Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1668 E. 2021/2504 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1668
KARAR NO: 2021/2504
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2019
NUMARASI: 2014/1191 Esas, 2019/785 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin serbest mimar olup, bu sebeple davalı ile … Mahallesi, … Caddesi, No:… Şişli-İSTANBUL adresindeki … Mağazasının tadilatı ve dekorasyonunun yapımı hususunda 26/09/2011 tarihli teklif ile mutabık kaldıklarını, 02/11/2011 tarihli teklifle iş kapsamına şantiye yönetim hizmetinin dahil edildiğini ve böylece İç Mimari Projesi hazırlanması ve Mesleki Kontrolörlük ve Şantiye Yönetimi hizmetleri karşılığında davalı tarafın 33.750,00 TL + KDV ödenmesi konusunda karşılıklı anlaştıklarını ve projeye başlandığını, ancak 14/12/2011 tarihinde bu hizmetleri karşılığında kendilerine 6.000.00 TL ödeme yapıldığını, bakiye kalan tutarın ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/103 D.İş sayılı tespit talepli dosyası ile müvekkilinin … mağazasında yapmış olduğu tadilat ve dekorasyon işleri karşılığında haketmiş olduğu bedelin tespitinin istendiğini ve toplam 33.750,00 TL + KDV’ belirlendiğini, işbu sebeple kalan tutarı ödemeyen ve sürekli oyalayan davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı ile … Mahallesi, … Cadddesi, No:… Şişli adresinde bulunan mağazanın tadilat ve dekorasyonun tasarımı için görüşülmüşse de davacı … ve yardımcısı Vehbi’nin inşaat halindeki yapıda sadece demir ve alçıpan işleri yapılırken bulunduğunu ve demir konstrüksiyon işleri gibi ilgili projelerin tamamının kendi imkanları ile yapıldığını, öyle ki inşaatın da çok büyük bir kısmının proje ve mimari işlerinin de bizzat şirket çalışanları tarafından yapılması sebebiyle davacı tarafa sadece 6.000,00 TL ödeme yapıldığını, inşaatın yapımındaki demirci ustası, kartonpiyerci, boyacı, cam ve kapı ustası, elektrikçi, mermer montajcısı, mobilyacı, su tesisatçısı ve diğer ustaların da dinletildiği takdirde davacı tarafın iddialarının haksız olduğunun görüleceğini ve yine İstanbul 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/103 D.İş sayılı dosyası ile yapılmış olan tespitin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 27/11/2013 tarihinde Amasya Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/648 Muh. sayılı yazısı ile işbu tespite itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, davacının mimar olarak çalıştığı, tarafların mermer showroom mağazasının tadilatı ve dekorasyonunun yapımı projesinin gerçekleştirilmesi için 26/09/2011 tarihli teklif ile anlaştıkları, daha sonra projeye 02/11/2011 tarihli teklifle iş kapsamına şantiye yönetim hizmetinin dahil edildiği ve böylece iç mimari projesinin hazırlanması ve mesleki kontrolörlük ve şantiye yönetimi hizmetleri karşılığında davalı tarafın 33.750,00 TL + KDV ödenmesi konusunda karşılıklı olarak anlaşmaya varıldığı, ardından davacı tarafça projeye başlandığı, 14/12/2011 tarihinde davalı tarafından davacıya 6.000.00 TL ödeme yapıldığı, kalan bedelin ödenmediği, bunun üzerine davacı tarafından İstanbul 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/103 D.İş sayılı tespit dosyası ile davacının davalıya ait showroom mağazasında yapmış olduğu tadilat ve dekorasyon işleri karşılığında haketmiş olduğu bedelin tespitinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporları, tanık beyanları ve tespit dosyası ile de sabit görüldüğü üzere davacının üzerine aldığı işleri yaptığı, 6.000,00 TL’lik ödeme düşüldükten sonra kalan 27.750,00 TL’lik hizmet bedelinin ödendiğinin ispat edilemediği gibi davalının işin eksik yapıldığı hususundaki iddialarının da somut olarak ortaya konulamadığı, her ne kadar davalı aşamalardaki dilekçelerinde husumet itirazında bulunmuş ise de, cevap dilekçesinde bu yönde bir itirazda bulunulmadığı gibi ön inceleme duruşmasında davalı vekilinin taraflar arasındaki anlaşmayı açıkça kabul ederek davacının edimini yerine getirmediği yönünde savunmada bulunduğu bu nedenle husumet itirazı ile savunmanın birbiri ile çeliştiği anlaşılmakla davalının husumet itirazı kabul edilmemiş sonuç olarak davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, 27.750,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı borçludan tahsiline imkan verecek şekilde takibin devamına, davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğü ispat edilemediğinden, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faize yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine, takibe konu alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacak olan 27.750,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, 27.750,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı borçludan tahsiline imkan verecek şekilde TAKİBİN DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı istinaf dilekçesi ile, müvekkil şirketle davacı arasında iddia edildiği gibi yapılmış sözlü ve/veya yazılı bir anlaşma bulunmadığını, davacıdan herhangi bir hizmet almadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacının dava dilekçesinde mimarlık hizmeti verdiğini söylediği adreste bulunan showroom mağazasının müvekkil şirkete ait olmadığını, bu işyeri ile bir ilgisinin bulunmadığını, dosyaya sundukları tüm kira sözleşmeleri ve belgelerden, davacının mimarlık işleri yaptığı mağazanın … Ltd.Şti tarafından kullanıldığı, kira sözleşmesini mal sahibi ile işbu şirketin yaptığının açıkça ortaya çıktığını, davacının asıl muhatabının … Ltd. Şti. olduğunu, … unvanı altında birçok farklı tüzel kişiliğe haiz birçok şirket bulunduğunu, davalı olarak gösterilen ve husumet itirazı yaptıkları …Tic San A.Ş ile …A.Ş .’nin de farklı tüzel kişiliğe haiz şirketler olduğunu, şirket ortaklarının aynı veya benzer olmasının bu gerçeği değiştirmediğini, mahkemenin 22.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna dayanarak karar verdiğini, ancak bu işbu heyet raporunun hukuka, usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, bilirkişilerin hukukçu olmadıkları halde yanlış hukuki niteledirme ve değerlendirmelerde bulunduklarını, .raporun “Değerlendirme” başlıklı 3. maddesinde bilirkişilerin “Yapılan sözleşmede proje ve iş takip süresinin 12 hafta (3 ay) olduğu beyan ve imza edilmiştir…” diyerek ortada bir yazılı sözleşme varmış gibi nitelendirmede bulunduklarını, yine aynı maddede önceki bilirkişilerin sözleşmeyi göz ardı ettiğini ifade ettiklerini, ortada yapılmış yazılı bir sözleşme olmadığını, müvekkili … A.Ş ile davacı arasında hiçbir sözlü veya yazılı hiçbir anlaşma bulunmadığını, davacı tarafından dava dışı … A.Ş’ye iki adet teklif metni sunulduğunu, … A.Ş .’nin de prensip olarak ikinci teklifin uygulanmasını istediğini, dava dışı … A.Ş ve davacı, davacının sunduğu ikinci teklif üzerinde sözlü olarak mutabakata varmışlarsa da davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, bu sebepten de işbu ikinci teklifte yer alan projenin uygulanmadığını ve … A.Ş.’nin başka bir proje uygulamak durumunda kaldığını, bu noktada önceki heyet raporunda (Prof.Dr …-…- … heyeti) bu durumla ilgili haklılıklarının ortaya konulduğunu, önceki raporda bilirkişi heyetinin açıkça; “…Davacı söz konusu sözleşmenin dava dosyasına sunmuş olduğu ikinci teklifin davalı tarafından kabul edilmesi neticesinde kurulduğunu iddia etmektedir. Davacı ikinci teklifin konusunu oluşturan hizmetleri verdiğini ispat edememiştir. Bu durum karşısında davalının iddia ettiği gibi eksik hizmet verildiği kabul edilmelidir. Nitekim raporumuzun teknik kısmındaki tespitlerden de davacının eksik hizmet vermiş olduğu anlaşılmaktadır…” denildiğini, önceki rapor keşfe dayanmakta iken hükme esas alınan son raporun keşif yapılmadan varsayımla hazırlandığını, raporlar arasında çelişki ve faklılık bulunduğunu, mahkemenin raporlar arasındaki çelişkiyi gidermediğini, hatalı yorum ve takdir hakkı kullanımı ile haksız şekilde davayı kabul ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davalı, verdiği cevap dilekçesinde ve ön inceleme tutanağında, taraflar arasında sözlü sözleşme olduğunu, davacının teklif ettiği 2. projenin kabul edildiğini, davacının sözleşme ile kararlaştırılan işi tamamlamadığını, eksik bıraktığını, davacıya 6.000 TL ödendiğini kabul ettiğinden, davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında teklif usulu kurulmuş eser sözleşmesi olduğu sabit olup, İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/103 D.iş dosyasında 19/07/2013 tarihinde ve mahkemece 14/06/2016 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında yapılan tüm imalatlar belirlenmiş olup, davalının yaptığı ödeme mahsup edilerek davacı alacağı belirlenmiştir. Davalı tarafça işin eksik bırakıldığı ve kendileri tarafından tamamlandığı iddia edilmiş ise de kural olarak işin yüklenici tarafından tamamlanıp teslim edildiği karinesi gereğince aksi yöndeki savunmanın yasal delillerle ispatlanamaması karşısında mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2019 tarih ve 2014/1191 Esas, 2019/785 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.895,60 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 473,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.421,70 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.