Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1655 E. 2022/1138 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1655
KARAR NO: 2022/1138
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2015/688 Esas, 2018/1234 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle davalıya verilmiş bulunan teminat senetlerinin sözleşmeye aykırı olarak paraya çevrilmesi nedeniyle bedelinin iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında … ve … atıksu arıtma tesisi inşaatları kapsamında atıksu artıma tesisi inşaatının elektromekanik, saha borulama ve tesisin işletme ve bakımı işlerinin davacı müvekkili tarafından yapımı konusunda 23/07/2013 ve 25/06/2013 tarihli sözleşmeler imzalandığını, sözleşmelere göre iş sahibinin İller Bankası İzmir Bölge Müdürlüğü, yüklenicisi … Tic. Ltd. Şti , alt taşeronun davalı şirket olduğu, müvekkilinin ise bu alt taşeron ile …’te yapılacak tesisin inşaatı kapsamında elektromekanik saha borulama ve tesisin işletme ve bakım işi için 1.000.000,00 TL bedelli, 23/07/2013 tarihli anlaşma ile …’da yapılacak tesisin inşaatı kapsamında1.192.000,00 TL bedelli, 27/06/2013 tarihli anlaşmalar yapıldığını, sözleşmeler kapsamında davalıya müvekkili şirket tarafından … inşaat işleri için 60.000,00 TL, … inşaat işleri için 50.000,00TL bedelli olmak üzere 2 adet teminat mektubu verildiğini, anılan sözleşme kapsamında müvekkilinin gösterilen işleri yapmasının ancak yüklenici ve alt taşeron tarafından ikmal edilmesi gereken işlerden sonra mümkün olduğunu, bu hususta müvekkiline iş programı verildiğini, işin gidişatına göre imalatın mümkün olmadığını ve müvekkili şirketten kaynaklanmayan sebeplerle ve sözleşme kapsamına giren ve müvekkili şirketin iş yapmasına mani olan işlerin yapılmaması nedeniyle işlerin gecikmeye girdiğini, davalı tarafından yapılması gereken işlerin süresinde yapılıp müvekkilinin 30/10/2013 tarihinde bitirilemediğini, ancak davalı tarafın kendi kusuru olmasına rağmen sözleşme kapsamında verilen teminatları paraya çevirdiğini ve müvekkili ile olan sözleşmeyi feshettiğini, bunun üzerine davacının sözleşme kapsamına göre yapılması gereken ve sözleşmenin yerine getirilmeme sebeplerini içeren tespit talebinde bulunduğunu ve yapılan tespitlerde de gecikmenin müvekkili şirketten değil davalı yandan kaynaklandığının belirlendiğini, bu konuda müvekkili tarafından davalı tarafa ihtarname keşide edildiğini, ve akabinde de davalı aleyhinde de İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası takip yapıldığını, bu takipte teminat mektubu bedellerinin iadesinin talep edildiğini, ancak davalı yanca takibe haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanan icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yanlar arasında 2 adet taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, iş başladıktan kısa bir süre sonra davacının işi yavaştan aldığını gören ana yüklenici firmaların alt yüklenici olan müvekkili firmaya yazılı uyarı gönderilerek davacı tarafın işi yapmaması nedeniyle doğacak zararların müvekkilinden talep olunacağının bildirildiğini, davacı taraf ile yapılan görüşmelere rağmen davacı tarafın müvekkilinin uyarılarını dikkate almadığını, davacı tarafın gerekçe olarak … Ekipmanları firması ile sözleşme yaptığını ancak ilgili firmanın mekanik işlerle ilgili taahhüdünü bıraktığını, bu nedenle sıkıntıya girdiğini beyan ettiğini, davacı tarafa birçok ihtarname çekilerek uyarıda bulunmalarına rağmen taraflar arasında akdedilen meri sözleşmeye aykırı davrandığını, taahhüt ettiği sürelerde taahhüt ettiği işleri bitiremediğini, davacının şantiyede yeterli miktarda işçi ve ekipman bulundurmadığını, bunun üzerine davacı yana son kez gönderilen ihtarnamelerle belirtilen sürelerde sözleşme konusu işlerin yapılmaması halinde alınan teminatlarının irad kaydedileceğinin ve sözleşme konusu işlerin nam ve hesaplarına başka bir taşerona yaptırılacağının ihtaren bildirildiğini, davacı tarafın bu ihtara rağmen şantiyede çalışmamaya devam ettiğini ve ihtarlarına karşı ihtarname ile cevap verdiğini, bunun üzerine ilgili ihtara karşı ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğini ve sözleşme konusu işlerin 2 ayrı taşerona yaptırıldığını, sözleşmenin 13. maddesi gereğince iş programının belli olduğunu, sözleşmenin feshi tarihine kadar davacı tarafın yaptığı hakkedişin belli olduğunu, hakkediş bedelinin davacıya ödendiğini, davacı tarafın hem yer teslimi yapılmadığı için geciktiğini, çalışamadığını belirttiğini hem de 679.550,76TL ve 15.009,60 Euro’luk gibi büyük bir ölçekli imalat vb. yaptığını iddia ettiğini, bu iddiaların da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca taraflarına kasıtlı olarak tebliğ edilmeyen tespit raporlarına itiraz ettiklerini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın taraflar arasındaki 23/07/2013-25/06/2013 tarihli sözleşmeler gereğince davacının alt taşeron ile yapmış olduğu anlaşma dahilinde elektromekanik saha borulama işini üstlendiği, sözleşmenin 5. maddesi gereğince davacı tarafından üstlenilen işin 30/10/2013 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 13 ve 15.3 ve 24. maddelerinde işin yapılması şekli ile sözleşmenin feshinin düzenlendiği, davacı tarafından işe başlanılmasından kısa süre sonra ana yüklenici firmalar tarafından alt yüklenici olan davalıya 07/07/2013, 11/10/2013, 09/11/2013, 25/11/2013 ve 10/120/2013 tarihlerinde uyarı yazıları gönderildiği, İdare tarafından ana yüklenici firmaya keseceği her cezanın davalıya rücü edileceği, idarenin kendi teknik elemanları tarafından davacının işi yapmadığının davalı şirkete bildirildiği, sözleşmenin 13. maddesinde sözleşmenin imzalanmasını müteakip davacının 5 gün içinde iş programına uygun ara terminleri hazırlamak zorunda olduğu, ancak davacı tarafından yerine getirilmediği, davacının kendisi tarafından sunulan maillerin incelenmesinden davacının sözleşme konusu işler için anlaştığı firma ile sıkıntıların olduğu sözleşmede ilerleme kaydedemediği, Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/30 D.İş ve Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/65 D.İş dosyaları ile yapılan tespitlerde davacının işleri yapmasına engel bir durumun bulunmadığı, davacı tarafından yapmış olduğu işler için düzenlenen hakedişler için İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/679 Esas sayılı dosyası ile derdest bir dava bulunduğu ancak bu davanın yapılan işler karşılığı hakedişlere yönelik olduğu, davacının sözleşme gereğince belirlenen sürede işi yapmaması nedeni ile sözleşmenin 18.maddesi gereğince davalının tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etmesi ve teminat mektuplarının paraya çevrilmesinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dosyaya sundukları Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/30 D.İş. ve Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/65 D.İş. dosyaları ile yapılan tespitlerde davalı tarafından yapılacak işlerin tamamlanmadığı ve bu nedenle davacının kendi edimini yerine getirmesinin fiilen mümkün olmadığının tespit edilmiş olmasına rağmen, mahkemece davacının işleri yapmasına engel bir durumun bulunmadığı yönünde gerekçe oluşturulduğunu, mahkemece yapılan bu değerlendirilmelerin yapılan tespitlere apaçık aykırı olduğunu, ayrıca aynı şirket aleyhine açılan İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015 / 679 Esas sayılı dosyadan alınan ve bu dosyayada sundukları 06/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda da davacının yapacağı işleri yapabilmesi için öncelikle davalının iş yapılacak mahalleri teslim etmesi koşulu olduğunun, imlattaki değişiklikler nedeniyle bina olmadan elektrik ve diğer işlerin yapılmasının mümkün olmadığının, gerekli malzemelerin inşaat alanında hazır olmasına karşın kaba inşaatların dahi bitirilmediğinin belirlendiğini, bu hususun dosyaya gelen Yatağan ve Bodrum Asliye Hukuk Mahkemelerinin tespit dosyaları ile sabit bulunduğunu, bu nedenle ilgili dosyasın sonuçlanmasının bu dosya için bekletici mesele yapılması gerektiğini, diğer bir konunun ise sözleşmenin 24. Maddesinde; teminat mektuplarının paraya çevrilmesi için öncelikle icra takibi yapılması gerektiğini, mahkemece bu koşulun dahi değerlendirilmediğini, ortada davalı tarafından açılmış bir icra takibi olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı alt taşerondur. Dava dışı … Şirketi ile davalı … Şirketi arasında … ve … Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatları kapsamında atık su arıtma tesisi inşaatlarının elektromekanik, saha borulama ve tesisin işletme ve bakımı işleri için 23/07/2013 ve 25/06/2013 tarihli 2 adet sözleşme imzalanmıştır. Akdedilen sözleşmelere göre iş sahibi; İller Bankası İzmir Bölge Müdürlüğü, yüklenicisi … İnşaat Şirketi, alt taşeron davalı şirket olup, davacı … şirketi ile davalı alt taşeron arasında imzalanan sözleşmelerden; … atık su arıtma tesisinin bakımı işine ait sözleşme bedeli 1.000.000.00TL , … atık su arıtma tesisinin bakım işine ait sözleşme bedeli ise 1.192.000,00 TL’dir. Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında 2 adet teminat mektubu alacağına istinaden 110.000,00 TL ve 6.545,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 116.545,75 TL alacağın tahsili için 22/072014 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı yanca davalı hakkında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2015/679 Esas sayılı dosyasından yanlar arasında imzalanan sözleşmelerin davalı yanca haksız feshedildiği iddiasıyla mahrum kalınan kar bedelinin tahsili talep edilmiş olup, dosyaya mali müşavir …, inşaat mühendisi … ile hukukçu … tarafından hazırlanıp sunulan 06/01/2017 tarihli bilirkişi kurul raporunda, İller Bankası ile ana yüklenici arasında yapılan resmi hakedişlerden hareketle yapılan alacak hesaplamasında; mahkemece akdedilen sözleşmelerin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği kanaatinde olunursa; Yatağan Atıksu Arıtma Tesisi işinden sözleşmeye göre alacak tutarı olan 473.800,00 TL çıktıktan sonra kalan toplamın %25’i dikkate alındığında davacı yanın davalıdan 179.550,00 TL kar mahrumiyeti alacağı olabileceği, … Atıksu Arıtma Tesisi işinden sözleşmeye göre alacak tutarı olan 177.000,00 TL çıktıktan sonra kalan toplamın %25’i dikkate alındığında davacı yanın davalıdan 205.750,00 TL kâr mahrumiyeti alacağı olabileceği belirtilmiştir. Eldeki davaya sunulan inşaat mühendisi …, mali müşavir … ve hukukçu Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 12/02/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davalı tarafından davacının değişik tarihlerinde uyarıldığı ve bu uyarılarda davacının defalarca işleri gerektiği gibi yapmadığının, sözleşmeye uygun olmayan işlerin sorumluluğunun davacıda olduğunun ve gerekenlerin sözleşme gereği yapılacağının bildirildiği, davacı tarafa gönderilen ihtarnamelere rağmen davacı tarafın sözleşme konusu işleri yapmaması karşısında sözleşmenin davalı tarafa verilen yetkiye dayanılarak feshedilmesinde herhangi bir haksızlık ve kötü niyetin bulunmadığı, davacı tarafın sözleşme konusu işleri devir etmesinin sözleşmenin 18.maddesi gereği ayrıca tek taraflı fesih nedeni olabileceği, yanlar arasında imzalanan sözleşme feshedildikten sonra mekanik işlerin yeni taşeron … ve … Şirketleri’ne 21/01/2014 tarihinde taşere edildiği, yeni mekanik taşeronu ile 22/01/2014 tarihinde sözleşme yapılmış olmasına rağmen … ve … şantiyeleri için 07/03/2014 tarihinde hakkediş düzenlendiği, sözleşme tarihi ve hakkediş tarihi arasında geçen sürenin kabul edilebilir bir süre olduğu, davacı tarafın, davalı tarafından yer teslimi yapılmaması sebebiyle yerine getiremediğini iddia ettiği işlerin başka bir taşeron tarafından yapılmasının bu tespiti doğrular nitelikte olduğu, akdedilen sözleşmenin davacı tarafından gereğince yerine getirilmediği, dosya üzerinden yapılan incelemede davalı tarafın davacı tarafı çeşitli iletişim yolları kullanarak uyardığı, işin aksamasından kaynaklanan memnuniyetsizliğin dile getirildiği, davacı tarafın işlerin yapıldığı süreç içinde, davalı tarafından yapılması gereken işlerin yapılmaması nedeniyle işlerin aksatıldığını destekleyecek herhangi bir uyarı ve ihtarda bulunmadığı, buna ilişkin dosyada aksini ispata yarayacak bir ispat vasıtasının da mevcut olmadığı, davacı tarafından eksik imalat nedeniyle yapılamadığı iddia edilen işlerin fesih sonrasında başkaca firmalar tarafından tamamlanmış olduğu, davalının imalatları eksik bırakmadığı bu itibarla davalı yanın teminat mektubunu paraya çevirmesinde hukuka aykırı bir yönün olmadığı, dolayısıyla derdest takibin haklı bir sebebe dayanmadığı belirtilmiş, mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ” Gecikme Cezası ve Cezai Müeyyideler” başlıklı 15.maddesinin 3. Fıkrasında; taşeronun bu sözleşmeyle yapımını yükümlendiği işlerin hiç birini yapmadan veya belirli bir kısmını yapıp işi bırakıp itmesi veya bu sözleşmenin 24.maddesinde belirtilen fesih sebeplerinden herhangi birine sebep olması ve yüklenici tarafından fesih sebeplerine dayanılarak sözleşmenin tek taraflı fasih edilmesi halinde, taşeronun da bu sözleşmeyle verdiği kesin teminatın nakde çevrilerek sözleşmenin 4.2. Maddesine göre verilen kesin teminat mektubunun ise icra takibi yoluyla taşerondan tahsil edileceği, taşeron tarafından yapılmayan veya eksik, kusurlu işlerin taşeron nam e hesabına tamamlattırılacağı ve ayrıca bu sözleşme bedelinin %30’u kadar da cezai şartın taşerondan tahsil edileceği, yine yüklenicinin doğmuş e doğacak tüm zararların da taşeronca karşılanacağı kabul ve taahhüt edilmiştir. Anılan maddenin atfı sonucu 4.2. maddesinin incelenmesinde; taşeronun sözleşmenin imzalanmasından sonra 3 gün içinde sözleşme bedelinin %5’i tutarında kat’i teminat mektubunu yükleniciye vereceği, kat7i teminatların sözleşmenin 31.maddesi uyarınca garanti süresi boyunca yüklenici tarafından tutulacağının düzenlendiği görülmektedir. Yine aynı sözleşmenin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 24/2. maddesinde; davacı taşeron’ un kafi miktarda kaliteli işçi, malzeme ve teçhizat temin edememesi ve işi yürütememesi, haklı bir sebep bulunmaksızın işe başlamaması veya durdurması, yüklenicinin yazılı ikazlarına rağmen işleri sözleşme şartlarına uygun olarak yürütmemesi veya sözleşme uyarınca üstlendiği yükümlülükleri ihmalde ısrar etmesi ile yüklenicinin taşeronun yetersizliğini veya başarısızlığını tespit etmesi veya taşeronun işleri zamanında yetiştiremeyeceği kanaatine varması hallerinin sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı fesih nedeni olduğu düzenlendiği, akabinde sözleşmeyi fesih eden davalının sözleşme gereği davacının teminat mektubunu nakde çevirebileceği kararlaştırılmıştır. Görüldüğü üzere anılan maddelerde kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesi şartları düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu maddeler gereğince işin davacı taşeron tarafından eksik bırakılması ve sözleşme şartlarına riayet edilmemesi halinde sözleşmenin davalı yüklenici yanca feshedilebileceği akabinde de davacı taşeron tarafından verilen kesin teminat mektubunun nakte çevrilebileceği hüküm altına alınmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir ( bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı). Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Somut olayda, davalı yan, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı taşeronun üstlendiği edimini eksik yerine getirdiğini, eksik bırakılan işlerin dava dışı taşeronlara yaptırıldığını ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davalı taraftadır. Bu kapsamda, davalının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay (Kapatılan) 15. Ve (Kapatılan) 23. Hukuk Daireleri ile 6. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereğince sözleşme ilişkisi gereği yapılan işin kural olarak yüklenici tarafından yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Yapılan bu açıklamalar ve yukarıda açıklanan sözleşme maddeleri ışığında somut olayda; mahkemece gerektiğinde mahallinde keşif te yapılarak hükme esas alınan raporu hazırlayan bilirkişi kurulundan sözleşmenin davalı yüklenici yanca feshi anındaki eksik ve ayıplı işlerin neler olduğunun tespiti konusunda ek rapor aldırılması, belirlenen eksik işlerin ne kadarının dava dışı taşeronlarca yapıldığı konusunda davalının ispat vasıtalarının değerlendirilmesi, bu konuda davalı yanca ibraz edilen faturaların ispat için yeterli olmadığının gözetilmesi, davalı yüklenici tarafından dava dışı taşeronlara yaptırıldığı ispat edilen işlere ilişkin davalı yanca yapılan ödemelerin yapılmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi, akabinde sözleşmenin 4.2., 15/3. ve 24/2. Maddeleri uyarınca kesin teminat mektubunun davalı yüklenici yanca nakte çevrilmesinin haklı olup olmadığı konusunda esas hakkında karar verilmesi gerekirken, bu hususlara değinilmeksizin ve ispat vasıtaları üzerinde durulmaksızın hükme esas alınan bilirkişi kurul raporundaki davacı tarafından eksik bırakıldığı iddia olunan işlerin fesih sonrasında dava dışı taşeronlara tamamlatıldığı şeklindeki belirleme gereğince eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih, 2015/688 Esas, 2018/1234 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.