekte ve daha öncesinde IT biriminin yaşanılan sorunlara ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığına dair kendi tespitiyle çeliştiğini; müvekkili şirkete sorumluluk atfedilmesinin tek dayanağının müvekkili şirketin bir IT biriminin bulunduğu iddiası olduğunu; bilirkişinin bu varsayıma nasıl ulaştığı, kaldı ki böyle bir birimin var olup olmamasının sonuca etkili olmadığını; bilirkişilerin açıkça “hizmetin geçmiş zamana ait olduğu için bunu bu aşamadan sonra tespiti mümkün değildir.” tespiti ile aslında davacının davasını ispat edemeyeceğini ortaya koyduğunu; bilirkişi heyetinin davacının sistemi açık tuttuğunu tespit ettiğini belirttiğini, davacının sunucularında bilgileri tutuyor ve sunucularını yeri belirli ise bilirkişi heyetinin bunun üzerinden bir inceleme yapabiliyor olması gerektiğini; davacının sunucularında söz konusu veriler yok ise de davacının davasını ispatlayamadığı sonucuna ulaşılacağını; söz konusu sistem açık ise bilirkişinin neden sunucular üzerinde tespit yapamadığını; bilirkişin işbu tespitlerinin varsayıma dayalı olup kesinlikle hükme esas olabilecek nitelikte olmadığını; davacının işbu hizmeti verdiğine yönelik iddiasını ispat etmesi gerektiğini; davacının iddia ettiği alacağını ispat ettiğini delillendiren yazılı delili bulunmadığını; HMK hükümleri gereği tarafların ticari defterleri öncelikle kendi aleyhlerine delil olarak kabul gördüğünü, mahkemenin, davacının kayıtlarının müvekkilinin kayıtlarına neden daha üstün tutulduğuna dair bir açıklama yapmadığını; davanın İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1157 E. sayılı dosyasından açıldığını, yetki itirazında bulunulması sonrasında davacının dosyayı taşıması akabinde kararı veren İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin HMK 331/2. maddesi gereğince yetkisizlik kararına ilişkin olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davacının ispatlayamadığı davasının esastan tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafça iş bedelinin tahsili için icra takibinin başlatıldığı ve takibe itiraz üzerine itirazın iptaline karar verilmesi istenmiş; davalı tarafça sözleşme gereği kesilen cezaların yerinde olduğu savunulmuş; mahkemece verilen hizmette bir ayıbın bulunmadığı, verilen hizmete karşılık fatura düzenlendiği belirtilerek davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 109.427,65 TL asıl alacak ve 2.928,96 TL işlemiş faiz alacağı yönünden toplam 112.356,61 TL yönünden ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisinde icra takibine konu borcun 71.141,64 TL ‘lik kısmına kısmi itiraz ederek bakiye kısmı ödemesi üzerine takibin durduğu ve eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacı yüklenici ile, davalı iş sahibi arasında imzalanan 01.10.2010 tarihli sözleşme ile … Bayi ve Servis Ağlarında kullanılacak olan yazılımın hazırlanması, kurulumu, kurulum sonrasında bakımı, onarımı ve güncellemesi ile ilgili satış sonrası servislerin sağlanması hizmetlerinin davacı tarafından yapılması konusunda anlaşıldığı; EK-3 olarak aynı tarihte imzalanan Bakım, onarım ve Güncelleme Sözleşmesi ile de hizmetin ücretinin yıllık olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından, Kadıköy … Noterliği’nin15.07.2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile 2015 yılında sadece çağrı hizmeti alındığı, hizmetin ayıplı eksik olduğu belirtilerek taraflar arasındaki her türlü sözleşmenin ve ticari ilişkinin sona erdiği, 2015 yılına ilişkin olarak Muhataptan alınan çağrı merkezi hizmeti bedeli olan 10.800,-Euro +KDV yi ödemeye hazır olduğu ihtar edilmek suretiyle taraflar arasındaki sözleşme feshedilmiştir. Bu durumda, mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshi tarihine kadar yapılan ve icra takibine konu edilen işlerden davalının 1-2-3- ve 4.aylar web sitesi güncelleme hizmeti (…) ve Web sitesi barındırma hizmeti ile 6 aylık çağrı hizmeti aldığı kabulü de değerlendirilmek suretiyle, sözleşme konusu işlerden ne kadarlık miktarının yapılmış olduğunun sözleşme fiyatları ile belirlenip yapılan ödemeler düşüldükten sonra varsa davacının bakiye alacağı bulunarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yalnızca ticari defter kapsamına göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarih, 2017/1021 Esas, 2019/547 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.