Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1586 E. 2022/1083 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1586
KARAR NO: 2022/1083
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2019
NUMARASI: 2018/179 Esas, 2019/19 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedel alacağı için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; müvekkilinin davalının ana hizmet binasında yapılacak bazı tadilatlar için teklif verdiğini ve davalı kurum tarafından teklif kabul edilerek taraflar arasında sözleşme imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşme ile davalının ana hizmet binası bodrum katında yer alan banyo ve tuvaletlerin tadilatlarını ekli şartnameye uygun olarak yapmayı üstlendiğini, malzemelerin niteliği açısından tek şartın TSE damgalı ürünler olması gerektiğini, müvekkili tarafından taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davalıya 09/12/2016 tarihinde tebliğ edilen ve itiraz edilmediği için kesinleşen fatura karşılığı davalının 7.450,52 TL eksik ödeme yaptığını, aradan geçen uzun sürede bakiye alacağı ödememesi sebebiyle taraflarınca davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafça İcra Müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde faturanın ifa edilmeyen kısmının gecikme cezası olarak gerekçelendirildiğini, davalının bu itirazının haksız olduğunu, gecikmenin müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden değil davacının kendisine gerekli uygun çalışma ortamını sunamamasından, çoğu zaman güvenlik gerekçesiyle müvekkilinin ve ekibinin çalışmasına izin verilmemesinden, sözleşmede yazılı olmayan işlerin ve malzemelerin ücretsiz olarak talep edilmesinden ve malzeme seçiminde davalının kararsız kalarak işi sürüncemede bırakmasından kaynaklandığını, bu nedenlerle müvekkilinin birçok defa sözlü ve yazılı taleplerle mağduriyetini davalıya ilettiğini, sözleşmede iş bedelinin 45.000 TL + %18 KDV toplam 53.100 TL olarak belirlendiğini, tevkifat sonrası 49.050,00 TL olduğunu, faturanın kesinleşmesi süresince davalının sessiz kaldığını ancak kesinleşen 49.000,00 TL tutarın sadece 42.186,54 TL’sini ve sözleşmenin damga vergisinin ödemesini yaptığını beyanla icra takibine itirazların iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ; davacı ile aralarında 29/09/2015 tarihinde düzenlenen sözleşme uyarınca 45.000,00 TL bedel karşılığında Genel Müdürlük Ana Hizmet Binası tuvalet ve banyolarının onarım işinin davacı tarafından yapıldığını, davacı tarafından düzenlenen faturadan 7.200,00 TL gecikme cezasının indirildiğini, diğer kesintiler de yapılarak davacıya 42.186,53 TL ödendiğini, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında davacının yüklenici olduğu ve …’nün Genel Müdürlük Binası bodrum katında bulunan erkekler tuvaleti, banyo ve lavaboların düzenlenmesi, onarımı, zemin ve duvarlarının seramik ile kaplanması işi ile ilgili olarak 29/09/2015 tarihli sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin 4.1. maddesinde işin bedelinin KDV hariç 45.000,00 TL; 7.1. maddesinde işin süresinin 35 takvim günü, 8.2.maddesinde işe başlama tarihinin sözleşmenin imzalanma tarihi olarak belirlendiği, 10.1.1. maddesinde yüklenicinin işi süresinde bitirmemesi durumunda, gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin %1’i oranında ceza tahakkuk ettirilerek davacıya yapılacak ödemeden mahsup edileceğinin kabul edildiği, davacı tarafından işin bitirilmesini müteakiben 51.840,00 TL tutarlı fatura düzenlenerek davalıya gönderildiği, davalının bu bedel üzerinden 7.200,00 TL ceza kesintisi yaptığı, davacı tarafından bu ceza bedelinin ödenmesi talebiyle icra takibinin başlatıldığı, işin yapımı sırasında davacı tanıklarının benzer şekilde beyan ettikleri üzere davalı tarafının yetkililerinin fayans markasında değişiklik talep etmeleri, binanın kapalı olması nedeniyle çalışma yapılamaması, yine çeşitli değişiklikler nedeniyle gecikmeler yaşandığı, işin sözleşmeye göre teslim tarihinin 03/11/2015 olduğu, davacının talebi üzerine tarafına 11/11/2015 tarihine kadar ek süre verildiği, işin davalı tarafından 02/12/2015 tarihinde teslim edildiği, davalının kendisinden kaynaklı 4 günlük gecikmeyi de indirerek 16 günlük gecikme için günlüğü 450,00 TL’den toplam 7.200,00 TL ceza kesintisi uygulandığı, buna göre davalı tarafından davacıya işin bitirilme süresinin uzaması nedeniyle 11 günlük ek süre tanındığı ve verilen süreye rağmen işin tamamlanmadığı ve davacı tarafından davalıya hitaben yazılan dilekçede 11 günlük bir gecikme yaşandığının belirtildiği, bunun dışında yaşanan gecikmeler için yazılı bir başvuru yapıldığına dair delil sunulmadığı ve işin teslimi sırasında gecikme hususunun gerekçesi hakkında şerh düşülmediği davalının fatura bedelinden indirdiği gecikme bedelinin sözleşmeye uygun olarak hesaplandığı ve uygulandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; davalıya yapılan işle ilgili fatura kestiklerini ve tebliğ ettiklerini,süresinde itiraz etmediklerini,fatura bedelini 7,045.52 TL eksik ödediklerini, gecikme cezasının davalının tutum ve davranışlarından ileri geldiğini,dinlenen tanık beyanlarının da bunu ispatladığını, ayrıca faturaya itiraz edilmediğini, davalının öncelikle işin yapılacağı yeri yükleniciye tam ve gereği gibi tahsis edemediğini, davalıya yazılı ve sözlü bildirimde bulunduklarını, davalının ek süre tanıdığını fakat bu ek sürenin de yetersiz kaldığını, davalının davranışlarının işin 1 aydan fazla süre gecikmesine sebep verdiğini, ama davacının 1 aydan daha kısa sürede işi bitirdiğini, mahkemenin tanık anlatımlarını dikkate almadığını, mahkemenin faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleşmesini dikkate almadan karar verdiğini, bu sebeple kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı vekili eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedel alacağı için takip başlattığı itirazın iptalini talep etmiş , davalı vekili işin geciktiğini ve fatura bedelinden 7.200 TL gecikme cezası indirildiğini kesintilerle birlikte davacıya 42.186,53 TL ödendiğini bakiye alacağının kalmadığını iddia ederek davanın reddinin talep etmiş, mahkemece verilen ek süreye rağmen davacı tarafından işin zamanında tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı bakiye bedel için takip yapmış, davalı idare yükleniciden kaynaklanan sebeplerle işin süresinde teslim edilmediğinden bahisle ödemezlik defi ileri sürmüş, kendisinden kaynaklanan gecikme süresini 7 gün kabul ederek davacının alacağından mahsup etmiştir. Buna göre taraflar arasındaki ihtilaf işin süresinde teslim edilmemesinde hangi tarafın sorumlu olduğu noktasındadır. Kalan gecikme süresiyle ilgili davacı tanık anlatımlarına göre gecikmenin davalı idareden kaynaklandığı anlaşılmış olup idare bunun aksini iddia ve ispat edememiştir. Taraflar arasında talep edilen tutara ilişkin ihtilaf bulunmadığı anlaşılmış olmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemenin yanlış değerlendirme yaparak davanın reddine karar vermesi hatalı olmuştur. Davalının takibe itirazının haksız olduğu, takip konusu tutarında ihtilafsız olduğu ve bu nedenle likit alacak yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış olup davacı vekilinin bu yöndeki talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2019 tarih ve 2018/179 Esas, 2019/19 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KABULÜ ile, 4- İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, 5- Takibe konu alacağın ( 6,864,07 TL ) %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 508,94 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 127,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 381,70 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2- Davacı tarafından yapılan 127,24 TL peşin harç, 29,20 başvurma harcı, 85,70 TL ilk istinaf başvurma harcı, 349,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 591,84‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 31/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.