Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1584 E. 2021/2498 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1584
KARAR NO: 2021/2498
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2014/2402 Esas, 2019/605 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirkete ait Erenköy/ İstanbul’da bulunan … Bankası şantiyesinde doğalgaz proje tesisat ve taahhüt işlerini üstlendiğini, bu işler ile ilgili olarak bir kısım ödemeler yapıldığını, icra takibine konu 17/12/2013 tarihli 5 adet toplam 19.604,81-TL tutarında fatura bedelinin ödenmediğini, bu nedenle davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının hiçbir sebep gösterilmeksizin yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini bu nedenle icra takibinin durduğunu, davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu, HMK 10. madde hükmüne göre sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğunu, taraflar arasında sözleşme olmadığını ileri sürmüşse de bu iddianın haksız ve kötü niyetli olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Bankası A.Ş.’nin Erenköy/İstanbul Genel Müdürlük Ek Hizmet Binası ve Misafirhane Binası yapım işini aldığını, … Bankası ile olan sözleşmenin 29/07/2010 tarihinde imzalandığını, 11/08/2010 tarihinde işe başlanıp 28/09/2012 tarihinde işin bitirildiğini, yapılan işin “Mekanik Tesisat” bölümünü, …- …’ın üstlendiğini, işin yapımı süresince … – …’ın, iş ile ilgili yapmış olduğu malzeme ve işçilik bedellerinin bu frmaya tam olarak ödendiğini, işin yapımı sırasında … – …’ın, bir kısım işçilik hizmetini davacı şirketten aldığını beyan etmesi ve bu işçilik ücretinin kendisi yerine davacı şirkete ödenmesi talebi üzerine 8.000,00-TL’lik işçilik bedelinin …- …’ın borcundan düşülmek üzere davacı şirketin hesabına yatırldığını, müvekkilinin, açıklandığı üzere 28/09/2012 tarihinde işi bitirip, sözleşme yapmış olduğu gerek … Bankasıyla ve gerekse … – … ile olan işlemlerini tamamladığı ve sözleşme konusu binanın kabulünün 28/09/2012 tarihinde yapılarak … Bankası A.Ş’ye teslim edildiğini, işin bitirilip tesliminden 2 seneden fazla bir süre geçtikten sonra davacının, işbu davayı açtığını, davacının haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını, davacı firmanın müvekkili şirketle dolaylı irtibatının olduğunu, müvekkili şirketin ne olduğu, nereden kaynaklandığı, muhatabının ilişkisinin anlaşılamadığı faturalara yasal süresi içerisinde, Ankara … Noterliğinin 30/12/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini, faturaları muhatabına iade ettiğini, davacının, müvekkili şirketten hiçbir sözleşme ve hukuki dayanağı olmadan, tutarlarını, adedini, kafasına göre doldurduğu bir kısım malzeme ve işçilik ücretleri talep ettiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında dava konusu edilen faturalara konu işe ilişkin sözleşme ilişkisi kurulup kurulmadığı, bu çerçevede yapılan işin davacı şirketçe yapılıp yapılmadığı, yapılan işe karşılık icra takibine konu fatura bedellerinin ödenip ödenmediği ve itirazın iptali ile tazminat hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; taraflar arasında yazılı olmayan eser sözleşmesi kurulduğu, eser sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için TBK m. 12 ve 470 vd. hükümlerince yazılı şekilde yapılmasının şekil şartı olmadığı, sözlü olarak kurulabileceği, tarafların incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfını haiz olduğu, davacının incelenen ticari defterleri uyarınca takip tarihi itibari ile davalıdan 19,604,81 TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre ise yine takip tarihi itibari ile davacıdan 8.123,16 TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterindeki kayıtlar uyarınca taraflar arasında 2013 yılında ticari ilişkinin kurulduğu, dosyaya sunulan 23.10.2012 tarihli İGDAŞ Doğalgaz Kullanım Sözleşmesi ve Uygunluk belgesinin “abone” kısmında … Bankası’nın adı, “sertifika sahibi firma” kısmında da ise davacı adının yer aldığı ve davacının banka hesabına davalı şirket tarafından EFT ile gönderilen paraya ilişkin dekont açıklamasında da davacının iddiasıyla uyuşan şekilde “… Bank. Erenköy şant. mekanik ve sıhh. tes. işleri cari hesabına” şeklindeki ibareye yer verilmesi hususları TBK m. 19/I hükmü gereğince yorumlandığında eser sözleşmesi uyarınca davacının (yüklenici) TBK m. 470 hükmünce davalının (işsahibi) işini gördüğü ve eseri meydana getirdiği ve alınan bilirkişi raporunda yapılan işe ilişkin olarak düzenlenen faturalarda yazılı bedelin kadri maruf olduğu bu halde davacının iddiasını ispat ettiği gerekçesi ile 1-Davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,, karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkili şirketin yapımını üstlendiği, Erenköy/İstanbulda bulunan “… bankası ek bina inşaatı”nın doğalgaz işlerine ait … Müh. tarafından kesilen bir takım faturalar bulunduğunu, ancak işbu faturaların hiçbir şekil ve şartta gerçeği yansıtmadığını, iddia edilen doğalgaz işleri ile ilgili olmayan, tamamen farklı türde malzemeleri içeren, ayrıca müvekkili firma tarafından hiçbir yer ve zamanda alınmamış malzemeler için fatura düzenlenip bedelinin tahsilinin talep edilmesinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin, “… bankası ek bina inşaatı”nın doğalgaz işlerini de kapsayan işleri, sözleşmeli taşeronu olan … şirketine yaptırdığını ve iş ile ilgili tüm ödemeleri de bu firmaya yaptığını, davacının ise müvekkilinin işlerini yapan bu şirketin taşeronu olduğunu, bunun dışında müvekkili ile davacı arasında başka hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, … firmasının talebi ve işlerin aksamaması adına 8.000 TL tutarın, … firmasına … cari hesabından düşülmesi koşulu ile yapıldığını, bu ödemenin yine … Mühendisliğin cari hesabından düşüldüğünü, davacının, … firmasının alt taşeronu olup, … tarafından kendisine verilen işleri yaptığını, müvekkili ile hiçbir ticari ve hukuki bağı olmadığını, davacı ile … arasındaki anlaşmazlıklardan dolayı davacının haksız ve sebepsiz yere … firmasından alması gereken ödemeleri, müvekkili firmadan işin yapımının bitimi ve tesliminden çok sonra kestiği faturalar ile tahsil yolunu denediğini, fatura içeriğinde de görüleceği gibi tek taraflı kesilen ve tek taraflı imza bulunan gerçeği hiçbir şekilde yansıtmayan faturada müvekkili adına herhangi bir çalışanın imzası veya parafı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Dava eser sözleşmesininden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alt yüklenici, davalı ise asıl yüklenicidir. Kanunda eser sözleşmesinin kurulması için yazılı şekil şartı öngörülmediğinden taraflar arasında sözlü olarak da sözleşme kurulabilecektir. Somut olayda, davalının bir kısım ödemeleri davaya konu işe münhasır olarak davacıya yapması, İGDAŞ’tan gelen yazıda işi yapan olarak davacının gösterilmesi karşısında taraflar arasında sözlü sözleşme yapıldığı, davalının aksini ispat edemediği, davalının işin bir kısmına ilişkin ödeme yaptığı, bakiyeye ilişkin ödemeleri yaptığını ispatlayamadığı anlaşılmakla ve bilirkişi raporu ile de fatura içeriğinin yapılan işlere uygun ve miktarının kadri maruf olduğu belirlendiğinden mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih ve 2014/2402 Esas, 2019/605 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.339,20 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 334,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.004,40 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.